14 Mayıs’ta yapılacak genel seçimlerde milletvekilliği aday adaylığı için resmi başvurusunu yapan Bergama’nın önceki dönem Belediye Başkanı Mehmet Gönenç, İz TV’de yayınlanan “Doğan Beyazgül ile Özgür Yorum” adlı programa katılarak gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Bergama’da 2009-2019 yılları arasında belediye başkanlığı yapan, deneyimli siyasetçi CHP’li Mehmet Gönenç, 13 Mart tarihinde de Bergama’da yoğun kalabalık nedeniyle parti binası yerine Bergama İlçe Başkanlığı önünde adaylığını açıklamıştı. Bergama’da miting havasında geçen açıklamanın ardından soluğu Ankara’da alan Mehmet Gönenç, resmi başvurusunu yaptığını da duyurdu.
“MİLLETVEKİLİ OLMAK İSTEMEMİN İKİ TEMEL NEDENİ VAR”
Resmi başvuruyu yapan Gönenç, İz TV’de yayınlanan “Doğan Beyazgül ile Özgür Yorum” adlı programda neden aday adayı olduğunu açıkladı. Mehmet Gönenç; “Öncelikle şunu söylemem gerekiyor. Ben 2019 yılında kendi özgür iradem ile belediye başkan adayı olmama kararı vermiştim. Ama bu siyasetten çekiliyorum, artık yaşamımda aktif siyaset olmayacak diye bir karar almamıştım. Sadece belediye başkanlığım döneminde birçok projeyi yaşama geçirdiğimi düşünüyordum. Parti içindeki dinamikleri harekete geçirmek ve kendimi yenilemek için bir fırsat olacaktı. Şimdi milletvekili olmak istememin iki temel nedeni var. Bir tanesi benim kişisel heyecanım ve motivasyonum ile ilgili, diğeri bölgenin ihtiyacı ve gereksinimi ile ilgili bir neden”
“YERELDEN BİRİSİNİN BÖLGEYİ TEMSİL ETMESİ KONUSUNDA ORTAK BİR İRADE VAR”
“İzmir’in kuzeyinde yer alan Bakırçay bölgesi, siyasette temsilci bulamamanın bir süredir sıkıntısını yaşıyor. Burası İzmir metropolüne göre siyasi yapısı, dokusu, demografisi farklı olan bir yer. Sosyolojisi de farklı, kırsalı güçlü, tarım kesimin yoğun olduğu bir bölge. İzmir’de CHP’nin kalesi diyebileceğimiz kadar güçlü bir alan da değil. Uzunca bir süreden beri yerel bir milletvekili ile temsil edilmiyor. Bunun eksikliğini oradaki herkes dile getiriyor zaten. Dolayısıyla böyle bir gereklilik var. Oradaki insanların tanıdığı, iletişim kurabileceği birine ihtiyaç var. Başı sıkıştığında, dara düştüğünde bir telefon kadar yakın birisinin bölgeyi temsil etmesi konusunda ortak bir irade var”
“14 Mayıs genel seçimlerinin ardından Türkiye’de başlayacak olan sürecin yeni bir restorasyon dönemi olacağını düşünüyorum. 20 yılı aşkın bir süreden beri AKP’nin aşındırdığı, yıprattığı ne varsa bunların hepsini tamir edeceğimiz, onaracağımız ve ortak uzlaşı ile yürüteceğimiz bir süreç olacak. Bugünkü tek adam rejiminin karşısına uzlaşmacı, ortak akla dayalı, bir parti devleti anlayışını değil, bir sistemin, bir düzenin hakim kılınacağı bir anlayış olacak. Dolayısıyla böyle bir dönemde görev almak, sorumluluk üstlenmek, bu süreç içinde yer almak çok motive edici bir şey. Benim aday olmaktaki bireysel motivasyon kaynaklarımdan birisi de bu açıkçası”
“Siyasette deneyimli sayılabilecek bir noktadayım. Belediye başkanlığım öncesinde de 2004 – 2009 yılları arasında 5 yıl belediye meclis üyeliği yaptım. Daha sonra 10 yıl belediye başkanlığı dönemim oldu. Bu sürede bölgeyle kurduğum ilişkiler ve belediyeciliğin verdiği deneyimlerin, vekillikte, parlamentoda katkısı olacağını düşünüyorum” dedi.
