Tiyatro bir sanat dalıdır ve "sanat; düşünebilen, gerçeği görebilen, toplumu anlayabilen insanların işidir."
(Tolstoy)
****
Bir ömür tiyatro demek Genco Erkal,
Nâzım Hikmet’in
"şiir serüveninin"
anlatıldığı 91 şiirini seslendirdiği
"Ne Güzel şey Hatırlamak Seni" CD’si için
şöyle tanımda bulunur:
"Tiyatro, kuma yazılan yazı gibi,
yel üfürdü su götürdü, bitiyor gidiyor.
Kalıcı bir şey olsun istedik."
"Ölünce unutulmak istemiyorsanız,
ya okunmaya değer şeyler yazın ya da
yazılmaya değer işler yapın” der bilge.
Yani; kalıcı işler…
İşte şu "kesin tecrit günlerinde" okuduğum Ayşegül Sevinç’in
"Genco Erkal’ın Dostlar Tiyatrosu Serüveni-
Güneşin Sofrası’nda" isimli kitabı;
sanat yaşamında tam 60 yılı geride bırakan Genco Erkal’ı
ve kurucusu Dostlar Tiyatrosu’nu;
anlatıyor.
"Kalıcı bir işe" imza atan yazar, 60 yıl önce genç ve
hevesli bir oyuncu adayıyken
bugün tiyatromuzun en büyükleri arasındaki,
bir aydın olarak da gönüllerde taht kurmuş
bir sanatçıyı ve emeğiyle yoğurduğu
topluluğun, yarım asırda ulaştığı saygın
konumu -inceleyerek-
13 bölümde dillendiriyor.
*****
Genco Erkal,
daha Robert Kolej’de okurken
"Şekspir"i İngilizce oynayarak çıkmıştır ilk kez sahneye.
Çıkış o çıkıştır!..
Tiyatromuzda ilk tek kişilik oyunu AST’da
"Bir Delinin Hatıra Defteri"yle oynamıştır.
"Poprişçin" karakteri başkaldıran bir kişidir.
Nâzım Hikmet ve Bertolt Brecht’in düşüncelerinden etkilenmiştir.
Onlar sayesinde tiyatronun toplumsal işlevini de perdeye taşımıştır.
"Bana ihanet etmediler.
Ben de onlara! Oyunlarını oynadım, şiirlerini söyledim.
Özdeşleşme var aramızda." der iki şair için ve ekler Erkal;
"Beni ben yapan Nâzım’dır.
Onun sesi oldum, o benim özüm!"
Politik tiyatro yapmayı seçmiş Genco Erkal için Nâzım Hikmet "Manevi lider", Brecht de kuramsal lider!
Şiirden ilk tiyatroyu, "Kerem Gibi"yle sahneleyendir.
Nâzım’ı Fransızca da Yunanca da oynayan aktördür.
Sahnede ölmek ister hep!
"Tiyatro başımın tacı" der ve devam eder:
"Tiyatroda umudu paylaşıyoruz, ilerleyen aydınlığın içinde olduğumuzu görüyoruz. Beni ayakta tutan da ilerleyen aydınlığın içinde olmak!.."
80.yaşına bastığı gün
Ece Saruhan onun için şu ifadeye yer vermiştir;
"Bütün mesele yürekte dizelerinin vücut bulmuş hali olan o kocaman ‘o’nun, tiyatromuzun 80 yaşındaki özellikle gençlerin sarılmaya doyamadığı, gövdesi umuttan çınarıdır Genco Erkal!.."
Dostlar Tiyatrosu da, çocuğu gibidir!..
Ayla Algan, Halit Akçatepe, Şevket Altuğ,
Zeliha Berksoy, Ahmet Gülhân, Salih Kalyon,
Macit Koper,
Ahmet Mekin,
Güler Ökten, Ali Taygun, Zeynep Tedü,
Gülsen Tuncer,
Sumru Yavrucuk, Işık Yenersu ve yüzü geçen tiyatro ustası…
Her birinin yolu, Dostlar’dan geçmiştir.
"Rosenbergler Ölmemeli",
"Asiye Nasıl Kurtulur", "Aslan Asker Şvayk",
"Abdülcanbaz", "Azizname", "Kerem Gibi",
"Düşmanlar", "Brecht Kabare", "Yalınayak Sokrates",
"İnsanlarım", "Simyacı", "Can’’, "Sivas 93",
"Yaşamaya Dair", "Güneşin Sofrasında-
Nâzım ile Brecht" ve "Merhaba",
Genco Erkal tiyatrosunun 60’ı aşkın
oyunu arasında unutulmazlardır.
****
Saldırılara uğrar, oyunları yasaklanır. Soruşturmalar...
Dava edilen oyunlar... Sayılarını unutmuştur!
12 Mart ve 12 Eylül’de çok darbe almıştır tiyatrosu.
Anadolu turneleri engellenmiştir.
Bu konuda şöyle konuşur Erkal;
"Hep bunlarla mücadeleyle geçti hayatımız ama bu da şuna yaradı, hem bir mücadele gücü veriyor, hem de söyleyeceğini dolaylı yoldan söyleme yaratıcılığını kamçıladığını söyleyebilirim."
Hemen Genco Erkal’lı bir anekdot;
Bursa’da "Asiye Nasıl Kurtulur"u oynarken
oyunda sustalı bıçak vardır. Ruhsatsız diye
başa gelmeyen kalmaz. "Mevcutlu" Siyasi Şube’ye alınır.
Nezarete atılırken nasılsa valinin son anda haberi olur, kurtulur.
Ancak sustalı polis emanetine alınır bir naylon torba içinde!..
*****
Sanatçının "aydın" kimliğini tamamlayan
"toplumcu duruş"u ise -politik baskı ve
enflasyon/kriz dönemlerinin olumsuz
etkisine
karşın- sorumluluğunu taşıdığı
sahne olaylarının başlıca çıkış noktası olmuştur.
O duruşun bedelinin de ödendiğini yazar Ayşegül Sevinç.
Genco Erkal şiddete savaşa karşı tavır sergiledi.
Yeri geldi baskılar, haksızlığı,
hukuksuzlukları protesto için ücretsiz oyun oynadı.
TV’de, röportajlarında sözünü esirgemedi.
"Aldığı en büyük ödül de seyirciden geldi.
Onu izlemiş beş ayrı kuşaktan seyircinin
sevgisi, saygısı, ve bağlılığıyla bugünlere ulaştı.
Asla tevazuyu bırakmadı.
Genç çiftler
doğan çocuklarına 'Genco' adını koydu."
Genco Erkal,
Dostlar Tiyatrosu
serüveniyle tarih huzurunda dokunulmaz
gerçek sanatçılarımızdandır,
Türk tiyatrosunun temel taşıdır.
Yine Bostanlı Suat Taşer’de Genco Erkal’ı
Tülay Günal’la bir kez daha "Yaşamaya Dair"de
izlemek, doyumsuz yorumuyla "Nâzım Baba şiirlerini dinlemek" ümidiyle!
Sevginin gücüyle, umutla, dirençle, sağlıkla yaşama coşkusuyla!
Alkışlarla Genco Erkal, Nice Yıllara Dostlar Tiyatrosu!..