Bugün size Kasabalılar kitabımızın kahramanlarından Hayri Bökü’nün siyasal mücadelesini anlatan sözlü tarih çalışması “Bolşevik Hayri” kitabımızdan bir bölüm aktaracağım:
“İlk devrimcilik dönemlerimizde kafamızda belli hayaller var. Bazı şeyleri çok farklı değerlendiriyor veya olmasını istediğimiz, kafamızda düşündüğümüz gibi yorumluyoruz. Biz de yaşanan belli süreçlerden sonra, giderek TKP ’ne doğru meyletmeye başladık. TKP özlemi, Sovyetler Birliği özleminden ileri geliyor. Bu sırada ben TSİP İlçe Sekreteri olarak görev yapıyorum. TSİP, işçi sınıfının öncülüğünü öne çıkaran, utangaç da olsa sovyetleri savunan bir parti. Rus romanlarından, Ana’dan, Ve Çeliğe Su Verildi’, Durgun Akardı Don’ romanlarındaki sovyet tipinden kaynaklanan bir bolşevik devrimci tipi var kafamda. Çocukluğumda özlemim hep Ana romanının kahramanı Pavel gibi olmak. Pavel beni çok etkiliyor, Pavel böyle mi yürürdü diyorum yürürken, Pavel böyle yürümezdi biraz yürüyüşünü değiştir. Konuşurken Pavel gibi konuş. Pavel ve bolşevik devrimciler örnek insanlarım. Kafamdaki, hayallerimdeki devrimi Rus devrimcileriyle, bolşeviklerle yaşıyorum.
Bir gün kasabaya Zonguldak’ lı birisi geldi geldiler. O zamanki söylentilere göre Zonguldak TKP ’nin örgütlendiği yer. Zonguldak’ta TKP çok güçlüymüş, herkes TKP’ li imiş. TKP Turgutlu’ya da örgütlenmeye geliyormuş, bir çırçır fabrikasına girmiş gibi söylentiler dolaşıyor ortalıkta. Kulaktan kulağa olmayan TKP’ nin söylentileri yayılıyor. O dönemde TKP gerçek yaşamda olmasa bile bizim kafamızda var. Nasıl biri, gerçekten komünist mi bilen yok. Belki de sıradan bir insan, geldi gitti.
Hemen benim aklıma bolşevik kahramanlar geldi. Bir bolşevik geldi ise kasabaya, mutlaka görmem tanımam gerek. Hayallerini bolşevik kahramanların süslediği, onları model alan, keşke anam adımı bolşevik koysaydı” diye düşünen ben mutlaka onunla tanışmalıydım. Partiden çıktım merdivenleri patır patır indim. Nefes nefese Rus romanlarındaki bolşevik tipi arıyorum, uzun paltolu, siyah şapkalı, esrarengiz şekilde yürüyen, kalın bıyıklı bir adam arıyorum yollarda. Bir sokağa gidiyorum koşuyorum yok. Oradan çıkıyorum, yahu diyorum başka bir yerlere gidemez, mutlaka buralardadır. İyi ki o anda kalın bıyıklı bolşevik tipli bir adam görmedim. Görsem sarılacağım, yoldaşım hoş geldin diyeceğim. İyi ki Haydar Ağabey’i görmedim. Görsem yoldaşım derdim, o da kardeşim manyak mısın ne yoldaşı derdi.
Şimdi geçmişe dönüp baktığımızda, o dönemde Türkiye’nin hiçbir yerinde TKP’nin örgütlü olmadığını, benim gibi TKP özlemi duyanların yurt dışına çıkarak onu aradığını biliyoruz.”
Sait Almış/ Bolşevik Hayri/Ütopya Yayınları/2018.