09.04.2024, 10:00

Düşselle gerçek arası…

Partizanlık, ayrımcılık ve nepotizm konusunda iktidarın eline kimsenin su dökemeyeceğini dünyanın dört bir köşesinde yaşayanlar eminim biliyordur. Bu konudaki üstünlüğümüz tartışılmaz!

Yereldeki iktidarı kaybedince yandaşlarına kıyak ihaleyle para aktaranların varlığını da Dünyalı kardeşlerimiz öğrendiler.  Kasasında 642 bin lira bulunurken toplam borcu ise 125 milyonu aşan Dinar Belediyesi’ni de… Belediye Başkanlığını kazanan kişinin AKP’li Başkanın yaptığı borçları belediye binasına asması umarız bakar körleri uyandırır.

AKP’li Bilecik Belediyesi, son 75 gün içinde masası ve sandalyesi yokken 150 kişiyi işe almış. Yozgat’taki el değiştiren belediyenin AKP’li Başkanı ise kasadaki 18 milyon lirayı apar topar bir spor kulübüne aktarmış. Cizre’deki Başkan ise devir teslimden sadece bir saat önce belediye kasasından 30 milyon liralık harcama yapmış.

Sorsan baksan, her biri milliyetçi- muhafazakârdır.

İlkellik desen diz boyu! Bursa’nın Yıldırım ilçesinde seçimi kazanan AKP’li Oktay Yılmaz’ın mazbata töreninde MHP’li Alpaslan Karaaslan, 76 yaşındaki CHP’li Belediye Meclis Üyesi Zülfikar Bal’a kafa atarak burnunu kırdı.

Hatay’da 3 bin 389 ölüye oy kullandırıldığı Sözcü gazetesinin 8 Nisan 2024 tarihli baskısında sekiz sütuna manşet oldu.

Muhafazakâr iktidar döneminde yaşanan yolsuzluk, hırsızlık ve yalanlara bir de ölüye oy kullandırma sabıkası! Âlem ülkeyiz doğrusu…

8 Nisan 2024 tarihli Sözcü’nün Ramazan sayfasının manşeti 'Müslüman ahlak kurallarına uymalı' idi. Bu uyarı gibi manşet işe yarıyor mu dersiniz?

Öte yandan gazeteler, dünyanın en çapkın ülkesi olduğumuzu da yazdı.

Gelgelelim, Dünya Mutluluk Endeksi’nde 137 ülke içinde 106. sırada olduğumuz da bir başka gerçeğimiz.

Elin Hıristiyan Alman’ı, son yıllarda Almanya’nın çoğu kentinde gereksiz ve pahalı projelere karşı çıkıyorken bizdekiler, başta Cumhurbaşkanı ve Külliye olmak üzere, onunla yarışır gibi para harcayan Diyanet’in dört bakanlığın bütçesinden fazla para harcıyor olması ve çalışanlarını lüks otellere tatile göndermesi akıl alır gibi değil.

O Almanlar 2010’dan bu yana her hafta sokaklara dökülerek Saray’ın harcadıklarından daha azını harcayan yöneticilere karşı protestolarda bulunuyorlar.

18 Mart 2024’teki 700. gösteriye Stuttgart’ta 2 bin kişi katılmış. Biber gazı ve cop da yok üstelik…

Bir başka elin gâvur Hristiyan’ı, Peru Devlet Başkanı Dina Boluarte lüks saatleri nedeniyle  yolsuzlukla suçlanıyor, savcılara beş saatten fazla ifade etmek zorunda kalıyor. Boluarte, mal beyanında belirtmediği saatlerle toplantılara katılıp dikkat çektiğinden evine baskın yapılmış ve o lüks saatler ortaya çıkmıştı. “Bu saatleri ödünç almıştım, bunun bir hata olduğunu kabul ediyorum. Hepsini iade ettim” diyen Boluarte’ye Ortadoğulu siyasetçiler herhalde ‘Acemi çaylak’ diyorlardır.

Bizde de buna benzer bir duyarlılık yaşanıyor 1995’ten bu yana: Cumartesi Anneleri! Ama coplu/ biber gazlı…

993.haftada ise bir başka güzelliğe imza attı o anneler. Sabahattin Ali’nin akıbetini sordular bu kez.

Hıristiyan Alman yöneticiler, vatandaşının inancına müdahale etmiyorken Müslüman Türk yöneticiler Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü personel yemekhanesini Ramazan ayında öğle yemeğinden yararlanacak personelin azlığı nedeniyle / daha sonra da tadilat yapılacağını açıklayarak kapatabiliyor.

Oysa Zülal Kalkandelen’in deyişiyle “Laik bir devletin kurumu bir din ibadetini gerekçe göstererek tüm memurları yılın aynı döneminde bir ay boyunca bir haktan yoksun bırakamaz.”

