11.12.2020, 11:05

Korona, ve kapitalizmin sonu – 1

Bu yazının, birkaç yazılık bir dizinin ilk yazısı olmasını umuyorum. Aslında haftalardır, koronanın yüzümüze vurduğu gerçeklerle ilgili araştırmalar yapıyordum fakat koronanın, kapitalizmin ölümünün yaklaştığını gösterdiğiyle ilgili her gün, alanında duayen insanların onlarca yazısı çıkıyor. Benim gibi başlangıç aşamasında bir gazeteci de oldukça arkada kalıyor. Peşine düştüğüm bir bilgiyi sonunda öğrendiğimde ille başka gazeteciler, iktisatçılar veya bilim insanları tarafından yazılmış oluyor. Ben de, "henüz Türkçe’si yayınlanmamış bilgiler" verebilmek için farklı uluslararası kurumlardan bilgi talep ediyorum ve dönüş, en erken 15, 20 gün içinde gerçekleşiyor. Bu nedenlerle, seriyi başlatmada geç kaldım.

Açıkçası serinin ilk yazısı konusunda biraz şanslıydım, çünkü tam haftalar sonra, "artık elle tutulur bir adım atmam lazım" diye düşünürken, OXFAM sağ olsun, tam da aradığım türden bir rapor yayınladı. OXFAM ismini mutlaka duymuşuzdur; 20 farklı kurum ve STK’yı bünyesinde barındıran bir kuruluş. Her yıl yayınladığı "Küresel Eşitsizlikler Raporları"yla meşhur. 4 Aralık’ta yayınlanan, bahsettiğim raporun başlığıysa, "Felaketten Katalizöre". Alt başlık ise şu; "Dünya Bankası, COVID-19'u, küresel ve adil bir sağlık sistemleri ağı kurmakta başlangıç olarak kullanabilir mi?"

Dünya Bankası’nın ne olduğuna gelince ise; Korkut Boratav, 14 Ekim 2016’da Facebook’ta, Dünya Bankası’nın gerçek işlevinin ne olduğuyla ilgili bizi fikir sahibi yapabilecek bir paylaşım yapmış; "Küreselleşme"nin resmî isim babası, Dünya Bankası ile birlikte IMF’dir. Emperyalizm kavramını unutturmak için "küreselleşme" terimini icat ettiler. Israrla açıkladık ki, analitik hiçbir değer taşımayan, uydurma bir sözcüktür. "Herkesin kazançlı çıkacağı; azgelişmişliğin, yoksulluğun tarihe karışacağı" bir dünyayı yıllar boyunca bu terimi kullanarak vadettiler."

Dünya Bankası Mart’ta, düşük ve orta gelirli ülkelere 6 milyar dolarlık ilk sağlık yardımı planını yürürlüğe soktuğunu duyurmuştu. Bu yardım, zamanla hayata geçirilmesi planlanan toplam 160 milyar dolarlık bir yardım fonuna dahildi.  Nisan ayında Banka'nın Yönetim Kurulu, yardım planındaki ülkeler adına yapılan projeler hayata geçirilirken izlenecek kuralları koyan, COVID-19 Stratejik Hazırlık ve Müdahale Programını (SPRP) onayladı.

Rapora dönelim. Rapor, ilk 9 sayfasında, sonraki  35 sayfa boyunca verdiği sayısal verilerin ve bu verilerin anlamlarının her birini birer paragraf şeklinde özetliyor. Kalan 35 sayfada bu sayısal verileri detaylandırıyor, bu başlıkların ülkeler özelindeki oranlarını ele alıyor ve kendi çözüm yöntemlerini sunuyor. Bizim amacımız, raporun ilk 9 sayfasında verildiği türden bir özet çıkarmak olduğundan, yazıda bu dokuz sayfada verilen bilgileri esas alacağız.

Rapor, şu paragrafla başlıyor; "OXFAM, Dünya Bankası’nın, pandemiye cevabı olan, 71 ülkeye acil sağlık fonunu araştırdı. Tepkisi hızlı ve önemli olsa da, Dünya Bankası'nın COVID-19 ile mücadele etmek ve halk sağlığı sistemlerini güçlendirmek için hayati fırsatları kaçırdığını görüyoruz. OXFAM'ın araştırması, projelerin %89'unun kullanıcı ücretleri gibi finansal engelleri kaldırmak için gerçekleştirilecek herhangi bir işlemi desteklemeyi planlamadığını gösteriyor. Bu da milyonları hayat kurtaran bakım hizmetlerinden mahrum tutuyor ve üçte ikilik kısımda, sağlık çalışanlarının sayısını artırmak üzere herhangi bir plan bulunmuyor."

