21.06.2020, 14:14

Aydınlığa "Pencere" Açan Yazar; İlhan Selçuk

Yıl 1963’tür. Adana'dan okul yıllarından arkadaşı 

Yaşar Kemâl’in araya girmesiyle Cumhuriyet'e gelir. 

Başyazar Nadir Nadi’yle tanışır. Nadi, “Burası Atatürkçü bir gazetedir, burası Atatürk devrimlerini savunan bir gazetedir, burası özgürlükçü bir gazetedir, istediğinizi yazabilirsiniz.” der. 

Mutludur, öyle ya ilk kez istediği gibi müdahale görmeden yazacağı köşe yazıları, artık imzasıyla çıkacaktır.

Köşesinin adını dönemin Genel Yayın Yönetmeni Cevat Fehmi Başkut koyar: 

“Pencere"

****

Yeni çalışmaya başladığı günlerdir.

Gazetenin bulunduğu Babıâli yokuşundan inerken o günlerin ünlü şair- yazarı Yusuf Ziya Ortaç’la karşılaşır.

Bu karşılaşmayı 1 Ocak 2009’ta şöyle yazar "Pencere"de;

“O, kıl pranga kızıl çengi, kravatlı, fötr şapkalı bir üstad; ben yakası bağrı açık, çiçeği burnunda bir yazar. Vilayet’in önünde durdu. Muzip bakışlarıyla beni süzüyor, dudakları kımıldıyordu.

Ortaç yemek seçer gibi sözcük seçerdi:

‘- Talihlisin’ dedi, ‘mazin yok...’

Yüzüne baktım, ne demek istiyordu?

Açıkladı:

"- Mazin olsaydı, şimdi bir tarafını bulup hücum ederlerdi; Babıâli’de bir geçmişin yok ki saldırsınlar!..”

Ortaç yanıldı. 

İlk taşı, daha küçükken babasına makalelerini okuduğu Ahmet Emin Yalman attı: 

“Solcuların Cumhuriyet’te ne işi var?”

Yıllarca aydınlanma mücadelesi verdi. 

İşkencelerden geçirildi. Hapisler yattı. 

Bıkmadı, usanmadı, korkmadı, hep yazdı.

Onurlu gazetecilikte rol model  oldu.

"Cumhuriyet" onunla çok sevildi!..

****

İlhan Selçuk...

Aklın ve bilimin aydınlığına

"Pencere" açan bilge yazar!

Asla pes etmeyen demokrasi adalet hukuk savunucusu...

Bir aydınlanma pusulası!..

****

Prof.Emre Kongar, 24 Mart 2008'de bir yazı yazdı.

Yazının başlığı şöyleydi;

"İlhan Selçuk İçin Karşılaştırmalı Bir Biyografi Notu"

Yazıda, Menderes döneminde hapse giren gazeteciler Hüseyin Cahit Yalçın ve Ahmet Emin Yalman anlatılıyor, sıra İlhan Selçuk'a geliyordu;

"İlhan Selçuk.

Doğum tarihi: 1925.

Ölüm tarihi: Hayatta. (Allah geçinden versin!)

Gözaltına alınış ve işkence görüş tarihi: 1971.

Gözaltına alınış yaşı: 46.

Mesleği: Gazeteci, yazar. (Politikacı ve milletvekili değil).

Gözaltına alındığı dönem: Yirminci Yüzyıl'ın ortası.

İktidar: 12 Mart askeri darbesi.

İktidardaki Başbakan: Nihat Erim.

Cumhurbaşkanı: Cevdet Sunay.

Son gözaltına alınış tarihi: 21 Mart 2008

Son gözaltına alındığı saat: Sabaha karşı 4:30.

Son gözaltına alınış yaşı: 83.

Mesleği: Gazeteci, yazar. (Hâlâ politikacı ve milletvekili değil.)

Son gözaltına alındığı dönem: Yirmibirinci Yüzyıl'ın başı.

İktidar: Adalet ve Kalkınma Partisi. (AKP.)

İktidardaki Başbakan: Recep Tayyip Erdoğan.

Cumhurbaşkanı: Abdullah Gül.

* * *

Emre Hoca, yazısını şöyle tamamlıyordu;

"Mevlana hoşgörüsüne ve Hazreti Eyüp sabrına sahip bir insandır İlhan Selçuk(...)

Araştırmacılar, İlhan Selçuk'a yöneltilen, örgüt bağlantılı suçlamayı da tarihin ışığında iyi incelesinler.

Dönemin iç ve dış koşullarını irdelesinler ve tabii yukarda adlarını andığım üç gazeteciye bu acıları yaşatan politikacıları da ayrıca ve iyice değerlendirsinler!

Bu politikacıların demokrasi anlayışını mercek altına alsınlar ve tarihin yanılmaz yargısını kendilerinden sonraki kuşaklara dürüstçe aktarsınlar."

