Ayvalık ve çevresinin su kaynağı olan Madra Barajı'na sadece 2,75 kilometre mesafedeki Karaayıt Köyü'nde faaliyet yürüten demir madeninde korkulan oldu.
Madenin atık havuzu ve pasaları dünkü yoğun yağışla beraber dereye aktı. Pasaların ve atıkların içindeki ağır metaller ve tüm kirlilik Madra Barajı'na karışıyor. Köylülerin kapatılması için yıllardır mücadele ettiği Bilfer Madencilik, köyün kalan son merasına da göz dikmiş, burayı da atık pasa sahası olarak almak için başvuru yapmıştı.
Haber: Özer Akdemir (Evrensel)
KİRLİLİK HALEN MADRA BARAJI'NA AKIYOR
Karaayıt Köyü Muhtarı Bayram Kaçar, dün yağan yağmurlarla birlikte madenin atık havuzu ve pasalarının köyün yakınından geçen dereye çöktüğünü belirterek, tüm kirliliğin halen Madra Barajına aktığını söyledi.
Muhtar, belediye ve kent konseyinden yetkililerin yanı sıra jandarmanın da bölgeye geldiğini ve çalışmaların sürdüğünü dile getirdi.
Evi madenin 30 metre uzağında bulunan Hüseyin Kocakanat, derenin içine akan kirliliği göstererek, "Bilfer'in kirli yüzü bu işte! Atık bütün dere yatağını kapladı. Buradan Madra Barajı'na akıyor. Bunları yetkiler lütfen duysun. Buranın bir an önce kapatılmasını, işletmenin tamamen durmasını istiyoruz" dedi.
"BİLFER YILLARDIR KABUSUMUZ OLDU"
Ayvalık Tabiat Platformu Sözcüsü Nebahat Dinler, Bilfer Madenciliğin yıllardır kabusları olduğunu belirterek, "2008 yılında alınan ilk ÇED iznini açtığımız dava sonrası iptal ettirdik. Buna rağmen tesisi yerini 200 metre değiştirerek yeni ÇED aldılar ve 2012'de faaliyete başladılar. Bu maden Madra Barajı'nın sıfır noktasında. Madenin işletme ruhsatı ÇED yönetmeliğinden önce alındığı için ÇED'den de muaf durumda halen çalışıyorlar. Sorun da burada başlıyor zaten. Bilfer çıkardığı cevheri köyde zenginleştirmek için tesis kurdu. Köyün 125 dönüm merasını aldı bunun için. Köylüler dava açtılar buna karşı. Ancak süreç her zamanki gibi sermayeden yana gelişti" dedi.
TAM YAĞMURLAR BARAJI DOLDURACAK DERKEN...
Köylülerin 10 yılı aşkın bir zamandır bu madenin atık pasalarının tozundan, kirinden şikayet ettiğini belirten Dinler, "Kirliliğin Madra Barajı'na karıştığını zaten hep söylüyorduk. Bu sene kuraklık nedeniyle barajda su kalmadı. Bu nedenle sonbahardan itibaren sulama için su verilmedi barajdan. Tam bu aralar yağmurlar yağmaya başladı ve baraj dolacak dile sevinirken bu olay yaşandı. Madenin atıkları barajı kirletiyor şu anda" diye konuştu.
"MADENİN DERHAL KAPATILMASINI İSTİYORUZ"
Daha önce köylülerin 125 dönümlük merasını alan madenin şimdi de köyün altındaki meradan yeni yer almak istediğini aktaran Dinler, "Köylüler ve bizler buna hep birlikte karşı çıktık. Bununla ilgili yapılmak istenen halkın katılımı toplantısını tepki göstererek yaptırmadık. İDK sürecinde birçok dilekçeler gönderdik ilgili kurumlara. Bunun doğru olmadığını yazdık. Ancak pandemi süreciyle birlikte, İDK toplantısının tarihini bile bizlere bildirmeden bir oldu bitti ile kağıt üzerinde ÇED olumlu belgesi verdiler. Ona da itiraz ettik. Ayvalık Belediyesi, Tabiat Platformu ve yurttaşlar olarak dava sürecini başlattık. Köylüler atık pasaların kamyonlarla arazideki boş olan alanlara kaydırıldığına dair jandarmaya şikayet ettiler sürekli. Ancak bir sonuç çıkmadı. Bilfer kabusumuz oldu! Bu son yaşanan olay endişelerimizin ne kadar da haklı olduğunu ortaya koyuyor. Artık bu madenin temelli kapatılmasını istiyoruz" dedi.
YERALTI SULARI ASİT GİBİ!
Burhaniye'de zeytin işletmeciliği yapan Murat Narin, bölgedeki yeraltı sularında önemli bir kirliliğin ve ph düşüşünün olduğunu belirterek, "Ziraat mühendisi bir arkadaşım aktardı. Ayvalık'tan birkaç peyzajcı ve yazlıkçı, bitkilerindeki anormallikler ile ilgili kendisine gelmişler. Suları analiz ettirdiklerinde ph değerlerinin 2-3 seviyesinde olduğu görülmüş. Bu durumun demir madeninden yeraltı sularına karışma olması nedeniyle meydana geldiği düşünülüyor. Jeoloji Yüksek Mühendisi Tahir Öngür'le konuştum bu durumu. '2-3 ph değerli sular artık asit demektir' dedi. Bu konu bölge açısından son derece önemli ve ilerleyen günlerde Ayvalık, Altınova, Gömeç ve çevresini ciddi bir su sorunu yaşaması anlamına geliyor. Bu sadece tarımı, zeytinciliği değil, turizmi ve yazlıkçıları da ciddi şekilde etkileyecektir. Önümüzdeki günlerde bölgedeki çeşitli kuyulardan sular alınarak analiz ettirilecek. Sorunun büyüklüğü asıl ondan sonra ortaya konacak. Belediyeler başta olmak üzere bölgedeki tüm kurumları bu duruma karşı harekete geçmeye çağırıyorum" dedi.
