Dünden Bugüne; Dokuz Eylül Üniversitesi
Giriş ve Amaç
Dokuz Eylül Üniversitesi, güncel olarak (2024), 65.735 öğrenci, 2.805 akademik, 2681 yönetim ve diğer görevliler, dev bütçesi ile Türkiye’nin büyük ve önemli eğitim kurumlarından birisidir (Fotoğraf 1)(Tablo I,II).
Fotoğraf 1. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü, Alsancak, İzmir.
Güncel olarak DEÜ’nde; 18 Fakülte, 10 Enstitü, 3 Yüksekokul, 6 Meslek Yüksekokulu, 48 Uygulama ve Araştırma Merkezi ve 1 Konservatuvar bulunmaktadır.
Öğrencilerin dağılımı şöyledir:
- Ön Lisans 12.412,
- Lisans 46.206,
- Tezli Yüksek Lisans 4630,
- Doktora 1935.
Tablo I. DEÜ’nde son 7 yıldaki öğrenci sayılarının yıllara göre dağılımı.
https://sayilarla.deu.edu.tr/ogrenci-sayisi-ve-dagilim/
Tablo II. DEÜ’nde son 7 yıldaki öğretim üyesi sayılarının yıllara göre dağılımı.
https://sayilarla.deu.edu.tr/akademik-personel/
Ege Bölgesi’nin Merkezi İzmir’de, 20 Temmuz 1982’de kurulmuş olan, Dokuz Eylül Üniversitesi 42. yılını kutlamaktadır.
Dokuz Eylül Üniversitesi’nin kurucu gücü İzmir Tıp Fakültesi’dir. Bu nedenle, 1 Mart 1978’deki İzmir Tıp Fakültesi’nin kuruluş gününden başlarsak, Dokuz Eylül Üniversitesi’nin de 47. kuruluş yılı olmaktadır.
Yaklaşık son yarım yüz yılı içine alan bu dönemde, dünyadaki bilimsel ve teknolojik gelişmelere koşut olarak, gerek DEÜ’de, gerekse DEÜ Tıp Fakültesi’nde önemli gelişmeler ve ilerlemeler olmuştur.
Kuruluşundan başlayarak, DEÜ’ni kuranlar ve yönetenler büyük çoğunlukla “Tıp Fakültesi Öğretim Üyeleri” arasından çıkmıştır.
İzmir Tıp Fakültesi ve DEÜ’nin kuruluş aşamasında görev alanlardan yalnız Prof. Dr. Ömer Yiğitbaşı’nın Rektörlük yapmış olması dikkat çekicidir.
Rektörlerin ve üst yönetimlerin “öngörüsü”, DEÜ’nin gelişiminde ve günümüzde ulaştığı düzeyde önemli etken olmuştur.
Dokuz Eylül Üniversitesi’nin kuruluş yılları, aynı zamanda Avrupa Üniversite Reformu çalışmalarının ve Avrupa Eğitim Alanının kuruluş yıllarına denk gelmektedir.
Bu çerçevede yapılan çalışmalar, günümüzde dijital devrim, yapay zeka teknolojileri, “ekosistemi” koruyan çevre dostu yeşil dönüşüm ve sürdürülebilir mavi dönüşüm adı verilen düzeye ulaşmıştır.
Amacımız, Dokuz Eylül Üniversitesi’nin kuruluşunun 42. yılında, bu güne dek görev alan 8 Rektör ve 2 Vekil Rektör’ün görev dönemlerini, aşağıda belirtilen ölçütler ve sıralama doğrultusunda, ana çizgileriyle inceleyerek, dünden bugüne, nereden nereye ulaşıldığını anlamaya çalışmaktır.
- Dokuz Eylül Üniversitesi’nin Kuruluşu ve Rektörler
Ege Üniversitesi İzmir Tıp Fakültesi (1 Mart 1978) liderliğinde, Dokuz Eylül Üniversitesi (20 Temmuz 1982) ve DEÜ Tıp Fakültesi’nin kuruluş sürecinde ve sonrasında, “1 Ağustos /15 Kasım 1979 - 10 Eylül 2011”, emekli oluncaya dek burada çalıştım.
