15.06.2021, 10:14

Bizim masalımız

Milli haftalardayız artık, biliyorsunuz. Euro 2020 maçları olanca hızıyla oynanırken, turnuvadaki tüm maçları izlesek de, kendi milli takımımızın maçlarını daha farklı bir heyecanla bekliyoruz. Evet, turnuvaya kötü başladı bizimkiler… İtalya’ya 3–0 gibi net bir skorla boyun eğdik ve hatta müsabakanın bitiş düdüğü ile başlamak suretiyle, hala eleştiriyor ve konuşuyoruz.

Elbet ki, eleştirel bir bakış açısı oluşacaktır ve konuşulacaktır. Ve ben de bazı hususlarda milli takımımızı eleştirebilirim! Hemen herkes gibi sizler de bunu yapabilirsiniz. Ancak, eleştiriden önce yıllar önce izlediğim, başrollerinde Cüneyt Arkın’ın oynadığı, bir Yeşilçam filmi; daha doğrusu filmdeki bir sahne aklıma oturuverdi. Akşam eve gelen filmin jönü Cüneyt Arkın, uyuması için oğlunun başucuna oturup, ona bir hikâye anlatmak istiyor. Evlat uyutan babalar bilirler; normal şartlarda, evladınıza uyuması için, içerisinde prensesler, prensler, krallar, atlar, şatolar, padişahlar, devler olan ve muhtemeldir ki, şırıl şırıl sesiyle içerisinden mavilikler akan bir akarsuyun kabak gibi ikiye yardığı yemyeşil bir ovada geçen, peri tozlarıyla, havadaki diğer kanatlıların uyum içerisinde uçuştuğu masallar anlatılır. Ve hatta içerisine biraz yaşanmışlıkla heyecan katılır, uyku hapı niyetine…

Filme geri dönüyorum;

Cüneyt Arkın’da, o sahnede evladına masal gibi anlatıyor ama pembe bir masal değil anlattığı… Türkiye milli takımının, Macaristan’ı 3–1 devirdiği efsane maçı anlatıyor. 1956 yılındaki milli takım, o dönemin devlerinden olan Macar millilerini İstanbul’da hezimete uğratıyor ve filmdeki o sahneye de, masal gibi konu oluyor bu zafer. Ve hala anlatılan bir masal gibidir bu ve benzerleri…

Ne var ki, A Milli futbol takımımız uluslararası turnuvalarda, 1954 Dünya Kupası katılımından sonra, epeyce uzun bir süre ki, 1996 yılına kadar, hiçbir Avrupa ve Dünya Kupası finallerinde boy gösteremeyecek ve bizlere de, katılamadığımız bu finallerde, Almanya, Arjantin ve Brezilya taraftarlığına mecbur bırakacaktı.

Düşünsenize, bir nesil, millilerimizi sadece grup eleme müsabakalarında ve elbet ki, gruplardan finallere gidemeyen, gitmeyi bir türlü beceremeyen olarak, izleyerek büyüdü. Tam 42 yıl beklemedik mi makûs talihimizi parlatmak için? Ve nihayet, benim kuşağımın genç yaşlarına denk gelen, 1996 Avrupa Şampiyonası Finallerine katılım ile küskün talihimizi tersine çevirip ve İngiltere’de boy göstermedik mi? Futbol tarihimizde ilk kez katılmaya hak kazandığımız Euro 1996’ya giden yolu şimdi nasıl unutabiliriz?

Ardından, Euro 2000… Ve finallerdeki gruplardan ilk kez çıkış…

Milli gücün durdurulamadığı yıllar; 2002 Dünya Kupası ve gelen muhteşem dünya üçüncülüğü… Ve profesyonel maçlarda o zamana kadar atılmış en erken golü atabilme başarısı…

Euro 2008 bu defa Avrupa üçüncülüğü ve hatta neredeyse final oynayacaktık. Ne çabuk unuttuk!

Bir önceki Avrupa futbol Şampiyonası, Euro 2016; artık Milli takımımız neredeyse abone oldu finallere… Gerçi dört bilinmeyenli bir denkleme dönmüştü katılım hadisemiz ancak ne olursa olsun, Selçuk’un, İzlanda ağlarına serbest atıştan gönderdiği şut; çocuklarımıza heyecanla anlatılacak cinsten değil midir?

