Ekoloji Birliği ve EGEÇEP Cuma günü Manisa'nın Salihli İlçesi'ne bağlı Çapaklı Mahallesi'nde yaşananlarla ilgili tepkisini bir basın açıklaması ile duyurdu.
Arazilerine kepçe ile girilen halka kelepçe vurulmasının doğa katliamlarının siyasi iktidar eliyle gerçekleştirildiğini anlattığını vurgulayan Ekoloji Birliği, açıklamasında yaşam alanlarına sahip çıkma mücadelesinin meşru ve hukuki bir mücadele olduğunu belirterek, siyasi iktidarı ise baskıcı bir rejim uygulamakla eleştirdi.
Çapaklı köyü yakınlarında yapılmak istenen biogaz tesisine karşı günlerdir nöbet tutan köylüler Cuma günü sabah saatlerinde jandarmanın "yolu açın" ihtarı ile karşılaştılar. Yaşam alanlarında biyogaz tesisi istemediklerini belirterek yolu açmak istemeyen köylülere müdahale eden jandarma, en önde önde bulunan kadınlara kalkan ve joplarla vurdu. Köylülerden yaralananlar ve gözaltına alınanlar oldu. Jandarmanın köylülere karşı zor kullandığı anların videosunu çeken Salihli Çevre Derneği Yöneticisi Hakkı Uysal da gözaltına alındı.
Ekoloji Birliği‘nin açıklaması şöyle:
DOĞAYI SERMEYENİN MÜLKÜ GÖREN KAPİTALİST SİSTEM PANDEMİNİN DE NEDENİ
Kapitalist sistemin dünyaya dayattığı ‘küreselleşme’ politikasının yarattığı sonuç, sistemin kendi krizinin küresel düzeyde yayılmasını getirirken, kendi yarattıkları krizden çıkamayan sistemin temsilcilerinin kendilerini doğanın sahibi zannedecek kadar gözlerinin döndüğünü de göstermektedir. Kapitalist sistem, kendi yarattığı krizden kurtulma formülü diye sadece bir meta olarak gördüğü doğayı sermaye için özelleştirecek kadar akıl dışı yöntemlere başvurmaktadır. Doğayı sermayenin mülkü haline getirmeye çalışan bu akıl dışı çevre politikasının sonuçlarının iklim krizi ve küresel ısınma olarak doğadaki yaşamı da nasıl bir tehdit altına soktuğu, aylardır tüm dünyayı kasıp kavurarak karantina altına aldıran corona virüsü ile gelen pandemi süreci de anlatmaktadır.
Kapitalist sistemin küresel düzeyde yaşadığı ekonomik yıkım, bu nedenle dünyaya da ekolojik yıkımı dayatmaktadır. Doğada yaratılan ekolojik bir yıkım varsa, bunun bir sonucu insanca yaşam hakkı da tehdit altına girmiş demektir. Çünkü insan da saldırıya uğrayan doğanın bir parçasıdır. İktidarın uygulamaları bu gerçeği çok açık bir şekilde gözler önüne sermektedir. Siyasi iktidar artık sermayenin kapı kulu haline gelmiştir. Hukuksuzluk meşrulaştırılmış, topluma dayatılan her proje “istemeseniz de bu olacak” zorbalığına getirilirken, ülkemizin her köşesinde iktidar destekli çevre katliamları yaşanmaktadır.
İKTİDARIN ÇEVRE POLİTİKASI: DOĞAYA KEPÇE, HALKA KELEPÇE
Artık günümüzde devlet şirketlerin özel güvenlik gücü haline getirilince, sermaye sahiplerine yaranmak için doğaya kepçe, vatandaşa ise kelepçe vurulmaya başlanmıştır. Kızılcaköy’de arazilerini korumak isteyenler, Kazdağları Kirazlı’da yaşam nöbeti sürdürenler, Bursa Kirazlıyayla’da madenin hukuksuz faaliyetlerine karşı direnenler ağır para cezaları ile sindirilmek istenirken, Konya Ilgın’da Çavuşçuköylü vatandaşların mülkü elinden alınıp şirketlere peşkeş çekilip, üzerlerine de devletin kolluk güçleri gönderilirken, dün de Salihli’de arazilerine kepçe sokulan vatandaşın kendisine de nasıl kelepçe vurulduğuna tanık olduk.
Doğada yaratılan ekolojik tahribat, insanca yaşam hakkını da artık doğrudan tehdit altında bırakan bir aşamaya taşınmıştır. Siyasi iktidarın pandemi dönemini baskıcı yöntemler için bir fırsat gibi kullanması, doğayı tahrip ederken halka da zulüm uygulaması, Salihli ilçemizde yaşananlarla birlikte iktidarının kendini ele verdiği anlamındadır. Bu nedenle Salihli Çapaklı mahallesinde biyogaz projesi hakkında dava açılmış ve yargı süreci hala devam ederken hem toprağını hem de hukuksal hakkını korumaya çalışan halka vurulan kelepçeyi insan haklarına yönelik bir saldırı olarak görüyoruz.