Dokuz Eylül Üniversitesi’nin, geçen 42 yıl içinde görülüyor ki;
- Pek çok bilim insanı, yönetici; hizmetleri ve özverileri ile iz bırakmış,
- Özellikle, kuruluşta adı geçen “Kurucu 12 cesur yürek” ve onlara katılanlar, EÜ Rektörü Prof. Dr. Hakkı Bilgehan ve EÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Baha Taneli’nin çabaları;
- O dönemde, “yatay geçişle” Erzurum’dan gelen 129 tıp öğrencisi ve ailelerinin TBMM ve Başbakanlık (Başbakan Bülent Ecevit, İzmir MV Süleyman Genç) düzeyindeki gayretleri ile örtüşmüş,
- Sonuçta, kazanan Türkiye’de ilk kez oluşan bu “uzlaşı kültürüdür”.
- Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin çeşitli sınıflarına kayıtlı, bu 129 tıp öğrencisinin “yatay geçiş” işlemi; Türkiye’de ilk kez görülen, “yönetimi çok güç” bir yöntemle, yeni kurulmakta olan İzmir Tıp Fakültesi’nin tüm ara sınıflarına yapılmıştır.
İzmir Tıp Fakültesi’nin Kurucu 12 Öğretim Üyesi (1 Mar 1978)
Prof. Dr. Ömer Yiğitbaşı,
Prof. Dr. Hamit Özgönül,
Prof. Dr. Mehmet Tiner,
Prof. Dr. Kemal Astarcıoğlu,
Prof. Dr. Cevdet Arsan,
Prof. Dr. Mithat Özer,
Prof. Dr. Nejat Kaplanoğlu,
Prof. Dr. Nevbahar Taneli,
Prof. Dr. Sadun Koşay,
Prof. Dr. Şakir Fadıloğlu,
Doç. Dr. Vedat Orhan,
Doç. Dr. Mustafa Palandöken.
Yaklaşık yarım yüzyıla ulaşan, geçen zaman içinde, bilimsel, dijital ve ekosistemi koruyan teknolojilerdeki gelişmeler ve toplumsal alanda yeniliklerin etkisi ile Dokuz Eylül Üniversitesi’nde;
- Eğitim ve öğretimde Avrupa Üniversite Reformu doğrultusunda,
- Kurumsallaşma (Kurum Kültürünü) oluşmasında,
- Bilimsel yayınlarda,
- Uluslararası tanınırlıkta ve ortak çalışmalarda ilerlemeler olmuştur.
Avrupa Üniversiteler Birliği (EUA) üyesi olan Dokuz Eylül Üniversitesi;
- Avrupa Üniversite Reformu (ECTS),
- Avrupa Tıp Eğitimi (AMSE),
- Avrupa Uzaktan Eğitim Ağı (EDEN),
- Dijital Öğrenme (E- Öğrenme),
- Dijital Teknoloji, Teknopark, Bilginin Finansmana dönüşmesi,
- Çevre ve Ekosistem dostu sürdürülebilir teknolojinin kullanımı,
- Geleceğin Üniversiteleri kavramı doğrultusunda, adımlar atmıştır.
Dokuz Eylül Üniversitesi’nin Rektörleri
a) Prof. Dr. Ömer Yiğitbaşı (20 Temmuz 1982 – Ağustos 1987),
b) Prof. Dr. Namık Çevik (1 Ağustos 1987 – 6 Ağustos 1996),
c) Prof. Dr. Fethi İdiman (6 Ağustos 1996 – 6 Ağustos 2000),
d) Prof. Dr. Emin Alıcı (6 Ağustos 2000 – 6 Temmuz 2008),
e) Prof. Dr. Mehmet Füzün (6 Ağustos 2008 – 12 Ağustos 2016),
f) Prof. Dr. Adnan Kasman (15 Ağustos 2016 – 15 Eylül 2017),
g) Prof. Dr. Nükhet Hotar (20 Temmuz 2018 – 15 Şubat 2024),
h) Prof. Dr. Bayram Yılmaz (26 Temmuz 2024 -),
Ayrıca, 2 de kısa süreli Rektör Vekili dönemi bulunmaktadır:
a) Prof. Dr. Erdal Çelik (15 Eylül 2017-20 Temmuz 2018),
b) Prof. Dr. Mahmut Ak (16 Şubat 2024-25 Temmuz 2024).
