Ajans Bakırçay

Ayvalık'ta dört günde, dört dörtlük festival

KÜLTÜR SANAT

Şenliğin son günü Ayvalıklı grup “Kardaşlar” sahne aldı. Grubun şarkılarına vatandaşlar da eşlik ederken, palyaço ve animasyon gösterileri çocukların olduğu kadar büyüklerin de ilgisini çekti.

Dört gündür devam eden, 16. Ayvalık Uluslararası Zeytin Hasat Festivali Altınova Hacı Bayram-ı Veli Camii önündeki meydanda gerçekleştirilen etkinliklerle sona erdi.

Şenliğin son günü Ayvalıklı grup “Kardaşlar” sahne aldı. Grubun şarkılarına vatandaşlar da eşlik ederken, palyaço ve animasyon gösterileri çocukların olduğu kadar büyüklerin de ilgisini çekti.

Etkinlikte konuşan Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, Ayvalık’ın dört bir köşesinde festival coşkusunun yaşanmasını amaçladıklarını, gelecek yıl yapılacak olan festivalin hazırlıklarına ve programına bugünden başlayacaklarını belirterek, yine kusursuz bir festivali yaşama geçireceklerini söyledi. Meydanda, yeni sıkım zeytinyağında dökülen lokma, peynir ve ayran ikramının yanı sıra, irmik helvası da vatandaşlara dağıtıldı.

İLK HASAT İLK SIKIM

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Ayvalık Belediyesi, Ayvalık Ticaret Odası, Ayvalık Ticaret Odası Laboratuvar Hizmetleri A.Ş, Ayvalık Ziraat Odası ve Ayvalık Esnaf Birliği ortaklığında üçüncü gününü tamamlayan 16. Uluslararası Ayvalık Zeytin Hasat Festivali hasat ve ardından ilk sıkım etkinlikleriyle devam etti.

Hasat ve sıkım etkinliğine, Balıkesir Valisi Hasan Şıldak, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi başkan vekili Mehmet Birol Şahin, Adalet ve Kalkınma Partisi Balıkesir milletvekili Mustafa Canbey, Ayvalık Kaymakamı, Hasan Yaman, Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Mustafa Büyükçıvgın, Ayvalık Ziraat Odası Başkanı Hasan Baysal, çiftçiler ve vatandaşlar katıldı. Kaz Dağları’ndan gelen poyraz rüzgarıyla körfezde oluşan ılıman iklim kuşağının buluşma noktasındaki bölgeye has coğrafi konumuyla pek çok tarım ürününün yetiştiği Ayvalığımızda erken hasat dönemiyle birlikte zeytinlerin yağa dönüştüğü muhteşem yolculuğu başladı.

Hasat nedeniyle düzenlenen törende konuşan Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, UNESCO yolunda Ayvalık temasıyla çıkılan yolda hedeflerinin kalıcı listede yer almak olduğunu söyledi. Hasat dönemiyle zeytinin zeytinyağına muhteşem dönüşümün başladığını ifade etti. Başkan Ergin, “Kaz Dağları’ndan gelen poyraz rüzgarıyla körfezde oluşan ılıman iklim kuşağının buluşma noktasındaki bölgeye has coğrafi konumuyla pek çok tarım ürününün yetiştiği Ayvalığımızda erken hasat dönemiyle birlikte zeytinlerin yağa dönüştüğü muhteşem yolculuğu başladı. Ayvalık’taki iki milyon zeytin ağacının yarısı 200 yaşın üzerinde. Ayrıca bin 100 yaşında olgun, tescillenen bir anıt ağacımız da bulunuyor. Zeytin ağaçları bu topraklarda hep var oldu, hep var olacak. Zeytin ve zeytinyağı Türkiye’de milli kültür ürünü olarak kabul ediliyor. Özellikle Kuzey Ege Bölgesi’nde elde edilen zeytinyağları kalite özellikleriyle hem yurt içinde hem yurtdışında farklı bir öneme sahiptir. Ülkemizde Avrupa Birliği tarafından tescillenmek üzere başvuru yapan yüzlerce ürün arasından ilk 20’ye girebilen ilk ve tek zeytinyağı Ayvalık zeytinyağı oldu” dedi.

