8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle, Bergama Demokrasi Platformu Kadın Komisyonu tarafından düzenlenen basın açıklamasında deprem ve dayanışmaya vurgu yapıldı.
"Mücadelemizi büyütelim ki deftere yazdığımız her bir isme yaptıklarının hesabını soralım. Ülkemizi bu enkazın altından çıkarıp eşit ve özgür bir ülkeyi hep beraber kuralım" denildi.
Bergama’nın yeni kültür sanat alanı Odeon Pergamon’da ise; deprem bölgesinden gelenlere yardım ve dayanışma göstermek için sosyal medya üzerinden bir araya gelen kadınlar bir araya geldi. Psikolog Esra Bideratan ise toplantıda psikolojik ilkyardım ile ilgili kısaca bilgilendirme yaptı.
“ASRIN KÖTÜLÜĞÜNE KARŞI, ASRIN DAYANIŞMASI”
Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan etkinlikte “Kurduğunuz dünya koca bir enkaz. Eşit dünyayı dayanışmamızla kuracağız” yazılı pankart ile “Hakkımızı helal etmiyoruz”, “Kader diyemezsin sen kendin ettin”, “21 yıllık enkazın hesabını vereceksin”, “Uçkurunuzun derdi bizi gerdi, git tedavi ol. @diyanet”, “Evlatlığa nikâh düşüren zihniyetiniz batsın”, “İstifa yetmez, tek tek yargılanacaksınız”, “Soracak hesabımız, yeniden kuracak gücümüz var”, “Asrın kötülüğüne karşı, asrın dayanışması” ve “Enkazdan sağ çıkan çocuklar nerede?” yazılı dövizler açıldı.
"PEKİ, BİZ KİMLERİ DEFTERE YAZDIK?"
Basın açıklaması ise Şirin Ural, Alev Çakır Aslan, Konca Morkoç, Duygu Aslan, Duygu Aydın, Emel Kılınç, Safiye Kızılaltun ve Esra Bideratan tarafından okundu.
Yapılan açıklamada;
“Kadınların dayanışma ve mücadeleyi örgütledikleri, renkleriyle, sözleriyle, eylemleriyle bir araya geldiği ve isyanını eyleme dönüştürdüğü 8 Mart hazırlıklarımızın devam ettiği tarihlerde; 6 Şubat günü 11 ili kapsayan depremler yaşadık. Bir doğal afet maalesef felakete dönüştü. Elli binden fazla insan hayatını kaybetti, yüzbinlerce insanı sevdiklerinden kopardı, yaşamlarını altüst etti. Bu büyük yıkımın ve sonrasındaki koordinasyonsuzluğun nedenini soranları 'Deftere yazıyoruz' dedi siyasi iktidar temsilcileri. Peki, biz kimleri deftere yazdık?
* Başta doğal afet diyerek kendi sorumluluğunu görmezden gelen, tüm sorumluluğu doğaya atan, yıkımı kader ile açıklayan siyasi iktidarı yazdık deftere...
* Yıllardır rant uğruna bilimsel gerçekler göz ardı edilerek, emekçilerin ihtiyaçları değil sermayenin kar hırsı gözetilerek oluşturulan ekonomi politikalarını yürütenleri yazdık deftere...
* Depremden sonra günlerce gerekli koordinasyonu sağlayamayan, enkaz altında kalan binlerce insanın zamanında arama kurtarma ekipleri gitmediği için ölmesine neden olanları yazdık deftere...
* Evleri yıkılan yüzbinlerce insanı aç, susuz sokaklarda bırakanları yazdık deftere...
* “Devlet nerede” diye öfkelenen milyonlara hakaret edenleri yazdık deftere...
* Dayanışma içgüdüsünü hemen harekete geçiren ülkenin dört bir yanından insanların yardımlarına engel olmaya çalışanları yazdık deftere...
* Yüz binlerce boş ev rant için beklerken bir evleri olmaması nedeniyle yurtta kalan gençlerimizi sokağa atanları yazdık deftere...
* Afet koşullarında bile kimsesiz kalmış çocukları evlatlık verilenlere “namahrem değildir” diye fetva salanları yazdık deftere...
* Deprem bölgesine çadır bile götürmemişken kuran kursu açanları, canlarımız enkaz altında inlerken sela okutanları yazdık deftere...
* Kimsesiz kalan çocukları yurtlarda ve okullarda adları taciz, tecavüz, istismar ve şiddet ile anılan tarikat ve cemaatlere teslim edenleri yazdık deftere...
* Kadınların deprem bölgesinde güvenlik içinde barınmalarını, hijyen ve sağlık ihtiyaçlarını göz ardı edenleri yazdık deftere...
Defterimiz kabarık, öfkemiz büyük, acımız sonsuz. Bu süreç önümüze daha fazla örgütlenme, daha fazla mücadele etme ve daha fazla dayanışma sorumluluğunu bizlere yüklüyor. Mücadelemizi büyütelim ki deftere yazdığımız her bir isme yaptıklarının hesabını soralım. Ülkemizi bu enkazın altından çıkarıp eşit ve özgür bir ülkeyi hep beraber kuralım" sözlerine yer verildi.