05.10.2022, 11:00

Ah be Karakız...

(Sarı altını unut kırmızı elmaslar Bakırçay Ovası'nda)

Bakırçay Ovası'nın "Kırmızı Elmasları"

Birkaç gündür bir yandan Afad bir yandan da meteoroloji, ha bire "aman dikkat edin" diyerek Kuzey Ege’nin kuvvetli yağışlı geçeceğini bildiriliyor. Geçen yıl rüzgârın ve yağmurun Dikili’de verdiği zararı gören eşim "gel vazgeç bugün oraya gitmekten" dedi. Ben de ona "bu yağışlar birkaç gün daha sürerse ve orada ki durumu kaçırırsam üzülürüm" dedim.

Karar vermiştim bir kere, her ne surette olursa olsun Bakırçay Ovası'na gidip domatesin yolculuğunu izleyecektim. Bu benim aylar öncesinden hayalim idi ve bunu mutlaka gerçekleştirmeliydim; çünkü haftaya kesimler bitebilirdi.

Sabah kahvaltısından sonra balkonumdan Bergama ve Kozak Yaylası'nın üzerinden geçen bulutların hareketlerini izlemeye başladım. Hava beklenenin aksine değişkenlik gösteriyordu. Bulutlar hafif dağıldı ve Manisa’ya doğru yol aldılar. İçim içime sığmıyor. Tamam, yağmur yağsa da bana bugünkü eylemim için izin verecek gibi.

Eşime dedim ki; "kararımı verdim öğleye doğru ben bugünkü programımı gerçekleştireceğim". Hedefim, güneş altında kurutulmuş domatesin Bakırçay Ovası'ndaki işleniş serüveniydi. Bu haber için git gel 150 kilometre yapmak değer mi derseniz? Yazım dünyasının içinde zevkine yazılar yazıyorsanız değer diyorum. Tüm yazılarım bu duygularla yazılmadı mı? Sagalassos, Knidos, Aigai, Darkale, Truva müzesi ve Antakya gibi.

Nihayet yola koyuldum. Önce Bergama’yı geçip İvrindi - Bölcek yol ayrımından dönerek Bakırçay Ovası'na giriş yaptım. Ovanın büyük bölümünde yıllardır pamuk ekimi yapılıyor; ancak son 15-20 yıldır bu bereketli Bakırçay Ovası'nda esas adı San Marzeno olan İtalyan domates çeşidinin ekimi yapılmaktadır. Bu tür domatesler hem kurutmalık hem de salçada kullanılan çeşididir. Bundan dolayı yol boyunca pek çok salça fabrikaları görülüyor. Hedefim gün kurusu domates ama salça konusunda da bilgi sahibi olmak istedim. Bölgedeki bir salça fabrikasının önünde durdum. Kimseyi tanımıyorum. Fabrikanın ana giriş kapısında beyaz önlüklü bir hanım gördüm. Selam verip üretim konusunda bilgi sahibi olmak isterim dedim. Kendileri İşletmenin kalite kontrol müdürüymüş.

Eren Hanım sağ olsun bizi sevgiyle tesislerine kabul etti ve salça üretiminin her aşamasını tek tek anlatarak bizi bu konuda bilgilendirdi. Bu bilgiler ışığında yazımın senaryosu kafamda ağır ağır şekilleniyordu. Kendilerine teşekkür edip, Bölcek köyüne doğru yol aldım.

Köye girmeden önce ileride naylon çadırlar görünce o tarafa yöneldim. Bunlar orada domates işinde çalışan işçilerin ardı ardına konakladıkları geçici barınaklar olmalıydı. Yanılmamıştım, birkaç adım daha atınca, üç dört ailenin her barınağın önünde çocuklarıyla birlikte oturduklarını gördüm. Onları rahatsız etmemek için yanlarına gidip o anı fotoğraflamadım. Yan tarafa geçince büyük dut ağacının altında sohbet eden birkaç kişiyle karşılaştım. Selam verip yanlarına oturduk. Önce havadan sudan konuştuk, sonra da epey zamandır ilgimi çeken domates kurutma işiyle ilgili bilgi sahibi olmak istediğimi söyledim. Tam isabet olmuş. O büyük dut ağacının altında oturanlar bu işin erbabıymışlar. Domates borsası da bu ağacın altında gerçekleşiyormuş.

