İzmir Alevi Dernek Başkanlarından birinin whatsapp iletişim resmi başını kuma gömmüş bir devekuşu. Bununla hiçbir şeyi görmüyor duymuyorum demek değil hiç kimse bizi duymuyor görmüyor anlamıyorun ifadesi olarak resmediliyor. Eski Hacı Bektaş Belediye Başkanı Mustafa Özcivan, Alevinet’te yapılan söyleşide "Türkiye de çok sorun var eğitimden sağlığa kadar ekonomiden adalete kadar fakat Alevilerin en büyük sorunu kimliklerinin resmi olarak tanınmamasıdır. İbadet yerlerinin resmi olarak tanınmamasıdır. Devlette Alevilere karşı yapılan ayrımcılıktır. Tüm bunların ana kaynağı da diyanettir ve din referanslı yönetimdir" demektedir.
Başkan Özcivan’ın bahsettiği gibi buu günlerde her konuda duymaz görmez konuşmazlar çoğaldı. Yozgat’ta bir markette bir adam bir kadını şiddetle dövüyor. Markette çalışanlar ve müşteriler gözlerinin önünde gerçekleşen bu olayı görmüyor-u, duymuyor-u oynuyorlar. Adam eski sevgilisini dövüyor. Yani işin içinde sevgililik varmış şiddet için yeterli görülüyor. Sevgi yaşatmayı sağlaması gerekirken az gelişmişliğin içinde geri bıraktırılmışlığın yobazlığı, çarpıklığı ile bizde öldürebilme dövebilme gerekçesi. İstanbul sözleşmesi gibi imzala imzala çek geri imzala çizik çek üstüne…
Ne de çok övgüler dizmiştik kadınlar üstüne ancak pratik kötü. Nazım usta ne diyor:
Analardır adam eden adamı Aydınlıklardır önümüzde giden
Sizi de bir ana doğurmadı mı?
Analara kıymayın efendiler
Gelinler aynada saçını tarar
Aynanın içinde birini arar
Elbet bir gün sizi de aradılar
Gelinlere kıymayın efendiler
---
Aslında Yozgat’ta markette kadını döveni de, müşterilerini de, market çalışanını da uzaktan başkasının hakkını savunmada görmek isterseniz; tam marketin içinde “Filistin'e destek İsrail’in zalimliğini protesto mitingi” düzenle ilk önce onların katıldığını göreceğimizi sanıyorum. Uzaktaki bana dokunmayan yılanın kınanması kolay ve ucuz olduğu için gerçekleştir gitsin. "Kahrolsun İsrail" dersin olur biter. İsrail, kadın döven adamdan daha tehlikeli değil ya nasıl olsa…
Bir fıkrada; Sosyalist Polonyalı ile kapitalist Amerikalı bir pubda içerlerken sistemlerini ve haklarını tartışıyorlar.
Amerikalı diyor ki: "Biz özgürlükler ülkesiyiz. Ekonomik uygulamalarını beğenmezsek çıkarız başkanın karşısına, yüksek sesle protesto eden görüşümüzü söyleriz. Ya siz?"
Polonyalı: "Bunda ne var ki bizde yöneticilerimizin karşısına geçer hem de masaya sert bir yumrukla vurarak Amerika’nın ekonomik sistemini beğenmiyor, protesto ediyorum deriz" der.