Dikili'de kadınlar 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddet ve Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle basın açıklaması düzenledi.
Ezgi Yalçınkaya’nın sunumunu yaptığı basın açıklaması Dikili Atatürk Meydanı'nda Demet Önal tarafından okundu. Basın açıklaması öncesinde ise eski eşi tarafından hunharca katledilen Işık’ın ablası Başak İkizoğlu ve yine eski eşi ve kayınpederi tarafından acımasızca öldürülen Zümrüt’ün ablası Remziye Er duygularını paylaştı. Çilem Öztürk ise “Söz Savunmada” adlı şiiri okudu.
MÜCADELEMİZE DEVAM EDECEĞİZ
Yapılan basın açıklamasında ise; “25 Kasım kadına yönelik şiddetle mücadele ve dayanışma günü dolayısıyla, isyanımızı haykırmak ve dayanışmamızı güçlendirmek için bir kez daha alanlardayız! Sokaklardayız! Bir kişi daha eksilmeyinceye kadar mücadelemize devam edeceğiz! Işık’ın, Zümrüt’ün, Çilem’in, Emine’nin, Rabia’nın, Şule’nin, Nadire’nin, Pınar’ın, Hande’nin, Gülistan’ın anısına katledilen kadınlar için, şiddet gören kız kardeşlerimiz için isyandayız” denildi.
Basın açıklamasında ayrıca; “Biz kadınlar bugün dünyanın dört yanında eşitsizliği, yoksulluğu, savaşları ve şiddeti üreten erkek egemen kapitalizme karşı isyanımızı meydanlara taşımak, kadın dayanışmasının sınırları aşan gücüyle buluşmak ve itirazlarımızı hep birlikte daha fazla duyurmak için yine alanlardayız. İsyandayız çünkü dünya genelinde her gün en az 137 kadın, en yakınındaki erkekler tarafından öldürülüyor! İsyandayız çünkü her üç kadından biri yakın aile fertlerinden biri ya da eski eşi tarafından fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kalıyor! İsyandayız çünkü her yıl 12 milyon kız çocuğu zorla evlendiriliyor ve milyonlarca kadın sıradanlaştırılan erkek şiddeti tehdidiyle yaşamaya zorlanmaya devam ediyor!”
KAZANIMLARIMIZ YOK EDİLMEK İSTENİYOR
“Devletin tüm olanakları şiddeti önlemek için seferber edilmesi gerekirken infaz düzenlemeleriyle failler pandemi koşullarında hiç bir önlem alınmadan evlerine gönderiliyor. Kadınları şiddete karşı koruyan yasalar esnetiliyor, sığınma evlerine erişim zorlaştırılıyor. Kayyumlar marifetiyle gasp edilen belediyelerin kadın birimleri kapatılıyor. İstanbul sözleşmesi ve 6284 gibi yaşam güvencemiz sayılabilecek kazanımlarımız yok edilmek isteniyor”
"KADINA YÖNELİK ŞİDDET MÜNFERİT DEĞİL, POLİTİKTİR"
“Biz kadınlar yaşadığımız her türlü erkek-devlet şiddetinin karşısında birlikte mücadele ederek ve birbirimizle dayanışarak kazanacağımızı biliyoruz. Yılmadan ve bıkmadan yıllardır söylediğimizi buradan bir kez daha haykırıyoruz; 'kadına yönelik şiddet münferit değil, politiktir' ve bu şiddeti önlemenin en önemli yolu toplumsal cinsiyet eşitliğinin yaşamın her alanında sağlanmasından geçer. Şiddeti önlemenin yolu İstanbul sözleşmesinin tüm maddeleriyle birlikte hayata geçirilmesinden, caydırıcı yargı kararlarından, yeterli sayıda sığınma evinin açılmasından geçer. İktidarların şiddeti besleyen gerici, militarist, kadın düşmanı ayrımcı politikalarından vazgeçmesinden geçer. Kadınları erkeğe, sermayeye ve devlete daha da bağımlı hale getirmek için her türlü krizi fırsata çevirmenin hesabını yapanlardan hesap sormak için sokaklardayız! Emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz üzerindeki binlerce yıllık erkek egemen sömürü düzenine karşı sokaklardayız! Sermayeye, ranta, savaşa aktarılan bütçe hakkımıza sahip çıkmak için sokaklardayız! Fetvalarıyla ne giyeceğimizi, ne söyleyeceğimizi, nasıl yaşayacağımızı buyur ederek bize sınır çizenlere karşı sokaklardayız! ‘İstanbul Sözleşmesi Yaşatır’ demek için sokaklardayız! İşsizliğe, yoksulluğa, güvencesizliğe, gericiliğe, tacize, tecavüze, istismara, katliamlara ve savaşlara karşı yaşamımızı savunmak için sokaklardayız!” denildi.