20.11.2023, 12:29

Batı cephesinde yeni bir şey yok!

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2024 yılına ait bütçesinin görüşüldüğü, Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısında, Bakan Vedat Işıkhan'a bir soru yöneltilir ; “Ülkemizde çalışıp aşırı yoksulluk içinde yaşayan sayısı kaçtır? Açlık sınırı altında kaç çalışan ücretli bulunmaktadır?” sorusuna verdiği cevap araştırılmış, incelenmiş ki yazılı olarak verilmiştir. “Ülkemizde, asgari ücret net 11.402,32 TL olup; bu kapsamda çalışıp aşırı yoksulluk veya açlık sınırı içinde yaşayan kişi bulunmamaktadır.”

Bu cevabı veren ya Türkiye’de yaşamamaktadır, ya da yaşadığı ülkenin bir bakanı olarak ekonomiden, hele sorumlu olduğu bakanlığın ilgi alanına giren işçinin, köylünün, memurun, emeklinin maaşından, yaşantısından ve de yayımlanan ekonominin göstergesi olan rakamlardan haberi yoktur.

Ve de bu bakanın Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nca başlatılan “Aile Destek Programından” da haberi yoktur. Türkiye'de aşırı yoksulluk çeken kişi başına düşen aylık geliri 450 TL ve altında olan ailelerin dahil edildiği Aile Destek Programı’ndan 2023’ün yalnızca ocak-temmuz döneminde 3,7 milyon hane yararlandığından da haberi yoktur, bunların 11 milyon kişi olduğundan da...

Ve yine de haberi yoktur belediyelerin (Ankara BB si 200 bin kişi) vakıfların ve derneklerin yaptığı sosyal yardımlardan…

Bu cevapla koca bir ‘yuh’u hak ederken o rakamları kendisine bir hatırlatalım… Bekar bir çalışanın yaşama maliyeti bile yetmiyor o maaşa, acaba bakan bir ay o maaşla yaşamayı dener mi hani bir aylık izin alsa da…

İşte Ekim ayı rakamları;

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre ekim ayında yıllık enflasyon yüzde 61,36 olurken aylık enflasyon yüzde 3,43 oldu. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise 12 aylık enflasyonu yüzde 126,18 olarak açıkladı.

TÜRK-İŞ Araştırmasına; dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 13.684 TL’ye,

Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 44.573,3 TL’ye,

Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 17.803,3 TL’ye yükseldi.

Enflasyon bir önceki aya göre düşmüş görünse de yaşam sınırı ile ilgili rakamlar vatandaşların büyük bölümünün yoksulluk sınırında olduğunu gösteriyor. Ve de Merkez Bankası Başkanının 2023 ve 2024 yılsonu enflasyon beklentisini sırasıyla yüzde 65'e ve yüzde 36'ya yükseltmesi, enflasyonun 2024 Mayıs'ında yüzde 70-74'lerde zirve yapmasının beklendiğini açıklaması ise ‘karpuzcunun arkadan geldiğini’ hatırlatıyor…

Ekonomist yazar Mustafa Durmuş Ekim ayı ekonomik göstergeleri ile ilgili “Bunlara ilişkin söyleyebileceğimiz ilk şey "batı cephesinde yeni bir şeyin olmadığıdır". ‘…Ekonomi alanında entelektüel bir devrime ihtiyaç var.’ Değerlendirmesinde bulunduğu yazısını okuyunca sadece ekonomi alanında mı diye düşündüm ve aklıma geliverdi “Deveye sormuşlar boynun neden eğri? Cevabı bugünü özetliyor. Nerem (iz) doğru ki…

İşte Batı Cephesinde Değişmeyenler dünden, bugüne ve yarına aktarılanlar.

CHP DE ÖZGÜR ÖZEL DEVRİ

Cumhuriyet Halk Partisi’nin 38. Olağan Kurultayı tamamlandı ve Manisa Milletvekili Özgür Özel yeni Genel Başkan seçildi. Kendisi ve ekibinin hedeflediği ‘Değişim’ yolunda ilk bir haftada verdiği görüntü özellikle gölge kabine kurması, yargı krizinde Anayasayı sahiplenmesi, CHP Milletvekillerinin her akşam Genel Kurul görüşmeleri bittikten sonra Meclis'ten ayrılmayarak oturma eylemi yapmaları olumlu bir yolda olduğunun göstergesi… Tabii parti içi hiziplerle nasıl baş edecek o taşlı tarlada nasıl yürüyecek bunları gelecek günler de göreceğiz. Eğer Mart ayında ki yerel seçimlerde başarılı olamazsa şunu iyi bilsin ki yeni değişimciler kapı da beklemektedir.

