29.03.2025, 09:56

77, 1 Mayısına (2) - - İki Kardeş, İki Yoldaş: (bölüm-21)

Anı – Tanıklık: İki Kardeş, İki Yoldaş

***

77, 1 Mayısına (1)

Otobüslerde bekletilirken, aramızda ‘neden bekletiliyor?’ yorumları yapılırken, sendika sorumlusu Cemal abiyi otobüsten indirip, polisler eşliğinde tekrar yedinci kata çıkardılar. Daha sonra öğrendiğime göre Cemal abinin yanında sendika aranmış ve tutanak imzalatıldıktan sonra da Cemal abinin ‘Sendikada kimse yok, ben sorumluyum, burada kalmalıyım’ direnmesi, biraz kararsızlık sonrasında kabul görmüş ve Cemal abi sendikada kalmayı başarabilmişti. Refik yoldaşımızda o hengâmede çatıya çıkıp sendikada kalmayı başaran ikinci kişi olmuştu. Toplum polisinin otobüsleriyle Tepecik’teki merkeze getiriliyoruz. Kapı girişinde ikinci bir hoş geldin dayağı ile karşılanarak salona sokuluyoruz. O dönem polis içinde gerici faşist kesimin Pol-Bir örgütlenmesinin karşısında Pol-Der örgütlenmesi vardı. Bizi sendikadan alan, Tepecik’teki toplum polisi merkezine getiren gurup fırsat yakalamış, adeta intikam alıyordu. Salona giren polis küfürü basıyordu. Birkaç saat böyle geçti. Daha sonra nöbeti devralan polislerden bazılarını tanıyorduk. Hal hatır ihtiyaç sorduklarını, dışarıdan bilgi getirdiklerini anımsıyorum. Anlaşılmıştı, Pol-Bir’liler ağırlıktaydı. Sonra gelen ekipte Pol-Der’liler vardı.

Morallerimiz çok iyi. Yorgun olmasak şarkı-türkü söyleyecek, halay çekecek gibiydik. Tek sorun ‘hazırlıklar ne olacak?’ idi… 2 gün sonra İstanbul’a gidilecekti ve 40’a yakın otobüs kiralanmıştı. Üstelik arabaları ben kiraladığım için firma beni tanıyordu. Kaporoyu da ben vermiştim. Arada bizim dünyamızın dışından mahalleliler, araba kiraladığımız şirkette çalışan dayıoğlu gibi yardımcı olanlar vardı. Araba kiralayan ise ortada yok. Gerici basında yaratılan ‘komünistler yakacak, yıkacak, İstanbul’da ihtilal provası yapacaklar’ propagandalarının yarattığı havada cabası… ya olumsuz etkilenir, korkar, çekinir, “gidemeyiz kardeşim” derlerse… vazgeçerlerse… endişeliyiz.

Dışarıda kalanlar bir yandan hazırlıkları kaldığı yerden devam ettirirken, diğer yandan bizlerin bırakılması için olağanüstü çaba gösteriyorlardı. Kitle örgütleri, hukukçular olağanüstü bir çaba harcıyordu. Basın açıklamaları okunuyor, başbakana toplu telgraflar çekiliyordu. Etkileniyoruz… ifadelerden sonra akşamüstü bizi bırakmak zorunda kaldılar. Afişleme sonrasında karşılaşmada bizim arkadaşlara saldıran guruptan birinin yaralandığı, hastaneye geç götürüldüğü için aşırı kan kaybından hayatını yitirdiği haberi endişe, telaş ve gerginliğimizi yeniden artırmıştı. O günlerin anlamsız çatışmalarının acı bir sonucuyla yüz yüze kalmıştık.

