Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, Karaayıt kırsal mahallesindeki özel bir firmaya ait demir zenginleştirme tesisinde zehirli atık yığınlarının Madra Barajı’nı besleyen dereye çökerek barajın sulama havzasına ulaşmasıyla meydana gelen çevre faciasına Edremit Körfezi, Balıkesir, Dikili ve Bergama’da faaliyet gösteren çevreci örgütlerden sert tepki geldi.
Karaayıt demir madeninin atık depolama alanının çöktüğü, atıkların Madra Barajı’nı besleyen dereye dolduğunun hatırlatıldığı açıklamada, Ayvalık, Dikili, Bergama, Altınova’nın sulama ve içme sularının tehlikede olduğu vurgulandı.
Yapılan ortak basın açıklamasında, “Maden kazaları tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşamı tehdit ediyor. Galeriler çöküyor, atık barajları yıkılıyor, toprak kaymaları oluyor, siyanürlü, ağır metalli atık su sızıntıları meydana geliyor. Maden kazalarından birini de dün Ayvalık ilçesi yakınlarındaki Bilfer Madencilik ve Turizm A.Ş tarafından işletilen 489 sicil numaralı ‘Ayazmant Demir Madeni Projesi’ sahasında yaşandı. Bilfer’in atık depolama alanında, yağışlar sonrası atık dağı çöktü ve ağır metalli atıklar dereye doldu. Yağışlarla ve dere suyu ile birlikte atık yığını içindeki ağır metaller dere suyuna karıştı. Söz konusu dere bölgemizin sulama suyunu sağlayan Madra Barajı’nı besliyor. İçme suyunu yer altı kuyularından sağlayan Ayvalık için Madra Barajında yüzde 11 içme suyu kotası mevcut. Karaaayıt köyünde, Madra Barajı’nın hemen kıyısında bulunan açık ocaktan cevher çıkartılarak köye çok yakın bir mesafede bulunan zenginleştirme tesisinde demir elde ediliyor. Projenin ilk ruhsatının ÇED Kanunu’nun yayınlanmasından önceki bir tarihte alınmış olması nedeniyle projenin ocak kısmı ÇED’den muaf olarak işletiliyor” denildi.
Söz konusu şirketin 2008’lerde ocaktan çıkardığı cevheri yerinde işlemek amacıyla Ayazmend Demir Cevheri Zenginleştirme Tesisi için ÇED izni aldığının hatırlatıldığı basın açıklamasında, “Ayvalıklı yaşam savunucuları tarafından köylülerle birlikte açılan davalarla ÇED izni iptal ettirildi. Ancak yeniden hazırlanan dosyalarla ÇED Olumlu kararları alınarak köyün meralarına el konuldu ve meralar atık döküm alanı haline getirildi. Şirket, yeni atık depolama alanı kazanmak için en son 22.04.2020 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvurarak ‘Ayvalık Bilfer Maden Atıkları Düzenli Depolama Tesisi Projesi’ adı ile yeni bir ÇED süreci başlatmıştır. Proje meralarını sürekli kaybeden ve tarım ve hayvancılık yapamaz hale gelen köylülerin ve civarda yaşayan halkın tepkisini çekmiş, tepkiler nedeni ile ‘halkın katılımı toplantısı’ gerçekleştirilememiş, İnceleme Değerlendirme Toplantısı tarihi zamanında duyurulmamış ve yangından mal kaçırır gibi bir toplantı yapıldığı anlaşılmıştır. Bakanlık tarafından projeye bir kez daha 26.11.2020 tarihinde ‘ÇED Olumlu’ kararı verilmiştir. Karar, Ayvalık Belediyesi ve Ayvalık Tabiat Platformu tarafından dava edilmiştir” ifadeleri yer aldı.
Ayazmant Demir Madeni Projesi’nin bölge için uzun süredir kanayan bir yara olduğunun vurgulandığı açıklamada, “Projenin açık ocak kısmı Madra Barajı’na sıfır konumdadır ve ocağın kendisi baraj için büyük tehlike arz etmektedir. Projenin zenginleştirme tesisi Karaayıt köyüne çok yakındır. Proje kapsamında atık depolama alanları için köyün mera alanlarına el konulmuştur. Atık depolama alanları köy evlerine yalnızca 300 metre mesafededir ve ayrıca dere kenarındadır. Köyün içme sularında arsenik seviyesi yükselmiş, halk suyunu içemez olmuş, yapılan başvurulardan sonra BASKİ tarafından arsenik arıtma sistemi kurulmak zorunda kalınmıştır. Madra Barajı ve barajı besleyen derelere ve köye bu kadar yakın olan projenin ne kadar ciddi bir risk teşkil ettiği son kazadan sonra iyice açığa çıkmıştır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nı, Sağlık Bakanlığı’nı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı, Balıkesir Valiliği’ni, Cumhuriyet Savcılığı’nı acilen göreve davet ediyoruz. Ayazmant Demir Madeni Projesi ruhsatı iptal edilmeli ve acilen kapatılmalı, atıkların çöktüğü dere temizlenmeli, Madra Barajı, dere ve civar sularda ağır metal ve kirlilik tahlilleri yapılarak sonuçlar kamuoyu ile paylaşılmalı, gerekli önlemler alınarak halkın sağlığı güvence altına alınmalıdır. Acilen soruşturma açılarak görev ihmali bulunanlar yargılanmalıdır” ifadeleri kullanıldı.