13.05.2020, 11:28

Güzel Bir Semt; Bornova

Askerliğimi 1985’ de Bornova 57. Topçu Tugayı’ında yaparken Bornova’nın merkezinde yer alan iki park ilgilimi çekerdi; biri Büyük Park, diğeri Küçük Park.

Büyük Park ta Belediyenin kültür merkezi, bir kitaplık, ağaçlar ve epeyi geniş bir yeşil alan vardı.

Küçük Park’ta ise kafeler, sinemalar yer alıyordu ve bu yüzden Üniversite gençliğinin uğrak yeriydi. Biri orta yaşların gözde mekânı, diğeri üniversite gençliğinin eğitimlerinden arta kalan zamanı geçirdiği iki farklı park.

Eh doğal olarak gençliğin olduğu taraf haliyle daha renkliydi, modern tasarımlı kafeler, kitapevleri, publar buradaydı.

Bu güzel yeşil parkların yanında büyük bahçeli, etrafı duvarlarla çevrili köşkleri de Bornova’nın güzelliklerinden saymak olası. Bu köşklerin büyük bahçelerini görme imkânı yoktu ama bakımsız ve eski ihtişamlarının olmadığı her hallerinden belliydi.

Şimdi Hülya Soyşekerci’ nin "Bornova’dan - Gün Rengi Sayfalar" adıyla çıkan Bornova semtinin anlatıldığıkitabı okurken deyim yerindeyse ‘taşlar’ yerine oturuyor. Benim askerken çok da göremediğim ya da fark edemediğim birçok güzellik yeniden gün ışığına çıkıyor. Kitap köşkler yanında daha birçok özelliği de ortaya seriyor.

Hani Yahya Kemal İstanbul’daki semtleri anlatırken diyor ya, her semt farklı hususiyetlere sahiptir, birinden diğerine gittiğinizde bir dünyadan bir başka dünyaya gitmiş gibi olursunuz.

İşte, İzmir de böyle, her semti ayrı bir dünya. Doğrusu Bornova biraz daha semt ölçeğini aşan bir durum arz ediyor olmasına karşın gene de bir semt sıcaklığı içinde ele alınıp anlatılması mümkün.

Ki, Hülya Soyşekerci de böyle yapmış, 1980’lerin ortasında Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde okuduğu yıllarda, kendi deyimiyle, Bornova’yı derinden teneffüs etmeye başlamış. Kitapta bu derin sevginin izlerini "Yitip giden ne çok şey var" cümlesindeki serzenişte hissedebiliyoruz. Semtler böyle, modern zamanlar buraları alabildiğine değişime uğratıyor. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Beş Şehir kitabında dediği gibi “(…)sevdiğimiz şeyler bizimle beraber değişirler ve değiştikleri için de hayatımızın bir zenginliği olarak bizimle birlikte yaşarlar.” * (1)

Bornova semti de bu değişimden fazlasıyla nasibini almışa benziyor.

Şimdi askerliği bitireli yıllar oldu, uğrasam oralara eminim ki bir çok şeyi yerinde görme imkanım olmayacak, arkasından hayıflandığımız bir dostun gidişi gibi bir duygu içimizi kaplayacak. Bundan adım gibi eminim.

Zira yıllar önce kaybettiğimiz değerli gazeteci Özdemir Hazar’ın serzenişi de böyle, tıpkı yitirilen bir dostun arkasından hayıflanmaya benzeyen… Hazar şöyle diyor(…) Biz Bornova’yı görkemli köşkleriyle, ağaçlı yolu ve treni ile her zaman hatırlarız.(…) geçidin tam dibinde erikli bahçe vardı. Daldan koparılmış erikle rakı içerdik. (…) köşklerin etrafını dolaşırdık(…) o köşkleri koruyamadık. Çoğu yıkılıp gitti. Bir kaçı kaldı. (Yeniasır, 1987)

****

Tekrar Bornova’ya dönecek olursak bir defa eski zamanların sayfiye yeridir Bornova, yeşillikler içinde ve rakım olarak İzmir’ den daha yüksektedir. Böyle olmalı ki İzmir’de ticaret yapan İngiliz, İtalyan, Fransız, Belçika ve Hollandalı levantenler burayı seçmiş yazın dinlenecekleri köşkleri buraya inşaa etmiştir. Soyşekerci bu köşklerin sayısının on yedi olduğunu belirtiyor kitapta. Bu köşkler, tarihin cilvesine bakın ki kurtuluş savaşının hemen öncesinde savaşın muzaffer komutanlarına ya karargâh ya da dinlenecekleri mekân olarak hizmet etmiş. İsmet Paşa’nın Giraaud’ların köşkünde kaldığını, Eylül’ün ilk haftası, Atatürk’le gelen kurmay heyetin de bir müddet Whitall’lerin köşkünde kaldıklarını biliyoruz.

Soyşekerci, tam da 1922 Eylül’ün ilk haftasında yani İzmir’in kurtuluşunun gerçekleştiği haftayı içinde olan biteni köşk sahiplerinin anılarını da kitaba alarak aktarıyor.

Bu anılardan karargâh olarak kullanılan Whitallerin köşkünün yağmaya uğradığı, o günkü sahiplerinin evden kaçarak kendilerini birkaç gün boyunca bir köprü altı menfezinde sakladıklarını öğreniyoruz.

Bu da savaşların acımasızlığını bize gösteriyor.

Gene bu anılarda bazı köşk sahibi Levantenlerin, Kurtuluş Savaşı’ında Türk’lerin galip gelmesine sevindikleri bir kısmının ise savaşla beraber İzmir’i terk ederek Yunanistan’a gittiği belirtiliyor.