- Üst Yönetiminin Öngörüsü; “Rektör”, “President” kavramları
Türkiye’de üniversite üst yönetiminde; Yasalar, Hükümet, Siyaset, YÖK, “Rektör” ve “President” kavramları önemlidir ve incelemeye değerdir.
- “Rektör” ya da “President”, Cumhurbaşkanı tarafından atanır, “görünürde”, “Kurullar Demokrasisi” vardır.
- Rektörler; Aynı yasal çerçevede olsa da, uygulama değişkendir. Çünkü “Kurullar Demokrasisi” ile “Başkanlık yönetimi”, değişik kavramlardır.
- Bu nedenle, Rektörün “sorun çözüm yöntemi”; “Rektör” ya da “President” kavramına yüklenen anlamın belirlenmesinde önemlidir.
ABD’nin etkisinde kurulmuş olan ODTÜ’de öğrencilik yılarımda, Rektör, “President University” “President of the University” diye anılıyordu.
1750 sayılı Yasa; “Demokratik Üniversite”, “Özerk Yönetim” dönemidir.
Günümüzün Rektörü, geçerli yasal zeminde “President” formu kazanmış, “güç” anlamı yüklenmiş, “koalisyon” yok, “göstermelik” kurullar vardır.
“Bu nedenle, Rektörün liderlik özelliği ve “öngörüsü” öne çıkmıştır.
Cumhuriyet’in 2. yy’na ulaşılan aşamada, bu ikilem nasıl açıklanabilir?
- Öğretim üyesi, kurullarda “özgür istencine göre” davranabiliyor mu?
- Yoksa “format” atılabilen “delege” niteliği mi kazanıyor?
- Atama ve yükseltmelerde “liyakat”, öncelikler, nasıl belirleniyor?
- “Bilimsel yayın dosyaları”, yükseltilmelerde ne ölçüde etkin olabiliyor?
- “Akademik yükselmelerin, Anahtarı nedir?”
- “Yönetimsel görevler” ve “yakınlıklar” etken midir?
“Rektör” tanımı Avrupa için, “President” tanımı ise ABD için simgesel olsa da “yüklenen” anlamı aynı değildir. Makalede, güncel Rektör tanımı, genelde “President” biçiminde saptanmış olsa da, öncelikle “yönetimsel uygulayıma”, “karşıtlara” ve “özlük haklarına” özen dikkate alınmıştır.
- Fransızca, Almanca İngilizce, “Türkçe”; Uygarlığa Katkısı
Türkiye üniversitelerinde, zaman içinde; Fransız, Avusturya, Alman ve ABD Okulu etkin olmuştur.
Özellikle, Fransızca, İngilizce dillerinde eğitim yapılmaya çalışılmış, Kırımlı Aziz İdris (184-1878)’in çabaları ile Türkçe’ye geçilmiştir.
Almanların ise girişimleri, Kaiser II. Wilhelm’in İstanbul’a 3 kez gelmesi, Osmanlı’nın, Almanya’nın yanında (14 Kasım 1914), 1. Dünya Savaşı’na girmesi ve sonunda dağılmasına yol açmış, yerine Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur (29 Ekim 1923). Bu süreçlerde, özellikle eğitim ve öğretimde geri kalınması nedeniyle, çağdaş uygarlığın da gerisinde kalınmıştır.
Örneğin, Cumhuriyet kurulurken, Türkiye’de,
- Okur-yazarlık,
- “Cehalet”,
- Bulaşıcı hastalıklar,
- Çocuk ölümleri ile baş etmek,
- Eğitim ve bilim sorunlarını aşmak için büyük çabalar gösterilirmiştir.
Atatürk döneminde, okuma yazmayı kolaylaştırmak, herkesi okuryazar yapmak, “cehaletle” savaşmak için Latin Temelli Türkçe Abc (1928)’ye geçilmesi, halk okulları açılması, Üniversite Reformu (1933) ile yüksek öğretimde Avrupa’nın örnek alınması, bu yöndeki önemli adımlardır.