Taksimdeki büyük buluşma hazırlıklarının son günlerinde yaşanan bir günlük gözaltının da etkisiyle heyecanlı ve coşkulu havamız yerini gerginliğe terk etmişti. Ne var ki 29 akşamı yapılan toplantı morallerimizi yeniden yükseltti. Çalışma yükselen hızıyla devam etmişti. Komitenin gözaltına alınan üyelerinin yerini diğer arkadaşlar doldurmuş, çalışmaların eksiksiz devam etmesini sağlamıştı.

İstanbul’a hareket saat 17’de Atatürk Stadyumu’nun yanından olacaktı. Stadyumun yanında dehşetli bir hareketlilik vardı. Yaklaşık 1600 insan 40 otobüs ile büyük buluşmada yerini alacaktı. Numaralanmış her arabanın başında, elinde listesi olan sorumlu arkadaşlarımız yardımcı olmaya çalışıyorlardı. Otobüsleri bir otomobil ile takip edecektik. Beraber olduğumuz arkadaşlardan sadece Cemal abiyi hatırlıyorum.

Biraz gecikerek kalkan otobüslerin arkasından bizde hareket ettik. Yolculukta fazla sorun olmadı. Saat 8 gibi İstanbul’a vardık. Otobüslerle dönüş yerleri konusunda anlaştıktan sonra yürüyüş kolundaki yerlerimizi almak üzere yola koyulduk. Geçtiğimiz her yerde büyük 1 Mayıs buluşmasının izlerini görüyorduk. Olmaz böyle bir şey; bu ne muhteşem bir gösteri… Bu ne coşku… Bu ne güzellik… Yüreklerimiz fırlayacak gibi. İşçi sınıfı ve dostlarının birlik mücadele ve dayanışma günü anlamına uygun ancak böyle yaşanabilir.

İstanbul, İstanbul olalı görmedi böyle gösteri… Coşkusu dorukta 500 bini aşkın insan, marşlar, sloganlar eşliğinde yürüyor, taleplerini haykırıyordu. Herkesin alan girmesi mümkün değil. Biz alanlardayız. Katılımcıların büyük kısmı alana giremiyor. Alana girmesi istenmeyenler de var. O günkü nitelememizle Maocular. Görevlilerle bu gruplar arasında çekişmeler, çatışmalar olduğunu duyuyoruz.

Alanda haykırılan, bugün hatırladığım en önemli sloganlardan biri “İşçi sınıfına özgürlük” sloganıydı. Kemal Türkler konuşmasını sürdürüyor. Bizim gurup otobüs duraklarının yakınında. Zaman zaman gruptan ayrılanlar, bir yerlere oturup dinlenenler oluyor. Bizde arkadaşlarla İstiklal Caddesi’nde bir şeyler atıştırıp tekrar gurubun yanına dönüyoruz. Galiba Kemal Türkler konuşmasını bitirmek üzereydi. Cemal abi “Çocuklar pankartları toplayıp, kürsü önüne yaklaşalım, hareket saati geliyor” dedi. Toparlanıp kürsüye doğru yürümeye başlamıştık ki, kurşun sesleri duyulmaya başlandı. Kontinantel Oteli’nden ve sular idaresi tarafından insanların üzerine kurşun yağıyordu. Panzerler topluluğun içine dalmıştı. Toprağı bol olsun sevgili yoldaşımız Sıtkı Coşkun insanları kürsü çevresine toplanmaya davet ediyor, “sakin olun” çağrısı yapıyordu. Kürsüye koşarken yerden bir iki kişi kaldırdığımı, yanımda uzun boylu tanımadığım birinin, kurşunların geldiği yere, otele doğru tabanca ile ateş etmeye çalıştığını gördüğümü hatırlıyorum. Eğer Cemal abinin uyarısı doğrultusunda kürsüye doğru yönelmesek, kayıplar arasına yakın tanıdığımız arkadaşlarımızın da girmesi kolaylaşacaktı. Kaos yaşanıyor. İnsan hayatının var olmakla, yok olmak arasında bu denli silik sınırlarla yaşandığı anlar çok azdır. Daracık Kazancı Yokuşu insanla dolu.

