8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde Dikili Kadın Platformu’nun çağrısıyla bir araya gelen kadınlar, Bülent Ecevit Bulvarı’ndan Atatürk Meydanı’na kadar yürüdü. Yürüyüş sırasında “Asla yalnız yürümeyeceksin”, “Susmuyoruz! Korkmuyoruz! Hesap soruyoruz!”, “Öz savunma haktır… Yaşamak istiyoruz!”, “İstismarı önle, çocuğu koru!” sloganları atıldı.
Özgürlük yürüyüşüne ve Atatürk Meydanı’nda yapılan basın açıklamasına Muğla İkizköy’de madene karşı direnen kadınlar ile Agrobay Direnişi’ndeki kadınlar da katıldı.
Yapılan basın açıklamasında; “Ayrımcılığa, erkek şiddetine, sömürüye, baskılara, savaşa karşı dünyanın her yerinde özgürlük ve eşitlik mücadelesi veren bütün kadınları Dikili’den saygıyla selamlıyoruz. Burada olan, artık olamayan, mücadele ederken kaybettiğimiz bütün kadınlar adına söz veriyoruz: Soracak hesabımız, yeniyi kuracak tükenmeyen gücümüz var!” denildi.
Basın açıklamasında ayrıca; “Biz katledilen kadınların birer sayı olmadığını hatırlatıp ‘ölüyoruz, öldürülüyoruz’ diye isyan ederken, onlar aile olmaktan, namustan, dinden dem vurup, kız çocuklarına evlilik yaşı dayatmaya kalkıyorlar. ‘Evlatlık edinilen depremzede çocuklarla evlenmekte bir sakınca yoktur’ fetvaları vererek, çocuk istismarının önünü açıyorlar. Tarikat ve cemaatler eliyle kadınların ve çocukların yaşamlarını gerici bir kuşatma altına alanlar, karma eğitimi de hedef aldılar. ÇEDES projesi ile eğitimi bilimsellikten uzaklaştırıp, adım adım laikliği yok etmeye çalışıyorlar”
“Ekonomik krizin derinleştiği, yoksulluğun derin yoksulluğa evrildiği günlerden geçiyoruz. Savaş, deprem, maden kazaları gibi yoksulluk da en çok kadınları vuruyor. İşten ilk çıkarılan kadınlar oluyor. Özak’ta, Agrobay’da ve başka birçok işyerinde, kadınlar sendikalarda örgütlendikleri için hakları ve tazminatları verilmeden işten atıldılar. Biz kadınlar güvencesiz, düşük ücretle ve kötü koşullarda çalışmak zorunda bırakılıyoruz. Ev içi emeğimiz, bakım emeği daha da görünmez kılınıyor, mutfağın tüm yükü bize yükleniyor. Deprem bölgelerinde yaşamı yeniden inşa etmek için mücadele eden kadınlar, bu yükü çok daha kötü koşullarda üstlenmek zorunda kalıyor. İktidarın en yetkili şahsı ise, depremin yıldönümü için gittiği Hatay’da ‘benden olmayana, benim gibi düşünmeyene ve benim gibi yaşamayana hizmet yok’ anlamına gelen sözler söylüyor. Biz kadınlar bizlere dayatılan bu yaşama mahkum ve mecbur değiliz!”
“İktidar yaşam alanlarımıza da saldırıyor. Enerji ve madencilik projeleri ile doğamız talan ediliyor ve ekolojik sistem yok ediliyor. İmar afları ile sermayeye rant alanı açanlar, uluslararası sermayeye her türlü kolaylığı sağlamayı sürdürüyor. İkinci Çernobil faciası olan İliç’te olduğu gibi, yanı başımızdaki Çukuralan ve Karaayıt’ta da yeni doğa ve işçi katliamları ile baş başa kalacağız. Zeytinliklerimize, korunan alanlarımıza göz konuluyor. Havamız, toprağımız, suyumuz kirletiliyor”
“İsyanımızla, öfkemizle yan yana durmaya, bir arada olmaya devam edeceğiz. Şiddetin ve sömürünün olmadığı eşit ve özgür bir yaşamı birlikte mücadelemizle kuracağız!” sözlerine yer verildi.
Kadınlar basın açıklamasında taleplerini şu sözlerle sıraladı;
-İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden imzalanması için alanlardayız!
-Kadına yönelik her türlü şiddeti önleyen ve kadınları koruyan yasal düzenlemelere dokunulmaması, uygulanması için alanlardayız!
-Göçmen kadınlar ve çocuklara nefret dilinden uzak, insanca bir yaşam ortamı sağlanması için alanlardayız!
-Yeterli sayıda ve kadınların yönetiminde olan, kamu tarafından finanse edilen kadın sığınma evleri ve dayanışma merkezi açılması için alanlardayız!
-Kadınların korunmasının önündeki tüm bürokratik ve fiili engellerin kaldırılması için alanlardayız!
-Bütçede, eğitimde ve her türlü yasa ve uygulamada toplumsal cinsiyet eşitliğinin esas alınması için alanlardayız!
-Kadınlar için daha fazla yoksulluk, şiddet, göç ve ayrımcılık anlamına gelen savaş politikalarının son bulması için alanlardayız!
-Kadın istihdamının artırılması için; esnek, güvencesiz, kayıt dışı, kısmi ve evden çalıştırılmaya; taşeronlaştırılmaya ve kiralık işçilik uygulamasına son verilmesi için alanlardayız!
-Eşdeğer ve eşit ücret sağlanması için alanlardayız!
-İşyerinde şiddeti, ayrımcılığı ve mobingi önleyen düzenlemelerin yapılması için alanlardayız!
-KHK’ların iptal edilerek, haksız-hukuksuz yere işten çıkarılan tüm emekçilerin görevlerine iade edilmesi için alanlardayız!
-İyi hal indiriminin kaldırılması için alanlardayız!
-Doğanın ve yaşam alanlarımızın yok edilmesine yol açan tüm talan ve yıkım projelerinin iptal edilmesi için alanlardayız!