İlk başta biraz çekingen duran Tunay Çoban, sohbetimiz koyulaşınca gönlünü bize açtı. Hem çiftçi olarak hem gün kurusu domates üreticisi olarak bu işin tüm detaylarını anlattı. "Abi bizler epey zamandır bu işle uğraşıyoruz. Biz çiftçiler bu işten şimdiye kadar hiç para kazanamadık. Geçen yıl 60 kuruştan domates sattık. Konjonktür, şu sıralar ilk defa para kazanmamızı sağladı. Ben, çiftçiliğim yanında bu kurutma işini de yapanlardan biriyim. Bereketli Bergama Ovası'nda üretilen domatesin nefaseti tadı bambaşkadır.

Bu nefaset, vitaminleriyle birlikte gün kurusu domatese olduğu gibi geçer. Domates, yüksek oranda likopen içerdiğinden kalp sağlığına da çok iyi gelmektedir. Bundan dolayı pazarda beğeni görür. Bakınız, kurutma işinde her 12 kilodan bir kilo kuru domates elde ediyoruz.

Bugün hava yağışlı ve ha yağdı ha yağacak. Sergideki domatesler bu yağıştan oldukça etkilenecek ve çürümeyi önlemek için tekrardan ilaçlamamız ya da tuzlamamız gerekecek. Ağustos sıcağında sergideki kesik domatesler altı ila sekiz gün arasında kurumak zorunda. Eğer yağmur nedeniyle çürüme olursa 17-18 kilodan bir kilo kuru domates elde ederiz, bu da bize zarar yazar. Yani işimiz çok zor. Her yıl zararla kar arasında gidip geliyoruz. Mesela şu an domates tarlada bekliyor, yağış nedeniyle, biz bugün kesim yapamıyoruz; ancak komşumuz yapmaya devam ediyor" dedi. Ona verdiği bilgiler için teşekkür edip, kalktık geçtik öteki sergi alanına.

İki genç bizi karşıladı. "Size komşunuzdan selam getirdik. İzin verirseniz bu elmas gibi kıpkırmızı domateslerin nasıl kesildiğini görmek istiyoruz" dedim. Büyük bir tarlada bembeyaz örtüler üzerinde kurumaya bırakılmış domatesler alabildiğince gözümüzün önünde durmaktalar. Uç kısımda bir öbek insan, domates kesimi yapıyor. Önce onlara da selamımızı verip sonra da kolay gelsin dedik; ama domates kesen işçiler hiçbir şey anlamadılar. İmdadımıza onların dilinden anlayan Urfalı çeribaşı yetişti.

Bu işte çalışanların Urfalı olduklarını daha önceden de duymuştum! Evet, bu insanlar Urfa’dan gelmişler; ancak Urfalı değil Suriyeli göçmenlermiş. Bir büyük aile, anne baba çoluk çocuk hep beraber domates kesiyorlar; ama bizim bildiğimiz gibi bir tahtanın üzerinde değil aksine avuç içlerinde. Kesim için, işçilerin ellerinde plastik bir eldiven var ve onun üzerine de siyah bir şamriyel parçası geçirmişler. Sağ elleriyle öbekten aldıkları domatesi sol el avucuna bırakıyor, sağ elindeki keskin bıçakla tek darbeyle ortadan ikiye ayırıp sergiye kuruması için bırakıyorlar. Bu o kadar hızlı yapılıyor ki videoya da alsanız göremezsiniz. Artık uzmanlaşmışlar. Büyükler günde 120 kasa, küçükler 80 kasa domates doğruyorlarmış.