DOĞAYI ve YAŞAMI SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Bir kez daha vurgulamak istiyoruz; yaşamı ve doğayı savunmak, insan haklarını ve insanca yaşam hakkını savunmakla özdeştir. Ekoloji mücadelesi, tamamen meşru ve hukuksal bir mücadeledir. Bu nedenle hiçbir baskı ve gözdağının, zorbalığın haklı bir mücadeleyi sindirmesi mümkün olmayacaktır. Bu durum sadece yaşamdan, emekten ve demokrasiden yana olanların daha güçlü mücadele için güçlerini birleştirmesinin de bir daveti anlamına gelecektir.
Siyasi iktidarı pandemi döneminden sermayenin rant ihtiyacına fırsat yaratmak için değil, sağlıklı yaşam ve insanlık adına ders çıkarmak için yararlanmaya, yüzünü bilime ve akıla dönmeye, hukuka, doğaya ve insan haklarına saygıya davet ediyoruz.
Ekoloji Birliği olarak; Salihli Çapaklı halkının yalnız olmadığı, haklı davalarında asla yalnız kalmayacakları ve yanlarında olduğumuzun bilinmesini istiyoruz. Yaşamı ve doğayı savunuyoruz, savunmaya da devam edeceğiz!
EGEÇEP: Salihli- Çapaklı Köyündeki Jandarma Saldırısını Kınıyoruz, Boyun Eğmeyeceğiz
Salihli ilçesi Çapaklı mahallesinde dün biyogaz tesisine karşı çıkan halkın jandarma tarafından darp edilmesini kınayan bir açıklama yapan EGEÇEP, yaşananlara “boyun eğmeyeceğiz” diyerek tepki gösterdi.
Salihli ilçesi Çapaklı mahallesinde dün biyogaz tesisine karşı çıkan halkın jandarma tarafından darp edilmesini kınayan bir açıklama yapan EGEÇEP, (Ege Çevre ve Kültür Platormu) yaşananlara yönelik olarak “boyun eğmeyeceğiz” diyerek tepki gösterdi. EGEÇEP tarafından basın ve kamuoyuna konuyla ilgili olarak yapılan açıklama şöyle:
JANDARMA SALDIRISINI KINIYORUZ, BOYUN EĞMEYECEĞİZ!
Jandarma 24.07.2020 günü, Salihli- Çapaklı mahallesinde kurulmak istenen Biyogaz tesisine karşı meşru direnme hakkını kullanan köylülere orantısız güç kullanmıştır. Halkın jandarmasının halka karşı uyguladığı bu baskı ve şiddet asla kabul edilemez.
Süreci anımsatalım: Biyogaz tesisi kurulmasını istemeyen Çapaklı köylüleri ve yöre halkı, EGEÇEP bileşeni Salihli Çevre Derneği öncülüğünde yürütmenin durdurulması ve işlemin iptali için mahkemeye başvurmuştu. Geçtiğimiz günlerde, Salihli – Çapaklı mahallesinde bu biyogaz tesisi için mahkeme keşfi yapılmış, yöre halkı bu biyogaz tesisisini istemediğini bir kez de Mahkeme Heyeti önünde net bir şekilde dile getirmişti.
Ancak, mahkeme süreci devam ederken, şirkete ait kamyon ve iş makinelerinin sahaya gelerek çalışmalara başlaması üzerine, gerek Salihli ve gerekse Çapaklı halkı, tesisin kurulmak istendiği sahaya gelerek bu yasa dışı çalışmaların derhal durdurulmasını istemişti. Konuyla ilgilenen Salihli Kaymakamı, Mahkeme kararına kadar çalışmaların durdurulacağını açıklamasına karşın şirket, bugün yeniden işmakineleri ile gelerek yol yapım çalışmalarına başlamış, yöre halkını hiçe saymıştır. Bunun üzerine tesisler alanında toplanan halk, sloganlar atarak, bu çalışmaların yasa dışı olduğunu, Mahkemenin henüz karar vermediğini belirterek çalışmalara engel olmak istemiştir. Halkın bu haklı isteği karşısında jandarma, şirket yetkililerini uyarıp çalışmaları durdurmasını istemek yerine halka saldırmış, darp ederek bir çok kişiyi göz altına almıştır.
Yetkililere soruyoruz:
Haksız uygulamalar karşısında halk kime güvenecektir?
Halkın haklarını koruma görevini yerine getirmek yerine jandarma, neden halka saldırmıştır?
Bu saldırı emrini kim vermiştir?
SALİHLİ ve ÇAPAKLI HALKI YALNIZ DEĞİLDİR
Saldırı emrini verenlerin derhal görevden uzaklaştırılmasını, Mahkeme süreçleri sonlanıncaya kadar şirketin çalışmalarının durdurulmasını istiyoruz. Bu yapılmadığı taktirde, doğacak olaylardan yetkilileri sorumlu tutacağımızı, Salihli ve Çapaklı halkının yanında yer alacağımızı, onların meşru direnme haklarını savunacağımızı açıkça duyuruyoruz. Salihli halkı yalnız değildir. Kamuoyuna saygıyla duyururuz.