DÜNDEN BUGÜNE ÇETELER

Böyle bir başlıkla çıkarılacak kitap en çok satanlar listesine girer mi? Dün olsaydı zor derdim ama bugün yazılsa girer. Hele bu kitabın yazarı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya olursa yok satar. Kitap yazılır mı bilmem ama Bakan göreve gelmesinden bu yana suç örgütlerine yönelik başlattığı operasyonları her sabah 08:15’te suçla mücadele bülteni olarak yayınlıyor. Meğer Türkiye uluslararası uyuşturucu ticaretinden, yasa dışı göç, insan kaçakçılığı, tefeci, yasa dışı bahisçi, silah ve cephane kaçakçıları sosyal medya üzerinden kara para aklamaya dek suç ve suçlular cennetine dönüşmüş de haberimiz yokmuş. Bu çetelerden 38 i de çökertilmiş. İnsanın aklına ister istemez şu soru geliyor. Bu çeteler dün türemedi İçişleri eski bakanı Soylu zamanında niye bu operasyonlar yapılmadı? Bir soran olacak mı acaba bu günün TBMM de İçişleri Komisyon Başkanı olan Soylu’ya…

GARANTÖR

Türkiye'nin İsrail ve Filistin için 'garantör ülke' formülü önerisi açıklanınca acaba başka nerelerde garantörmüşüz diye bir araştırınca gördüm ki Kıbrıs’tan başka Rusya ile problemli olan Gürcistan'ın Acaristan bölgesi, Azerbaycan ile Ermenistan arasında ki problemli bölge Nahçıvan da Türkiye’nin garantörlüğü altındaymış… Yorum yok!

MİLLİ YARGI!!!

Akp iktidarı ile ülkemizde çok sık duyduğumuz bir kavram yerleşti belleğimize “Yerli ve Milli” Özellikle savunma sanayinde çokça kullanılan bu kavrama bir yenisi eklendi “Milli Yargı”

Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında AYM’nin kararına ilişkin Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararı Cumhurbaşkanlığı başdanışmanı Mehmet Uçum ’un ifadesiyle “Suç duyurusu meselesi ise Milli Yargıya karşı saldırıların çok büyük bir birikim oluşturması sebebiyle reaksiyoner bir tavırdır. Yargıtay kararı "bir turnusoldür" "kim Milli Yargıdan yana, kim değil belli olur…”

Milli Yargı olur mu? Hayır, yargı, evrensel hukuk ilkelerini kabul etmiş, hukuku üstün tutan bağımsız ve tarafsız olmalıdır. Milli yargı adıyla anılan bir yargıçtan bağımsızlık ve tarafsızlık beklenir mi? Başdanışmanın istediği ki gerçek olarak değerlendirdiği bugünkü uygulama da milli ve siyasi kararlar alabilen bir yargı düzeni vardır. Bugün ülkeye gerekli olan milli, militan, siyasetin emrinde taraflı ve bağımlı bir yargı değil; Anayasanın “Üçüncü Bölümünde” ilkeleri açıklanmış Yargıdır.

Konu sadece bir Milli Yargı meselesi de değildir. Dünden bugüne gelen ve yarınlara devam edeceği Adalet Bakanınca açıklanan yeni bir Anayasa yapılmasında ki hedefe Yargıtay’ında alet edilmesidir. 30 yılda 19 kez, 96 maddesi ise 184 kez değiştirilen Anayasanın yeniden yapılması için Yargıtay’a yazdırılan bu karar bağımsız bir yargının değil bir parti devletinin kendi yargısını kurduğu ve adına Milli Yargı dediği bir hizip grubu tarafından yönlendirilen bir yargının kararıdır…

Bu karar, gösterilen tepkiler ve ortaya konulan eylemlerden sonra Cumhurbaşkanının hakemliği ile çözülebilecek basit bir krizmiş gibi gösterilemez. Adalet Bakanının “İki mahkeme arasında görüş farkı var. Yargı krizini meclis çözer” sözü ise çözüm değildir. AYM kararı karşısında mahkemeler arasında ki hukuki anlaşmazlığın çözüm yeri ne Cumhurbaşkanlığının hakemliği, ne de TBMM dir. Bunun çözüm yeri Anayasanın 158nci maddesi gereği Uyuşmazlık Mahkemesidir.

“Uyuşmazlık Mahkemesi adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir…”

“…Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesinin kararı esas alınır.”

