11.02.2022, 10:01

Akli melekelerimize nasıl sahip çıkarız?

19 Ocak 2007’de öldürülen gazeteci Hrant Dink’i hatırlamak ve anısını yaşatmak üzere, Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler, Sosyoloji ve Tarih bölümlerinin 15 yıldır düzenlediği Hrant Dink Anısına İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Konferansı, bu yıl Paris Sosyal Bilimler Yüksek Okulu'ndan siyaset bilimcisi ve tarihçi Prof. Dr. Hamit Bozarslan’ı konuk etti. Son iki yıldır çevrimiçi düzenlenen konferansa, başından bu yana her sene katılan Rakel Dink'in sözleri anlamlıydı: "Sevgi, saygı ve nezaketin olmadığı yerde bencillik, açgözlülülük, şiddet, küfür, susturmak, zorbalık boy gösteriyor. İşte şimdi böyle bir yerdeyiz'."

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin 15 yıldır kesintisiz düzenlediği Hrant Dink'i Anma Konferansı'nda geçtiğimiz ay "Akademik Özgürlükler ve Siyasi Özgürlükler: Demokrasi ve Akademik Özerklik Üzerine Düşünceler" üzerine bir konuşma yapan Prof. Dr. Hamit Bozarslan, totaliter rejimlerde toplumun akli melekelerini kaybettiğini; bu kaybın önünde durabilecek tek gücün ise bilimsel düşünce ve akademik özgürlükler olduğunu belirtti.

https://www.ajansbakircay.com/images/upload/hamit.jpg

Foto: Prof. Dr. Hamit Bozarslan

Prof. Dr. Bozarslan, özgür ve demokratik toplum ile akademik özgürlükler arasında çok sıkı bir bağ olduğunu vurgulayarak, demokrasiyi "özgürlükler ve feragat rejimi'' olarak tanımladı. Bozarslan konuşmasında sosyal bilimlerin günümüzde nasıl değersizleştirildiğine değindi; milliyetçi rejimlerin tahakkümü altına girmeyi reddeden üniversite ve bilimsel çevreleri hedef alan baskı ortamının bugünün dünyasında hüküm süren anti-demokratik dalga ile olan ilişkisinden bahsetti.

"Akademik özgürlükler ve siyasi özgürlükler arasında yakın bir bağ vardır ancak bu organik bir bağ olmak zorunda değildir. Her ikisinin de bağımsız olarak var olmasını sağlayan bir ilişkidir" diyen Bozarslan, şöyle devam etti:

"Bilimin ve akademinin var olabilmesi demokratik toplumun gereğidir. Demokrasi bir özgürlükler ve feragat rejimi olarak bir inancın başka bir inanca; bir milletin başka bir millete, bir dinin diğer bir dine üstün olmadığını kabul eden bir rejimdir. Demokrasilerde siyaset, ihtilaflı olan tarafları biraraya getirebilmektir. Konsensüs geliştiremeyen toplumlarda ise tiranlığa, totalitarizme dönülür. Ancak bilimsel düşüncenin gelişebilmesi için her zaman konsesüs de yeterli olmaz çünkü bilim kuşkuyu içerir. Miras olarak ele alınanın sorgulanmasını gerektirir. Bilimi bilim yapan fay hatlarıdır, kör açılardır. Bilimin eleştirel boyutunun yok edilmesi ise toplumda ağır tahribat yaratır. Bu da toplumun bazı kesimlerinin kriminalleştirilmesine kadar gider. Bu açıdan ne bilim, ne de sosyal bilimler devletin savaş aygıtları olmak üzere kullanılamaz."

Hamit Bozarslan, bilimsel düşüncenin susturulduğu totaliter rejimlerde toplumların akli melekelerini yitirdiğini söyleyerek Hannah Arendt'in kriz rejimi olarak tanımladığı totaliterizmi şöyle yorumladı:

"Arendt, totaliterizm için bir kriz rejimidir, der. Bazen bir hafta içinde birbirinden farklı üç veya dört konuda başdöndürücü bir hızla arka arkaya gelen krizler yaşanır böyle rejimlerde. Bu, tarih ve zaman algısını yok eden bir durumdur. Toplum sersemleştirilir. Walter Benjamin ise, Nazizmin saatinin zamanı imha eden bir saat olduğunu söylerken yine bu durumu kast eder. Sersemletilen toplum, kendi mitik coğrafyasını ulusallaştırırken, yaşadığı mekanı çölleştirir. Aynı zamanda ekonomiden sağlığa, konuttan tarıma ve teknolojiye her alanda çöküş yaşar. İşte bu koşullarda toplumun akli melekelerinin korunması ve geliştirilmesini ancak bilim, akademi ve kültür mümkün kılabilir."