Bütün polis barikatlarını aşıp, arabamızı park ettiğimiz yere ulaşıyoruz. Cemal abi ve ben birlikte arabaların İzmir’e dönüş için bekledikleri yere doğru yola çıkıyoruz. Dönüş yolunda bir otobüs var. Ne yapacağız?... Mehmet Çavuş ile kitapçı Özkan’da orada. Birlikte durum değerlendiriyoruz. Son araba da ulaşabilenlerle İzmir’e doğru yola çıkıyor. Tüm isim listeleri taranacak, kaybımız var mı?, tutuklanan var mı? Yerine ulaşamayan var mı? Her şey araştırılacak. Biz İstanbul’da kalmalıyız. Mehmet Çavuş ve kitapçı Özkan bizden ayrılıyor. Cemal abi ve ben kalabileceğimiz bir otel aramak için Maden-İş binasının yakınlarında bir yere doğru arabamızı sürüyoruz. Bir otele yerleşip, yapabileceklerimizi gözden geçiriyoruz. Sabah ilk işimiz İzmir ile haberleşebileceğimiz bir mekan bulmak. Sonrasında yatağa düşüyoruz.

Sabah biraz dinlenmiş olarak kalkıyor, ilk iş olarak bütün gazetelerden alarak kahvaltıya oturuyoruz. Ölenler ve yaralananlar var. Henüz isimleri ve sayıları belli değil. Basının bir bölümü olayın sorumlusu olarak gösteriyi düzenleyenleri, sendikaları, solcuları gösteriyor. ‘Maocular, Sovyetçilerle çatıştı, birbirini vurdu’ gibi yalanları manşetlerine taşıyorlar. Evet, o dönem Çin yanlısı politikaları olan guruplar ile görevliler arasında kimi tartışmalar ve çatışmalar yaşanmıştı. Fakat Sular İdaresi üzerinden makineli silahlarla başlatılan, otelden devam ettirilen saldırıların, kargaşa yaratmaya yönelik atılan sis bombalarının bunlarla hiçbir ilgisi yoktu.

Bizim için durum açıktı. İlerici-demokrat devrimci güçlerin yükselişi, demokrasi mücadelesinin yükselmesi ve yaygınlaşması, yok sayılan işçi sınıfımızın gücünü alanlara, fabrikalara taşıyor olması burjuva sınıfını ürkütmüştü. Bu katliamı gerçekleştirenlerin hedefi, bu gelişmeyi durdurmaktı. Demokrasi güçleri arasına korku salmaktı. Bunu başardıklarını söyleyebilirim. 78 bir mayısına katılımda bunu kendi çevremde gözlemiştim. Daha sonra eşim olan sevgili Ayşen ve kimi yakınlarım endişeleri nedeniyle İstanbul’a gelmemişlerdi.

Kahvaltı sonrası Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’ne gitmeye karar veriyoruz. Şubede bir kaos yaşanıyordu. Mühendislerden katılan arkadaşların durumları gözden geçiriliyor, telefonlar hiç durmuyordu. Buna rağmen yönetici arkadaşlar bizi iyi karşılıyordu. Telefonları da kullanma imkanı olan küçük bir odayı bize veriyor, ‘başka ihtiyacınız olursa bildirin’ diyorlar.

İlk işimiz Maden Sendikası İzmir Şubesi’ni aramak olmuştu. Önce araba sorumlularını bulmaya çalışıyoruz. Cemal abinin uyarısıyla İzmir’de de bu süreçle ilgili bir büro belirleniyor. Haberleşme yerimizin belli olması başlangıç için hayli rahatlatıcı oluyor. Birkaç gün buradan sürekli haberleşiyoruz. Herkese ulaştığımızı hatırlıyorum. Ne var ki gurubumuzla ilgili kötü bir haber almadık.