Karar şu ana kadar ne AYM ye ne de TBMM ne Yargıtay tarafından gönderilmemiştir. Görünen o ki iktidar istediği kamuoyu desteğinin oluşturamamıştır. Yeni manevralar ortaya çıkaracaktır ki bunlar arasında AYM nin bu karar karşısında alacağı tavrın siyasi iktidar tarafından oluşturulması da buna dâhildir. Amaç yeni anayasa yapılmasına/AYM nin yetkilerini tırpanlayacak değişiklikler yapılmasına olanak sağlayacak gerekçelerle yola devam etmektir. Hatta Mart ayında yapılacak yerel seçimlerde bu konunun da oylanması veya seçimlerin ertelenmesi ile iki konunun birleştirilmesi ile yeni bir seçim tarihi tespiti bile düşünülebilir. Ki Milli Anayasa düşüncesi yolunda hedefe giden her yol mubahtır siyasi iktidar için…

Sonuç olarak uygulanan yöntem; önce bir fiili durum yaratarak bunu hukuki boyutta çözmek adına yeni bir yol bulmaktır. Aynı 2016 da fiili duruma hukuki boyut yaratmak adına başkanlık sistemini Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile parlamenter sistemi kadük bırakma kararının 2017 de referandumla onaylanması gibi yeni bir fiili durumdan kamuoyu oluşturmak ve anayasayı değiştirmek kendi siyasi anlayışına uygun yeni bir anayasa yapmaktır…

Gazeteci yazar Uğur Dündar’ın yazısının başlığı ne kadar da doğru; “Yargıda Tuz Koktu” Görünen o ki bu pilav daha çok su kaldıracaktır…

Yorumlar (1)
Ümit Güner 1 yıl önce
Zeki. Selamlar. Her konuda çok isabetli ve gerçekleri yansıtan yorumların. Var. Bizim yapacak başka yorumumuz yok...
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 29 74
2. Fenerbahçe 29 71
3. Samsunspor 30 51
4. Beşiktaş 29 48
5. Eyüpspor 29 47
6. Başakşehir 29 45
7. Gaziantep FK 29 42
8. Antalyaspor 30 40
9. Trabzonspor 29 39
10. Göztepe 29 39
11. Kasımpaşa 30 39
12. Konyaspor 30 37
13. Kayserispor 29 36
14. Bodrum FK 30 34
15. Rizespor 29 34
16. Sivasspor 30 31
17. Alanyaspor 29 31
18. Hatayspor 29 19
19. A.Demirspor 28 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 33 66
2. Karagümrük 34 60
3. Gençlerbirliği 34 58
4. Erzurumspor 33 55
5. Bandırmaspor 33 55
6. İstanbulspor 34 52
7. Keçiörengücü 34 51
8. Ahlatçı Çorum FK 34 51
9. Amed Sportif 34 51
10. Boluspor 34 49
11. Iğdır FK 33 48
12. Esenler Erokspor 33 48
13. Ümraniye 33 47
14. Pendikspor 34 45
15. Sakaryaspor 34 45
16. Ankaragücü 34 39
17. Manisa FK 34 38
18. Şanlıurfaspor 34 37
19. Adanaspor 33 27
20. Yeni Malatyaspor 33 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 32 76
2. Arsenal 32 63
3. Nottingham Forest 32 57
4. Newcastle 31 56
5. M.City 32 55
6. Chelsea 32 54
7. Aston Villa 32 54
8. Fulham 31 48
9. Brighton 32 48
10. Bournemouth 31 45
11. Brentford 32 43
12. Crystal Palace 31 43
13. Everton 32 38
14. M. United 32 38
15. Tottenham 32 37
16. Wolves 32 35
17. West Ham United 32 35
18. Ipswich Town 32 21
19. Leicester City 32 18
20. Southampton 32 10
Takımlar O P
1. Barcelona 31 70
2. Real Madrid 31 66
3. Atletico Madrid 30 60
4. Athletic Bilbao 31 57
5. Villarreal 30 51
6. Real Betis 31 48
7. Celta Vigo 31 43
8. Mallorca 31 43
9. Real Sociedad 31 41
10. Rayo Vallecano 31 40
11. Getafe 31 39
12. Osasuna 31 38
13. Valencia 31 37
14. Sevilla 31 36
15. Espanyol 30 35
16. Girona 31 34
17. Deportivo Alaves 31 30
18. Las Palmas 31 29
19. Leganes 31 28
20. Real Valladolid 30 16

Gelişmelerden Haberdar Olun

@