28.12.2020, 14:08

29 Yıl Önce Bugün, Dünya Neler Kaybetti? - 2

Sovyetler Birliği’nde Kültür ve Sanat

Şimdi de Sovyetler Birliği’nde kültürel ilerleyişle ilgili birkaç konuyu ele alalım;

Gazete Manifesto’da yayınlanan SSCB’de Eğitim başlıklı makalede şu veriler aktarılıyor; "1917’ye kadar Rusya’da okuma yazma bilen nüfus oranı %20 civarındaydı ve bu %20’nin büyük çoğunluğu, ya aristokrat ailelerin, ya da bir tırnak altı olan burjuva ailelerin fertleriydiler. Çarlık döneminde 91 yüksek eğitim kurumunda yaklaşık 112 bin öğrenci eğitim görürken, Sovyetler Birliği’nde, 1938 ile 1940 yılları arasındaki verilere göre 600 yüksek eğitim kurumunda 560 bin öğrenci eğitim görmekteydi. Sovyetler Birliği’ne giden eğitimci bir heyet içerisindeki Hıfzı Veldet Velidedeoğlu tarafından hazırlanan bir rapora göre, 1930’lu yıllara gelindiğinde okuma-yazma oranı yüzde 90’ı geçmiştir. Okuma-yazma seferberliği 1939 yılına kadar sürdü. 1926 yılında ülkede okur-yazar oranı yüzde 56.6’ya çıkarken, 1939’larda Sovyet yurttaşlarının neredeyse tamamı okuma yazma biliyorlardı. … Okula yakın kolektif çiftlik, fabrika, sanayi atölyesinde bu eğitim uygulamalarının bazıları pratik üretim faaliyeti olarak yapılır. … SSCB’de öğrencilerin okullarında dahil oldukları düşünce ve tartışma grupları, mahallelere ve yerelliklere taşınıyordu. Neredeyse her mahallede genç komünistlerin ve mahalle gençlerinin çalışma yürüttüğü öncü evleri ve atölyeleri, gençlerin okul dışında da zihinsel ve pratik faaliyetlerinin sürmesini sağlıyor ve onların kendi çevrelerini, ülkelerini ve dünyayı marksist bir bakış açısıyla anlamalarını ve yorumlamalarını sağlıyordu. Ayrıca yayınlar, tiyatro, bale, film gösterimi, radyo, televizyon, konser günü çocuklar ve yetişkinler için komünist parti tarafından organize edilmiş eğitsel aktiviteler çocukların, gençlerin ve yetişkinlerinin eğitiminin devamlılığını sağlıyor ve ideolojik olarak Sovyet insanının güçlenmesini beraberinde getiriyordu. …  Merkezi planlama, ülke genelindeki mezunların belirli bir iş koluna yığılmasını engelliyordu ve sektörlerde üretim için gerekli sayıda kişinin çalışmasını sağlıyordu. Sovyetler Birliği’nde işsizlik yoktu, çünkü herkes ülke ekonomisine katkıda bulunacak şekilde aldığı eğitime uygun bir sektöre devlet tarafından yerleştiriliyordu ve Sovyet yurttaşlarının çalışma hakkı SSCB anayasası ile güvence altına alınmıştı."

Sovyetler Birliği’ndeki bu eğitim sistemi, sanatı da aristokrasinin ve burjuvazinin tekelinden alıp, halka mal etmiştir. 1917’den önce Rusya’da sanatın yeri, bilim ve eğitimden biraz daha farklıydı. Bilim ve eğitimin aksine Rusya’da sanat, pek çok gelişmiş ülkedekiyle eşdeğer (veya belki bilime veya eğitime göre biraz daha yakın) seviyedeydi, fakat yine de bu sanatçılar, genelde zengin ailelerin soylarından gelmekteydi. Çehov ve Dostoyevski istisnadır, bilim ve eğitim gibi sanat da, çara yakın ailelere özel bir etkinlikti. Sovyetler Birliği’nde ise, çarlık döneminde yaşasa asla büyük birer edebiyatçı olamayacak, işçi ve emekçi ailelerin çocukları arasından Dünya tarihinin en büyük bazı yazarları (Mihail Şolohov, Maksim Gorki, İlya Ehrenburg, Vera Panova, Vladimir Mayakovski bunlardan birkaçıdır) doğmuştur. Aynı dönemlerde Bolşeviklere karşı olan, aristokrasinin ve burjuvazinin sözcülüğünü yapan başka efsanevi Rus yazarlar da (Boris Pasternak, Vladimir Nabakov, Mihail Bulgakov, Aleksandr Soljenitsin gibi) ortaya çıkmıştır. Gelin gelelim sanatın halkın bir parçası olması için verilen çaba dahilinde bu yazarların ya bazı eserleri yasaklanmış, ya sürgün edilmişlerdir.

