105'inci yılında milli egemenlik
105'inci yılını kutladığımız 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı sevgi ve saygı ile kutluyor, bizlere bu günleri armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve şehitlerimizi şükran ve rahmetle anıyorum.
Hâkimiyet yani Egemenlik sözlük anlamı ile “bir toprak parçası ya da mekân üzerindeki kural koyma gücü ve hukuk yaratma kudretidir” Milli Egemenlik ise “Egemenliğin, yani devleti kuran, yöneten en üst gücün, kişilere veya belli zümrelere değil, doğrudan doğruya millete ait olmasıdır.” “Halkın kendi kendini yönetmesi, kendisini ilgilendiren kararları doğrudan ya da temsilcileri aracılığıyla kendisinin alması demektir.”
23 Nisan 1920, Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı ve Türk halkının egemenliğini ilân ettiği tarihten, 23 Nisan 2025’e 105nci yılında Milli Egemenlik kavramı ve bu kavramın geçirdiği sürecin temeli 19 Mayıs 1919’da Atatürk’ün Samsun’a çıkması ile atılmış ve bu süreç 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı olarak taçlandırılmıştır.
1921 tarihinde çıkarılan kanunla 23 Nisan ‘Milli Bayram’ olarak kabul edilmiş, 1 Kasım 1922 de saltanatın kaldırılmasıyla 1 Kasım ‘Hâkimiyet-i Milliye Bayramı’ olarak kutlanmaya başlamıştır. Ancak 23 Nisan Milli Bayramının öne çıkması ile 1 Kasım tarihi bayram olarak kutlanmaktan çıkmıştır.
1927 yılında ise Himaye-i Etfal Cemiyetinin (Çocuk Esirgeme Kurumu) 23 Nisan’ı ‘Çocuk Bayramı’ ilan etmesiyle 23 Nisan bu üç kavramın birleştiği bir bayram olarak kutlanmaya başlamıştır. Ancak kanunen 1935 yılında 1 Kasım kaldırılarak 23 Nisan ‘Milli Bayram’ yerine ‘Milli Hâkimiyet Bayramı’ olarak isimlendirilmiş ancak Çocuk Bayramı olarak da kutlanmıştır. 1981 de çıkarılan yasa ile adı “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” olarak değiştirilerek yasal statüsüne kavuşturulmuştur.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk bağımsız bir cumhuriyetin, yeni bir Türk Devletinin kuruluşuna giden yolda ilk hedefin Milli Egemenlik ilkesi olacağını 22 Haziran 1919’da yayınladığı ve milli egemenliğe gidiş planı sayılabilecek Amasya Genelgesi’nde; “Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” ifadesine yer vererek daha en başta milleti olan güvenini ortaya koyarken aynı zamanda bütün mücadelede millet iradesini hakim kılmak için yapılacağını ve milletin kaderini bizzat milletin kendisinin belirleyeceğini vurgulamıştır. Genelge bölgesel değil bütün ülkeyi içine alacak bir kurtuluşu öngörmekte ve bu amaçla bir kongrenin toplanması gereğini belirtmektedir.
23 Temmuz-7 Ağustos 1919 tarihleri arasında toplanan Erzurum ve 4-11 Eylül 1919’da tarihleri arasında toplanan Sivas Kongresi’nin sonunda yayınlanan beyannamede de; “İstiklalimizin temini için Kuvva-yi Milliye’yi amil ve milli iradeyi hâkim kılmak esastır” Yani ‘milli güçleri etken ve milli iradeyi egemen kılmak esastır’ ifadesinin bulunması bütün bu mücadelenin milli egemenliği gerçekleştirmek esasına dayandığını ortaya koymuştur…
Milli egemenlik konusunda atılmış önemli adımlardan birisi de, Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nde 28 Ocak 1920 tarihinde kabul edilen. “Ülkenin siyasal, mali, adli ve tam bağımsızlığı esastır; bu konularda hiçbir kısıtlama ve kayıt kabul edilemeyeceği” ve “Batı Trakya, halkın özgür iradesiyle vereceği oylarla hukuksal durumunu saptayacağını” belirten “Misak-ı Milli” kararlarıdır. Misak-ı Millî ile milli ve bölünmez bir Türk ülkesinin sınırları çizilmekle birlikte Erzurum ve Sivas kongreleri kararlarını hukuk ve siyaset anlayışı esaslarına oturtmuştur.
