Kadınlar birçok ilde olduğu gibi Bergama’da da 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü'nde alanlardaydı.
Bergama Kadın Dayanışma Platformu’nun çağrısı üzerine Bergama Kültür Merkezi BerKM önünde toplanan kadınlar, Cumhuriyet Meydanı’na kadar “İş, Ekmek, Özgürlük” sloganları eşliğinde yürüdü. Yürüyüş sırasında "Susmuyoruz, korkmuyoruz itaat etmiyoruz, Kadınlar birlikte güçlü", “Kadına yönelik şiddete hayır”, “Sessiz kalma, susma”, “Yalnız değiliz, birlikte güçlüyüz” ve “Kadına değil, şiddete el kaldır” yazılı dövizler taşındı.
Cumhuriyet Meydanı’nda ise Alev Çakır Aslan sunumuyla Nazlı Deniz Tan Ulu tarafından basın açıklaması okundu. Basın açıklamasında ise; “Ülkemizde her gün yumruklarımızı sıkacağımız bir şiddet öyküsü, öfkeyle yasını tutacağımız bir kadın cinayeti haberiyle sarsılıyoruz. Rakamlara indirgenen, isimsizleştirilmiş kadınlar. Kentli kadınlar, genç kadınlar, köylü kadınlar, küçük kadınlar, yoksul kadınlar…. İsimleri ve hikâyeleri değişen, kokuşmuş düzenin cenderesinde öğütülen kadınlar. Mersinli Özgecan, Diyarbakırlı Meryem, Antepli Leyla, Trabzonlu Nurten, Manisalı Derya, Antalyalı Emine... Hepsi biziz, emeğiyle var olan, tırnaklarıyla kazıyarak kurduğu yaşamını savunan kadınlar” sözlerine yer verildi.
Açıklamada ayrıca; “Cinsiyet eşitsizliğini besleyen siyasi iktidara ve kadın düşmanı politikalarına, egemen zihniyetin yarattığı erkek adalete, kazanılmış haklarımızın gerici zihniyetle gasp edilmesine, kadınların yaşamlarını koruyan İstanbul Sözleşmesinden keyfice –hukuksuzca çıkılmasına, 6284 sayılı kanunun etkin uygulanmamasına, kutsal aile yalanlarıyla bizleri eve hapsetmeye çalışan zihniyete, faillerin cezasızlıkla ödüllendirilmesine karşı mücadeleyi büyütmek için toplandık”
“Canımız pahasına aileyi güçlendiren iktidar politikaları her gün aramızdan en az 3 kadın alıyor. Bu ülkede kadın katliamı yaşanıyor. Mücadelemiz hayatlarımız için, mücadelemiz birbirimiz için, mücadelemiz yaşamak için. Kaybettiğimiz kadınların isyanını kuşanarak, bir kişi daha eksilmemek için buradayız. Hayatlarımız pahasına korudukları ailede emeğimiz sömürülüyor. Bir yanda yoksulluk bir yanda bitmeyen bakım emeği. Güvenceli iş bulamıyoruz, bulsak da çocuğumuzu gönderecek kamusal kreş yok. Devletin çocukları korumamasının suçlusu da biz oluyoruz. Anneliğimiz yargılanıyor”
“Ölmemizi dert etmeyen iktidar nasıl doğuracağımızı dert ediyor. Kaç çocuk doğuracağımızdan nasıl doğuracağımıza bedenimiz üzerinde otorite kurmaya çalışıyor. 3 de yetmez 5 tane diye talimat yağdıran tüm tek adamlara meydan okuyoruz. Bir gece yarısı kararıyla kadınların en önemli kazanımı olan İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan iktidarın Aile Bakanı “kadına yönelik şiddette sıfır tolerans” derken, tüm kazanımlarımıza saldırılar sürüyor. 9. Yargı Paketi ile 6284 etkisiz hale getirilmeye çalışılıyor”
“Ardı ardına atılan ‘Bir kadın cinayeti daha’ manşetlerini hazmetmek mümkün mü? Bu düzen yalnızca öldürmüyor. Beraberinde ölümlere alışmayı, kanıksamayı, şiddeti göz ardı etmeyi öğütlüyor, istatistiklerinin arasında direncini yitir diyor. Yitirme! Toprak altına omuzlarda taşınan kadınlarla birlikte değersizleştirilen hayatını, düzene teslim etme. Dimdik ayakta dur ki küçülme. Bu ülkenin kadınları laik, demokratik bir ülkede, barış içinde, eşit özgür ve şiddetsiz bir hayat kurma mücadelesinden asla vazgeçmeyecektir. Yaşasın kadın dayanışması!" denildi.