İzmir’in Bergama İlçesi’ne bağlı Cevaplı Mahallesi’nde Demircioğlu Beton A.Ş’ye ait taş ocağının faaliyet alanı kapasite artışı için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Toplantısı yapıldı. Toplantıda köylü ve Bergamalı çevreciler kapasite arttırımına karşı çıktı.
Demircioğlu Beton A.Ş’ye ait taş ocağının faaliyet alanı kapasite artışı için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Toplantısı, Cevaplı Mahallesi köy kahvesinde gerçekleşti. Toplantıya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü görevlileri, şirket yetkilileri, Bergama Çevre Platformu Üyeleri, Bergama CHP Kadın Kolları ve yöre köylüleri katıldı.
KÖYÜMÜZ TOZ BULUTU OLUYOR
Yapılan toplantıda söz alan Cevaplı Köyü’nden Sibel Can isimli vatandaş; “Buradan ne zaman kamyonlar geçse toz bulutu oluyor. Toz komşu köye kadar ulaşıyor. Biz bunu çekmek zorunda değiliz. Evlerimiz patlamalardan dolayı sallanıyor. Biz patlamalardan dolayı rahatsızız. Sizin aileniz burada yaşar mı acaba?” dedi.
TEMİZ HAVA SOLUMAK İSTİYORUZ
Baba Mustafa Can ise; “Taş ocağının, kamyonların tozu Çalıbahçe köyüne ulaşıyor. Buna ben bizzat şahidim. Telefonum olsa hepsini kaydedip size gösterirdim. Biz sadece temiz hava solumak istiyoruz. Toz duman koklamak istemiyoruz” dedi. Köy muhtarının maden yanlısı tutum sergilediğini iddia etti.
KEÇİ KUYRUĞU TİTRETİRSE, GALE YELİ BERGAMA’YA KADAR TOZ YAPAR
Yöre insanı platform üyesi Emine Nuran Dönmez ise; “Geçen gün köye gittim, ektiklerimizin maden ocağı yüzünden toz içinde olduğunu gördüm. Bergama’da biz ‘Gale yeli’ deriz. Hele keçi kuyruğu titretirse, buraya da ‘Gale yeli’ vurursa Bergama’ya kadar toz yapar” dedi.
“KAPASİTE ARTIŞI BÖLGENİN FELAKETİ OLUR”
Bergama Çevre Platformu Başkanı Erol Engel ise; “Burada 25 hektarlık işletme arazisi 75 hektara çıkarılmak isteniyor. Üç katı artış olacak. 390 bin ton olan işletme hacmi 1milyon 920 bin tona çıkarılacak. Yani ortalama 5 katı bir artış olacak. Burada üç firma var. Bu üç firmanın bölgede ki tarımsal arazilere vermiş olduğu zararın kümülatif etki değerlendirmesi yapılmamış. Bölgenin dayanma, tahammül gücü hesaplanmamış. İki milyon tona yakın bir kapasite artışı bölgenin felaketi anlamına gelir. Bu sebeple kümülatif etki değerlendirmesi yapılması gerekmektedir. Ayrıca bölgedeki hakim rüzgarlar kuzeydoğu yönünden estiği için zeytinlik araziye zarar vermeyecektir deniliyor. Köylüye sorduğumuzda, burada poyraz olduğunu söylüyor. Burada 4 bilim insanı bu konuda doğruyu yapmadı. Onlar içinde suç duyurusunda bulunacağız” dedi.
“KÖYÜ BOŞALTMANIZ GEREKİR”
Engel ayrıca; “Zeytincilik yasası çok nettir. Yasa üç kilometrelik mesafede zeytinyağı fabrikası haricinde hiçbir şeye izin vermiyor. Ancak burada alicengiz oyunlarıyla köyün burnunun dibine işletme yapılıyor. Bu bugüne kadar sürmüş ama şimdi 5 katı artış söz konusu olacak. O zaman köyü boşaltmanız gerekir. Biraz vicdan sahibi olmak gerekiyor. Burada insan yaşamına, yaban hayata saygı duyacağız. Her şey para değildir. Lütfen bu kapasite artışını tekrar gözden geçirin. Bu proje bölgenin felaketi olur. Çevre Bakanlığı’nın bu artışı reddetmesi gerekir. Zeytinlik araziye 400 metre mesafede bu işi yapamazsın demesi lazım” sözlerine yer verdi.
“OCAK AÇILMASINA ‘NASIL İZİN VERDİLER?’ DİYE ŞAŞIRDIM”
Toplantıda söz alan Orman Mühendisi Mustafa Tonay; “Ben burada yıllarca ağaçlandırma çalışmaları yaptım. Bütün bu alanları gezdim. Orada köylünün devamlı aşıladığı zeytinlik sahalar vardır. Orada ocak açılmasına ‘nasıl izin verdiler?’ diye şaşırdım. Şimdi daha da büyütecekler. Projede şunları yapacağız diyor. Yapamazlar ben orman mühendisiyim. Orman bin, iki bin yılda kurulan bir şeydir. Biz makilik alanda ağaçlandırma yaparken ahlatı koruruz. Yerinden kaldırmayız. Çünkü bir daha yerine koyamayız” dedi.
Toplantıda projenin sunumunu da yapan şirket tarafı ise toz iddialarını kabul etmedi. Betonun ülke ekonomisine katkısını ve gerekliliği anlatıldı. Çevreye verilen zararın en aza indirileceği ifade edildi. Toplantı görevlilerin tutanak tutup bakanlığa ulaştırılmak üzere sona erdi.