10.01.2022, 10:57

2022 Yılının İlk Kültür Etkinlikleri

31.12.2021 günü Berlin Filarmoni Orkestrası geleneksel Yeni Yıl Gala Konseriyle bizi bir kez daha mutlu etti. Şef genç Lahav Shani sürpriz yöneticiydi. Konser Strauss’un Yarasa Operası’nın Üvertürü ile başladı. Değerli Kemancı Janine Jansen Max Bruh’un Keman ve Orkestra için konçertoyu çaldı. Sol minör tondaki bu yapıt virtüöz aşamasındaki kemancı ile bir kez daha anlam kazandı. Aradan sonra Maurice Ravel’in Le Valse’si, Haçaturyan’ın iki parçasıyla konser sürdü. Yeni yılın ilk günü ilk önemli müzik olayı ise Viyana Filarmoni Orkestrası’nın Yeni Yıl Konserini dinlemekti. Şef Daniel Barenboim çok sayıda bildik, bilmedik vals ve polkalarla orkestrayı ustalıkla yönetti. Konser dinleyicilerin alkışlı eşlikleriyle Radenski Marşı ile sonlandı. Barenboim, Pandemi dolayısıyla felsefi bir yaklaşımla duygulu bir konuşma da yaptı. Sağlıklı ve huzurlu bir yıl dileğiyle…

***

Voces8 günümüzün önde gelen vokal gruplarından. 2003 yılında kurulmuş olup İngiliz kökenli. 2. Soprano, 2 alto, 2 tenor, 1 bariton ve 1 bastan oluşuyor. Başta erken İngiliz ve Avrupa Rönesans müziği, geleneksel halk şarkıları olmak üzere, klasik, caz, pop ve özel düzenlemelerden oluşan geniş bir repertuvara sahipler. Erik Esenvalds, Ken Burton, Roxanna Panufnik, Ben Parry gibi çok sayıda günümüz çağdaş müzik bestecilerinden de el almaktadır. Bir çok ödüle sahip olup özellikle Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika’da konser turneleri yapmaktalar. Seslendirdikleri çok sayıda icralarına youtube gibi müzik kanallarından ulaşabilirsiniz. Bunlardan “İnfinite Relaxation in Space to Calm and Destress” (Sükûnet ve sakinlik için uzayda sonsuz sükûnet) adlı parça 3 dakika 27 saniye sürüyor. New Age türündeki bu beste tam bir meditasyon müziği niteliğinde olup Voces8’ten dinlemek bir ayrıcalık.  Alman klasik besteci Georg Frideric Handel’in Messiah’ı de bir vokal parça. Voces8’ın icrasıyla 1 saat 33 dakika süreyle huzur buluyorsunuz. Silver Bells (Gümüş Çanlar) (4’), Ave Maria (6’), Nescieus Mater (5’), St. Cecilio (Aziz Cecilio) (11’), The Sleeping Child (Uyuyan Çocuk) (4’) gibi kısa parçalarla da vokal müziğe doyamayacaksınız.

***

Paul Lafargue’nin “Tembellik Hakkı”nı elime aldığımda hemen Dostoyevski’nin Oblomov’u aklıma geldi. Kitap değerli yazar Vedat Günyol tarafından çevrilmiş. Latin kökenli Fransız uyruklu yazar daha sonra Marks’ın damadı olmuştu. Yaşamı boyunca solun değişik fraksiyonlarında dolaşıp durmuş. Kitap Komünist Manifesto’dan sonra, en önemli sol kültüre ait kitap olarak kabul edilmiş. Tüm Avrupa’da da okunma olanağına sahip olmuş. Önce kapitalist düzende patronların çalışanlara karşı tutumunu, işçilerin çektiği büyük sıkıntıları hepimizin bildiği gibi hatırlatmıştır. Yazar, halkın, yoksul halkın, işçi ve işçi adaylarının çalışmaya olan tutkularını eleştirmektedir. Makineleşmeyle birlikte gelen büyük değişimler yazarın hayal gücünü daha da arttırmaktadır. 1831’de Lyon işçileri, “ya bizi kurşuna dizin ya da iş verin!” diye ayaklanmışlar. Daha sonra bu eyleme İş Devrimi adı verilmiş. Kitabın ilerleyen sayfalarında işçilerin günde üç saatten fazla çalışmamaları ve geride kalan saatlerde tembellik edip tık basa yemeleri yönünde önerisi bulunmaktadır. Yazar ütopik gelebilecek düşüncelere sahip görünmektedir. Makineleşmenin de büyük kurtarıcı olduğuna inanmaktadır. Bugün geldiğimiz noktaya gelince kara mizah hatta absurd (saçma) tarzına yakın bu kitap bizi epeyce düşündürecek gibi görünüyor…  