****

"Kimi zaman insan onuru bütün değerlerin üzerindedir. 

İlhan Selçuk ömründe hep yüksek bir insan onurunun simgesi oldu. 

Hiçbir baskı, hapis, işkence onu eşitlikçi, özgürlükçü ve adaletli bir toplum düzeni ereğinden uzaklaştıramadı."

Cumhuriyette omuz omuza çalıştığı Miyase İlknur'un "İlhan Abi" kitabındadır bu satırlar.

Turgay Fişekçi'ye göre; "Pencere"köşesi 1919’dan bu yana toplumsal tarihimizin sergilendiği, irdelendiği bir tarih felsefesi kürsüsü oldu. 

Kişiliği ülkesinin son yüzyılının tarihiyle, bu sürecin temel sorunları ve bunların çözüm ve mücadele yollarıyla bütünleşmiş bir başka yazar adı söyleyebilmek zordur.” 

****

İnsan sevgisi, vatanperverliği ve yazmak aşkı içiçedir onun!

8 Eylül 2008'deki yazısından;

"Türkiye’yi şairler yarattı...

Edebiyatçılarımızın varoluşumuzdaki katkıları çok büyüktür...

Mayamızda şiir var...

Denebilir ki:

- Şiir mi?.. Boşver!.. Bugünkü halimize bak!..

Oysa bizim mayamızda şiirin bulunuşu, kuruluşumuzun ve oluşmamızın ortak bilinç ve kültürümüzün şiirle yoğrulması, en büyük güvencemizdir...

Ne diyor Kutsal Kitap:

“Önce kelâm (söz) vardı”...

Ne yazmış Melih Cevdet:

“İşte o zaman akarsu

Geçtiği yerlerden bir daha geçti

İsteyerek ikiledi kendini

Gök bir daha, bulut bir daha”

Cumhuriyeti kurarken geçtiğimiz yerlerden, şiirdeki akarsu gibi, bir daha geçmemiz gerek."

****

Eskisi'nde de Yenisi'nde de

İktidarlar onu hiç sevmezdi. 

"Çünkü O:

Cumhuriyet’in, demokrasinin, lâikliğin, aydınlığın yılmaz savunucusuydu...

Paranın satın alamayacağı, korkunun susturamayacağı adamdı.

Başbakanların uçaklarına binmezdi.

Onların sofralarına oturmazdı...

Paraya pula, iltifata teslim olmazdı.

Kalemini kılıçtan daha keskin kullanır...

Halkın ve ulusun onurunu bir şövalye zarafetiyle savunurdu..

Bir dostunun deyimiyle: 

“İlhan Selçuk için onurlu, dürüst, haysiyetli, demokrat, devrimci gibi sıfatları sıralamaya gerek yok. Tüm bu sıfatlar için bir 'İlhan Selçuk' demek yeter”di...

****

Bir anekdot...

Turgut Özal Başbakandır, Frankfurt Havaalanında gazetecilere, her gün yazmak zorunluluğunu üstlenen köşe yazarlarına acıdığını söyler, lâfı da İlhan Selçuk'a getirir;

Köşe Yazarı olmak istemezdim. İlhan Selçuk 'un kırk yılda yazdığı yazılarla bu havaalanının Şeref Salonu dolar. Onun belli bir okuyucusu var, çok okunduğunu da sanmıyorum." 

İlhan Selçuk, 22 Ağustos 1989 tarihli yazısını şöyle sürdürür;

"Vallahi bu konuda kendisine hak vermemek elde değil; kolay mı bu işin çilesini çekmek? Ancak beterin beteri var!"

Nedir o?

-Türkiye'de Başbakan olmak!..

Düşünüyorum; bu ülkede Başbakan olan kişinin gözüne bir gün uyku girebilir mi?

Kimi yurttaş Doğu'da mağarada yaşarken, kimi yurttaş hastane ve doktor bulamazken ya da hastane kapılarında bir ameliyat için altı ay veya bir yıl beklerken, bir Başbakan katarakt ameliyatını ABD'de rahat rahat yaptırabilir mi? 

Gece uyurken karabasanlarla ter içinde gözlerini açmaz mı bu ülkenin Başbakanı ?"

****

Cumhuriyet’le özdeşleşmiş anıt isimdir İlhan Selçuk. 

Atatürk ilke ve değerlerinin Cumhuriyet kazanımlarının yılmaz savunucusudur. 

Asla eğilip bükülmemiştir.

Doğruları inandığı gibi yazmıştır.

Dedik ya yaşamı; yazmaktır, aydınlanmaya hizmettir.

Ziverbey Köşkü 'ndeki işkenceler, sayısız davalar, gözaltılar "ödünsüz devrimci"yi yıldıramamıştır!

Onun sözcükleri "pes etmek" nedir, bitmemiştir!..