Çağdaş eğitim ve öğretim yapmak üzere, 1933 yılında İstanbul Darül-Fünunu’ndan, İstanbul Üniversitesi’ne geçilmesi, Ankara Üniversitesi (1946) ve Ege Üniversitesi (1955)’nin kurulması, bugün Anadolu’nun her yerine yayılmış olan 208 üniversitelerin temelini oluşturmaktadır.
Güncel olarak, dijital teknoloji ve yeni bilimsel gelişmelerin ışığında, Cumhuriyet 2. yy’na girerken, Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafya ve bölgenin “jeopolitik” durumunun dayattığı sorunların çözümünde, üniversitelere ve bilim dünyasına önemli görevler düşmektedir.
“Kavimler Köprüsü” olan Anadolu’nun son yıllarda, her yönden göç almasının yarattığı ekonomik, kültürel ve toplumsal sorunlar ve çalkantılar, bilimsel yöntemlerle daha çok çalışılarak aşılabilir. Çünkü çağdaş üniversite ve çağdaş bilim insanı, içinde yaşadığı toplumun sorunlarına duyarlı olmak, çözüm üretmek ve adım atmak zorundadır.
Örneğin, kültürel alanda, “Dünya’da çok konuşulan ve yazılan diller arasında Türkçe’nin yer alması”, okur-yazarlığın artması, bilginin yayılması açısından katkı yapabilir. Bu doğrultuda olmak üzere;
- Üniversiteler, bilim insanları, kültürlerarası “bilim köprüsü” kurabilir,
- Latince Temelli Türkçe Abc ile ortak projelere liderlik yapabilir.
Özellikle, Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü vb. güncel bilimsel “normları” belirleyen kuruluşların temel kültürel, sağlık ve bilimsel yayınlarına ulaşılması ve bu doğrultuda çalışılması önemlidir.
Diğer çok konuşulan dillere yapılan çeviriler gibi, “ortak” temel Türkçe “terminoloji” ile geniş kitlelerin bilgilenmesine, sonuçta “kültürel” ilerlemeye ve “barışa” katkı sağlanabilir. Örnek olarak, “ICD-O Türkçe versiyonu” (Fotoğraf 1) gösterilebilir.
Fotoğraf 1. Canda MŞ. ICD-O Uluslararası Hastalık sınıflandırması: Onkoloji. ICD-O3.1 Türkçe versiyonu. Sağlık Bakanlığı Yayını, Ankara, 2018;244 (ICD-O Third Edition, First Revision. WHO, 2013;244).
Türkçe’nin geçerli olduğu yerlerde, kanser hastalarının, güncel “normlarda” tanı ve sağaltımına, güncel bilginin iletimine katkı yapabilir.
Eğitimde, “diyalektlerinin” geçerli olduğu dünyada, yeni yüzyılda, dijital teknoloji ortamı ve ortak abc, bilimsel, kültürel etkileşmeler doğurabilir.
Bu durumda, “inovatif” (yenilikçi), “buluşçu” (yaratıcı), girişimci ve “geleceğe yön veren” gençlerin eğitim ve gözetiminde daha çok başarılı olunabilir.
Bu açıdan, yeni üniversite kavramı içinde, dijital teknoloji, yapay zeka, temiz enerji, deniz dibi araştırmaları, vb. alanlarda, öğrencilerin oluşturduğu “inovatif” araştırma kümeleri çok önem kazanmıştır.
Üniversiteler, genç bilim insanlarının, “olası Nobel alacak düzeyde yetişmesine” ortam yaratılabilir, “dünya uygarlığına” katkı yapılabilir.
Güncel olarak, bu nedenle;
- Öğrenci değişimi (Erasmus),
- Bilim insanlarının “mobilitesi” ”yer değiştirmesi”,
- Dijital teknoloji alanındaki gelişmeler,
- Kültürel alandaki işbirlikleri,
- Çok taraflı ortak bilimsel çalışmalar önemlidir.