Ve şimdi de, Euro 2020’deyiz. Ve İtalya maçındaki oyunumuzu da, oyuncularımızı da, teknik adam Şenol Güneş’i de eleştirebiliriz;

Deriz ki, neden oyun formatını farklı kurgulamadın? Neden, bu onbir ile başladın da, şu onbir ile başlamadın? Neden, bunu sağda oynattın da, şunu oynatmadın? Ya da bunu sağda değil de ortada oynatsaydın ya? Oyuncularımıza da, neden topu düzgün kullanmadın, neden iyi vurmadın, neden inisiyatif almadın, neden pas vermedin, neden koşmadın gibi onlarca sorular yönelterek eleştirebilir ve hatta kıza biliriz de!

Ancak; milli takımımız tam 42 senelik büyük bir suskunluğunun ardından, 1996 yılından bugüne, yukarıda da yazdığım gibi, altı farklı dev turnuvaya adını altın harflerle yazdırmayı bildi. Ve gurur kaynağımız, moral depomuz oldu.

Ayrıca, buraya kadar son iki yıl içerisindeki maçları oynayıp, Euro 2020 finallerini hak eden bu kadro değil mi? Bırakalım da, masalın tadını çıkarsınlar ve bizlere de masal gibi bir turnuva izletsinler. Katılamadığımız finalleri düşünelim ve başkalarının masallarını dinlediğimiz ve hatta sahiplendiğimiz yılları…

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 29 74
2. Fenerbahçe 29 71
3. Samsunspor 30 51
4. Eyüpspor 30 50
5. Beşiktaş 29 48
6. Başakşehir 29 45
7. Gaziantep FK 29 42
8. Antalyaspor 30 40
9. Trabzonspor 29 39
10. Göztepe 29 39
11. Kasımpaşa 30 39
12. Konyaspor 30 37
13. Kayserispor 29 36
14. Bodrum FK 30 34
15. Rizespor 29 34
16. Sivasspor 30 31
17. Alanyaspor 29 31
18. Hatayspor 29 19
19. A.Demirspor 29 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 34 69
2. Karagümrük 34 60
3. Erzurumspor 34 58
4. Gençlerbirliği 34 58
5. Bandırmaspor 34 56
6. İstanbulspor 34 52
7. Keçiörengücü 34 51
8. Ahlatçı Çorum FK 34 51
9. Amed Sportif 34 51
10. Boluspor 34 49
11. Iğdır FK 34 49
12. Esenler Erokspor 34 49
13. Ümraniye 34 47
14. Pendikspor 34 45
15. Sakaryaspor 34 45
16. Ankaragücü 34 39
17. Manisa FK 34 38
18. Şanlıurfaspor 34 37
19. Adanaspor 34 27
20. Yeni Malatyaspor 34 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 32 76
2. Arsenal 32 63
3. Nottingham Forest 32 57
4. Newcastle 31 56
5. M.City 32 55
6. Chelsea 32 54
7. Aston Villa 32 54
8. Bournemouth 32 48
9. Fulham 32 48
10. Brighton 32 48
11. Brentford 32 43
12. Crystal Palace 31 43
13. Everton 32 38
14. M. United 32 38
15. Tottenham 32 37
16. Wolves 32 35
17. West Ham United 32 35
18. Ipswich Town 32 21
19. Leicester City 32 18
20. Southampton 32 10
Takımlar O P
1. Barcelona 31 70
2. Real Madrid 31 66
3. Atletico Madrid 31 63
4. Athletic Bilbao 31 57
5. Villarreal 30 51
6. Real Betis 31 48
7. Celta Vigo 31 43
8. Mallorca 31 43
9. Real Sociedad 31 41
10. Rayo Vallecano 31 40
11. Getafe 31 39
12. Osasuna 31 38
13. Valencia 31 37
14. Sevilla 31 36
15. Espanyol 30 35
16. Girona 31 34
17. Deportivo Alaves 31 30
18. Las Palmas 31 29
19. Leganes 31 28
20. Real Valladolid 31 16

Gelişmelerden Haberdar Olun

@