****

Cumhuriyet'ten Ali Sirmen'in ölümünün ardından yazdığı yazı,

bu yazının finali olsun;

"Heykelini Yontan Adam"

İlhan Selçuk, insanın yaşamının kendi yonttuğu bir heykel olduğunu söylerdi hep.

Ve kendi yaşamını da bu sözlerine uygun sürdürdü.

Yazı masasının başında, gazetede, dost ilişkilerinde, ya da işkence altında o hep, aynı sabrı; aynı yılmaz irade ile o “adam”ın heykelini yonttu.

85 yıllık yaşamda, sabırla, azimle, sevgiyle, özenle yontulan heykelde somutlaşan bu “Adam” nasıl biriydi?

Aydınlanmaya inanmış, onun ışığını yaymaya kendini adamış...

Cumhuriyet devriminin kazanımlarını benimsemiş, onun ilkelerini özümsemiş...

Bağımsızlıktan, emekten yana tavrını koymuş...

Her zaman dikkat çeken, kendini kabul ettiren kişiliğini öne çıkarmayı fazla sevmeyen...

Sade yaşamı benimsemiş olan...

Paraya, ikbâle iltifat etmeyen...

Mücadeleden yılmayan, ödünsüz...

Siyasal mücadelede, kavgadan kaçmazken, insan sevgisini unutmayan.

İnsanlar arasında dostları olan, yakınları için dostluğu değerli olan...

Atatürkçülerin, bağımsızlıkçıların, emeğin dostu olan...

Bükülmeyen, ama bağırmadan mücadele eden, ödünsüz, ama sevgi dolu...

Kendine saygısını yitirmeyen...

Cumhuriyet’teki dostlarının, çevrenin İlhan abisi olan...

Onurlu bir adamın heykeliydi ortaya çıkan.

İlhan Selçuk’un 85 yıllık yaşamında yoğurduğu yapıt tek kelimeyle “Adam”dı.

Heykel tamamlandı, daha heykeltıraşın yapacakları bitmeden...

Heykeltıraş yok artık. Yoğurup yonuttuğu adam ise hep örnek olarak karşımızda duracak.

(Kaynakça: Okan Yüksel arşivi, Soner Yalçın, Cumhuriyet Arşivi)

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 30 77
2. Fenerbahçe 30 72
3. Samsunspor 31 51
4. Eyüpspor 31 50
5. Beşiktaş 30 49
6. Başakşehir 30 48
7. Trabzonspor 30 42
8. Gaziantep FK 30 42
9. Kasımpaşa 31 42
10. Göztepe 30 40
11. Konyaspor 31 40
12. Antalyaspor 30 40
13. Kayserispor 30 37
14. Rizespor 30 37
15. Bodrum FK 31 34
16. Alanyaspor 30 34
17. Sivasspor 31 31
18. Hatayspor 30 19
19. A.Demirspor 30 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 35 69
2. Karagümrük 35 60
3. Gençlerbirliği 35 59
4. Erzurumspor 35 58
5. Bandırmaspor 35 57
6. İstanbulspor 35 55
7. Amed Sportif 35 54
8. Iğdır FK 35 52
9. Esenler Erokspor 35 52
10. Boluspor 35 52
11. Keçiörengücü 35 51
12. Ahlatçı Çorum FK 35 51
13. Ümraniye 35 50
14. Pendikspor 35 45
15. Sakaryaspor 35 45
16. Manisa FK 35 41
17. Şanlıurfaspor 35 40
18. Ankaragücü 35 39
19. Adanaspor 35 30
20. Yeni Malatyaspor 35 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 33 79
2. Arsenal 34 67
3. M.City 34 61
4. Nottingham Forest 33 60
5. Newcastle 33 59
6. Chelsea 33 57
7. Aston Villa 34 57
8. Bournemouth 33 49
9. Fulham 33 48
10. Brighton 33 48
11. Brentford 33 46
12. Crystal Palace 34 45
13. Everton 33 38
14. M. United 33 38
15. Wolves 33 38
16. Tottenham 33 37
17. West Ham United 33 36
18. Ipswich Town 33 21
19. Leicester City 33 18
20. Southampton 33 11
Takımlar O P
1. Barcelona 33 76
2. Real Madrid 33 72
3. Atletico Madrid 33 66
4. Athletic Bilbao 33 60
5. Real Betis 33 54
6. Villarreal 32 52
7. Celta Vigo 33 46
8. Osasuna 33 44
9. Mallorca 33 44
10. Real Sociedad 33 42
11. Rayo Vallecano 33 41
12. Getafe 33 39
13. Espanyol 32 39
14. Valencia 33 39
15. Sevilla 33 37
16. Girona 33 35
17. Deportivo Alaves 33 34
18. Las Palmas 33 32
19. Leganes 33 30
20. Real Valladolid 33 16

Gelişmelerden Haberdar Olun

@