***

Şevket Süreyya Aydemir’in “Tek Adam” adlı kitabının 2. cildi, Atatürk’ün 1919-1929 yılları arasında yaşadığı dönemi anlatıyor. Bazı olayları ezbere bilirken bazılarını yeni öğrenmiş olabiliyoruz. Erzurum Kongresi yaklaşırken Atatürk artık rütbesizdir. Kimler onun yanında olacak, kimler onu saymayacaktır. İç sorular, sorunlar artarda gelmektedir. Çok büyük bir heyecan, gerilim, uykusuz geçen saatler. Sırf bu günler ayrıntılarıyla film olmaya değer bir durumdur. Atatürk önder olmaya doğru hızla yönelmektedir. Sivas Kongresi günlerinde bir yandan Amerika himayesi isteği baskısı vardır. Direnişler ise yetersiz asker topluluklarının çetelerle birleşmesiyle başlatılır.  Süreç içerisinde halka cesaret gelir. Önce Ege’de olmak sonra Güney’de, Pozantı’da, Trakya’da olmak üzere Kuvayi Milliye Cepheleri ile kongreler oluşturulur. Kurtuluş Direnişi hızla düzenli ordu oluşturularak gerçek kimliğine kavuşur. Daha sonra Atatürk’ün Ankara’ya gelişi işleniyor. Öncelikle Ankara’nın tarihi hakkında uzun, ayrıntılı bilgi veriliyor. Ankara’daki çalışmalarında ilk silahı, heyecan değil hiç vazgeçmediği mantıktır. İstanbul’da Saraydaki gelişmeleri de yakından izlemektedir. İngilizlerin şiddeti ve işgali artmakta olup Saray protestoda geç kalmıştır. Hain ve Aciz bir Padişah hükümeti vardır.

***

Artık Anadolu’ya, Ankara’ya geçmek zorunludur. Kapatılan padişah Meclisinden de katılmalar olmaktadır. Hainlerin cirit attığı, can güvenliğinin olmadığı Ankara’da yeni meclisin kurulması düşüncesi ağırlık kazanmaktadır. 11 Nisan 1920’de İstanbul Hükümeti de kapatılır. İsyanlar başlamış olup Anzavur ve Çerkez Ethem isyanları en önemlilerindendir. Marmara, Sakarya isyanları ayrıca anlatılır. Çerkez Ethem uzun uzun anlatılır. Liderlik eğilimi ve düzenli orduyu küçümsemesi en önemli yanlışlarındandır. Birinci Büyük Millet Meclisi; hastalıklar Allahtan geldiğinden mücadele etmenin günah olduğuna inananlardan tek kurtuluş yolunun Bolşeviklik olduğu düşüncesine kadar bin bir çeşit eğilimi barındırmaktadır. Ama ortak dava memleketin esarete düşmemesi ve istiklalin kurtarılmasıydı. (devam edecek )

Yeni yıl armağanım son şiirlerimden biri olsun: SAYIKLAMALAR

Gizlenmiş öfkeler mi / Hüzün duruşları mı yoksa / Birbirinden daha fazla // Kusursuzluk beklentisi / Kendi yanlışını sevmek mi / Yalnızlıkla iletişim vakti // Gönder anlık acıları tarihçene / Hiç yenemezler bizi / Az felsefenin ince düşüncesi / Doğruyu başlatmalı / Ölçülü yorumlar ile / Bulaşır yaşama keyfi // Sadelik giysisi üstlenmiş / Bir Schubert lied’i / Şiir arası vermiş sanki (Aralık 2021)

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 83
2. Fenerbahçe 32 75
3. Samsunspor 33 57
4. Beşiktaş 32 55
5. Başakşehir 32 51
6. Eyüpspor 33 50
7. Göztepe 32 46
8. Trabzonspor 32 46
9. Antalyaspor 32 43
10. Konyaspor 33 43
11. Kasımpaşa 32 43
12. Gaziantep FK 32 42
13. Kayserispor 32 41
14. Rizespor 32 40
15. Alanyaspor 32 35
16. Sivasspor 33 34
17. Bodrum FK 32 34
18. Hatayspor 32 19
19. A.Demirspor 32 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 37 69
2. Gençlerbirliği 37 65
3. Karagümrük 37 63
4. İstanbulspor 37 61
5. Erzurumspor 37 61
6. Bandırmaspor 37 61
7. Iğdır FK 37 58
8. Boluspor 37 58
9. Amed Sportif 37 57
10. Ahlatçı Çorum FK 37 54
11. Ümraniye 37 53
12. Esenler Erokspor 37 52
13. Keçiörengücü 37 51
14. Pendikspor 37 48
15. Sakaryaspor 37 48
16. Ankaragücü 37 45
17. Manisa FK 37 45
18. Şanlıurfaspor 37 40
19. Adanaspor 37 30
20. Yeni Malatyaspor 37 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 35 82
2. Arsenal 35 67
3. M.City 35 64
4. Newcastle 35 63
5. Chelsea 35 63
6. N. Forest 35 61
7. Aston Villa 35 60
8. Bournemouth 35 53
9. Brentford 35 52
10. Brighton 35 52
11. Fulham 35 51
12. C.Palace 35 46
13. Wolves 35 41
14. Everton 35 39
15. M. United 35 39
16. Tottenham 35 38
17. West Ham United 35 37
18. Ipswich Town 35 22
19. Leicester City 35 21
20. Southampton 35 11
Takımlar O P
1. Barcelona 34 79
2. Real Madrid 34 75
3. Atletico Madrid 34 67
4. Athletic Bilbao 34 61
5. Villarreal 34 58
6. Real Betis 34 57
7. Celta Vigo 34 46
8. Rayo Vallecano 34 44
9. Osasuna 34 44
10. Mallorca 34 44
11. Real Sociedad 34 43
12. Valencia 34 42
13. Getafe 34 39
14. Espanyol 34 39
15. Girona 34 38
16. Sevilla 34 38
17. Alaves 34 35
18. Las Palmas 34 32
19. Leganes 34 31
20. Real Valladolid 34 16

Gelişmelerden Haberdar Olun

@