Peki bu sürgün ve yasaklama yöntemi, aristokrasi ve burjuvazi edebiyatı yanlısı sanatçıların devre dışı bırakılması ve halkın, emekçilerin içinden çıkan sanatçıların desteklenmesi, sanatın halkın eline geçmesine ve entelektüel kültürlerinin gelişmesine yardımcı olmuş mudur? Yahut, buna değmiş midir? Oktay Akbal, bu konuyla alakalı önemli bir görgü tanığıdır. Akbal, Sovyetler Birliği’ndeki sanat kültürüne, özellikle tiyatroya büyük bir hayranlık duymuştur. Bir sosyalist olmamasına rağmen Sovyetler Birliği ziyaretinden sonra Cumhuriyet gazetesine yazdığı övgü dolu yazılar, daha donra derlenerek kitaplaştırılmıştır. Bu derlemedeki bazı cümleler, Sovyetler Birliği’nde emekçi halkın kültürünün nasıl geliştiğini, sanatı nasıl özümsediğini anlamamız için iyi bir kaynaktır. Şöyle söyler Akbal; "6000 kişilik tiyatro salonunda yer bulmak mümkün değildi… Girişte herkes birbirine korsan bilet soruyordu. (…) Türkiye’de 10 yıl önce çıkan kitaplarım hala piyasada. Sovyetler’de 3 yıl önce çıkan kitabım tükenmiş bile. İnsanın ağlayası geliyor. (…) Genç bir adam yanımda. Türk olduğumu öğrenmiş, büyük ilgi duymuş. Tacikistan’lıymış. Adımı sordu, söyledim. Birden, "sizin bir kitabınız var bende" dedi. Rus dilinde kitapları yayınlanan bütün yazarları tanıyor. Çok da güzel Fransızca konuşuyor. ‘’Fransızcayı okulda mı öğrendiniz?" dedim. Kendi kendime, dedi. Edebiyattan bahsetmeye devam ettik; Nazım Hikmet, Yaşar Kemal, Aziz Nesin, Orhan Kemal… "Siz de mi yazarsınız?’’ diye sordum. Hayır, ben tarım mühendisiyim dedi."

Hakan Erol’un Oda TV’de yayınlanan konuyla ilgili makalesi de önemli bilgiler aktarır; "1920 tarihinde sahnelenen "Kışlık Sarayı" isimli oyun, 8000 oyuncuyla, 500 orkestra üyesiyle 4 yönetmenle sahnelenmiş, oyunu 100.000 kişi izlemişti. (…) 1926 yılında Özbeklerin 10’da 1’i okuma yazma bilirken bu oran 1932’de %50’yi bulmuş, 1940’tan sonraysa hemen hemen bütün Özbekler okuma yazma öğrenmiştir. (…) Stalin döneminde Sovyetlerde pek çok Türk yazarın kitapları çevrilmiş, Çalıkuşu 15 defadan fazla basılmıştır. Ekim Devrimi’nden önce Rusya’da yalnızca 30 dilde kitap yayınlanmışken, 34’te bu sayı 40’a, 60’lı yıllarda 72’ye çıkmıştır."

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 83
2. Fenerbahçe 32 75
3. Samsunspor 33 57
4. Beşiktaş 32 55
5. Başakşehir 32 51
6. Eyüpspor 33 50
7. Göztepe 32 46
8. Trabzonspor 32 46
9. Antalyaspor 32 43
10. Konyaspor 33 43
11. Kasımpaşa 32 43
12. Gaziantep FK 32 42
13. Kayserispor 32 41
14. Rizespor 32 40
15. Alanyaspor 32 35
16. Sivasspor 33 34
17. Bodrum FK 32 34
18. Hatayspor 32 19
19. A.Demirspor 32 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 37 69
2. Gençlerbirliği 37 65
3. Karagümrük 37 63
4. İstanbulspor 37 61
5. Erzurumspor 37 61
6. Bandırmaspor 37 61
7. Iğdır FK 37 58
8. Boluspor 37 58
9. Amed Sportif 37 57
10. Ahlatçı Çorum FK 37 54
11. Ümraniye 37 53
12. Esenler Erokspor 37 52
13. Keçiörengücü 37 51
14. Pendikspor 37 48
15. Sakaryaspor 37 48
16. Ankaragücü 37 45
17. Manisa FK 37 45
18. Şanlıurfaspor 37 40
19. Adanaspor 37 30
20. Yeni Malatyaspor 37 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 35 82
2. Arsenal 35 67
3. M.City 35 64
4. Newcastle 35 63
5. Chelsea 35 63
6. N. Forest 35 61
7. Aston Villa 35 60
8. Bournemouth 35 53
9. Brentford 35 52
10. Brighton 35 52
11. Fulham 35 51
12. C.Palace 35 46
13. Wolves 35 41
14. Everton 35 39
15. M. United 35 39
16. Tottenham 35 38
17. West Ham United 35 37
18. Ipswich Town 35 22
19. Leicester City 35 21
20. Southampton 35 11
Takımlar O P
1. Barcelona 34 79
2. Real Madrid 34 75
3. Atletico Madrid 34 67
4. Athletic Bilbao 34 61
5. Villarreal 34 58
6. Real Betis 34 57
7. Celta Vigo 34 46
8. Rayo Vallecano 34 44
9. Osasuna 34 44
10. Mallorca 34 44
11. Real Sociedad 34 43
12. Valencia 34 42
13. Getafe 34 39
14. Espanyol 34 39
15. Girona 34 38
16. Sevilla 34 38
17. Alaves 34 35
18. Las Palmas 34 32
19. Leganes 34 31
20. Real Valladolid 34 16

Gelişmelerden Haberdar Olun

@