DEÜ’nin, bu çerçevede, attığı adımlar incelendiğinde; her Rektör döneminde değişik ölçülerde olumlu çabalar görülmekle birlikte, bütçenin arttırılması, altyapı standartlarının geliştirilmesi, nitelikli öğretim elemanlarının arttırılması ile;
- Daha çok, yerli ve yabancı öğrenciye eğitim verebileceğini,
- Ön Lisansa daha çok öğrenci alınması ve nitelikli eğitimin önemi,
- Daha çok öğrenci teknoloji araştırma kümeleri oluşturmanın gerektiğini düşünüyorum.
- Geleceğin Üniversiteleri, Bilginin Finansmana Dönüşmesi ve
“Entelektüel” Bilim İnsanı
Avrupa Birliği Ülkeleri, ABD’nin gerisinde kalınca, “Bologna Süreci” (1999), “Avrupa Üniversite Reformu”, “entelektüel” bilim insanı yetiştirme yoluna girmiş, eğitim ve öğretimde önemli yenilikler (saydamlık, yarışmacılık, liyakat, vb) yapmıştır.
O kadar ki, “informal” eğitimli insanların bile “formal” eğitim alması için adımlar atılmıştır.
Bu bağlamda, “entelektüel” “aydın” “Bilim İnsanı” kavramı öne çıkmıştır.
Bu nedenle eğitim yönergelerinde değişiklikler yapılmış, ek dersler ve etkinlikler konulmuştur.
Buradaki düşünce, her öğrencinin okuduğu ve yoğunlaştığı ana konu ile çakışmayan (aykırı) konularda ek dersler alması, bilgilenmesi, örneğin istatistik, coğrafya, astronomi, arkeoloji, tarih, biyoloji, müzik vb.
Avrupa Üniversite Reformu ve “Geleceğin Üniversitelerini” biçimlendiren “dijital teknolojik devrim” sonucunda şu ilkeler ortaya çıkmıştır:
- Dijital Eğitim ve “Uzaktan Eğitim”
- Teknopark gelişmeleri (Üniversite-Sanayi İşbirliği, Finansman),
- Üretim Yapan Araştırma Laboratuvarları,
- “Bilimsel yayınların”, “Patentlerin”, “Finansmana dönüşmesi”
- Gençlerin, öğrencilerin bir “tema” çerçevesinde kurulan bağımsız araştırma kümeleri içerisinde eğitimi.
Dokuz Eylül Üniversitesi’nin, bu açılardan kimi Rektör dönemlerinde daha belirgin olmak üzere, önemli adımlar atmış olduğu, Ege Bölgesi’ne de liderlik yapmış olduğu görülmektedir.
- “Demokrasi kültürü”
Türkiye’de “Demokrasi kültürü” ve toplumsal anlayış geliştikçe, buna koşut, üniversite yönetimleri, yasalar da değişecektir.
Yasaların dışında, demokrasiyi içselleştirenlerin gücü, yönetimi biçimler.
Akademik yaşamda, “karşıt görüş” önemlidir, “oy çokluğu” yeterli olmaz.
Bilimselliğin egemen olduğu ortamda, “demokrasi”, “kültürel” bir öğedir.
Üniversitenin beklenen gelişmeyi yapmasında “Üst Yönetim”, “Rektör” önemli olduğu gibi, Öğretim Üyelerinin de katkı yapması değerlidir.
Öğretim üyeleri, “Delege” özelliği alırsa, Rektör seçiminde ve Kurullarında, “Kayırmacılık” ve “Özlük” sorunları görülür.
Örneğin, 100 yıllık Cumhuriyet tarihinde Üniversite Yasası, 6 kez değişmiş olsa da, toplumun eğitim, kültür anlayışı her zaman, baskın öğelerdir.
Özellikle, yeni kurulan üniversitelerin bulunduğu yerlerde, Üniversite yönetimine çevresel etkiler daha çok görülür ve olumsuz yönleri vardır.
