Ajans Bakırçay
2020-08-15 17:35:47

Timuçin Özyürekli, Nüket ve Hasan Zeki

Recai Şeyhoğlu

recaiseyhoglu1952@gmail.com 15 Ağustos 2020, 17:35

Hep saygıyla/ sevgiyle andığım bir şair Timuçin Özyürekli. Emeğe/ emekçiye olan saygısına yakından tanık olduğum değerli bir arkadaşım/ hemşehrim ve yoldaşımdı. Turgutlulu’ydu. Ben Salihlili… O Türkiye İşçi Partisi saflarında yer almış, ben İGD’ de… Bizi birbirimize yakınlaştıran da buydu zaten. Hemşehrilikle başladık, yoldaşlıkla sürdürdük ilişkimizi… Konak’taki bir işhanında söyleşilerimiz ise hep edebiyat oldu.

Cumhuriyet’in Kitap ekinde kitap tanıttığı için KÖYLERDE RÖNESANS kitabımla yanına gittim bir gün. "Timuçinciğim, bu kitabın yazınsal bir değeri yok ama okur/ tanıtırsan zincirimize olan ilgiyi arttırır/ yeni kütüphanelerin kapısını aralamamıza yardımcı olursun." dedim. İki gün sonra söylediği sözleri şöyleydi: "Recaiciğim, bu kitapta köy enstitüleri ruhu var. Eğitim var, emek var. Emeğin olduğu yerde benim yer almam kaçınılmaz olur."

Ve o günlerde Cumhuriyet’in Kitap ekinde KÖYLERDE RÖNESANS yer aldı. Kendisi gibi sapsade bir yazıydı o tanıtma yazısı.

Rahatsızlığı yok değildi/ vardı ama oram ağrıyor buram ağrıyor dediğine hiç tanık olmadım. Şiirleri dışında çocuklar için yazmaya çalışıyordu son dönemlerde. O sapsakin, o beyefendiler beyefendisi Timuçin, sahnede şiir okurken ise coşku ve heyecan dolu bir militan oluveriyordu. Sakin tabiatlı bildiğim Timuçin’in militan ruhlu bir sosyaliste dönüşüvermesi hep şiir okurken karşıma çıkıyordu. Oysa konuşurken iki metre ötemizdeki biri onun sesini kesinlikle anlayamazdı. Hep saygıyla andığım ve anacağım biri Timuçin Özyürekli…

"Kömür akkorlaştı canım fırın cehennem yeri/ Öfkeli buhar depreşiyor pistonları zorluyor/ Filitre dumanı süzüp günahından ayırıyor/ Oy benim heder olan gençliğim/ İçim acıyla dolu da sen yoksun" demişti Bir Makinistin Ateşle Ve Zamanla Kucaklaşmasının Türküsü’nde.

Yol İşçilerinin Türküsü’nde ise… "Zifti kaynatıp çakılla karıştıran / Sıcak asfaltı döküp düzelten/Kavuran güneşe yüzünü veren/ Sırtı terleyen biziz ey yolcu/ Yollar uzayıp gider/ Bu yolda ömrümüz biter" diyordu.

Kiremit/ Tuğla Fırınlarını Boşaltan İşçilerin Türküsü’nde ise, "Sıcak yalım eritir fırınlarda solgun bedenleri/ Ellerim yanar kavrulur yara olur parmaklarım/ Yaşanmamış günlerde kaybolur tüketirsin kendini/ Mintanım terden sırılsıklam oy anam"

Güneşin altında çalışan ırgatlara türkü yakan, deniz sevdalısı balıkçıların türküsünü çığıran, bir çiçek yetiştiricisi için şiirler yazan, dokuma işçileri ve bir muhasebeci ve Madımak için ağıt yakan, Yitik Günce’sinde şair Hasan Hüseyin Yalvaç için uzun şiirler yazan emeğin şairi/ güzel insan Timuçin Özyürekli’yi 2020’nin sarı sıcaklarında yitirdik. 1950’nin Sarı sıcaklarında doğmuştu. Gene o sarı sıcaklarda sonsuzluğa göçtü sessizce…

TAYAD, Petrol- İş, Ali Rıza Erten Şiir Ödülü sahibiydi. TRT İzmir Radyosu’nda şiir programı hazırlayıp sunmuştu.

