Ajans Bakırçay

Dikili: "Söyleyecek sözümüz, değiştirecek gücümüz var"

GÜNDEM

Emek sömürüsüne, işsizliğe ve cezasızlık politikasına karşı çıkan kadınlar, "Değiştirecek gücümüz var" dedi.

Dikili'de, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nün nedeniyle bir araya gelen kadınlar; "Yoksulluğa, şiddete, sömürüye karşı mücadelemizi büyütüyoruz. Değiştirecek gücümüz var!" dediler.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle Dikili Bülent Ecevit Bulvarı'nda buluşan kadınlar, Atatürk Meydanı'na kadar yürüyüş yaptılar. Atatürk Meydanı'nda ise sloganlar eşliğinde basın açıklaması okudular.

Serap Acar ve Aysel Çakıcı tarafından okunan basın açıklamasında ise "8 Mart, Dünyada kadınların yüzyıllardır süren dayanışmasının direnişinin isyanının tarihidir. Bu tarihi hepimiz biliyoruz. Çünkü bu tarihi birlikte yazıyoruz" sözlerine yer verildi.

İSYANIMIZLA YAN YANAYIZ, BURADAYIZ

Basın açıklamasında ayrıca; "8 Mart 1857’de New York’ta 40.000 dokuma işçisi kadın, düşük ücretleri, 16 saati bulan çalışma süresi, insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için greve gitti. Polis; fabrika yönetiminin desteği ile işçilere saldırdı ve polisin işçileri fabrikaya kilitlemesinin ardından çıkan yangında 129 kadın işçi yakılarak katledildi. 165 yıl önce mücadelelerini isyan tarihine yazdıran kadın işlerin direnişi 165 yıl sonra hala tüm dünya kadınları ile birlikte, bugün bu alanda da sürüyor. Heyecanımızla coşkumuzla umudumuzla ama en çokta öfkemiz ve isyanımızla yan yanayız, buradayız"

EKONUMİK KRİZİN FATURASI KADINLARA KESİLİYOR

"2022'nin 8 Mart’ını emek sömürüsünün her geçen gün arttığı, enerjiye ve temel tüketim malzemelerine gelen zamlarla birlikte alım gücünün kalmadığı koşullarda karşılıyoruz. Her geçen gün bir öncekini aratıyor. Hızla yoksullaşıyoruz. Ekonomik krizin faturası en çok da kadınlara kesiliyor. İş yükümüz yetmezmiş gibi, birde hangi saatlerde pazara gidersek daha ucuza alışveriş yaparız, hangi saatlerde çamaşır ve bulaşık makinesini çalıştırırsak elektrikten tasarruf ederiz, evin sadece bir odasını ısıtarak doğal gaz faturasını azaltabilir miyiz diye hesap yapmak zorunda kalıyoruz"

"Toplumdaki cinsiyetçi işbölümü sorgulanmadığı için; kadınların daha düşük ücretli, yükselme şansı olmayan işlerde çalışmaları ve esas doğal görevlerinin ev ve bakım işleri olduğu düşüncesi meşrulaştırılıyor. Çocukların, yaşlıların ve hastaların bakımını karşılıksız üstlenme görevi sırtlarına yüklenen kadınların isyanını duyuyor musunuz? Evlerin bitmeyen işlerini üslerine yıktığınız kadınların isyanını duyuyor musunuz? Feminist dayanışmamızı büyütmek ve görünmeyen emeğimize sahip çıkmak için buradayız. Kadın katliamını önlemek için hiçbir politika geliştirmeyen AKP / MHP iktidarı kadın düşmanı politikaları tek tek hayata geçiriyor. İstanbul sözleşmesinin feshinin hemen ardından gelen kadın kazanımlarına saldırılar şimdi de 6284 sayılı yasanın hedefe konulması, 6. yargı paketi ile çocuk istismarcılarına af getirilmesi yoksulluk nafakasının süreyle sınırlandırılması boşanmalarda aile arabuluculuğu sisteminin getirilmesi ile kadınlara aile dışında seçenek sunulmaması tartışmaları ile devam ediyor"

HAYKIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ

"Kadınların LGBTİ+ların Haklarına ve kazanımlarına dönük tüm kadın düşmanı politikalarda gerici vakıf tarikat ve cemaatler devreye sokuluyor. Müfredatta yapılan değişikliklerle hazırlanan kitaplarda kadın ve erkek arasındaki eşitsizlikler fıtrata bağlanıyor. Kadınların ikincil konumda olduğu öğretilmeye çalışılıyor. Hayatın her alanının gericileştirildiği ,kadınların medeni kanunla korunan hakları gasp ediliyor. Yerine şeriat hukuna uygun düzenlemeler yapılıyor. Dünyada ve bölgemizde savaşlar hız kesmeden devam ediyor. Emperyalistlerin çıkar ve paylaşım kavgaları Rusya-Ukrayna üzerinden yürütülüyor. Afganistan, Irak ve Suriye yürütülen bölgeyi istikrarsızlaştıran ve halklar arası savaşa sürükleyen politikalardan en çok kadınlar etkileniyor. Savaşta canlarımızı kaybediyor, yerimizden yurdumuzdan ediliyor, mültecileştiriliyoruz. Gittiğimiz ülkelerde ayrımcılığa uğruyor, ucuz işgücü olarak görülüyoruz. Herkes şunu iyi bilsin ki; yüzyıllardır farklı coğrafyalarda sürdürülen savaşlara karşı biz kadınlar barışı haykırmaya devam edeceğiz"

"Kadınların toplumsal özne olarak yaşamın içerisinde yer almasını istemeyen siyasal iktidar, yeni rejime uygun makbul kadın yaratma çabası ile muhalif kadınlar üzerindeki baskısını arttırıyor. Üniversite öğrencileri, siyasetçiler, sanatçılar, gazeteciler, kadın aktivistler, sendikal mücadele yürüten kadınlar; keyfi, hukuksuz gözaltı ve tutuklamalarla karşılaşıyor. Kürt kadınlar başta olmak üzere omuz omuza mücadele ettiğimiz birçok yol arkadaşımız hapishanelerde çıplak aramaya ve her türlü işkenceye maruz bırakılıyor. Aysel Tuğluk ve nice hasta mahpus kadınlar, sağlığı hapishanede kalmaya uygun olmadığı halde tahliye edilmiyor. Hasta kadın mahpusların sağlığa erişim hakkı engelleniyor. Biz bir kişi daha eksilmeyeceğiz. Aramızdan alınan her kadının hesabını soracağız. Birbirimizi bu erkek şiddetine karşı sarıp sarmalayacağız, koruyup kollayacağız. Kadınlara karşı düşman hukuku işleten erkek egemen devletten hesap soracağız. Birbirimizi savunduğumuz direniş dolu bir yılın ardından kaybettiğimiz tüm kadınlara LGBTİ+ lara, hapishanelerdeki tüm hasta kadın mahpuslara, sokakta evde işte okulda tacize tecavüze erkek şiddetine karşı yaşamak için mücadele veren tüm kadınlara, 8 Mart alanından bir kez daha söz veriyoruz: Birbirimizden güç alarak, birbirimize umut olarak, feminist mücadelemizi, kadın mücadelemizi sürdürüyoruz, sürdüreceğiz, bu bir yaşam mücadelesidir. Söyleyecek sözümüz, değiştirecek gücümüz var" sözlerine yer verildi.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.