21 Yıllık Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi Dersi Öğretmeni/ İlahiyatçı- Yazar Cemil Kılıç, gözümde Zaloğlu Rüstem/ Malkoçoğlu gibi bugünlerde.
"Bir ilahiyatçı olarak yazıyorum ki, tarih Türkiye’deki İslamcılar kadar hırsız, düzenbaz, yalancı ve cahil bir topluluk görmedi" diyor 16 kitabı bulunan bu öğretmen.
Milli Eğitim Bakanlığı durur mu hiç, sosyal medya paylaşımları nedeniyle dava açıyor Cemil Kılıç’a…
Cemil Hoca’dan hiç hoşlanmıyor Milli Eğitimin tepesindekiler.
Aleviliği anlattığı için, tarikat karşıtlığı için, ulusal bayramlarda ve önemli günlerde Diyanet’in hutbelerinde Atatürk’ün adının geçmemesine karşı çıktığı için, Arapça dersinde Türkçe’nin önemini anlattığı için…
"Her zaman Cumhuriyet, her zaman Atatürk!" diyen biri Cemil Öğretmen.
Devlet, çok uğraşıyor Cemil öğretmenle.
Türkiye’deki bütün öğretmenlerin, 210 üniversitenin 210 rektörünün ve bu üniversitelerde kayıtlı olan 8 milyon 240 bin 997 öğrencinin Cemil öğretmene sahip çıkmayacağından emin olan iktidar, yarın bir gün Cemil Öğretmeni hapse atarsa şaşmam.
"Gericiliğe, gericilere, mezhepçilere, tarikat ve cemaatlere karşı çağdaş ilahiyatçılar bir araya gelip artık seslerini yükseltmeli."
Böyle diyor Cemil öğretmen.
Her çağdaş yurttaş gibi…
***
"Yerli kültürü iyi özümsemiş birisi iyi bir Batılı’dır aynı zamanda" diyen Cemil Meriç’i anımsattı bana Cemil öğretmen
Hilmi Ziya Ülken, Attila İlhan ile Cemil Meriç’in bu coğrafyaya uygun olan düşünce sistemini oluşturduğu söylenir.
Cemil öğretmen de din dersi öğretmenleri arasında anlaşılan farklı ve coğrafyamıza ve kültürümüze uygun bir din dersi öğretmeni.
Umarız diğer din dersi öğretmenlerine örnek olur.
***
Cemil öğretmeni içine sindiremeyen milli eğitimin tepesinde oturanlar, Turan Dursun’un kitaplarını okusalar, Elfin Tataroğlu’nun yazdığı 'Bahriye' kitabını okuyup biraz farklı düşünmeye çalışsalar ne olur sanki…
Sahi…
Ne okuyorlar acaba?
Hangi romanları, hangi gazeteleri, hangi şiirleri ?
Maça gidiyorlar mı örneğin, tiyatroya en son ne zaman gittiler, herhangi bir konsere gidip kimi alkışladılar, yoksul bir öğrencinin elinden tutup ona burs veriyorlar mı örneğin, TRT 2’deki filmleri / yarışma programlarını izliyorlar mı?
Arapça dersinde Türkçe’nin önemini anlatan bir öğretmene duyulan bu tahammülsüzlüğün altında asosyallik yatıyor gibi geliyor bana.
Bakanlık müfettişi olsaydım bakanlığın tepesinde oturan yüksek maaşlı bürokratların herbirine şiir okuma/ sinema ve tiyatroya gitme, konser izleme, yarışma programı izleme ve her Cuma Sözcü gazetesinde Sultan Uçar’ın köşesini okuma gibi ev ödevleri verirdim.
Cemil Öğretmeni cezalandırmaya çalışan asosyallleri sosyalleştirmek ve eğitimin doğru öznesi yapabilmek adına…