- “Kutsal Üniversite Bürokrasi Çarkı”
Üniversite yönetimlerinin ve kurulların sağlıklı çalıştığı yerlerde bile, kimi olumsuzluklar da olabilir. Örneğin, “dönemler boyu değişmeyen”, başka bir etkin güç de “Kutsal Üniversite Bürokrasi Çarkıdır”.
Bu nedenle, yönetimsel erk açısından;
- Öğretim üyelerinin özlük hakları ve yükselmelerinde,
- Bilimsel dosyalara “önem verme” ya da “boş verme”,
- Adalet, liyakat ilkesine gösterilen duyarlık,
- Yurt dışı deneyim ve eğitime değer verme,
- “Mobbing”,“yıldırı” uygulayımına duyarlık,
- “Harmoni” içinde yönetim becerisi değerlidir. “Harmoni” sözcüğü Avrupa üniversitelerinin “sihirli” sözcüğüdür, “orkestra şefi” anlamı taşır ve değerli bir yönetim biçimdir.
Sonuç
Sonsuzluğa doğru akıp giden zaman içinde, büyük emeklerle bu günlere ulaşan, yaklaşık 32 yıl görev yapmış olduğum Dokuz Eylül Üniversitesi’nin, yönetim, öğretim üyeleri ve çalışanlarının büyük ve özverili emekleri ile önemli teknolojik ve bilimsel ilerlemeler sağlamış olduğu görülmektedir. Bu ilerlemelerin kimileri aşağıda bildirilmiştir.
- Dokuz Eylül Üniversitesi (İzmir Tıp Fakültesi) kuruluş yıllarını içeren, “1 Mart 1978 - 20 Temmuz 1982” dönemi ile “2008-2016” yönetimsel döneminin, “uzlaşma kültürü” açısından, benzerlik gösterdiği ve “özgün” olduğu belirtebilir.
- Dokuz Eylül Üniversitesi’nin “güçlü ve başarılı yönleri” ise şunlardır;
- Dijital Teknolojik Devrim, “Uzaktan Eğitim”, Yeni Laboratuvarlar,
- Avrupa Üniversite Reformu ilkeleri doğrultusunda eğitimde yapılan yenilikler, Avrupa Yüksek Öğrenim Alanı içine girilmesi ( ECTS, vb.)
- Bütçeyi Verimli Kullanma, işe odaklanma, hızlı, nitelikli yapılaşma.
- Toplam Kalite Yönetimi.
- Dokuz Eylül Üniversitesi, kuruluşundan bugüne, geçen 42 yılda;
- Toplumun “sağlık”, “eğitim”, “aydınlığına” adanmış bilim insanlarının,
- “Toplumsal”, “eğitsel”, “entelektüel” ve “bilimsel” alandaki başarısı,
- Cumhuriyet Devrinin, sonsuza dek sürecek başarısının simgesidir.
- Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörleri ve üst yönetimlerinin, her birinin dönemine ilişkin olumlu yönler yanı sıra kimi olumsuz yönler bulunabilir.
- Temel olan, “insan haklarına”, “özlük haklarına”, “liyakate saygı”, “demokrasi” anlayışı çerçevesinde; diğer işlerin de en üst düzeyde, çağdaş ölçülerde yapılabilme becerisidir.
- Örneğin TEKNOPARK ve GES konusunda, “daha çok geç kalınmadan”, gösterilen liderlik, tüm Ege bölgesi sanayisini etkileyecek ölçüdedir.
- Sağlıkta yenilikçi ve ileri teknolojiler;
Magnetik Resonans Görüntüleme (MRG),
PET/BBT ve Radyolojide Görüntü Arşivleme “PACS” uygulaması, Girişimsel Radyoloji,
Nükleer Tıp Teknolojisi, ve Metabolik Görüntüleme,
Endoskopik, Laparoskopik girişimler ve Sitoredüktif Cerrahi,
Minimal İnvaziv Cerrahi,
Nöroimmunoloji,
Genetik, Moleküler Patoloji,
Doku Mühendisliği Laboratuvarları,
Hedefe Yönelik Radyasyon Onkoloji Teknolojisi,
Acil Tıp Anabilim Dalı’nın kurulması (30 Nisan 1993),
Yeni Kuşak Deney Hayvanları Merkezi, vb. yeniliklerin gerçekleşmesi,
- Deniz altı araştırmaları, eğitimi ve “mavi vatan” için Piri Reis Gemisi (Erol İzdar, 1934-2022)’nin alınması (15 Kasım 1978),
- Gazhidrat gibi geleceğin enerjisi alanında büyük projelere destek verilmesi, vb. belirtilebilir.
