Ajans Bakırçay

Dikili'de, Sivas Katliamı 30. yılında bir kez daha lanetlendi!

GÜNDEM

Dikili’de, Sivas Katliamı’nın 30’uncu yıldönümü dolayısıyla yaşamını yitirenleri anmak için düzenlenen programda denize karanfil bırakıldı, basın açıklaması yapıldı.

Sivas'ta Madımak Oteli’nde yakılarak katledilen 33 aydın, yazar ve 2 otel çalışanı katliamın 30’uncu yıl dönümünde Dikili’de anıldı. Yapılan basın açıklamasında katliamın arkasındaki odakların açığa çıkarılması çağrısı yapıldı.

Dikili Alevi Kültür Derneği öncülüğünde, Dikili Emek ve Demokrasi Platformu tarafından düzenlenen etkinlik, Bülent Ecevit Meydanı’ndan, Atatürk Meydanı’na yapılan yürüyüş ile başladı. Olof Palme Barış Parkı’nda ise denize, yakılarak katledilenlerin anısına isimleri tek tek okunarak karanfiller bırakıldı.

SİVAS’IN HESABI SORULACAK

Etkinlikte; "Sivas Katliamı'nı unutmadık, unutturmayacağız" yazılı pankartın yanı sıra; “Katilleri tanıyoruz, unutturmayacağız”, “Gün gelecek, devran dönecek, katiller halka hesap verecek”, “Sivas’ın ışığı sönmeyecek”, “Sivas’ın hesabı sorulacak”, “Biz bitti demeden Madımak davası bitmeyecek” ve “Şeriat değil, laik, demokratik Türkiye” dövizleri açıldı. Basın açıklaması sırasında sık sık “Faşizme karşı omuz omuza”, "Sivas'ta yakanlar AKP'yi kuranlar", "Şeriata faşizme, karanlığa geçit yok" sloganları atıldı.

Basın açıklamaları ise Alevi Kültür Dernekleri adına Barış Dağ, Dikili Emek ve Demokrasi Platformu adına Hüseyin Öge, Dikili Alevi Kültür Derneği Başkanı Ali Zeray tarafından okundu.

“İNSANLIĞA KARŞI İŞLENEN SUÇLARDA ZAMAN AŞIMI OLMAZ”

Alevi Kültür Dernekleri adına Barış Dağ tarafından yapılan açıklamada; “Madımak 30 yıldır yanıyor. Aradan geçen bunca zamana rağmen devlet tıpkı diğer katliamlarda olduğu gibi 2 Temmuz ile de yüzleşmemiştir. Bu katliamların arkasındaki karanlık odakları açığa çıkarmak ve başta yaşamını yitirenlerin aileleri olmak üzere milyonlarca Alevinin adalete olan güvenini sağlamak devletin görevidir”

“Madımak davasına sahip çıkmak, ülkeyi Ortadoğu bataklığına sürükleyen karanlık zihniyete karşı, çocuklarımızın geleceğine, Kadına yönelik her türlü şiddete karşı çıkmaktır. Örgütlü kötülüğe karşı, iyiliği yaşatmaktır. 30. Yılında zamanaşımına uğratılmak istenen Madımak katliamı davası insanlığa karşı işlenmiş bir suçun davasıdır. İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olmaz. Bizler zulmün hep karşısındayız ve olmaya da devam edeceğiz. Ne Sivas’ı, Ne Gazi’yi, Ne Maraş’ı, Ne Çorum’u, Ne Dersim’i unutmadık, unutturmayacağız” dedi.

“BİZ HALKIZ VE KAZANACAĞIZ”

Dikili Emek ve Demokrasi Platformu adına Hüseyin Öge; “1979’da Maraş’ta 101 can katledildi. 1994’te de 34 can diri diri yakıldı. Çünkü emperyalizm halkları 2 temelde bir birine kırdırmak istiyor. Biri milliyetçilik, diğeri din üzerinden. Hepimiz hatırlarız. Amerikan emperyalizmin Türkiye için 12 Eylül ile başlayan önemli bir projesi vardı. Bu ‘Büyük Ortadoğu Projesi’ idi. Bu projenin eş başkanı kimdi? Bugünkü Cumhurbaşkanı ‘Ben Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanıyım’ demişti. Dolayısıyla bizim gibi ülkelerde ılımlı İslam ile bu ülkeyi yönetmek istiyorlar. İşçileri, emeklileri, ezilenleri bir birine kırdırmak istiyorlar. Ama biz bunlara artık göz yummayacağız. 14 ve 28 Mayıs seçimlerinden sonra anladık ki daha fazla birleşmemiz, daha fazla kenetlenmemiz gerekiyor. Çünkü bu ülkeye şeriatı getirmek istiyorlar. Bizim buna karşı birlik olmamız gerekiyor. Çünkü biz halkız, biz halkız ve kazanacağız” dedi.

“TÜRKİYE TARİHİNİN EN GERİCİ, IRKÇI, DİNCİ VE FAŞİST MECLİSİ OLUŞMUŞTUR”

Dikili Alevi Kültür Derneği Başkanı Ali Zeray ise; “Madımak katliamı toplumun ayrışması, kutuplaştırılması için bilinçli seçilmiş bir Alevi katliamıdır. Yaşadıklarımız bize bir kere daha göstermiştir ki örgütlü olmayan halklar ezilmeye, asimile olmaya, sömürülmeye ve katledilmeye mahkûmdur. Dün Madımak Otelini kuşatanlar, devlet kadrolarında işe alınmış hatta milletvekili yapılmıştır”

“Bugün Türkiye tarihinin en gerici, ırkçı, dinci ve faşist meclisi oluşmuştur. İktidar seçim süresi boyunca bir Alevinin cumhurbaşkanı adayı olmaması ve seçimi kazanmaması için her türlü hakaret, iftira ve yalan kurgularla kimlik siyaseti ve Alevi düşmanlığı yaparak toplumu kutuplaştırmıştır. Örneğin seçim Sürecinde Erzurum’da İmamoğlu’na yapılan saldırı bize bir kez daha, Madımak katliamını hatırlatmıştır. Değerli canlar biz kez daha yineliyoruz Kadın cinayetleri politiktir. Bu, utancın ve kara lekenin politikası İstanbul Sözleşmesinden çekilenlerdir. Her geçen yıl kadın cinayetleri ve istismarları katlanarak artarken cezasızlık politikası beraberinde yeni cinayet ve tacizleri getirmektedir” dedi.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.