Sedat Peker’in açıklamaları toplumun bütün kesimlerince ilgiyle izleniyor. Ne de çok şeyler biliyormuş ünlü suç örgütü lideri…
Bugün 15 Temmuz.
2016’da 251 kişinin yaşamını yitirdiği kanlı bir gün yaşamıştı Türkiye. "FETÖ’nün kanlı darbe girişimi" diyorlar buna.
Bu hain kalkışma sonrasında silahlar dağıtılmış Sedat Peker’in açıklamalarına göre. Bunun sorumlusu da o günlerde Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanı olan Süleyman Soylu imiş.
20 yıldır iktidar çevresiyle sıkı ilişkileri olan biri söylüyor bunları. Bir şeyler bilmese konuşur mu?
Devlet envanterine kayıtlı olmayan silahların sivillere ve AKP Gençlik Kolları’na teslim edildiğini söylemesi ürpertici.
Emekli tümgeneral Haldun Solmaztürk ise, kayıp olduğu iddia edilen 130 bin silahla 20 tugayın donatılabileceği bir paralel ordu kurulabileceğini söylüyor.
Sedat Peker’in konuşmaları, dünyanın bir başka ülkesinde duyulsa istifa etmeyen bir hükümet olabilir mi sizce? Büyük bir güvenle söylemiş olayım. İstifa ederler. Japon kanı taşıyanlar ise böylesi çirkinliklere dayanamayıp intihar ediyor.
Bizimkiler ya kör ya sağır…
Peker’in bildikleri var ki, konuşuyor… Onun bildiklerini nerdeyse MİT Başkanı bile bilmiyor.
Darbe girişiminin ardından kayıp silahlar 7,5 kat artmış.
CHP’li bir milletvekili, ruhsatsız silah/ kayıp ve çalıntı silahlarla, bireysel silahlanmayla ilgili olarak hükümetin hiçbir adım atmadığını söylüyor. Bu konuda verilen araştırma önergelerini AKP’li vekiller reddediyor. Araştırılsın, gerçek ortaya çıksın. Bundan niye kaçınıyorlar ki…
Halkın bilmediği gerçeklerin ortaya çıkması mı ürkütüyor yoksa iktidar?
Hı?!
İktidar, 15 Temmuz konusunda herkesin kendisi gibi düşünmesini istiyor. Aksi görüşleri de hemen mahkum etmeye çalışıyor. Adalet ve kalkınmadan söz eden bir partinin iktidarı neden şeffaflıktan yana değil?
15 Temmuz 2016’dan sonra getirilen OHAL düzeni, üç yıllığına ilan edilmişti. 18 Temmuz 2018’de sona ermesi gerekiyordu.
24 Haziran 2018 seçiminin ardından torba yasayla üç yıl daha uzatıldı.
O süre de bitmek üzere… Şimdi gene süreyi uzatıyorlar.
Asıl düşündüren konu da bu olmalı zaten.
İktidar, neden olağan koşullarda değil de olağanüstü hal ile yönetmek istiyor ülkeyi?
15 Temmuz, Türkiye’yi olağan dışı yollarla/ yöntemlerle yönetmek isteyenlerin arayıp da bulamadığı bir senaryo muydu yoksa?
Bu sorunun yanıtını her AKP’li milletvekili seçmenine verebiliyor mudur dersiniz?
Kendilerine dikte ettirilen sözleri papağan gibi yinelemek zorunda mı her biri?
İradelerine ipotek konulmuş vekiller olmadıklarını kanıtlamalılar bence.
140 bine yakın kamu görevlisinin ihraç edilip yerlerine tarikatçıların alınma planı mıydı 15 Temmuz, diye konunun muhasebesini yapabilmeliler sayın vekiller.
Eski Türkiye’de AKP’li Sivas Belediye Meclis Üyesi Ahmet Kuzu’nun eşi, komşu il Tokat’ta Valilik Özel Kalem Müdürü olarak sınavsız işe alınabilir miydi?
Aynı kadın, bir süre sonra eş durumundan tayinini isteyip Sivas’a geri dönebilir miydi eski Türkiye’de?
OHAL ile yönetmek arzusu/ aşkı bundan mı yoksa?
Üç yerden, beş yerden maaş almak var mıydı eski Türkiye’de?
OHAL, bunun için mi isteniyor iktidarca?
Eski Türkiye’de mümkün müydü TBMM Üstün Hizmet Ödüllü hayırsever bir derneğin dolandırıcılık yapması?
Bırakınız beş yerden, 7 yerden maaş alanlar var memlekette.
Haiti’de, Kamçatka’da, Papua Yeni Gine’de, Angola’da bile yok böylesi!
Olsa işitmez miydik?
Kürk, elmas, pırlanta ve yatta ÖTV sıfır iken suda beş, doğalgazda altı, elektrikte yedi, internette sekiz çeşit vergi ödenmiyordu eski Türkiye’de.