Söz konusu köşklerin bu tarihsel dönemde birçok olaya tanıklık ettiği, bu yüzden Bornova’nın birer hafıza mekânı olarak bu semtte değer kattıkları söylenebilir.

****

Bornova 1958’de ilçe yapılmış.

Alsancak gibi burada da nüfus; Rum, Ermeni, Levanten ve Türklerden oluşuyor.

Mübadele sonucu başta Rum nüfus olmak üzere Yunanistan’a göç başlıyor. 1924 Lozan Antlaşması ile Balkanlar’dan, Girit’ten, Limni ve Selanik’ten Türk kökenli nüfus bu kez Türkiye’ye geliyor, İzmir’e gelenlerin bir bölümü Bornova’ya yerleştiriliyor.

Peki şimdi?

Türkiye’deki büyük şehirlerin çoğu, ne yazık ki 1924 mübadelesinde olduğu gibi daha sonra 1960’lı yıllardan başlayıp şehirlere doğru süren farklı bağlamlarda göçlere maruz kalmıştır.

Böyle olunca da nüfus yapıları değiştiği gibi, mimari yapıları zedelenmiş şehirciliğin temel kuralları uzun zaman görmezlikten gelinmiştir.

Sanıyorum Bornova da bu süreçten kendine düşen payı almış olmalıdır.

Bütün bunlara karşın oturduğumuz semtle ya da şehir ile kurduğumuz ilişki önemlidir.

Zira eleştirdiğimiz, eksiklik olarak gördüğümüz birçok konunun esasında sosyolojik bir gerçeklik olduğu, doğru ve anlamlı çalışmalarla bu eksikliklerin bertaraf edileceği de bilinmelidir.

Dolayısıyla İzmir’in şirin ilçesi Bornova da bu gerçekten muaf değildir diye düşünmek lazım.

Ben kitabı okurken Bornova’nın sokaklarında, metro istasyonunda, çarşıda, Suphi Koyuncuoğlu Lisesi koridorlarında, Dramalı Köşk’ü bahçesinde, Murat Köşkü’nün bitmeyen serüveninde dolaştım durdum.

Bütün bunlar beni kah hüzünlendirdi, kah ilgimi kamçıladı. Çoğu zaman “ben niye bunu bilmiyordum” dememe neden oldu.

Eminim siz de aynı heyecanla okuyacak söz gelimi her gün önünden geçtiğiniz Bornova Meydanı’nın öyküsünü yeniden yaşayacaksınız. Kars İlköğretim Okulu’nun bahçesindeki asırlık ağaçların kesilmesinden, köşklerin yıkılmasına ilişkin onlarca ilginç öyküye yeniden tanık olacaksınız.

Bu yüzden Heyemola yayınlarından çıkan Hülya Soyşekerci’nin “Bornova’dan Gün Rengi Sayfalar” kitabını edinin ve Bornova’yı bir kez daha tanıyın…

* (1) A.Hamdi Tanpınar, Beş Şehir, İstanbul, 1985 Milli Eğitim Yayınevi

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 31 80
2. Fenerbahçe 31 75
3. Samsunspor 32 54
4. Beşiktaş 31 52
5. Eyüpspor 32 50
6. Başakşehir 31 48
7. Trabzonspor 31 45
8. Göztepe 31 43
9. Konyaspor 32 43
10. Kasımpaşa 31 42
11. Gaziantep FK 31 42
12. Kayserispor 31 40
13. Antalyaspor 31 40
14. Rizespor 31 37
15. Sivasspor 32 34
16. Alanyaspor 31 34
17. Bodrum FK 32 34
18. Hatayspor 31 19
19. A.Demirspor 31 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 36 69
2. Karagümrük 36 63
3. Gençlerbirliği 36 62
4. Bandırmaspor 36 60
5. İstanbulspor 36 58
6. Erzurumspor 36 58
7. Iğdır FK 36 55
8. Boluspor 36 55
9. Amed Sportif 36 54
10. Ümraniye 36 53
11. Esenler Erokspor 36 52
12. Keçiörengücü 36 51
13. Ahlatçı Çorum FK 36 51
14. Sakaryaspor 36 48
15. Pendikspor 36 45
16. Manisa FK 36 44
17. Ankaragücü 36 42
18. Şanlıurfaspor 36 40
19. Adanaspor 36 30
20. Yeni Malatyaspor 36 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 34 82
2. Arsenal 34 67
3. Newcastle 34 62
4. M.City 34 61
5. Chelsea 34 60
6. Nottingham Forest 34 60
7. Aston Villa 34 57
8. Fulham 34 51
9. Brighton 34 51
10. Bournemouth 34 50
11. Brentford 34 49
12. Crystal Palace 34 45
13. Wolves 34 41
14. M. United 34 39
15. Everton 34 38
16. Tottenham 34 37
17. West Ham United 34 36
18. Ipswich Town 34 21
19. Leicester City 34 18
20. Southampton 34 11
Takımlar O P
1. Barcelona 33 76
2. Real Madrid 33 72
3. Atletico Madrid 33 66
4. Athletic Bilbao 33 60
5. Villarreal 33 55
6. Real Betis 33 54
7. Celta Vigo 33 46
8. Osasuna 33 44
9. Mallorca 33 44
10. Real Sociedad 33 42
11. Rayo Vallecano 33 41
12. Getafe 33 39
13. Espanyol 33 39
14. Valencia 33 39
15. Sevilla 33 37
16. Girona 33 35
17. Deportivo Alaves 33 34
18. Las Palmas 33 32
19. Leganes 33 30
20. Real Valladolid 33 16

Gelişmelerden Haberdar Olun

@