Şafağın Buğusu, Merhaba Yaşamak, Sonsuz, Fırtına Kuşları, Mustafa Kemal’in Süvarileri adlı kitaplarıyla belleklerimizde yaşayacak. Onu daha iyi tanımak isteyenler İbrahim Oluklu’ya kulak vermeli…

****

Sarı sıcakların bereketi bir başka… Hafta içinde Burhaniye Belediye Başkanı ile görüşmüş, kütüphane ve aydınlanma evi konusunu konuşmuştuk. Ayvalık’ıma döndüğümde ise Ressam Arif Buz’un kokteylindeydim. Dördüncü ya da beşinci kişisel sergisini açmıştı ‘ Beygirlerin Ressamı’. Arif, kentin büyük meydanlarını/ caddelerini değil ara sokakları, besili atları değil de sıska beygirleri çizer. O, Proletaryanın ressamıdır benim gözümde. Heykeltraş Abdullah Şengörenoğlu, Ressam Mustafa Sevinçli, Ressam Selçuk Kaltalıoğlu, Ressam Fuat Başaran, Sanat dostu Bülent Çevik vb. dostlarla Şeytanın Kahvesi’ndeydik. Ayvalık’taki berberim Burhan’ın yakın ilgisi gene mestetti beni. Yeni çıkan iki kitabımı teslim ettiğim Mustafa ise koruk suyu servisinden ne beni görecek haldeydi ne de ilgilenecek…

Aydınlanma Evlerimizden biri de bu kahvede… Şeytanın Kahvesi’nde… Bilmeyenler öğrensin… Anneme sahip çıkan da kahvenin sahibi sevgili kardeşim Suat Kaçak ve oğlu Mustafa…

****

14 Ağustos ise bir başka renkli günümdü… Makine Mühendisi/ Şair/ Besteci Nüket Hürmeriç, çağırmıştı evine. Yeni kitaplar için… O gün şairlerle içi içeydik adeta. Enver Ercan, Murathan Mungan, Sunay Akın, Ülkü Tamer, Mayakovski, Neruda, Şükrü Erbaş., Ahmet Telli, Lorca,Tagore, Gültekin Emre, Sina Akyol, Necati Cumalı, Yusuf Alper ve adını sayamadıklarım… Bu arada Yusuf’la muhabbeti de unutmadık. Tanıdığımız/ bildiğimiz şairlerin kulaklarını çınlattık durduk Nüket’le… Kitapları tasnif ediyorduk ki bir başka kitap dostu/ kütüphane gönüllüsü Hasan Zeki Sungur’un sesi… "Kitaplar hazır, nereye geleyim?"

Hasan Zeki Sungur, kitapseverliğinin/ kitap kulüpleri üyeliklerinin/ blok yazıcılığının dışında Mavişehir Mahalle Muhtarlığının da kitaplık Kolu Başkanı (!)

Muhtarlığın kitap işlerinden sorumlu tek adamı. Alaşehir’e yettiği gibi, İzmir çevresindeki köylere ve okullara da uzatıyor o mübarek elini/ yüreğini…

Bu arada bana da çok şeyler öğretiyor. Sübye müptelası olmam sayesinde… Kitaplarımızın çoğalması sayesinde…

Yeni yeni projelerimiz için bize de kitap sağlamayı ihmal etmiyor hiç… Yeter ki kitaba ihtiyacın olduğunu bilsin, yarım saat sonra yanıbaşında…

Nüket gibi, Hasan Zeki gibi dostlarla Euro gibiyim. Düşüş yok, aksine hep yükselmedeyim. Karşıyaka Belediyesi, bu iki arkadaşı kültür müdürlüğü bünyesinde fahri olarak görevlendirmeli bence… Tabii ki yanlarında da ben… Ben onlara güzel yamaklık yaparım, biline!

İşte, bu 14 Ağustos’ta elimden geçti Zülfü Livaneli’nin Gölgeler’i ile Timuçin Özyürekli’nin 'Hayatın İçinden'i…

Bir solukta okudum ikisini de… Zülfü Livaneli 'beyin aristokratı' bildiğim biri… Timuçin de canım/ ciğerim bir yazın emekçisi…

Çağırsa biri de Timuçin gibi şiirler okuyuversem şu sarı sıcaklarda… Çünkü içim dışım şiir oldu Nüket’in kitaplarıyla…

Böylesi arkadaşlıklardan sonra benim de ünlü kişiler gibi bir veciz sözüm olmalı artık. Buldum bile…

ET, SU, KİTAP VE ARKADAŞ YAŞAMDIR!

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.