FELAKET ADIM ADIM GELDİ! İŞTE HUKUKSUZLUĞUN GÜNCESİ
* Bilfer Madencilik şirketi, 2008 yılındaki "ÇED olumlu" belgesini aldıktan sonra Karaayıt Köyü'nün meraları üzerinde faaliyete başladı. Balıkesir Barosu, köylülerin başvurusu sonrası aynı yıl Çevre ve Orman Bakanlığı aleyhine ÇED raporunun iptali istemiyle Balıkesir İdare Mahkemesinde dava açtı.
* 31 Temmuz 2009 tarihinde Balıkesir İdare Mahkemesince "ÇED olumlu" kararı iptal edildi. Şirket bunun üzerine yeni bir ÇED süreci başlattı. Bu arada köylüler, yakın çevredeki ekoloji örgütleri ile madene karşı birçok eylem ve etkinlik gerçekleştirerek yeni ÇED sürecine tepki gösterdi.
* Karaayıt Köyü'nde 13 Kasım 2009 tarihinde yapılan ÇED toplantısına geniş katılım sağlanırken köylüler itirazların yaptı ve madenin istemediklerine dair imzaları yetkililere verdi.
* Mart 2010 tarihinde Balıkesir Mahalli Çevre Kurulu, Karaayıt Köyü içinde kurulacak Bilfer Madencilik Demir İşleme tesisleri pasa döküm alanının uygun olduğu yönünde olumlu karar verdi. Köy için çevresel açıdan sorun oluşturmayacağı söylenen kararın gerekçesinde, tesis ile en yakın yerleşim birimi olan Karaayıt Köyü arasında 300 metre mesafe olduğu halde arada bir tepe bulunması ve tesis sahasından bakıldığında köy merkezinin görülmediği, ancak köyün en uç noktasında bulunan 4-5 evin görüldüğü belirtildi! Böylece 125 dönümlük mera alanı köylünün elinden alınmış oldu.
* Bilfer, 2013 yılında köy merasından 10 dönüm daha talep etti. İl Mera Komisyonu bu kez Karaayıt’taki 9 buçuk dönümlük arazinin mera vasfını kaldırılarak 20 yıl süre ve 5 bin lira bedelle maden şirketinin kullanımına verdi. Köy ihtiyar heyeti kararı imzalamadı ancak 2014 seçiminden sonra muhtar değişince bu 10 dönüm de maden şirketine verildi.
* 2014 yılında köy suyunun arsenikli olduğuna dair rapor basında yer aldı. Karaayıt suyundaki arsenik oranı %17,4 iken çevresindeki köylerden Beşiktepe’de %59,15, Yeniköy’de %29, Bulutçeşme’de %14,4 olarak tespit edildi. Türközü Mahallesi’ndeki bir su kuyusu, çok yüksek oranda arsenik içerdiği için kapatıldı.
* Balıkesir Su ve Kanalizasyon İdaresi (BASKİ) müdürü, arseniğin genellikle maden sahalarının ve termal kaplıcaların yaygın olduğu bölgelerde görüldüğünü söylemesi, Ayvalık Tabiat Platformu tarafından Bilfer Madencilik İşletmesinin içme suyu kaynaklarını kirlettiğine dair bir itiraf olarak değerlendirildi.
* 2015 yılı mayıs ayında Balıkesir Büyükşehir Belediyesinin aldığı kararla, Ayvalık Belediyesinin Bilfer Madencilik Tesislerini mühürleyeceği bilgisi verildi. Daha sonra ne olduysa Balıkesir’den gelen ikinci bir yazıyla mühürleme işlemi durduruldu. Tesise, yarattığı gürültü kirliliği ve toz bulutuna karşı önlem alması için süre tanındı ancak şirket, faaliyetine aynı şekilde devam etti!
* Köylerdeki insanların arsenikli suyu içmesine ve kullanmasına göz yumulmasın diye Ayvalık Tabiat Platformu tarafından yapılan müracaatlar sonuç verdi. 2016 yılında BASKİ tarafından bazı köylere arsenik giderme sistemleri kuruldu.
* Buna rağmen Türközü Köyü'ne arıtma yapılmadı. Köy hâlâ arsenikli suyu kullanmaya devam ediyor.
* Arsenik oranının yüksek olmasının nedeni olarak gösterilen demir/bakır madeni “kazanılmış hak” gerekçesiyle kapatılamadı.
* Madenin yeni pasa döküm alanı için yapmak istediği ÇED toplantısı Ekim 2019 tarihinde yöre halkının tepkisi nedeniyle yapılamadı.
* Halkın tepkisine rağmen pandemi sürecinde yöre halkı ve örgütlerinin haberi dahi olmadan Haziran ayında Bakanlıkta yapılan İDK toplantısı ile madeni istediği ÇED olumlu belgesi verildi.
* Ocak ayının son günlerinde yağan yağmurlarla madenin pasa tepeleri ive atı barajı çöktü. Kirlilik Madra Barajına aktı.