6. sayfada yüzdelik oranların yerini tam sayılar alıyor; "Dünya Bankasının 71 sağlık projesinden sadece 8'inin sağlık hizmetlerine erişimin önündeki mali engelleri kaldırmaya yönelik herhangi bir plan içerdiğini ve bunların bile önemli eksiklikleri olduğunu bulduk. Örneğin, bu 8 projeden hiçbiri, DSÖ'nün önerdiği gibi ücret feragatlarının tüm sağlık hizmetlerini kapsayacağını belirtmemektedir ve sağlık sigortası primlerini karşılamayı taahhüt eden ikisi, bunun yalnızca kısa vadeli bir önlem olacağını belirtmektedir."

Verilerin mevcut olduğu 70 proje ülkesinden 56'sının sağlık harcamaları DSÖ'nün ’güvenli harcama miktarı’ eşiğinin üzerindedir. Bu, Dünya Bankası'nın çabalarına önemli ve acil bir ihtiyacı göstermektedir. Aslında, projelerin 25’inde, özellikle sağlık için cepten yapılan yüksek ödemelerin büyük birer sorun olduğu belirtiliyor, ancak Banka, bu sorunları çözmek için herhangi bir önlem almıyor.

...

Projelerin neredeyse yarısı (71 projeden 34’ü), ek sağlık çalışanları harekete geçirme veya sağlık çalışanlarına ödeme yapma konusunda bir miktar taahhüt içeriyor. Ancak taahhütlerin bu kadar olması kaygı verici. Bir ülkenin sağlık sisteminin COVID-19'la mücadelesini, ek sağlık çalışanları istihdam etmek için herhangi bir destek sağlamadan veya onları elde tutmak için makul bir ücret ödemeden etkili bir şekilde desteklemeyi hayal etmek zor, ancak projelerin yarısından fazlasında bu konuya yer verilmedi.

COVID-19 ortaya çıkmadan önce bile, çoğunlukla düşük ve orta gelirli ülkelerde olmak üzere, Dünya çapında 17,4 milyon sağlık çalışanı eksiği vardı. DSÖ, her 10000 kişi başına 27 hemşire düşmesi gerektiğini söylemesine rağmen, verilerin mevcut olduğu proje ülkelerinin % 70'inde hemşire sayısı, bu sayının altında. Otuz dört ülke, bu asgari sayının yarısı bile karşılayamıyor. (Buna rağmen Dünya Bankası’nın sağlık çalışanı azlığına karşı çözüm önerisi, geçici sürelerle işe alınacak sağlık çalışanları ve raporların yarısından fazlasında bu konu boş verilmiş.)

7. sayfada OXFAM, Dünya Bankası’nın çözüm yollarının bu denli yüzeysel ve kısıtlı olmasının nedenini ele alıyor; "Düşük ve orta gelirli ülkelerdeki herkes için eşit sağlık hizmetine ulaşmak, evrensel halk sağlığı sistemlerine yatırıma dayanır. Özel sektör, COVID-19 kriziyle mücadelede önemli bir rol oynayabilirken, aynı zamanda önemli zorlukları ve riskleri de beraberinde getiriyor. Genellikle yoğun bakım tesislerinde aslan payını kapma çabası, hastaların ihtiyaç ve haklarının sağlanmasından daha öncelikli.

OXFAM’ın araştırması, projelerin % 23'ünün, (71 projenin 16’sının) sağlık hizmeti sunumunda özel sektöre alan ayırma eğilimi gösterdiğini ortaya çıkarmıştır. Bu, özellikle kâr amaçlı özel aktörleri içerir ve diğer birçok durumda özel aktörlerin rolü, göz ardı edilemeyecek kadar belirsiz terimlerle tanımlanır. Özel aktörlerin projeye katılımı için sağladığı desteğin düzeyi, Dünya Bankası’nın COVID-19 sağlık müdahalesine rehberlik eden, üzerinde anlaşmaya varılan çerçevede öngörülenin ötesine geçmektedir."

Sayfa 29’da rapor şu cümlelerle devam ediyor; "Pandemi, özellikle kâr amacı güden sağlık hizmeti sağlayıcılarına büyük ölçüde güvenmenin tehlikelerini de ortaya koymuştur. Örneğin, birçok ülkede, kâr amacı olmayan kurumlar salgın sırasında kapılarını kapattılar. Kâr amacı güdenler ise, DSÖ'nün özel hastanelerde testlerin, tedavinin ve bakımın ücretsiz olması gerektiği yönündeki çağrısına rağmen, COVID-19'u olan kişilere gerekli hizmetleri vermeyi reddettiler veya bu hizmetler için fazladan ücret aldılar."