“14 MAYIS’TAN SONRA İKTİDAR OLACAĞIZ “
Nasıl bir vekil olacağını anlatan Gönenç; “Bakırçay’ın uzun bir süredir yerelden temsil edilmediğini düşünerek, dolayısıyla biraz daha ayağı yere basan, saha çalışmalarında daha çok Bakırçay bölgesinde olan birinin faydalı olacağını düşünüyorum. Eğer yerelden Bakırçay’ın temsilci olma iddiasıyla yola çıkılıyorsa; olası bir vekillikten sonra da ayağı, gözü, kulağı, eli, her şeyi burada olan, buradaki sorunları, eksiklikleri, yürütülmesi gereken bir takım projeleri dile getiren, bunların takibini yapan bir vekil profili çizerim. Çünkü biz 14 Mayıs’tan sonra iktidar olacağız”
“Bizim Bakırçay’da 2024 yerel seçimleri ile ilgili de çok ciddi bir hedefimiz olmalı. Çünkü biz burada biraz kan kaybettik. Şu anda CHP’li belediyeler tarafından yönetilen 2 ilçe var. Dikili ve Foça. Bizim şöyle bir hedefimiz olmalı; Menemen’i de, Aliağa’yı da, Bergama’yı da, Kınık’ı da CHP’li belediyelerin yönetmesi konusunda çok ciddi bir çaba içinde olmalıyız. Seçilip parlamentoda görev alırsam benim en önemli sorumluluklarımdan biride bu olacak. Bizim tekrardan oradaki belediyeleri, kamucu, toplumcu bir anlayışla görev yapan partili arkadaşlarımıza teslim etmemiz gerekiyor. Çünkü böyle olmadığında, AKP’nin rant belediyeciliği anlayışıyla yönetilen ve Bergama örneğinde görüldüğü gibi aşırı borçlanmaya ve belediyeleri mülksüzleştirmeye yönelik bu anlayışın sonuçlarını görüyoruz” dedi.
“TEK MERKEZDEN YÖNETİLMENİN NASIL DA ÇÖKTÜĞÜNÜ GÖRDÜK”
Kahramanmaraş merkezli deprem felaketleri sonrası bölgede yaşananlar ile ilgili konuşan Gönenç; “Ne yazık ki depremden sonra yaşanan o organizasyonluk bize şunu gösterdi; yıllarca herkesin büyük gurur duyduğu saygın ve siyaset dışı Kızılay’ın ne hale getirildiğini gördük. Yine AFAD’ın liyakatsiz yöneticilerin elinde ne hale geldiğini gördük. Her doğal afette ilk koşan TSK’nın Mehmetçiğin bu tek adam anlayışı içinde refleksini yitirdiğini gördük. Tek merkezden yönlendirilmeye çalışılan devlet otoritesinin ve kurumların aslında nasıl da çöktüğünü ve işsevleşsizleştirildiğini gördük. Hiç bu şekilde yüzleşmek istemezdik ama deprem bize bu gerçekliği gösterdi. 14 Mayıs’tan sonra başlayacak olan bu süreç bütün bu kurumların tekrar, sadece ve sadece kamu yararına çalışan ve liyakatli yöneticilerin egemen olduğu, birilerinin eşinin, dostunun, akrabasının yönetimde olmadığı, onlar tarafından kuşatılan, çökeltilen ve sömürülen kurumlar olmadığı, tekrar halkın ve devletin ciddiyeti ile yönetilen kurumlar haline dönüştürüldüğü bir süreç olacak” dedi.