Alınan bu kararlar 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması ile fiilen gerçekleşmiş ve “Hâkimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir” ifadesinin 20 Ocak 1921’de kabul eden Anayasada yer almasıyla da hukuki anlamda güvence altına alınmıştır. Böylece Milli Egemenlik ilkesi, Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel unsurlarından birisi haline gelmiştir Nitekim bu ilke, 1924 1961 ve 1982 tarihli ve daha sonraki Anayasalarımızın da temelini oluşturmuştur.
Milli Egemenlik kavramı “1921 Anayasasının” (Teşkilat-ı Esasiyye Kanunu) “Madde 1- Hakimiyet bilâ kaydü şart (kayıtsız şartsız) milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir (dayanır)” de ilk defa kendini bulurken,
1924 Anayasasında (Teşkilat-ı Esasiyye Kanunu) ise “Madde 3- Egemenlik kayıtsız şartsız Milletindir” derken Madde 4 de “Türk milletini ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi temsil eder ve Millet adına egemenlik hakkını yalnız o kullanır.” Amir hükmü ile bu hakkın kullanımını TBMM ne devretmiştir.
“1961 Anayasasında” ise Egemenlik yine Türk Milletinindir denilirken yetkili organlar eliyle kullanılacağı belirtilmiş ve yürütme ile yasamanın devlet kurumları aracılığı ile denetlenmesi amaçlanmıştır. “Madde 4- Egemenlik kayıtsız şartsız Türk Milletinindir. Millet egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organlar eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir suretle belli bir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ, kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz.”
“1982 Anayasasında da” Egemenlik “Madde 6” ile 1961’deki amir hükümleri korumuştur.
Görüldüğü gibi tüm Anayasalarda Egemenlik amir hüküm olarak korunmuş ve Türk Milletinin egemenlik haklarının korunması anayasal kurumlara görev olarak verilmiştir.
Ancak; 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan referandumda adına “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” denilen, parlamenter sistemi yok ederek rejim değişikliğine yol açacak, Milli Egemenliği Meclisten alıp Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine devredecek ve giderek tüm yetkilerin tek adama devredileceği anayasa değişikliği kabul edilmiştir. Bu değişiklikle; Anayasanın 6’ncı maddesinde kendini bulan Milli Egemenlik kavramı yok edilmesiyle bugün ortaya çıkan tablo şudur:
Gerçekleşen son Anayasa değişiklikleriyle, denetlenen, hesap veren şeffaf bir iktidar yoktur; yargı bağımsız değildir, Parlamentonun yürütme organını denetleme yetkisi büyük ölçüde elinden alınmıştır. Yasama, yargı ve yürütme gücü yani egemenlik bir kişiye teslim edilmiş hukukun üstünlüğü yok edilerek üstünlerin hukuku geçerli olacak düzenleme getirilmiştir. Yani egemenlik bir kişiye, bir zümreye, bir sınıfa bırakılmıştır.
Türkiye, 1921 Anayasasında yerini bulan ve sonrasında gelen tüm anayasalarda yer alan “Milli Egemenlik” kavramından gün geçtikçe uzaklaştırılmakta saltanat ve hilafet yolunda tek adam, otokrat, otokrasi bir rejime doğru yol almaktadır.