- Öğrenci eğitimi açısından, Avrupa Üniversite Reformu ilkelerinin uygulanması değerlidir.
- Buna karşın, DEÜ Lisans dışındaki öğrenci oranının önemli ölçüde artması gerektiği açıkça görülmektedir.
- Özellikle, Ön Lisans öğrenci sayısının, iş yaşamının gereksinim duyduğu alanlardaki “nitelikli” “insan gücünü” karşılayabilmesi ve gençlerin işsizliğine çözüm sağlaması için, gerek duyulan iş kolları ile ilgili ayrıntılı çalışılması, “programlarda” düzeyli ve uygulamalı eğitim yapılması önemlidir.
Sonuç olarak, Türkiye’nin büyük eğitim kurumlarından olan Dokuz Eylül Üniversitesi için; değerli emek ve entelektüel değer katmış öngörülü Rektörler, Vekil Rektörleri, “ekipleri”, öğretim üyeleri, diğer görevliler ve öğrencileri ile birlikte yapılan katkılara saygı duyarak anmak gerekir.
SON SÖZ
Diyebilirim ki, Üniversite eğitiminde;
- Avrupa Üniversite Reformu ilkeleri,
- Yeni dijital teknolojiler,
- Ekosistemi koruyan “yeşil” ve “mavi” dönüşüm projelerini yapan,
- Aynı zamanda yönetimde;
- “İnsan haklarına”,
- Öğretim üyelerini çeşitli yöntemlerle “Delegeye” dönüşmediği,
- “Liyakata”,
- “Uzlaşıya” özenli,
- “Mobbinge” karşı duyarlık erkini gösteren yönetim dönemleri,
DEÜ için birçok açıdan “Özgün” işlerin başarıldığı, “Bahar Dönemleri” olarak tanımlanabilir.
Saygılarımla. 16 Ocak 2025, Güzelbahçe, İzmir
Prof. Dr. M. Şerefittin Canda
-------------------------------------
Kaynaklar
Canda MŞ. Turkish version of ICD-O third editon first revision (ICD-O 3.1). Turkish Ministry of Health, Publication Number: 1071. Ankara, 2018. ISBN: 978-975-590-669-0.
Canda MS. New histopathological diagnostic terms and their codes of the central nervous system (CNS) in the international classification of diseases for oncology (ICD-O 3.1) and about the Turkish version of ICD-O. J Cancer Diagn 2017;2(112):2253–476.
Canda MŞ, Eroğlu ON, Hapa O. International Classification of Diseases for Oncology (ICD-O) Coding System, Language for Oncology Implications and Update at Orthopaedic Oncology. Turk J Oncol 2021;36(2):242–46. doi: 10.5505/tjo.2020.2459
Canda MŞ. 45. Yılında, İzmir Tıp Fakültesinden, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesine (1 Mart 1978–1 Mart 2023). Ajans Bakırçay 01.03.2023.
Canda MS. Avrupa Üniversite Reformu. Medimagazin [427 - 13.04.2009 Pazartesi]. https://www.medimagazin.com.tr/authors/mserefettin-canda/tr-avrupa- universitereformu-72-98-1993.html
Canda MS. Avrupa Üniversite Reformu İle İlgili Güncel Çalışmalar. Medimagazin [435 - 08.06.2009 Pazartesi].
https://www.akademikakil.com/avrupa-universite-reformu-ile-ilgili-guncel-calismalar/mscanda/
Canda MS. Geleceğin Üniversiteleri-I. Medimagazin [456 - 09.11.2009 Pazartesi].
https://www.akademikakil.com/gelecegin-universiteleri-i/mscanda/
Canda MS. Geleceğin Üniversiteleri-II. Medimagazin [460- 14.12.2009 Pazartesi].
https://www.akademikakil.com/gelecegin-universiteleri-ii/mscanda/
Canda MŞ. Taiwan Taipei Tıp Üniversitesi 50. Kuruluş Yılını Kutluyor
https://www.akademikakil.com/taiwan-taipei-tip-universitesi-50-kurulus-yilini-kutluyor/mscanda/
Canda MŞ. Mustafa Kemal Üniversitesi Tayfur Ata Sökmen Tıp Fakültesinde Sağlanan Güncel Gelişmeler.
