Köpek düz yazıdır,
kedi ise şiir.
(Jean Burden)
***
“Saldıran köpek gruplarına bölge halkı zehirli et versin, hepsi gebersin” ifadelerini kullandı attığı tweette şarkıcı Yıldız Tilbe. Ona sosyal medyadan tepki yağdı.
Pek çok ünlü kişi de Tilbe’yi kınadı.
Bülent Ersoy ise ona destek verdi.
Bir otel de vereceği konserini iptal etti.
Tilbe’nin sokak hayvanlarını hedefe koyması, uzun süre tartışma konusu olacak, belli.
Oysa çözüm net;
gerekli yasal düzenlemeler TBMM’ce yapılmalı, merkezi ve yerel yönetimler sorumluluklarını yerine getirmeli!
Nedir bunlar?
Özge Günerken arkadaşımızın da yazdığı gibi; “etkin kısırlaştırma yapılmalı, hayvanlara şiddet uygulayanlara caydırıcı cezalar verilmeli, yasa dışı hayvan üretimi-ticareti durdurulmalı, satış denetlenmeli, tüm hayvanlar mikroçiplenmeli, toplum bilinçlendirilmeli.”
Bu konuda benim yanıtım da Tilbe’ye,
Dünya Şairimiz Nâzım’ın köpeği “Şeytan” için yazdığı dizelerle;
“Kaç sabahtır uyanıyorum/ Dinliyorum ortalığı/
Kapımı tırmalayan yok”/Ağlamak geliyor içimden/ Ağlayamadığım için utanıyorum/
İnsan gibiydi/
Hayvanların çoğu insan gibidir/
Hem de iyi insan gibi!”
****
Veysel Gültaş
tam 50 yıllık bir hukukçu. Bunun 32 yılı savcılık ve hakimlik ile, kalan bölümü ise avukatlıkla geçmiş. Aydın kimlikli.
Ülkesine, insanımıza sevdalı, doğaya son derece de duyarlı.
İzniyle, “Veysel Abi” diye hitap edeceğim.
Usta bir yazar, şairdir de kendisi
İflah olmaz da bir hayvansever.
Yıldız Tilbe tartışmaları sırasında onun yazdığı “Tefo ile İnsan” kitabını okuyordum, tesadüf bu ya!
Kitap, kedisi Tefo üzerine. Tefo ölmek üzere sokakta bulunmuş.
Veysel Abi’nin, kızı Zeynep’in dert ortağı olmuş zamanla.
Ona şiirler yazmış.
Yıllar sonra da güneşlenirken bir trafik magandasının kurbanı olmuş Tefo!
Buyrun ona yazdığı şiirlerden birisi;
“Kedi deyip geçmeyin/ Tanrısı yok kendini tanrı sanır/
Tanığıdır geçmişin Bastet’ten beri/
Yaranızı sağaltır kanadıkça içiniz/
Eksiksiniz bir kediniz yoksa…”
****
Kitap iki bölüm;
“Tefo’nun Günlüğü” ve “Tefo’nun Şiir Antolojisi”
İlk bölümde kediler hakkında söylenmiş sözlerden, onlara yönelik yazılardan şiirlerden, mitolojiden, kitap ve dergilerden konular açıyor. Hayvan sevgisiyle ünlenen pek çok sanatçıdan, yazar, ozan, bilim insanından, filozoflardan söz ediyor yazar.
Örneğin; “Hayvanların en büyük korkusu insan olmaktır-Melih Cevdet Anday”,
“Pek çok vahşi yaratık vardır, fakat hiçbiri insandan daha vahşi değildir-Sofokles”,
“Kediler hayvanlar aleminin gangsterleriydi, yasa dışı yaşarlar ve genellikle o alemde ölürlerdi.
Pek çoğu da şöminenin karşısında zaman geçirecek kadar yaşlanmadı-Stephen King”.
Diğerinde de şiirler ve Tefo’nun fotoğrafları bezemiş sayfaları.
Yazar Metin Dikeç de şunları yazmış kitap için;
“Veysel Gültaş’ın,
Tefo’ya aslında daha çok bizlere söylediği sözler, okuduğu şiirler, aktardığı aforizmalar, beğendiği sanat yapıtları, içtenlikli yüreğinin ve aydınlık aklının yansıması. İnsanın kalabalıklar içindeki yalnızlığına muhabbetli bir dokunuş.
Ona bu görevi yükleyen, ‘insanın cehennemi olan insan’dan kendisinin ve evrenin esenliği olan insana olan umuttur.
Çok yaşa Tefo, çok yaşa Veysel Gültaş.”
****
Kitapta sayfalar ilerledikçe, Badi’yi, Mahsun’u, Çerez’i, Gece’yi, Bican’ı, Tombili’yi, Aykız’ı, Tamara’yı, Çıtır’ı, Tekir’i ve hüzünlü öyküsüyle sokak kedisi Fatmagül’ü de tanıyoruz.
“Kedilerin Tanrısı’’ Mısır’ın tapınak koruyucusu kedi kılıklı tanrıça/kraliçe sayılan Bastet’in de kim olduğunu öğreniyoruz.
Veysel Abi, kitabıyla mitolojiden, geçmişten, günümüzden, yaşanmışlardan yola çıkarak, hayvanlar alemini, özelde de kedileri ve biz insanları sorgulamış.
Çalışma odasında asılı duran “Hitit Duası”ndan da söz etmiş;
"…Anlık zevkleri yaşayabilme sanatını öğret; bir çiçeğe bakmak için yavaşlamayı,
güzel bir kedi ya da köpeği okşamak için durmayı öğret…"
Yüzyıllar önceki hayvan sevgisine bakar mısınız?
Bu yazı da Asaf Halet Çelebi’nin “Kedi” şiirinden dizelerle sonlansın;
“…küçük kedim
molozlu sokakların ağır uykusunda/
gerin/ bilirim ki sen /
bu çöplükten değilsin/ benim gibi garipsin/ ikimizin de unuttuğumuz / kuşları bol/
ağaçları bol bahçelerdensin/
koca duvarlı sokaklarda sıkılmışsın/
ve canından bıkmışsın.”