İstanbul Arkeoloji Müzesinden 12. İstanbul Opera Festivali sona erdi. Arkeoloji müzesinin bahçesinde büyülüyeci bir ışıklandırmayla, ayaklarımız Bizans delhizlerine ve toprağa değerek birkaç gece geçirdik.
Wagner, Mozart, Rossini, Gounod, C. Saint-Saëns, Messenet, Bizet, Verdi, Puccini gibi ünlü bestecilerin eserlerinden seçkin örneklerin seslendirildiği açılış konserini orkestrayı şef Can Okan yönetti.
Haber: Elifsu Dilek Şen
Efe Kışlalının sesinde yaşadığı sorun nedeniyle Devlet Opera Balesi Genel Müdür ve Sanat Yönetmeni, Tenor Murat Karahan, Giacomo Puccini’nin ‘Manon Lescaut’ operasından ‘No! No! Pazzo Son’ aryasını seslendirdi. Yakın İtalya’da, Arena di Verona’da, Pietro Mascagni’nin ‘Cavalleria Rusticana’ operasında başrol Turiddu’yu başarıyla yorumlayan Tenor Murat Karahan’ı sürpriz bir şekilde sahnede izlendi.Festival, 4 Temmuz Salı akşamı Barok dönem eserlerinden seçkin antik arya ve düetlerin seslendirilediği “Barok Konseri” ile devam etti. Orkestra şefi Paolo Villa yönetimindeki konserde İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrası’yla birlikte solistler soprano Otilia İpek, mezzosoprano Elif Tuğba Tekışık, kontrtenor Kaan Buldular, bariton Kevork Tavityan, bas Suat Arıkan sahneye çıktı.
Konserde renkli keman soloları ile Oleksandr Samoylenko ve bir antik barok çalgı olan Lut soloları ile Hande Cangökçe de yer aldı.Lut, Osmanlı Dönemi’nde, yaklaşık olarak 17. yüzyıl sonrası klasik Türk müziği eserlerinde kullanılan lut, esasen eski medeniyetler tarafından icat edilmiş bir sazdır. Sümerler, Mısırlılar, Babilliler ve Romalıların kültürlerinde rastlanılan lavta, Araplar tarafından keşfedildikten sonra geliştirilmiş ve Batı’ya yerleşmiştir.
Mozart’ın “Saraydan Kız Kaçırma” operası ile kapanış yapıldı. Daha önceki yıllarda da Saraydan Kız Kaçırma'nın seçilmesinin teknik ve popüler olması nedeniyle olabilir.
Büyülü bir ortamda beyaz plastik sandaleyelerin kullanılmış olması mekanla örtüşmüyordu. Konserlerin bitiminde dışarıya çıktığımızda tramway sesi, mısırcılar,simitçilere, gürültüye alışmak biraz zaman alıyordu. Hatta evimize dönene kadar notalar kullaklarımızdaki ritmine devam ediyordu.
KEVORK TAVİTYAN, bariton sesiyle İstanbul'lu opera severleri büyüledi
Sultan II. Abdülhamid için marş besteleyen ünlü Ermeni besteci Dikran Çuhacıyan Osmanlı İmparatorluğunda opera ve operetin öncüsüdür. Her padişahın ayrı marşı vardı ve padişah tahtta olduğu sürece bu marş Osmanlı’nın devlet marşı oluyordu. Dolayısıyla, Çuhacıyan, aynı zamanda devlet marşının yazarıydı.
Çiçek Pasajının olduğu yerde Naum Paşa Operası'nın varlığı Arkeoloji Müzesininz delhizlerini hayal ederek ,İstanbul Devlet Opera ve Balesi halen operayı kuran torunlarının sahnedeki varlığı umut vermektedir.