Kırmızı Elmaslar Arasında Bir Kara Kız

Birkaç daha adım atınca diğer grubun içinde 9-10 yaşında bir kız çocuğu gördüm. "Aman Allahım olamaz" dedim. Ayağında bir terlik üstünde bir tişört ve pantolon ve de başında renkli bir yazma bulunmakta. Kapkara kaşlar, hafif yanık bir ten, simsiyah saçlar. Ön dişleri sağlamken bir sonraki çürümüş. O yoğunluğun içinde o kara gözleriyle objektifime gülümseyerek capcanlı bir bakışı vardı ki boğazım düğümlendi. Bir ana kuzusu karşımda durmaktaydı. Ne diyeceğimi bilemedim. Sadece sustum.

Her şeye rağmen bu yavrucak etrafa gülümseyebiliyordu. Belki iki hafta sonra iş bitecek, sonra ailecek işsizler. İşsiz, aşsız kalmak ne kadar kötü bir şey! Bu yavrunun nezdinde bu aile ve buna benzer milyonlarca göçmen ne yapıyor acaba diye düşünüyorum? Kafamda bin bir düşünce gelip geçti. Suriye nere Urfa nere Bergama nere? Bin kilometre öteden, kısa süreliğine de olsa gelip hiç bilmedikleri bir yerde ekmeklerinin peşindeler. İki aydır naylon çadırlar içine doluşup gündüzleri gün boyunca kavurucu sıcakta domates kesimi yapıyorlarmış. Yaptıklar iş bu yaz sıcağının altında hakikaten dayanılır gibi değil. Kendi kendime içimden ardı ardına şu soruları sordum! Bu garip insanlar, ülkelerinden bir gece de neden terk ettirildi? Bu insanları buraya getirtenler, acaba köşklerinde rahat uyuyorlar mı?

Bana göre, bu oyunu oynayanların dünyada yatacak yeri yok, hem de hiç olmasın diyorum. Göçmen sorunu nasıl çözülür bilmem ama ilerde çözülmesi gerekiyor. Çünkü ülkemizin toplumsal yapısı değişirken bir yandan da bu kadersiz ve şansız insanlar, buralarda zorluklar içinde yaşamaktalar. Oysaki onlar yurtlarında kendi dillerini konuştukları akrabalarıyla birlikte kalsalardı sıcacık evlerinde daha mutlu olacaklardı. Bu zorlukları yaşamak bir kader mi? Niye kader olsun ki? Şimdi bu kara kızımız okuluna gitmeliydi, geleceğe umutla bakmalıydı. Bu günleri neden yaşıyordu?

Bu yazımda domatesle ilgili toplayacağım diğer tüm bilgileri de sizlerle paylaşacaktım. Kaça gidiyor, kaç günde kuruyor, kaça satılıyor? Avrupa’dan kimler alıyor, tüm bunları bir kenara attım. Hani bir kızgınlık anında dellenipte masanın üzerindekileri, elinizin tersiyle kırıp döküp dağıtırsınız ya işte bende, beynimdekilerimi, bu yavrucak Kara Kızı gördükten sonra hepsini attım.

  

Bana göre; o domatesler, yöre insanımız için kırmızı elmas değerinde gibiydiler; fakat bugün bu hazinenin arasında bir Karakız dünyamı altüst etti. Dualarım senin gibi bu duruma düşmüş tüm insanlarımız için ve tanımadığım adını dahi bilmediğim bu Kara Kız için de diliyorum. Bu arada yağmur olanca hızıyla başladı. Biz otomobile geçtik onlarda yakındaki barınaklarına doluştular. Kısa da olsa göreceğimi görmüş arzuladığım bilgilere ulaşmıştım. Dönüş yolunda ya bu kızın ismi ne ola ki diye düşündüm. Ona neden sormadığıma hayıflandım. Onun adını Zehra koymak geldi içimden. Bu ismin anlamını daha sonra sözlüğe baktım. Ay yüzlü, ay gibi parlak, ziynet anlamları taşıdığını yazıyordu. Sen de bizim bir yavrumuz olarak o kırmızı elmas değerindeki domatesler arasında ay yüzlü ziynet gibisin be Karakız.

Seni ailenle birlikte bırakıyorum ama dualarımı sizler için de eksik etmiyorum.