Maden iş Sendikası’na gidiyoruz. Dehşetli bir koşuşturma… Ölenler, yaralananlar, tutuklananlar var. Hukukçular seferber olmuşlar. Maden İş Merkez Yöneticilerinden bugün aramızda olmayan Murat Tokmak’ın yaralı olarak gözaltına alındığını, gözaltına alınanlar arasında İzmir’den DİSK 3’üncü bölge temsilciliğinde görevli sevgili arkadaşımız Yalçın Ergündoğan’ın da bulunduğu bilgisini alıyoruz.

10 güne yakın İstanbul’da kaldığımızı, Yalçın’ın ilk (Ergündoğan) gözaltına alındığı yerden başka bir polis otobüsüyle götürülürken, O’na el salladığımızı, epey hastane ve gözaltı dolaştığımızı, her gün İzmir ile defalarca haberleştiğimizi ve bu koşuşturma sırasında İzmir’den bir avukat arkadaştan aldığımız araba motorunu yaktığımızı, paramız yetmediği için MMO İstanbul Şubesi’ndeki arkadaşlarımızdan borç alarak motoru hallettiğimizi hatırlıyorum… yapacak fazla şeyimiz kalmadığı noktada, İzmir’e döndüğümüzü hatırlıyorum…

devam edecek...

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 28 71
2. Fenerbahçe 28 68
3. Samsunspor 29 51
4. Beşiktaş 28 48
5. Eyüpspor 29 47
6. Başakşehir 28 42
7. Göztepe 28 39
8. Gaziantep FK 28 39
9. Kasımpaşa 29 39
10. Antalyaspor 29 39
11. Trabzonspor 28 36
12. Konyaspor 29 34
13. Rizespor 28 34
14. Bodrum FK 29 33
15. Kayserispor 28 33
16. Sivasspor 29 31
17. Alanyaspor 29 31
18. Hatayspor 28 19
19. A.Demirspor 28 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 32 63
2. Karagümrük 32 59
3. Erzurumspor 32 54
4. Gençlerbirliği 32 54
5. İstanbulspor 32 52
6. Bandırmaspor 32 52
7. Ahlatçı Çorum FK 32 47
8. Amed Sportif 32 47
9. Ümraniye 32 46
10. Keçiörengücü 32 45
11. Esenler Erokspor 32 45
12. Boluspor 32 45
13. Iğdır FK 32 45
14. Pendikspor 32 42
15. Sakaryaspor 32 42
16. Ankaragücü 32 38
17. Şanlıurfaspor 32 37
18. Manisa FK 32 37
19. Adanaspor 32 27
20. Yeni Malatyaspor 32 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 31 73
2. Arsenal 31 62
3. Nottingham Forest 31 57
4. Chelsea 31 53
5. Newcastle 30 53
6. M.City 31 52
7. Aston Villa 31 51
8. Fulham 31 48
9. Brighton 31 47
10. Bournemouth 31 45
11. Crystal Palace 30 43
12. Brentford 31 42
13. M. United 31 38
14. Tottenham 31 37
15. Everton 31 35
16. West Ham United 31 35
17. Wolves 31 32
18. Ipswich Town 31 20
19. Leicester City 31 17
20. Southampton 31 10
Takımlar O P
1. Barcelona 30 67
2. Real Madrid 30 63
3. Atletico Madrid 30 60
4. Athletic Bilbao 30 54
5. Villarreal 29 48
6. Real Betis 30 48
7. Celta Vigo 30 43
8. Real Sociedad 30 41
9. Rayo Vallecano 30 40
10. Mallorca 30 40
11. Getafe 30 39
12. Sevilla 30 36
13. Osasuna 30 35
14. Valencia 30 34
15. Girona 30 34
16. Espanyol 29 32
17. Deportivo Alaves 30 30
18. Leganes 30 28
19. Las Palmas 30 26
20. Real Valladolid 30 16

Gelişmelerden Haberdar Olun

@