İzmir genelinde 842 okula vaiz, imam-hatip ve kuran kursu öğreticileri görevlendirilmesine Bergama Eğitim-Sen ve Veli-Der Temsilciliği, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önüne giderek tepki gösterdi.
İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İzmir Müftülüğü arasında “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi” (ÇEDES) adıyla bir protokol imzalandı. Protokol kapsamında ise okullarda “manevi danışman” görevlendirilmesi yapıldı. İzmir’deki 842 okulda imam, Kur’an kursu öğreticisi, vaiz ve din hizmetleri uzmanı görevlendirildi.
Bergama’daki 17 okulda da yapılan bu görevlendirmelere, Bergama Eğitim-Sen ve Veli-Der Temsilciliği tepki gösterdi.
Bergama Eğitim-Sen ve Veli-Der Temsilciliği önderliğinde İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yapılan protesto gösterisi ve basın açıklamasına CHP, İYİ Parti, HDP, Sol Parti, Yeşil Sol Parti, TİP, TKP, Emek Partisi, Demokrat Parti, Baro Bergama Temsilciliği, Atatürkçü Düşünce Derneği, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Tahtacı Kültür Derneği, Bergama Çevre Platformu destek verdi.
“BİLİMSEL LAİK EĞİTİM İSTİYORUZ”
Basın açıklaması ise Veli-Der Bergama Şube Başkanı Fikret Ali Parlas’ın sunumu ile Eğitim-Sen Bergama Baş Temsilcisi Şirin Ural tarafından okundu. Topluluk tarafından “Okullarımıza, çocuklarımıza, geleceğimize sahip çıkıyoruz” pankartı ile “Bilimsel laik eğitim istiyoruz”, “Protokolü iptal edin, PDR ilkelerini uygulayın”, “Manevi danışman değil, PDR uzmanı istiyoruz”, “İmam camide, öğretmen okulda” ve “ÇEDES Projesine hayır” yazılı dövizler açıldı.
Yapılan basın açıklamasında ise; “Son yıllarda, Millî Eğitim Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı, dini vakıf ve dernekler arasında çok sayıda iş birliği protokolü imzalanmıştır. Bu ortak projeler üzerinden eğitimi dinselleşme süreci hızlandırılmış, doğrudan laik eğitimi ve laik yaşam tarzını hedef alan uygulamalar hayata geçirilmiştir. Dini ve manevi değerleri merkeze alan ÇEDES Projesi, etkin bileşeni din referanslı kurumlar olması nedeniyle laik-bilimsel eğitim anlayışına ve eğitim bilimlerine aykırı bir çerçevede hazırlanmış ve uygulanmaya başlamıştır”
“EĞİTİM ANLAYIŞI SİYASALLAŞMAKTADIR”
“1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 56.Maddesine göre ‘Eğitim ve öğretim hizmetinin, bu kanun hükümlerine göre Devlet adına yürütülmesinden, gözetim ve denetiminden Milli Eğitim Bakanlığı sorumludur’. ÇEDES Projesi, 1739 sayılı kanuna aykırı olarak eğitim hizmetinin yürütülmesini, gözetilmesini ve denetlenmesini Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı ile paylaşarak gözetim, yürütme ve denetim görevini ihlal etmektedir. MEB, böylece okulların çocuğun üstün yararı ve kamu yararına işlev görme niteliğini sekteye uğratmaktadır. Yine ÇEDES Projesi, öğrencilerin hem okulda hem de okul dışı ve yaz tatillerindeki geçirdiği zamanları ele geçirerek okulu ve öğrencileri dini referanslı eğitim anlayışı ile siyasallaştırmaktadır. Sorumlu kurumlarca yeterince denetlenmeyen, kamusal alana açık olmayan bu alanlarda çocuğa yönelik yaşam hakkı ihlali, fiziksel şiddet, ekonomik şiddet ve çocuk ihmali ve istismarı olaylarını kamuoyu yakından gözlemlemiştir”
“TEK DİN, TEK MEZHEP ANLAYIŞI”
“MEB, bugüne kadar yaptığı gibi, din ve inanç alanı gibi son derece hassas bir konuda ‘tek din, tek mezhep’ yaklaşımıyla hareket ederek okullarda öğrencilere dini ve manevi değerleri aktarmayı kendisine görev edinmiştir. ÇEDES Projesi iktidarın eğitim sistemini siyasal-ideolojik çizgisi ve dini-kültürel ihtiyaçları doğrultusunda biçimlendirme hedefinin son örneği olarak karşımıza çıkmaktadır. Hiçbir toplum birbirinin aynı ve tamamen aynı düşünen, aynı inancı paylaşan, aynı ‘manevi değerleri’ benimsemiş insanlardan oluşmamaktadır”
“FARKLI İNANÇTAN ÖĞRENCİLERE YÖNELİK AÇIK BİR DAYATMA VE AYRIMCILIK”
“Laiklik anlayışı gereği farklı, inanç, düşünce ve değerler karşısında tarafsız olması gereken bir devletin, sadece bir dinin ve mezhebin öğretilerini, sadece belli bir inancın benimsediği manevi değerleri tüm okullarda ‘tek doğru’ olarak öğretmeye çalışması doğru bir uygulama olmadığı gibi, farklı inançtan öğrencilere yönelik açık bir dayatma ve ayrımcılıktır. ÇEDES projesi bu yönüyle hem laikliğe hem de laik eğitim anlayışına temelden aykırılıklar içeren bir düzenlemedir”
“PROTOKOL DERHAL İPTAL EDİLMELİDİR”
“Buradan Bergama İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne ve Okul Müdürlüklerine de sesleniyoruz. Hiçbir şart altında velinin imzası ve rızası olmadan çocuklarımızı bu tür etkinliklere katamazsınız. Pedagoji bilimine aykırı böyle projelerin, eğitimci olmayan bu manevi danışmanların çocukların ruhsal durumunda ne denli olumsuzluklar yarattığının örnekleri vardır. Akdeniz üniversitesinde uygulanan bu tür bir proje sonrasında 3 üniversite öğrencisi intihar etmiştir. İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü bu protokolü derhal iptal etmelidir. Çocuklarımız, ÇEDES ve benzeri projelerle siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerinin parçası haline getirilemez! Bu konuda eğitim emekçileri başta olmak üzere, öğrencilerimizi, velilerimizi ve demokratik kamuoyunu birlikte tavır almaya ve ortak mücadeleye davet ediyoruz. Biz Eğitim Sen olarak Bergama kamuoyuna bir daha sesleniyoruz: Biz okullarımıza sahip çıkıyoruz, siz de çocuklarınıza sahip çıkın”
“BIRAKIN ÇOCUKLARIMIZ ÇOCUKLUKLARINI YAŞASIN”
“Buradan Milli Eğitim Bakanlığına da bir kez daha sesleniyoruz, halkın değer yargılarını, inançlarını yönlendirmelerle kutuplaştırma yaratmayın, bırakın çocuklarımız çocukluklarını yaşasın, bırakın çocuklarımız bilim üretsin, bizler okulları bilim yuvaları olarak analım. Çocuklara hangi değerlerin verileceğini imamlara değil biz pedagojik formasyon almış öğretmenlere bırakın. Eğitim-Sen ve Veli-Der olarak okulları dini referanslı faaliyet ve etkinliklerin değil, laik ve bilimsel eğitimin mekânları olması için yürüttüğümüz mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz” ifadelerine yer verildi.