Dünyanın en kaliteli ve lezzetli zeytinyağının Ayvalık’ta üretildiğini hatırlatan Başkan Ergin şöyle devam etti:

“Ayvalık’taki tarım arazilerinin yüzde 76’sı zeytinlik, dört bin üç yüz aile zeytinlik sahibi ve geçimlerini bu sektörden sağlıyor. Bugün burada bizleri bir araya getiren zeytin hasat sezonunun Ayvalık'a, Ayvalıklı çiftçilere, zeytin işletmelerine, ekmeğini alınteriyle birleştirerek zeytine hayat veren tüm üreticilerimize bolluk ve bereket getirmesini diliyorum. Her fırsatta zeytinyağının sağlığa olan yararını ve milli bir yağ olduğunu vurguluyoruz. Türkiye’de 150 milyon üzerinde meyve veren zeytin ağacı var. Bunların sadece 2 milyonu Ayvalık’ta. Ancak zeytinyağı dendiğinde akla ilk Ayvalık geliyor. Ayvalık, Cumhuriyet’in ilk kurulduğu yıllardan beri eline aldığı zeytinyağı bayrağını hala dimdik taşıyor. Zeytin altından değerlidir. Festival ayrıca “tarih, mimari, doğa ve lezzet kenti” olan Ayvalık’a ilgi çekmek, kente her yıl daha fazla sayıda yerli ve yabancı konuğun gelmesini sağlamak gibi bir işlev de görüyor. Yerel halkın, basının, üreticinin, tedarikçinin ve satıcıların bir araya gelerek kısa bir süre de olsa sosyal bir hareketliliği paylaştığı Hasat Festivali, doğal olarak kentimizin turizmine de güç katıyor.”

Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Mustafa Büyükçıvgın da konuşmasında zeytincilik sektörü ve Ayvalık turizminin gelişimine dikkat çekerek şunları söyledi:

“Etkinliklerin zenginliği ve buna bağlı olarak katılımcı sayısının her geçen yıl artması, Ayvalık’ta hizmet veren turizm işletmelerine de önemli girdi sağlıyor. Ayvalık’ta üreticisiyle, işletmecisiyle, markaları yaratan iş adamlarıyla, ithalatçısıyla, ihracatçısıyla, konuklarıyla, medya mensuplarıyla, sanatçılarıyla ve elbette halkın yoğun katılımıyla gerçek bir “şenlik” yaşıyoruz. Hasat Festivali boyunca; şehrimizin yerel ve ulusal markaları, çiçeğinden, toprağına toplanmasına kadar emek veren köylüler, müstahsiller, ihracatçılar, usta gazeteciler, deneyimli yayıncılar, zeytinyağı aşığı yazarlar, gurmeler, sanatçılar, paylaşımları ve katkılarıyla destek oldular, festivale renk kattılar.”

Balıkesir Valisi Hasan Şıldak, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi başkan vekili Mehmet Birol Şahin, Adalet ve Kalkınma Partisi Balıkesir milletvekili Mustafa Canbey ve Ayvalık Ziraat Odası Başkanı Hasan Baysal da konuşmalarında zeytincilik sektörünün bulunduğu nokta, yaşanan sıkıntılar, hükümetin verdiği destekler gibi konulara değindiler. Festival akşam saatlerinde “ Dünya Miras Listesi Yolunda Ayvalık” konula panel ile devam etti. Küçükköy Halil Başyazgan Cumhuriyet Kültür Merkezi’ndeki panele; Prof. Dr Abdullah Soykan, Doç. Dr. Serhan Ada, Dr. Berrin Akın, Öğr. Gör. Yaşagül Ekinci konuşmacı olarak katıldı. Festival etkinlikleri kent merkezine taşınarak Vural Sineması Nejat Uygur Sahnesi’nde Küçükköy Türk Halk Müziği korosunun konseriyle festivale katılanların kulaklarının pası silindi.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN ZEYTİNE ETKİSİ KONUŞULDU