Günümüz dünyasında yükselen ultra sağ ve milliyetçi akımların toplumların akli melekeleri için ciddi bir tehdit oluşturduğuna değinen Bozarslan, şiddetle yükselen dezenformasyon çağında yalan yanlış anlatılarla ancak bilim ve hafızayla direnilebileceğini ifade ederek devam etti:

"Bugün Rus toplumuna verilen eğitim, Batı'nın tarihin her döneminde Rusya'yı yok etmek istediği yönündedir. Bu Rusya gibi başka ülkeler için de geçerlidir. Bu bir akli melekelerin yitirilmesi durumudur. Bu anlatı karşısında bir tarihçinin yapması gereken şey, 1. Dünya Savaşı'nda hiç bir Avrupa ülkesinin Rusya'ya saldırmadığını, hatta tam aksine Fransa ve Büyük Britanya'nın Rusya'nın müttefiki olduğunu hatırlatmaktır. Günümüz dünyasında milliyetçi akımlar toplumlarını geçmişlerine ve ölülerine sadakat duymaya zorluyor ve kendi geleceğini kuran bir toplum değil ölülerinin davasını güden, intikam dolu bir toplum yaratmaya çalışıyor. Rusya'da, İran'da, bazı yeni demokrasilerde bile karşımıza çıkıyor geçmişine sarsılmaz sadakatla bağlanması istenen toplum modeli. Ancak demokratik toplumlar böyle bir sadakat anlayışını kabul edemez.

Alman şair Heinreich Heine'nin dediği gibi, 'Ölülerimiz artık bize acılarının dinmesi, eski yaraların kapanması ve yeni nesillerin artık yaralı nesiller olmaması gerektiğini söylüyor. Bilimsel düşünce, ölümle diyalogta bu yüzden çok önemli bir rol oynuyor. Bugün tarih bilimi bize 1. Dünya Savaşı'nın aslında bir cinnet savaşı olduğunu gösteriyor. O dönemin nesillerin kan davalarına sahip çıkmak ve geçmişte kalmış davaları sürdürmek yerine, savaşlardan ders almamız gerektiğini; hatta gelecek savaşları önlememizi öğütlüyor. Çünkü savaşın öğretebileceği tek şey intikam.'"

Rakel Dink'in işaret ettiği üzere, evet şimdi bulunduğumuz yer belki çok hoyrat, çok acımasız, şiddet dolu. Ancak bu şartlarda "akli melekelerimizi" yitirmemek çabası bile tek başına çok değerli. Hafızamızı tazeleyecek bir belgesel önerisiyle bitirelim. Ümit Kıvanç'ın imzasını taşıyan "Hafıza Yetersiz" (2022)

https://www.ajansbakircay.com/images/upload/hafYza_yetersiz.jpg

-----------------------

https://vimeo.com/655256568?embedded=true&source=video_title&owner=2273230

Hrant Dink Anma Konferansı'nın tamamına ise Youtube'dan erişmek mümkün.

https://www.youtube.com/watch?v=sUgou6iWvM4

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 30 77
2. Fenerbahçe 30 72
3. Samsunspor 31 51
4. Eyüpspor 31 50
5. Beşiktaş 30 49
6. Başakşehir 30 48
7. Trabzonspor 30 42
8. Gaziantep FK 30 42
9. Kasımpaşa 31 42
10. Göztepe 30 40
11. Konyaspor 31 40
12. Antalyaspor 30 40
13. Kayserispor 30 37
14. Rizespor 30 37
15. Bodrum FK 31 34
16. Alanyaspor 30 34
17. Sivasspor 31 31
18. Hatayspor 30 19
19. A.Demirspor 30 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 35 69
2. Karagümrük 35 60
3. Gençlerbirliği 35 59
4. Erzurumspor 35 58
5. Bandırmaspor 35 57
6. İstanbulspor 35 55
7. Amed Sportif 35 54
8. Iğdır FK 35 52
9. Esenler Erokspor 35 52
10. Boluspor 35 52
11. Keçiörengücü 35 51
12. Ahlatçı Çorum FK 35 51
13. Ümraniye 35 50
14. Pendikspor 35 45
15. Sakaryaspor 35 45
16. Manisa FK 35 41
17. Şanlıurfaspor 35 40
18. Ankaragücü 35 39
19. Adanaspor 35 30
20. Yeni Malatyaspor 35 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 33 79
2. Arsenal 34 67
3. M.City 34 61
4. Nottingham Forest 33 60
5. Newcastle 33 59
6. Chelsea 33 57
7. Aston Villa 34 57
8. Bournemouth 33 49
9. Fulham 33 48
10. Brighton 33 48
11. Brentford 33 46
12. Crystal Palace 34 45
13. Everton 33 38
14. M. United 33 38
15. Wolves 33 38
16. Tottenham 33 37
17. West Ham United 33 36
18. Ipswich Town 33 21
19. Leicester City 33 18
20. Southampton 33 11
Takımlar O P
1. Barcelona 33 76
2. Real Madrid 33 72
3. Atletico Madrid 33 66
4. Athletic Bilbao 33 60
5. Real Betis 33 54
6. Villarreal 32 52
7. Celta Vigo 33 46
8. Osasuna 33 44
9. Mallorca 33 44
10. Real Sociedad 33 42
11. Rayo Vallecano 33 41
12. Getafe 33 39
13. Espanyol 32 39
14. Valencia 33 39
15. Sevilla 33 37
16. Girona 33 35
17. Deportivo Alaves 33 34
18. Las Palmas 33 32
19. Leganes 33 30
20. Real Valladolid 33 16

Gelişmelerden Haberdar Olun

@