Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi eski Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Halk Sağlığı Uzmanı, Ege Çevre ve Kültür Platformu Sözcüsü ve Temiz Hava Hakkı Platformu Temsilcisi Prof. Dr. Ali Osman Karababa, tüm dünyayı etkisini altına alarak insanların evlere kapanmasına sebep olan yeni tip koronavirüsün (Covid-19) ortaya çıkış sebebi ve ekolojiye etkileri hakkında bazı açıklamalarda bulundu.
“İnsanlığın dünyadaki yayılma alanlarının genişleyip yabanıl yaşamla iç içe geçmesi, başka bir söylemle insanlığın yabanıl yaşam alanlarını istilası yeni salgınların gelişmesine neden oluyor” diyen Prof. Dr. Karababa, “Çünkü gündelik yaşamda yakın ilişkide bulunmamızın söz konusu olamayacağı canlılarla temas artıyor. Artan temas hayvanlarda görülen hastalıkların bir bölümünün insanlara bulaşmasına neden olabiliyor. Özellikle kısa zamanda ve hızla çoğalma becerisine sahip mikroskobik canlılar, örneğin virüsler, genetik yapılarında ortaya çıkan değişimlerle evrim geçirerek insana bulaşabilme özelliği kazanırlar. Sonuç bir hayvan hastalığının artık insan hastalığına dönüşmüş olmasıdır” açıklamalarında bulundu.
SORUN YUMAĞI BÜYÜMEKTE
İlkses Gazetesi'nden Burcu Yanar'ın özel haberi'nde hastalığın nasıl bir pandemi haline geldiğine de dikkat çeken Prof. Dr. Karababa, “Bulaştığı insanların bağışıklık sistemi, tamamen yabancısı olduğu bir etkenle baş etmek zorunda. Felaket de tam burada başlıyor. Hastalık hızla yayılmaya başlar ve salgın halini alır. Olgu sayıları katlanarak artar. İnsan hareketliliğinin ve ulaşımın bu denli hızlı olduğu bir dünyada salgın sınırları aşarak çok sayıda ülkeye yayılır, pandemi halini alır. Koronavirüste karşılaştığımız durum tam da budur. Bu sıkıntılı tabloya bir de iklim değişikliğinin neden olduğu sıcaklık artışı, yağışlarda düzensizlik, deniz seviyesinin yükselmesi, güneş ışınlarının etkisi ile hastalık yapıcı mikrobiyolojik canlıların (virüs, bakteri, parazit, mantar gibi) biyolojik yapıları, yaşam ortamları ve üreme şekillerinde değişikliklerin oluşmasını da eklediğimizde sorun yumağı daha da büyümektedir” diye konuştu.
HAVA KİRLİLİĞİ ETKİLİ
Virüsün solunum yollarını etkileyen ve büyük çoğunlukla bu sayede bulaştığını da kaydeden Prof. Dr. Karababa, “Bu değişiklikler var olan bilgilerimizin kimisinin geçersiz olmasına ve bu canlıların yol açtıkları sağlık sorunlarıyla baş edebilme yöntemlerimizin başarısız olmasına neden olmaktadır. Doğal olarak mücadele yöntemlerimizin gözden geçirilmesi ve etkisiz olanlara dair yeniden bilgi üretilmesini zorunlu kılmaktadır. Yeni bilgiler üretilene kadar da sağlık sorunları nedeniyle kayıplar artmaktadır. Tartışma konusu hava yolu ile bulaşan bir sağlık sorunu olduğuna göre karmaşıklığı daha da artıracak çevresel bir etkeni daha sürece katabiliriz; hava kirliliğini. Hava, solunum yolu enfeksiyonuna neden olan etkenleri hasta kişiden sağlam kişilere taşıyan bir aracı durumundadır. Ancak olay bununla bitmiyor. Eğer solunan hava kirli ise etkeni taşımak yanında, etkenin solunum yollarına kolayca yerleşmesine ve hastalık oluşturmasına, hastalık ortaya çıktığında da savunma sistemimizin sorunla baş edebilme becerisinin azalmasına neden oluyor” dedi.
EKOSİSTEMLERİ TÜKETTİK
Prof. Dr. Ali Osman Karababa, ekosistemin nasıl böyle bir duruma geldiğini ise şu sözlerle aktardı: “Ekosistem ‘Sınırları belli bir alanda yaşayan üreticiler, tüketiciler, ayrıştırıcılar ve onların cansız çevrelerinden oluşan enerji akımı, mineral döngüleri ve popülasyon denetimi işlevlerini kapsayan birim’ şeklinde tanımlanabilir. Dünyamız küçük küçük çok sayıda ekosistemin bir araya gelerek oluşturduğu daha büyük ekosistemlerin bütünleşmiş halidir. Biz ekolojik ayak izimizi artırırken aynı zamanda ekosistemleri de çoğu zaman geri dönüşümsüz biçimde tahrip ediyoruz. Gündelik yaşamımızda kullandığımız binlerce kimyasalı da bunların üzerine eklediğimizde üzerinde yaşadığımız dünyayı giderek daha yaşanmaz hale getirdiğimiz, ekosistemleri tükettiğimiz görülmektedir. Gelinen noktada koronavirüs salgını öncülleri olan kuş gribi, domuz gribi ve diğerlerinden daha hızlı yayılarak ilerliyor. Gelişmiş ülke, gelişmekte olan ülke ayrımı yapmaksızın 142 ülkeye yayılmış durumda. 30 Mart 2020 itibariyle dünyada kanıtlanmış 721 bin 902 olgu ve 33 bin 993 ölüm olduğu bildirilirken, ülkemizde kanıtlanmış olgu sayısı 10 bin 827’ye ölü sayısı ise 168’e ulaştı.”
“NASREDDİN HOCA FIKRASI GİBİ”
Prof. Dr. Karababa, “Neden olduğumuz çevre kirliliği, ekolojik yıkımlar ve iklim krizi Nasrettin Hoca fıkrasındaki ‘Bindiği dalı kesen insan’ örneğine benzer bir duruma yol açtı. Dalın kırılmasına az kaldı, hatta kimilerine göre dal kırıldı ama yeterince farkında değiliz. Sorunun kaynağını Yönetim Bilimci Peter F. Drucker’ın iki farklı ifadesi ile aktaralım: ‘Bir nokta açıktır: Dünyamız emin ellerde değildir. Yeni dünya düzeni yeryüzünü ölüme mahkum etmiştir’ ifadelerine yer verdi.