Sayfa 30’da ise OXFAM, kısa ama net bir özet geçiyor; "Bu projeler ya kar amacı güden aktörleri desteklediklerini kuvvetle ima ediyor ya da bunu bir olasılık yapan belirsiz ifadeler kullanıyor."

Ne yazık ki raporda OXFAM, tüm bu bilgileri paylaşmasına karşın yalnızca özel sektör patronlarına ve küresel burjuvaziye, işlerini layığıyla yapmalarını tembih ediyor. Oysa OXFAM’ın önceki yıllardaki ana raporlarına bakılırsa, ortayolcu çözüm önerilerinin hiçbir zaman hayata geçirilmediği veya geçirilemediği, geçirilse de bir sonraki raporlarında daha iç karartıcı bir tablo çizmelerini engellemediği görülecektir. OXFAM, özel şirketlerin ve üretim alanlarının kamulaştırılması, özelleştirmelerin engellenmesi, kısaca "üretim araçlarının özel mülkiyetinin kaldırılması" ihtimalini akıllarına getirmedikçe, daha çok defa hayal kırıklığına uğrayacaktır.

Kapitalistler, hala daha düzgün uygulandığı takdirde kapitalizmin, insanlık için en adil sistem olduğunu ve Avrupa ve İskandinav ülkelerinde işlerin yolunda olduğunu söyleyedursun. Avrupa ve İskandinav ülkeleri de dahil olmak üzere, üyesi olduğu 187 ülkenin merkez bankalarını ortak çatı altında buluşturan, kapitalizmin yürüteçlerinden biri olan Dünya Bankası’yla ilgili bu rapor, kapitalizmin koronayı "fazladan kâr için bir fırsat" olarak gördüğüyle ilgili önemli bir ipucu sağlıyor. Daha doğrusu, sürüsüne bereket ipuçlarından yalnızca birini…

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 12 34
2. Fenerbahçe 12 29
3. Samsunspor 12 25
4. Eyüpspor 13 22
5. Beşiktaş 11 21
6. Göztepe 11 18
7. Sivasspor 12 17
8. Başakşehir 12 16
9. Rizespor 12 16
10. Gaziantep FK 12 15
11. Kasımpasa 12 14
12. Konyaspor 12 14
13. Antalyaspor 12 14
14. Trabzonspor 11 12
15. Kayserispor 12 12
16. Bodrumspor 13 11
17. Alanyaspor 11 10
18. Hatayspor 11 6
19. A.Demirspor 11 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 12 25
2. Bandırmaspor 12 24
3. Erzurumspor 12 22
4. Karagümrük 12 21
5. Igdir FK 12 21
6. Boluspor 13 21
7. Ankaragücü 13 19
8. Ahlatçı Çorum FK 12 19
9. Keçiörengücü 13 18
10. Şanlıurfaspor 13 18
11. Ümraniye 13 18
12. Gençlerbirliği 13 18
13. Pendikspor 13 18
14. Esenler Erokspor 12 17
15. İstanbulspor 13 17
16. Manisa FK 13 17
17. Amed Sportif 12 14
18. Sakaryaspor 12 13
19. Adanaspor 12 7
20. Yeni Malatyaspor 13 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 11 28
2. M.City 12 23
3. Chelsea 12 22
4. Arsenal 12 22
5. Brighton 12 22
6. Tottenham 12 19
7. Nottingham Forest 12 19
8. Aston Villa 12 19
9. Newcastle 11 18
10. Fulham 12 18
11. Brentford 12 17
12. M. United 11 15
13. Bournemouth 12 15
14. West Ham United 11 12
15. Everton 12 11
16. Leicester City 12 10
17. Wolves 12 9
18. Crystal Palace 12 8
19. Ipswich Town 11 8
20. Southampton 11 4
Takımlar O P
1. Barcelona 14 34
2. Atletico Madrid 14 29
3. Real Madrid 12 27
4. Villarreal 12 24
5. Girona 14 21
6. Mallorca 14 21
7. Osasuna 13 21
8. Athletic Bilbao 13 20
9. Real Betis 14 20
10. Real Sociedad 13 18
11. Celta Vigo 14 18
12. Rayo Vallecano 12 16
13. Sevilla 13 15
14. Leganes 13 14
15. Getafe 14 13
16. Deportivo Alaves 14 13
17. Las Palmas 14 12
18. Valencia 12 10
19. Espanyol 13 10
20. Real Valladolid 14 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@