Son söz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yol göstericiliğinde Milli Egemenliğe sahip çıkmak adına; “Hiç şüphe yok, devletimizin ebedi müddet yaşaması için, memleketimizin kuvvetlenmesi için, milletimizin refah ve mutluluğu için hayatımız, namusumuz, şerefimiz, geleceğimiz için ve bütün kutsal kavramlarımız ve nihayet her şeyimiz için mutlaka en kıskanç hislerimizle, bütün uyanıklığımızla ve bütün kuvvetimizle millî egemenliğimizi muhafaza ve müdafaa edeceğiz.” 1923 (Atatürk’ün S.D. I, S. 298)

Bergama İl Olmalı mı?
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Galatasaray | 32 | 83 |
2. Fenerbahçe | 31 | 75 |
3. Samsunspor | 33 | 57 |
4. Beşiktaş | 31 | 52 |
5. Başakşehir | 32 | 51 |
6. Eyüpspor | 33 | 50 |
7. Trabzonspor | 31 | 45 |
8. Göztepe | 31 | 43 |
9. Antalyaspor | 32 | 43 |
10. Konyaspor | 33 | 43 |
11. Kasımpaşa | 31 | 42 |
12. Gaziantep FK | 32 | 42 |
13. Kayserispor | 32 | 41 |
14. Rizespor | 32 | 40 |
15. Alanyaspor | 32 | 35 |
16. Sivasspor | 33 | 34 |
17. Bodrum FK | 32 | 34 |
18. Hatayspor | 32 | 19 |
19. A.Demirspor | 31 | -2 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Kocaelispor | 37 | 69 |
2. Gençlerbirliği | 37 | 65 |
3. Karagümrük | 37 | 63 |
4. İstanbulspor | 37 | 61 |
5. Erzurumspor | 37 | 61 |
6. Bandırmaspor | 37 | 61 |
7. Iğdır FK | 37 | 58 |
8. Boluspor | 37 | 58 |
9. Amed Sportif | 37 | 57 |
10. Ahlatçı Çorum FK | 37 | 54 |
11. Ümraniye | 37 | 53 |
12. Esenler Erokspor | 37 | 52 |
13. Keçiörengücü | 37 | 51 |
14. Pendikspor | 37 | 48 |
15. Sakaryaspor | 37 | 48 |
16. Ankaragücü | 37 | 45 |
17. Manisa FK | 37 | 45 |
18. Şanlıurfaspor | 37 | 40 |
19. Adanaspor | 37 | 30 |
20. Yeni Malatyaspor | 37 | -21 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Liverpool | 35 | 82 |
2. Arsenal | 35 | 67 |
3. M.City | 35 | 64 |
4. Newcastle | 35 | 63 |
5. Chelsea | 35 | 63 |
6. Nottingham Forest | 34 | 60 |
7. Aston Villa | 35 | 60 |
8. Bournemouth | 35 | 53 |
9. Brentford | 35 | 52 |
10. Brighton | 35 | 52 |
11. Fulham | 35 | 51 |
12. Crystal Palace | 34 | 45 |
13. Wolves | 35 | 41 |
14. Everton | 35 | 39 |
15. M. United | 35 | 39 |
16. Tottenham | 35 | 38 |
17. West Ham United | 35 | 37 |
18. Ipswich Town | 35 | 22 |
19. Leicester City | 35 | 21 |
20. Southampton | 35 | 11 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Barcelona | 34 | 79 |
2. Real Madrid | 34 | 75 |
3. Atletico Madrid | 34 | 67 |
4. Athletic Bilbao | 33 | 60 |
5. Villarreal | 34 | 58 |
6. Real Betis | 33 | 54 |
7. Celta Vigo | 34 | 46 |
8. Rayo Vallecano | 34 | 44 |
9. Mallorca | 33 | 44 |
10. Osasuna | 34 | 44 |
11. Real Sociedad | 33 | 42 |
12. Valencia | 34 | 42 |
13. Sevilla | 34 | 40 |
14. Getafe | 34 | 39 |
15. Espanyol | 33 | 39 |
16. Alaves | 34 | 35 |
17. Girona | 33 | 35 |
18. Las Palmas | 34 | 32 |
19. Leganes | 34 | 30 |
20. Real Valladolid | 34 | 16 |