Ajans Bakırçay

Çukuralan'da mahkeme kararlarına rağmen yeni ÇED raporu verildi

ÇEVRE

Koza Altın Şirketi'ne ait Çukuralan altın madenine mahkemenin "iptal" kararlarına rağmen bir kez daha 3. kapasite artışı "ÇED olumlu" raporu verildi.

İzmir'in Dikili ilçesinde Çukuralan köyü yakınında faaliyet gösteren Koza Altın Şirketi'ne ait Çukuralan altın madenine mahkemenin "iptal" kararlarına rağmen bir kez daha 3. kapasite artışı "ÇED olumlu" raporu verildi.

Geçtiğimiz mart ayında madenin kapasite artışı ÇED'i mahkeme tarafından ikinci kez iptal edilmiş, ÇED'siz kalan madenin kapatılması için İzmir Valiliğine başvuru yapılmıştı. Madene ÇED raporlarını iki kez iptal eden mahkeme kararlarına rağmen 2009/7 Genelgesi uyarınca yeni "ÇED olumlu" raporu verilmesini değerlendiren hukukçular, "Genelge Anayasa'yı yendi" diye yorumladı.

Haber: Özer Akdemir (Evrensel)

BİLİRKİŞİ RAPORU RİSKLERİ SIRALAYINCA ÇED İPTAL EDİLMİŞTİ

Çukuralan altın madeni, Bergama Dikili arasında, "ekolojik hassas bölge" olarak tanımlanan Kozak yaylası sınırında on yılı aşkın bir zamandır üretimine devam ediyor. FETÖ'cü olmak suçlaması ile kırmızı bültenle aranan Akın İpek'e ait Koza altın şirketi 15 Temmuz darbe girişiminin ardından el konularak TMSF bünyesine alınmıştı. Altın madeninin 3. kapasite artışına Çevre ve Şehircilik Bakanlığının verdiği ÇED olumlu raporuna karşı EGEÇEP ve Bergama Belediyesinin yanı sıra 21 yurttaş tarafından dava açılmıştı. Açılan davalarda yapılan bilirkişi incelemelerinde madenin orman ekosistemine, yer altı-yer üstü su kaynaklarına, canlı yaşamına ve koruma altındaki türlere olumsuz etki edeceğine yönelik raporun ardından mahkeme ÇED raporunu iptal etmişti.

2009/7 GENELGESİ ŞİRKETLER İÇİN AKP'NİN LÜTFU!

Mahkemenin iptal kararının ardından şirketin 2009/7 Genelgesi uyarınca başvurması üzerine yeni ÇED izni verilmişti. Genelge, ÇED olumlu kararları hakkındaki yürütmenin durdurulması/iptal kararları eğer ÇED raporunun bir ya da birkaç bölümüne ilişkin ise ÇED raporunun hazırlanmasına ilişkin tüm sürecin en baştan tekrarlanmasını kaldırıyor. Şirketlere çok büyük bir kolaylık sağlayan 2009/7 Genelgesi, sadece mahkemenin eksik veya yetersiz gördüğü kısımların düzenlenmesi sonrası bakanlıkta İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısından sonra yeni ÇED raporu verilmesini sağlıyor. Böylece yıllarca süren çevre davaları sonucu iptal edilen rapor yerine 20 gün içerisinde halkın katılımı toplantısı vs. yapılmadan yeni ÇED raporu veriliyor.

"SEN NEYMİŞSİN VEYSEL EROĞLU!"

Çukuralan'da gelinen aşamayı yorumlayan EGEÇEP avukatı Arif Ali Cangı, 2009/7 Genelgesinin mimarı, zamanın AKP'li Çevre ve Şehircilik bakanı Veysel Eroğlu'nun adını anarak; "Söylenebilecek tek söz "Veysel abi sen neymişsin abi, bir genelde çıkardın hiç bir mahkeme onu alamıyor" denebilir. Genelge Anayasayı yendi" dedi. Cangı, bu genelge ile ilgili AİHM'de açılan davayı anımsatarak, "oradan ihlal kararı alabilirsek sadece Çukuralan değil hepimiz 2009 /7 sayılı ucube genelgeden kurtuluruz" dedi.