İnsan ister istemez kendi kendine şu soruyu soruyor:  Dünyanın yüzde 33’ü Hıristiyan, yüzde 22’si Müslüman, yüzde 14’ü Hindu, yüzde 7’si Budist, yüzde 12’si de diğer dinlere mensup. Yüzde 12’nin ise dini inancı yok!

İslam’daki hoşgörü bize anlatılanlar ve yazılanlar gibiyse Müslüman nüfusun Hıristiyan nüfustan fazla olması gerekmez miydi?

Sosyal medyadaki bir görüntü ve soru, bunu ne de güzel anlatmış: “11 ay kimseye aç mısın diye sormayıp Ramazan gelince 1 ay herkese oruç tutuyor musun diye sorgulama yapanlar Müslüman!?”

Yazının üstünde de bir lokanta önünde içeri girip konuşmak isteyen Suudi Arabistan vatandaşlarına benzeyen iki kilo sakallı tebliğciler…

Ya, cami kapısına konulan bir yardım sandığı ve sandığın üstündeki “Eyüp Sultan Kuran Kursu’na ve Eyüp Camisi’ne Yardım” yazısı ve yardım sandığının üzerinde üç asma kilit! (KORKUSUZ – 7 Nisan 2024/ Can Ataklı)

Besbelli ki bu yazıyı yazan kişi, hırsızlığa karşı önlem almak istemiş.

Desenize şeriat ilan edilse, sokaklar ve caddeler eli kolu kesikten geçilmeyecek! Camide oluyorsa bu iş,  her yerde olur. Öyle değil mi?

Afrika ülkelerine bağışta bulunanlar, kendi vatandaşının camiye yardım parasını aşırmasından neden rahatsız olmaz, anlamak zor!

Yaşlı başlı emeklilere “Git simit sat, su sat, mendil sat, ek gelir sağla!” diyenler bu milliyetçi- muhafazakârlar!

Toprakları için direnen köylüleri coplatanlar bunlar!

Çok sayıda yurttaşımız depremde öldüğünde bir günlük olsun yas ilan etmeyip Katar Emiri öldüğünde yas ilan eden bunlar!

Vatandaşını ağır vergilerle canından bezdirip pırlantadan ve yatlara konan mazottan vergi almayan bunlar!

750 bin üniversite öğrencisi okullarıyla ilişkilerini kesmiş/ kaydını silmiş, 7 bine yakın doktor yurtdışına kaçmış. Umurlarında değil!

Bakırköy’de yakalanan hırsızın “Bomba var!” deyip ortalığı velveleye verip kaçmaya çalışması, hırsızların kurnazlıkta da diplomalı olduklarını gösteren cinsten bir gelişme…

Olan bitenlere tanık olunca bazen polisiye roman yazasım geliyor, bazen de distopik bir roman…

Oldu mu bilmiyorum ama bir karalama yaptım bile…

HERBOCKHOLOG

Herbockholoji mezunuydu. Bilmediği yoktu ama nedense anadili dışında bildiği bir başka dil de yoktu. Cihan fatihi, güzel atlara binen atalarıyla övünür durur ama ata binmesini bilmez, binse de düşerdi. (Belki at üstünden atıyordu orası bilinmiyor, atlarla konuşulamadığı için orası bilinmiyor) Lakin kendisi dünyanın en pahalı araçlarından inmezdi.

‘Kırkyalan Oshman’ diye adı çıktıysa da aslında ‘Binbir Surat’tı. Kırkyalan değil, on yüz milyon yalan Oshman’dı. Yalanı bulamadığı zaman doğruyu konuşur denirdi.

‘Siz’ demesini bilmez hep ‘Sen ya da ben’ derdi. Hatta kendisini devletle özdeş görürdü. Kendisi olmazsa her şeyin çökeceğini söyler dururdu.

Tuvalet bekçisi komşusunu ve mahallesindeki çocukluk arkadaşı olan ‘Şoför Şero’ yu devletin en üst katlarında bir göreve getirdiğinde hakkında söylenenlere güler geçer ve ‘İt ürür kervan yürür’ derdi.

Bir diğer adı ‘Yüzde 10 Oshman’dı. Kimin işine yarıyorsa ondan yüzde 10 aldığı için…

Yüzde 10’larla apartmanlar/ plazalar ve yurtdışında malikâneler yaptırmıştı.

Kutsal aylarda ve günlerde şekeri olduğu için cebinde çikolata ve badem bulundurur, kenarda köşede ağzına atar ama herkesi hasta olsun iyi olsun, kutsal günün gereklerini yapmaya çağırır, uymayanları da azarlardı.

