Kahramanmaraş-Pazarcık merkezli, 43 saniye süren, derinliği 7 kilometre; 7.7 büyüklüğünde …
Çok geniş bir alanı etkileyen, 10 ilimizi vuran, canlarımızı alan, Suriye’de Lübnan’da, Mısır, Irak’ta da hissedilen, yıkıma yol açan…
17 Ağustos 1999 depreminden sonra ülkemizdeki en büyük deprem…
Hava koşulları çok kötü, telefonlara ulaşılamıyor…
Yardım çağrıları…
Enkaz altından gelen iniltiler, feryatlar!..
TSK ve jandarmadan bölgede olağanüstü durum ilânı...
Uluslararası yardım içeren 4.seviye alarm verildi...
Yıkılan hastane, polisevi gibi kamu binaları…
Yüreklerimiz yangın yeri...
Aynı 99 depremi gibi çaresizliği yaşıyoruz...
Çok acı var çok…
Acımız ortak!
Deprem vergileri geliyor aklıma(!)
****
Büyük geçmiş olsun Canım Ülkem; Türkiyem…
Maraş’ın, Malatya’nın, Gaziantep’in, Hatay’ın, Kilis’in, Osmaniye’nin, Adıyaman’ın, Diyarbakır’ın, Elazığ’ın, Şanlıurfa’nın yaralarını birlikte saracağız, felaketi birlikte atlatacağız elbette…
Şair Nevzat Çelik’in -duygularımıza tercüman- dizeleriyle;
“Sadece bedenlerimiz değil, aklımız ruhumuz kalbimiz…
Bir kez daha enkaz altında kaldı…
Çığlık çığlığa enkaz altındayım…
Bilime ve insanlığa sığınırım..
****
Tarih 25 Ocak 2020.
Bilim Akademisi Üyesi
ve Yerbilimci
Prof. Dr. Naci Görür'ün
CNNTürk’te bakın Türkiye’nin Deprem Haritası ’na ilişkin söylediklerine;
“Kahramanmaraş’ın Türkoğlu yöresinde en son deprem 1513 yılında.
Sene 2020…
Anormal bir zaman geçmiş.
Burada 1513’te 7.4 deprem var.
O halde burası depreme gebe bir yer.
Şimdiden zarar azaltıcı önlemlere başvurulması lazım. ”
Yine uzmanlar 10 Ekim’de iki deprem meydana gelince, bölgeye dikkat çekmişti...
****
Yani; bağıra bağıra, çağıra çağıra gelen deprem…
Yani;
adeta nokta atışı yapılmış uyarılar …
Yani;
sadece fay uykuda değil; biz, yetkililer uykudaymış…
Yani;
bilime sırtını dayamış alınacak önlemler alınmamış…
Yine Naci Görür Hocam’da söz; “
“Gece 4 de uyandırıldım. 1 saat ağladım. Hâlâ ağlıyorum. Yıllardır uyardığımız yer. Tek bir yerel yönetici arayıp ne yapalım demedi.
Bunca uyarıyı niye yaptık?
(...)
Çok büyük deprem, umarım zayiatımız az olur.
Bu depremin gelmekte olduğunu yerbilimciler olarak söyleye söyleye, yaza yaza dilimizde tüy bitti.
Hiç kimse ne diyorsunuz diye tepki bile vermedi.
(...)
Biz kentsel dönüşümü, rantsal dönüşüm, müteahhit dönüşümü olarak algıladık...
(...)
Bingöl, Elazığ, Malatya, Adıyaman, Maraş için kocaman bir proje hazırladık.
DPT'ye sunduk, reddedildi. TÜBİTAK'a sunduk, reddedildi.
TV'lerde söyledik, her yerde söyledik, çırpındık duyan olmadı.”
****
Sadık Usta Hocam ne güzel demiş;
“Hep akıl diyoruz.
Akıl, bilimdir.
Akıl, tedbirdir.
Akıl, öngörüdür…”
Yüreklerimizde hissediyoruz acıyı.
Geçmiş olsun TÜRKİYEM. Başın, başımız sağ olsun CANIM ÜLKEM.