İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen’in modere ettiği “Başkana Sor” başlıklı söyleşide Soyer basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Soyer açıklamasında, "Her ne kadar Cumhuriyet Halk Partisi’nden seçilmiş bir başkan olsam da tüm halkın belediye başkanıyım" dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, anlatımına Gökmen Ulu'nun toprak, su, havaya ilişkin soruları ile başladı. Soyer, İnciraltı Tarım Alanı'nın imara açılmasına dair bakanlığın hazırladığı plan ile İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin tasarısı konusunda şu ifadeleri dile getirdi:
* Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Balçova Belediye Başkanlığı biraraya gelmişler ve bir çalışma yapmışlar. Öncesinde bizden de görüş istemişti bakanlık, biz de gönderdik. Zannediyorum önümüzdeki ay içinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan bir dönüş alacağız.
* Onların hazırladığı taslak ile bizim öngördüğümüz taslak arasında bazı farklılıklar olduğu bilgisini aldık ama nihai halini görmüş değiliz. Bizim düşüncemiz sağlık turizmi ağırlıklı olarak, tarımı koruyarak, özellikle de bölgenin doğal yapısına sahip çıkarak, çok fazla yapılaşmaya açmadan ama çözüme kavuşturacak taslak idi. Nihai karar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın olacak. Bizim de görüşlerimizi dikkate alarak bir planlama yaptıklarını biliyoruz.
SU KAYNAKLARI HOYRATÇA KULLANILIYOR
Soyer su sıkıntısı ve su politikası hakkında şu cevabı verdi:
* Doğanın ritmine uyumlu bir kent tasarlıyorsanız o zaman bu sıkıntılardan daha az etkileniyorsunuz. Su kaynaklarını bugüne kadar hoyratça kullandığımızı, çok vahşi su tüketimi yaptığımızı söylemeliyim. Tarımda su tüketimi inanılmaz boyutlara ulaştı. İzmir'de suyun yüzde 72'sini tarımda, yüzde 18'ini sanayide, sadece yüzde 10'u evsel kullanımda tüketiyoruz.
* Yerli hayvan ırkları ve yerli tohumlara dayanmayan tarımsal üretim yapıyoruz. Örneğin 1 litre süt için 800 litre su tüketiyoruz. Tarım politikasını değiştirerek başlıyoruz. Yaklaşık 100 bin metreküp atıksuyu tekrar tarımsal sulamada kullanmak için arıtma tesisi planladık. Ayrıca 103 yeni sondaj kuyusu açıyoruz.
* Yüzde 28 civarında olan kayıp – kaçak oranlarını, su şebekelerini yenileyerek çok daha aşağılara çekmeyi hedefliyoruz. Halkapınar'daki arsenik arıtma tesisinin kapasitesini yüzde 50 oranında artırıyoruz, böylece çok güçlü içme suyu kaynağı yaratıyoruz. Sekiz yeni baraj ve göletten su aktarımına başlıyoruz. Deniz suyu arıtmasını da Çeşme'den itibaren hayatımıza sokmaya başlıyoruz.
HAVA KİRLİLİĞİ İLE MÜCADELE
İzmir'de kış aylarında halk sağlığını tehdit eder boyuta ulaşan hava kirliliği hakkında şöyle konuştu:
* Sinek tutmak değil bataklığı kurutmak istiyoruz. O nedenle fosil yakıtlardan arındıracağız. Doğalgazı, jeotermali çok daha yoğun kullanmak mecburiyetindeyiz. Bu sene içinde 100 elektrikli otobüsü ESHOT'un filosuna katmayı hedefliyoruz. Dolayısıyla hava kirliliği ile çok kısa süre içinde başa çıkabilir hale geleceğiz.
BELEDİYEDEN ESNAFA VERGİ MUAFİYETİ
Soyer, pandemi nedeniyle sıkıntı yaşayan esnafın su faturalarında yüzde 50 indirim yapılacağını söyledi. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin işletmelerden üç ay boyunca katı atık bertaraf vergisi alınmayacağını açıklayan Soyer, ilçe belediyelerinin de bu uygulamaya katılacağını umduğunu ifade etti.
Tarım uzmanı Ali Ekber Yıldırım'ın, “Esnafa vereceğiniz su desteğini çiftçiye de vermeyi düşünür müsünüz” sorusuna, “Bizim üreticimize asıl vereceğimiz destek su kaynaklarının gerçekten doğru kullanılmasıyla ilgili olacak. Bizim yapacağımız, hem yeni kaynaklar yaratmak, hem o suyun daha tasarruflu ve doğru tarımsal üretimde kullanılmasını sağlamak” cevabını verdi.
HERKESİN BELEDİYE BAŞKANIYIM
Soyer'e, Cumhur İttifakı temsilcilerinin “HDP'ye yakın veya HDP çizgisinde” yönündeki iddiaları hakkında, “Ben herkesin belediye başkanıyım. Kimseye hangi siyasal partiye oy verdiğini, hangi inançta olduğunu sormadım, sormuyorum. Herkese aynı yakınlıkta belediye başkanlığı yapmaya çalışıyorum. Tamamıyla Mustafa Kemal Atatürk'ün çizdiği rotada yürüyerek belediye başkanlığı yapmaya çalışıyorum” dedi.
CHP'Lİ VEKİLLERDEN DESTEK GÖREMEMESİNE CEVAP VERDİ
Soyer, muhalefetin hakkındaki eleştirileri karşısında Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanı ve CHP İzmir Milletvekilleri'nden destek görmemesine ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:
* Her ne kadar Cumhuriyet Halk Partisi'nden seçilmiş bir başkan olsam da tüm halkın belediye başkanıyım. Bana İzmir Halkı'nın sahip çıkıyor olmasından daha değerli hiçbir şey olamaz. Kimin sahip çıkıp çıkmadığının çetelesini tutacak ne vaktim var, ne ilgim var.