Facchettili, Picchili, Jairli, Mazzolalı, Suarezli ve Corlos'lu İnter'i herkes ezbere sayabiliyorsa, bunun en büyük payı hiç kuşkusuz Arjantinli Teknik Direktör Helenio Herrera'dır.
Yıllarca tartışılan ve İtalya denildi mi “Catenaccio”yu yaratan Herrera aralarında İspanya, Fransa gibi ülkelerin de bulunduğu bir çok milli takımın ve kulübün teknik patronluğunu yapmıştı.
“Büyük futbolcu büyük antrenör olamaz" teorisi, 60'lı yıllarda başlayan ve Avrupa'de beş yıl süren İnter hegemonyasının baş mimarı olan, futbol sihirbazı Herrera'nındır.
Bir söyleşide: “Siz de büyük bir antrenör olduğunuza göre, demek ki futbolculuğunuz pek parlak değildi. Söylediğiniz teoriden bu çıkıyor” denildiğinde yanıtı şöyle olmuştu: “Gerçekten bu, doğru bir tespit. Ama sorunuza bir soru ile karşılık vereceğim.
Herrera niçin büyük bir futbolcu değil. Biliyor musunuz?”
“Hayır...”
“Zira onun antrenörü Herrera değildi.”
Herrera'nın bu futbol teorisinin tersini ise bir Türkiyeli, bir
Karşıyakalı kanıtlamıştır:
Arif Dökel...
Ogün'lü, Ahmet Tuna'lı, Argun'lu, Gode Cengiz'li, Kemal'li, Erol Baş'lı, Vural'lı, Muhip'li büyük Karşıyaka'nın büyük futbolcusu Arif Dökel, 1970 yılının şampiyon Karşıyaka'sının teknik direktörüdür.
Ali Ulvi Kiremitçiler başkanlığındaki Ekrem'li, Erdem'li, Bedri'li, Erol Baş'lı, K. Uğur'lu, Günay'lı, Nevzat'lı Karşıyaka 1970 yılının şampiyonu olacaktır.
Topun gülle gibi ağır, sahanın tarla, soyunma odasının derme çatma olduğu, duşların akmadığı, elektriklerin yanmadığı ve futbolcuların boğaz tokluğuna bir ömür verdiği o düzenden bir şampiyon yaratmak, teknik direktör olarak Arif Dökel'in onurudur...