Zenginseverlikte kimse eline dökemez AKP İktidarının…
Haşmetmeapları kadar pahalı saatler takan, her gün ayrı kravatlarla televizyonlarda boy gösteren bir başka süslü lider var mı şu gezegende, gözlemleyin lütfen.
İkinci bir örneği olsa olsa Bruno Sultanıdır.
OHAL, biraz da zengin yaşamların sürdürülme gayretleri midir?
İlber Ortaylı ne güzel konuşuyor:
"Gösteriş ve şatafat, cahillikten kaynaklanan aşağılık kompleksini örtme çabasıdır."
Belli ki Sayın Ortaylı’yı etkilemiş kimileri…
60 bin kişilik Çamlıca Camisi’nin 147 personeli var. Sabah namazı 34 kişiyle kılınıyor.
Eski Türkiye’de var mıydı bu?
147- 34 =?
? Kişilerin, namaza kalkmayacak kadar itikatleri yoksa ne arıyorlar Çamlıca’da?
Maksat, işsiz AKP’lileri iş sahibi yapmak mı?
Diyanet, yurtdışından dövizle bahçe ihtiyaçlarının getirilmesini istiyor. 12 ithal huş ağacı, 14 tijli süs armudu, 30 ithal sığla, 10 ithal leylandi Jumbo, 43 ithal sprila şimşir, 11 bin metrekare ithal çim…
Biraz daha yazarsam sinir olacaksınız.
Yerlici/ Millici iktidarın hık deyicisi Diyanetin yerliliği de işte bu!
Eski Türkiye’de yapabilirler miydi bu savurganlığı? Cesaret edebilirler miydi?
Bu cüreti kimden alıyorlar dersiniz…
Savurganlık ve dindarlık… İkisi bir arada nasıl oluyor anlamakta zorlanıyorum.
Aslında anlaşılmayacak bir şey yok. AKP İktidarı, dindar- mütedeyyinlerin değil, siyasal İslamcıların iktidarı… Paragöz Süslümanların iktidarı…
84 tıp fakültemiz var, 105 ilahiyat fakültesi… 302 fen lisesine karşı 3 bin 395 imam hatip lisesi var.
Ülkeyi diledikleri gibi yönetmeleri galiba biraz da bundan.
İtiraz etmeyecek, her şeye boyun eğen, sesini çıkarmayan, uysal bir nüfus yaratma çabaları bundan!
Kırsalı öğretmenden yoksun kılıp sadece imama bırakmaları bundan…
Victor Hugo’nun dediği gibi… Hugo, ne demiş, merak edenler internetten öğrenebilirler.
Türkiye’nin geldiği noktaya bakın…
Siyasetbilimciye, genetikçiye, matematikçiye değil de pür dikkat organize suç lideri birinin sözlerine kilitlendik.
Kötü mü?
Değil!
Ama ben, ülkemin gerçeklerini bir bilim insanından öğrenmek isterdim.
Bu da Yeni Türkiye’nin öğrettiği…
Her 15 Temmuz, ilahiyat fakültelerinin tıp fakültelerinin sayısından neden daha fazla olduğuna kafa yorma günü olmalıdır bence.
Her 15 Temmuz, imam hatip liseleri sayısının neden fen liselerinden daha fazla olduğuna kafa yorma günü olmalıdır.
Köy okullarının neden kapatıldığını düşünme günü olmalıdır her 15 Temmuz.
Her 15 Temmuz, soru sorma günü olmalıdır.
Her 15 Temmuz, 15 Temmuz 2016’nın muhasebesini yapma ve bunu TBMM’den isteme günü olmalıdır. AKP’li vekillerin neden bu konunun araştırılmasını istemediğini de 'düşünme' günü olmalıdır.
Merak, düşünme ve Şamil Tayyar’ın şu sözlerini anımsama günü olmalıdır 15 Temmuz.
Muhalif düşünenlere kulak vermeyen AKP İktidarı, kendilerinden olan Gazeteci/ Milletvekili Şamil Tayyar’ın "15 Temmuz aydınlanırsa, bugün kahraman dediklerinizin darbenin içinde, hain dediklerinizin de tam tersi olduğunu göreceksiniz" sözlerini unutmamalı.
15 Temmuz için birileri 'tiyatro' dediğinde öfke seline kapılanlar Şamil Tayyar’a 'Yalancı' diyebildiler mi?
***
2015’ten bu yana bende 15 Temmuz’un unutulmaz anısı şu.
O gün Ayvalık’ın Beşiktepe Mahallesi’nde 39. Kütüphanemizi 'Sabahattin Ali' adıyla açmıştık. Kızı Filiz Ali ve o günün belediye başkanı Rahmi Gençer ile…
2 bini aşkın kitapla, Sabahattin Ali fotoğraflarıyla…
Bende iz bırakan 15 Temmuz, 2015’in 15 Temmuz’u…
Diğer 15 Temmuzlar hep sıcağı anımsatıyor.
Bir de Ali Baba Ve Kırk Haramiler Masalını…
Arif Yılmaz 3 Yıl Önce
Selamlar.