“16. Uluslararası Ayvalık Zeytin Hasat Festivali” kapsamında Çamoba köyünde “İklim Değişikliğinin Zeytine Etkisi” konulu panel düzenlendi. TEMA Vakfı Ayvalık İlçe Sorumlusu Haluk Aysu’nun yönettiği etkinliğe Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi” ve Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü'nden Yüksek Ziraat Mühendisi Dr. Ayça Akça Uçkun ve Balıkesir Üniversitesi Edremit Meslek Yüksekokulu Zeytincilik Programı Öğretim Üyesi Dr. Mücahit Kıvrak konuşmacı olarak katıldı.

Son üç yılda kuraklığın yeniden konuşulmaya başlandığını, 2019 ve 2020 yıllarının kuraklıkla geçtiğini belirten Prof. Dr. Murat Türkeş, “Ocak ortasına kadar ne sıcaklık düştü ne de yağış oldu. 2020 yılının sonuna geldik, kış gelmedi" dedi. Son 30 yıldır Türkiye'nin büyük bölümünde kuraklık yaşandığını anlatan Prof. Dr. Türkeş, Ayvalık, Bergama ve Kozak'taki kuraklık şiddetinin de artış yönünde olduğunu kaydetti.

"Artık sıcaklık, yağış ve buharlaşma rejiminin bu coğrafyada değiştiğinini biliyoruz" diyen Prof. Dr. Murat Türkeş, "Bir yandan kuraklık yaşıyoruz, bir yandan da yağış olması durumunda 30-40 yıl önceye göre afet durumuna dönüştüğümüzü görüyoruz. Bunlar insan kaynaklı iklim değişikliğinin doğrudan etkileri" diye konuştu. Son yıllarda değişen iklimle zeytin üretiminde de değişiklik yaşandığını anlatan Prof. Dr. Murat Türkeş, sıcaklık rejimindeki artışın, ardışık kurak ve sıcak geçen yılların zeytinde rekolte düşüşüne yol açtığına dikkat çekti.

Prof. Dr. Murat Türkeş, daha sıcak ve kurak iklimin geleceğini düşününce, zeytin rekoltesinin ve üretiminin yapıldığı coğrafyanın değişeceği konusunda üreticileri uyardı. Model çalışmaların gelecekte sıcaklığın arttığı bölgelerde zeytinin azalacağına ilişkin ipuçları verdiğini anlatan Prof. Dr. Türkeş, zeytin üretiminde güney bölgelerden daha serin olan kuzey bölgelere, daha yukarılara doğru yöneliş olacağını dile getirdi. Prof. Dr. Türkeş, Türkiye’nin sadece yanlış ve kötü arazi kullanımı nedeniyle yüzde 60 oranında bir yandan kuraklığa, bir yandan çölleşmeye meyilli olduğunu, bunun önümüzdeki birkaç on yıl içinde gerçekleşme olasılığı bulunduğunu sözlerine ekledi.

Zeytinin iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ürün olduğunu belirten Dr. Ayça Akça Uçkun, zeytinin en çok üretiminin yapıldığı İtalya ve İspanya'da kuraklık açısından şimdiden modellemelerin yapıldığını anlattı. İklim değişiklikleriyle birlikte üretimde yeni liderlerin Avustralya, Çin ve Libya'nın olabileceğini söyleyen Dr. Uçkun, Türkiye'de yakın gelecekte belki de tropikal türlerin üretilebileceğini, zeytin üretiminin kuzeylere doğru çıkacağına dikkat çekti.