Tanrım, sizlerin ve sizin gibi dara düşenlerin yardımcısı olsun.

Yorumlar (14)
Erol Engel 3 yıl önce
Emeğinize yüreğinize sağlık Mehmet hocam, kara kızımızı okuyunca hüzünlendim. Sevgiler selamlar.
m. gülümser 2 yıl önce
Erol bey ,teşekkür ederim
Atila Ataş 3 yıl önce
Yüreğinize sağlık hocam. Altı da üstü de tükenmez hazinelerle dolu bu coğrafyanın gözyaşı ve acı kaderi olmuş sanki … duygularımıza tercüman oldunuz , sevgiler saygılar sunuyorum…
Necla 3 yıl önce
Hocam, yazılarınız bir harika... Ajans Bakırçay'da yayınlanan tüm yazılarınızı okudum. Yenisini merakla bekliyorum.
Erol 3 yıl önce
Araştırma harika, yüreğinize, kaleminize sağlık
Cengiz Ovacık 3 yıl önce
Devamını oku
Zühal kayalarlıoğulları. 3 yıl önce
Kaleminize sağlık Mehmet bey.
Coğrafya kadermidir. Bu insanları yerlerinden yurtlarından edenlerin ayıbı.
Kartal 3 yıl önce
Harika bir yazı, çok duygulandım
Sabri Kayhan 3 yıl önce
Kaleminize sağlık...
Bütün Yorumları Görmek İçin Tıklayın
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 28 71
2. Fenerbahçe 28 68
3. Samsunspor 29 51
4. Beşiktaş 28 48
5. Eyüpspor 29 47
6. Başakşehir 28 42
7. Göztepe 28 39
8. Gaziantep FK 28 39
9. Kasımpaşa 29 39
10. Antalyaspor 29 39
11. Trabzonspor 28 36
12. Konyaspor 29 34
13. Rizespor 28 34
14. Bodrum FK 29 33
15. Kayserispor 28 33
16. Sivasspor 29 31
17. Alanyaspor 29 31
18. Hatayspor 28 19
19. A.Demirspor 28 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 32 63
2. Karagümrük 32 59
3. Erzurumspor 33 55
4. Gençlerbirliği 32 54
5. İstanbulspor 33 52
6. Bandırmaspor 32 52
7. Keçiörengücü 33 48
8. Iğdır FK 33 48
9. Ahlatçı Çorum FK 33 48
10. Amed Sportif 33 48
11. Ümraniye 32 46
12. Esenler Erokspor 32 45
13. Boluspor 32 45
14. Pendikspor 32 42
15. Sakaryaspor 32 42
16. Ankaragücü 32 38
17. Manisa FK 33 38
18. Şanlıurfaspor 33 37
19. Adanaspor 32 27
20. Yeni Malatyaspor 32 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 31 73
2. Arsenal 31 62
3. Nottingham Forest 31 57
4. Chelsea 31 53
5. Newcastle 30 53
6. M.City 31 52
7. Aston Villa 31 51
8. Fulham 31 48
9. Brighton 31 47
10. Bournemouth 31 45
11. Crystal Palace 30 43
12. Brentford 31 42
13. M. United 31 38
14. Tottenham 31 37
15. Everton 31 35
16. West Ham United 31 35
17. Wolves 31 32
18. Ipswich Town 31 20
19. Leicester City 31 17
20. Southampton 31 10
Takımlar O P
1. Barcelona 30 67
2. Real Madrid 30 63
3. Atletico Madrid 30 60
4. Athletic Bilbao 30 54
5. Villarreal 29 48
6. Real Betis 30 48
7. Celta Vigo 30 43
8. Real Sociedad 30 41
9. Rayo Vallecano 30 40
10. Mallorca 30 40
11. Getafe 30 39
12. Sevilla 30 36
13. Osasuna 30 35
14. Valencia 30 34
15. Girona 30 34
16. Espanyol 29 32
17. Deportivo Alaves 30 30
18. Leganes 30 28
19. Las Palmas 30 26
20. Real Valladolid 30 16

Gelişmelerden Haberdar Olun

@