"İDARE MAHKEMESİNE YENİDEN BAŞVURU YAPACAĞIZ"

Çukuralan altın madenine karşı Dikilili yurttaşların avukatlığını yapan Doğu Işık Çukuralan Altın Madeni 3. Kapasite Artırımı Projesi ile ilgili hukuki sürecin 2017 yılının sonlarında başladığını belirterek; "Bu süreç içerisinde biri ''ilk 2009/7 projesine'' ilişkin olmak üzere 2 ayrı dava görüldü. Bu davaların tümünde İzmir İdare Mahkemeleri ÇED Olumlu kararlarının iptaline karar verdi" dedi. madenin 3. kapasite artırımı projesine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2009/7 sayılı genelgeye 2. kez dayanarak yeniden ÇED Olumlu kararı verildiğini aktaran Işık, "Geçmiş iptal kararlarında ve alınan bilirkişi raporlarının hepsinde ortak olarak belirtilen husus şuydu: "Projenin hayata geçmesi durumunda; İçme ve sulama amaçlı bölgede kullanılan Madra Barajı'nın olumsuz etkilenecek olması". Ayrıca madenin atık sularının Çökek Deresine drene edilmesi ve atık suların Dikili ilçemizin önemli kültür ve tabiat varlıklarından olan Nebiler Şelalesi'ne ulaşması da dava dosyalarına girmiş bulunmakta. Dolayısıyla Madra Barajı'nın ya da Nebiler Şelalesi'nin yeri değiştirilemeyeceğine göre; söz konusu eksikliklerin giderilmesi ve yeni ÇED olumlu kararlarının alınması imkansız hale gelmektedir" diye konuştu. Işık, tüm bunlara rağmen Bakanlık tarafından verilen yeni ÇED olumlu kararının iptali için de İzmir'de, Madra ve Bakırçay bölgelerinde ekoloji mücadelesini sürdüren platformlarla bir araya gelerek kısa süre içerisinde İdare Mahkemesine ''yeniden'' başvuru yapılacağını dile getirdi.

"GENELGE KALKMADAN ÇEVRE DAVALARINI KAZANMAK PİRUS ZAFERİNDEN ÖTEYE GİTMEZ!"

Genelgeyi değerlendiren Av. Serdar Sinan da şunları ifade etti:

"Çukuralan sürecinde 2009/7 sayılı genelgenin nasıl kötüye kullanıldığının çok net bir örneğini görüyoruz. Maalesef gelinen noktada bu genelge çevre davalarında verilen tüm iptal kararlarını bertaraf edebilecek bir maymuncuğa dönüştü. Adeta normlar hiyerarşisinde en üst norm haline geldi. Mevcut durumda bu genelge bir şekilde ortadan kaldırılmadıkça çevre davalarında alınan kararlar birer Pirus zaferi olmaktan öteye gidemiyor. Bu nedenle genelgeye ilişkin AİHM önüne götürdüğümüz dosya çok önemli hale geliyor. Öte yandan yurttaşların adalet sistemine güveninin yerlerde süründüğünün yetkili ağızlardan dahi dillendirildiği ülkemizde sorunu biraz da buralarda aramak gerekiyor. Kamu idarelerinin yargı kararlarını uygulamaktan ısrarla kaçınması, kamu gücünü her ne pahasına olursa olsun sermayenin hedeflerine ulaşmasını sağlamak için kullanması yurttaşlar nezdinde büyük bir güvensizlik ve hayal kırıklığı olarak netice doğuruyor."

Yorumlar (1)

Hasan 2 Yıl Önce

...

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.