“Atatürk, ezilen bir ulusun ezenlere karşı isyan etmiş bilinciydi-Uğur Mumcu”
***
30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Savaşı öncesi emperyalistlere karşı en önemli savaşlar; I. ve II. İnönü ile Sakarya Meydan Muharebesi’ydi.
Türk Ordusu’nun zaferiyle sonuçlanan her savaş sonrasında işgalciler toparlanıp yeniden saldırıyor, Anadolu’nun içlerine doğru ilerliyordu.
Ordumuz da zaman zaman taktiksel manevralarla geri çekilebiliyordu.
Sakarya Meydan Muharebesi öncesi Yunan ordusu Bursa’yı işgal etmiştir mesela.
Meclis kürsüsü “puşide-i siyah”la kaplanmış, sadece Bursa değil ülkenin üstüne çöken işgal karanlığını simgeleyen siyah örtü, "2 yıl 2 ay 2 gün" kürsüde kalmıştır.
Yunan Başbakanı Venizelos’un oğlu Yunan ordusu komutanlarından Sofoklis, Osman Gazi’nin sandukasını tekmelemiş ve “Kalk da milletini kurtar” diye haykırmıştır.
Osman Gazi türbesine, Kral Konstantin’in resmi asılmıştır.
Böylesi koşullarda Sakarya Meydan Muharebesi kazanılmıştır.
23 Ağustos’tan, 13 Eylül’e (1921) kadar aralıksız 22 gün gece-gündüz sürmüş, düşman ordusu perişan edilmiştir.
****
Kurtuluş Savaşı günlüğü tutan Gazeteci Falih Rıfkı Atay, Sakarya’yı şöyle yorumlar:
“Biz Sakarya Zaferi ile kurtulacağımıza inanmıştık!”
Devam eder Falih Rıfkı;
“Nemiz varsa, bağımsız bir devlet kurmuşsak, hür vatandaş olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu Batı'nın, vicdanımızı ve kafamızı Doğu'nun pençesinden kurtarmışsak hepsini, her şeyi 30 Ağustos'a borçluyuz."
Yani; Mustafa Kemâl Atatürk’e, O’nun "kahramanlar kahramanı" Askerlerine!..
****
Sakarya Zaferi, askerlik ve politika bakımından kurtuluş/ kuruluş kavgasının çok önemli bir aşamasıdır.
Strateji Uzmanı Emekli General Naim Babüroğlu şu tespiti yapar;
“1877-78 Osmanlı-Rus savaşıyla tüm Tuna vilayetleri kaybedildi. 1912-13 Balkan savaşıyla Balkanlar elden çıktı.
1914-1918
Birinci Dünya Savaşı'yla Osmanlı dağıldı. 2.Viyana ve Karlofça ile başlayan Türk çekilmesi; Sakarya ve Lozan’la durduruldu. Tarihin hükmüdür bu...”
Lozan’a “hezimet” diyenler TIME Dergisi’nin şu yorumuna bir baksınlar önce;
“Lozan Antlaşması, yüz yıldan fazla süredir İngiliz diplomasisinin ilk göze çarpan başarısızlığıdır. Neticede Lozan, Türkiye’yi yaka paça Avrupa’dan atmak yerine Avrupa’yı Türkiye’den atmıştır!..”
****
Kolay olmamıştır bu zaferi elde etmek!
Sakarya Meydan Muharebesi öncesi...
Tarih; 26 Temmuz 1921.
Mustafa Kemâl Paşa, Polatlı'ya Batı Cephesi Komutanlığı Karargahı'na gelir. Durumu inceler... Ordudan firarlar O’nu düşündürmektedir... Garp(Batı) Cephesi Komutanı İsmet Paşa ile arasında aşağıdaki konuşma geçer...
Sorar:
“Kaçak sayısı?” ”Şaşırmaya hazır ol: 30.809”
“Neee?”
“Keşke Yunan kazansaydı” diyenlerdendir o kaçaklar...
****
Bugün, bu kutsal toprakları yeniden vatanımız yapan Atatürk’e lânet okuyanlar...
Hain diyenler...
Her gün sabah akşam küfredenler...
Hakaret edenler...
Değersizleştirmeye çalışanlar...
Cumhuriyet’e meydan okuyanlar...
Devrimlerini hedef alanlar...
Hatta fütursuzca hilafet isteyenler mevcuttur.
Ölümünden 82 yıl sonra fikirleriyle dipdiri olan ve yeniden öldürülmek istenen tek liderdir Mustafa Kemâl Atatürk!
Duyan duysun...
Bilen bilsin...
O; bilimdir, akıldır, özgürlüktür, barıştır. Asla ölmez O!..
Bu ülkenin...
Bizim; "Çok Sevilen Sayılan En Büyük Değeri’'dir.
Babüroğlu Paşa gibi biz de soralım;
"238 yıllık çekilmeyi Mustafa Kemâl Paşa durdurmasaydı, hangi ülkenin bayrağı dalgalanırdı Anadolu yaylasında?
Zito Venizelos’un mu?"
****
Suat Taşer’in muhteşem dizeleriyle Mustafa Kemâl ve Askerlerini minnetle saygıyla analım...
Bir kez...
Bin kez...
Milyon kez;
"Bugün yaşıyorsam
Güler yüzle emin
Tertemiz gökler altında
Dağlarım, denizlerimle dost
Toprağımda dolaşıyorsam
Ümitli, memnun ve rahat
Gecem gündüzüm hürse
Damarlarımda kanım
Tenler içinde canım
Korkusuz yürürse
Bulutlarımdan gözyaşı yerine
Rahmet dökülürse
Ekmeğim, suyum tatlı
Toprağım da, türküm de bereketli
Rüzgârlarım alabildiğine hürriyetli ise
Bacamda tütünüm tütüyor
Ölülerim huzur içinde yatıyor
Ağacım dal sürüyor, boy atıyorsa
Keyfimce gülüyor, keyfimce ağlıyorsam
Dün yokken, bugün varsam
Sendendir
Sendendir Atatürk."
Not;
74 yıl önce bugün doğan meslek örgütüm İzmir Gazeteciler Cemiyeti ‘nin(İGC) ve gazetem 9 EYLÜL’ün de 8. yaşını kutluyorum. Nice nice yıllara…