Bergama İl Olmalı mı?
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Galatasaray | 19 | 51 |
2. Fenerbahçe | 19 | 45 |
3. Samsunspor | 19 | 37 |
4. Göztepe | 19 | 34 |
5. Eyüpspor | 19 | 33 |
6. Beşiktaş | 19 | 31 |
7. Başakşehir | 19 | 29 |
8. Gaziantep FK | 19 | 26 |
9. Trabzonspor | 19 | 25 |
10. Rizespor | 19 | 24 |
11. Alanyaspor | 19 | 22 |
12. Kasımpasa | 19 | 22 |
13. Konyaspor | 19 | 21 |
14. Antalyaspor | 19 | 21 |
15. Sivasspor | 19 | 20 |
16. Bodrumspor | 19 | 16 |
17. Kayserispor | 18 | 16 |
18. Hatayspor | 19 | 10 |
19. A.Demirspor | 19 | 5 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Kocaelispor | 20 | 41 |
2. Karagümrük | 20 | 35 |
3. Bandırmaspor | 20 | 34 |
4. Erzurumspor | 20 | 33 |
5. Ahlatçı Çorum FK | 20 | 32 |
6. Boluspor | 20 | 31 |
7. İstanbulspor | 20 | 30 |
8. Ankaragücü | 20 | 30 |
9. Pendikspor | 20 | 30 |
10. Amed Sportif | 20 | 30 |
11. Gençlerbirliği | 20 | 30 |
12. Keçiörengücü | 20 | 27 |
13. Ümraniye | 20 | 26 |
14. Esenler Erokspor | 20 | 26 |
15. Manisa FK | 20 | 26 |
16. Sakaryaspor | 20 | 26 |
17. Igdir FK | 20 | 25 |
18. Şanlıurfaspor | 20 | 25 |
19. Adanaspor | 20 | 15 |
20. Yeni Malatyaspor | 20 | -21 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Liverpool | 21 | 50 |
2. Arsenal | 22 | 44 |
3. Nottingham Forest | 22 | 44 |
4. Chelsea | 22 | 40 |
5. M.City | 22 | 38 |
6. Newcastle | 22 | 38 |
7. Bournemouth | 22 | 37 |
8. Aston Villa | 22 | 36 |
9. Brighton | 22 | 34 |
10. Fulham | 22 | 33 |
11. Brentford | 22 | 28 |
12. Crystal Palace | 22 | 27 |
13. M. United | 22 | 26 |
14. West Ham United | 22 | 26 |
15. Tottenham | 22 | 24 |
16. Everton | 21 | 20 |
17. Wolves | 22 | 16 |
18. Ipswich Town | 22 | 16 |
19. Leicester City | 22 | 14 |
20. Southampton | 22 | 6 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Real Madrid | 20 | 46 |
2. Atletico Madrid | 20 | 44 |
3. Barcelona | 20 | 39 |
4. Athletic Bilbao | 20 | 39 |
5. Villarreal | 20 | 33 |
6. Mallorca | 20 | 30 |
7. Real Sociedad | 20 | 28 |
8. Girona | 20 | 28 |
9. Rayo Vallecano | 20 | 26 |
10. Osasuna | 20 | 26 |
11. Sevilla | 20 | 26 |
12. Real Betis | 20 | 25 |
13. Celta Vigo | 20 | 24 |
14. Las Palmas | 20 | 22 |
15. Leganes | 20 | 22 |
16. Getafe | 20 | 20 |
17. Deportivo Alaves | 20 | 20 |
18. Espanyol | 20 | 19 |
19. Valencia | 20 | 16 |
20. Real Valladolid | 20 | 15 |