Sıcaklıkta yaşanan 1,5 derecelik artış sonrası üreticilerin ilettiği yakınmalara ilişkin bilgi veren Dr. Ayça Akça Uçkun, Akhisar'da zeytinin büzüştüğü, Aydın'da zeytinlerin olgunlaşmadığı yönünde telefonlar aldıklarını, bu bölgede ise aşırı yaprak dökümü yaşandığı bilgisinin geldiğini anlattı. Zeytin üretimine ilişkin sorunların yanı sıra çözüm önerilerinden de söz eden Dr. Ayça Akça Uçkun, köydeki üreticilere seslenirken şu görüşleri dile getirdi:

“Kompost uygulaması yapılması, topraktaki organik madde üretiminin artmasını sağlamamız gerek. Artık toprağı çıplak bırakmayacağız. Yaşadığımız deneyimler atalarımızın yaptığı doğru uygulamaları, geleneksel yöntemleri bizlere yeniden anımsattı. Zeytinde ara ziraat sistemini kullanmamız gerek. Zeytinin karbondioksit emisyonuna büyük katkısı olduğunu göz ardı edemeyiz. Zeytin ve zeytinyağı hem şifa kaynağı hem de karbondioksit emilimine katkısı var.”

Sözlerine "Üreticimiz olmasa bir açlık sorunu olacak" diye başlayan Dr. Mücahit Kıvrak, küresel ısınma nedeniyle geçen yıl zeytini kısa kollularla hasat ettiklerine dikkat çekti. Dr. Kıvrak, "Sıcaklık nedeniyle zeytinyağı kalitesi aşağı düştü. Yağ kalitesini çok etkiliyor. Koklayıp tattığınızda odun tadı alıyorsak bu kuraklığın etkisinden" dedi.

Türkiye'nin bitkisel yağ açığı olan bir ülke olduğunu kaydeden Dr. Mücahit Kıvrak, "Bir damla yağa ihtiyacımız var" derken, hasadın olduğu dönemin soğuk olması gerektiğini anlattı. Geçen sene zeytinyağının soğuklayamadığını, bu nedenle de zeytin ağacının yeterince ürün vermediğini belirten Dr. Kıvrak, "Zeytinde 1000 saatten fazla soğuklama süresine ihtiyacımız var. Bu süre geçen sene hiç tutmadı. Sürgünlerin uzayıp gelişmesi için akşamları soğuk ve serin olması gerek" diye konuştu.

Küresel ısınma nedeniyle yaşanan fırtınaların daha fazla artacağını da anlatan Dr. Mücahit Kıvrak, "Üstü açık bir fabrikada çalışıyoruz. Bu üstü açık fabrikayı koruyup kollamak zorundayız" diye seslendi. Ayvalık yağının kendine özgü özellikleri olduğuna da değinen Dr. Kıvrak, "Mutfakta yağın kapağını açarsınız salondakinin canı çeker. Ama bu sene bu özelliği bulamayacaksınız. İklimdeki kuraklık nedeniyle bu özelliği kaybetti" dedi.

Zeytinliklerdeki yabancı otların kimyasallar yerine doğal gübreyle yok edilebileceğine değinen Dr. Mücahit Kıvrak, "Zeytin ağacına hiç dokunmadan koyunculukla bu sorunu halledebilirsiniz. Yeniden koyunculuğa, küçük baş hayvancılığa dönmek zorundayız. Sizlerin büyük baş hayvanlarla uğraşacak zamanı yok artık" görüşünü dile getirdi.

Üreticilerden gelen bir soru üzerine, köylülerin üniversiteye verebileceği bir dilekçeyle kendilerine evlerinde kullanılan tüm atıkları kullanarak kompost yapmayı öğretebileceğini belirten Dr. Kıvrak, "Ama siz de bana artık küçükbaş hayvan yetiştireceğinize söz verin. Küçükbaş hayvancılıkla bu köyden karbon sıfır atıkla ekolojik köy olalım" dedi.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.