Kutsal aylarda ve günlerde çoğu kez yurtdışına çıkar, on, on beş gün dışarıdaki devlet işleriyle(!) meşgul olurdu.

Kamburu olduğundan, burnunun yamukluğundan ve az biraz kel olduğundan Karikatürünü yapanlara amansız cezalarla karşılık verirdi. Ülkede dayak yemeyen karikatürist kalmamıştı.

Gün boyu koşuşturduğu için akşamları eşiyle başbaşa kaldığında buzdolabından esmer Belçika birasını çıkarır, badem ve kaju eşliğinde eşinin hiç hoşuna gitmeyen filmler izlerdi.

Başta subaylar olmak üzere doktorlara, astronomlara, tarihçilere, sosyologlara, biyologlara ve fizikçilere oldum olası düşmandı. Heykeltıraşları da sevmezdi hiç…

Bayıldığı tek konu futboldu.

Toplumun karşısına her gün farklı kravat, farklı çorap, farklı ayakkabı, farklı kemer ve gömlek,  farklı takım elbiseyle çıkardı. Arada bir de spor giyinirdi.

Çünkü ne çocukluğunda ne de ilk gençliğinde giyinebilmiş kuşanabilmişti.

Herkesin bilmediği ikinci eşi olan Serap’a “Refika domuzu bugünlerimi görse nerden çalıp çırptın bunları derdi eminim. Bana hiç inanmazdı o yamuk kadın” der dururdu.

Refika’dan olan kızını da sevmezdi bu nedenle.

Refika, adından çok söz edildiği günlerde garip bir trafik kazasına kurban gitmişti.

***

Bundan böyle buna benzer düşsel kötü kahramanları anlatacağım sizlere.

Yakın dostlarımın ifadesine göre heyecanlı oluyormuş buna benzer hikâyeler.

Ciddi ciddi konuları yazıp başımı ağrıtmaktansa olmadık hikâyeler yazıp apolitik takılacağım bundan böyle.

Yorumlar (1)
Mustafa Gazalcı 1 yıl önce
Kutluyorum. İyi bayramlar.
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 31 80
2. Fenerbahçe 31 75
3. Samsunspor 32 54
4. Beşiktaş 31 52
5. Eyüpspor 32 50
6. Başakşehir 31 48
7. Trabzonspor 31 45
8. Göztepe 31 43
9. Antalyaspor 32 43
10. Konyaspor 33 43
11. Kasımpaşa 31 42
12. Gaziantep FK 31 42
13. Kayserispor 31 40
14. Rizespor 31 37
15. Sivasspor 32 34
16. Alanyaspor 31 34
17. Bodrum FK 32 34
18. Hatayspor 31 19
19. A.Demirspor 31 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 36 69
2. Karagümrük 36 63
3. Gençlerbirliği 36 62
4. Bandırmaspor 36 60
5. İstanbulspor 36 58
6. Erzurumspor 36 58
7. Iğdır FK 36 55
8. Boluspor 36 55
9. Amed Sportif 36 54
10. Ümraniye 36 53
11. Esenler Erokspor 36 52
12. Keçiörengücü 36 51
13. Ahlatçı Çorum FK 36 51
14. Sakaryaspor 36 48
15. Pendikspor 36 45
16. Manisa FK 36 44
17. Ankaragücü 36 42
18. Şanlıurfaspor 36 40
19. Adanaspor 36 30
20. Yeni Malatyaspor 36 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 34 82
2. Arsenal 34 67
3. M.City 35 64
4. Newcastle 34 62
5. Chelsea 34 60
6. Nottingham Forest 34 60
7. Aston Villa 34 57
8. Fulham 34 51
9. Brighton 34 51
10. Bournemouth 34 50
11. Brentford 34 49
12. Crystal Palace 34 45
13. Wolves 35 41
14. M. United 34 39
15. Everton 34 38
16. Tottenham 34 37
17. West Ham United 34 36
18. Ipswich Town 34 21
19. Leicester City 34 18
20. Southampton 34 11
Takımlar O P
1. Barcelona 33 76
2. Real Madrid 33 72
3. Atletico Madrid 33 66
4. Athletic Bilbao 33 60
5. Villarreal 33 55
6. Real Betis 33 54
7. Celta Vigo 33 46
8. Osasuna 33 44
9. Rayo Vallecano 34 44
10. Mallorca 33 44
11. Real Sociedad 33 42
12. Getafe 34 39
13. Espanyol 33 39
14. Valencia 33 39
15. Sevilla 33 37
16. Girona 33 35
17. Deportivo Alaves 33 34
18. Las Palmas 33 32
19. Leganes 33 30
20. Real Valladolid 33 16

Gelişmelerden Haberdar Olun

@