10.11.2023, 10:06

Atatürk‘ü yaşatmak

Bugün 10 Kasım 2023 Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ü vefatının 85nci yıl dönümünde sevgi ve saygıyla anacağız. Ya sonra Atatürk'ü yaşatmak onu anlamak ve tamamlamak adına neler yapacağız?

Atatürk'ü tanıyor muyuz? Onu anladık mı? Bu sorulara hayır diyenimiz çok az olacaktır. Ne kadar sorusunu ilave ettiğimizde ise her kişi kendi bildiği kadarıyla yaşam öyküsünden, Türkiye Cumhuriyetinin kurtuluştan kuruluşa giden yol da ki başarısından, önderliğinden, devrimlerinden bahsedecektir. Peki, Atatürk'ü yaşatmak adına neler yapıyoruz, yapıyor muyuz? Özellikle içinde bulunduğumuz şu günlerde Cumhuriyet kazanımlarını yok etmek adına yapılan ‘karşı devrim’ hareketleri karşısında tavrımız nedir?

Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezince Prof. Dr. Cavit Orhan Tütengil’in, “Atatürk’ü Anlamak ve Tamamlamak” kitabı ile ilgili yapılan bir değerlendirmeden (1) alıntılarla derlediğim bölümü yorumsuz olarak paylaşacağım bu sorunun cevabını bulmak adına…

“ATATÜRK’Ü ANLAMAK VE TAMAMLAMAK”

‘…’Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyet’i ilelebet payidar kalacaktır ve Türk milleti emniyet ve saadetini zâmin prensiplerle medeniyet yolunda tereddütsüz yürümeye devam edecektir.”

”İki Mustafa Kemal vardır. Biri ben, fani Mustafa Kemal, öteki milletin daima içinde yaşattığı Mustafa Kemal. Ben onu temsil ediyorum. Herhangi tehlike anında ben zuhur ettimse, beni bir Türk anası doğurmadı mı? Türk analar daha Mustafa Kemal’ler doğurmayacaklar mı? Feyiz milletindir, benim değildir.” 1938 yılında ölen, yıllarca sonra Anıtkabir’e gömülen ve Ankara’nın bu anlamlı tepesinde son uykusunu uyuyan, kuşkusuz, ”fani Mustafa Kemal”dir. ”Türk analar” ve ”milletin feyzi”, toplumumuzun yaratıcı dayanakları olarak, dün olduğu gibi, bugün ve yarın da var olmakta, toplumun gereksinmelerine karşılık vermekte devam edeceklerdir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün konumuza aydınlık getiren, ilki 1922 ve ikincisi de 1929 yıllarında kamuoyuna açıklanan iki düşüncesini de hatırlamalıyız: ”Benim müstesna olduğuma dair bir kanun yoktur.” Ve ikincisi: ”Beni görmek demek behemehâl yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir.’

Bu iki düşünce, öncekilerle birlikte ele alınırsa, ”Atatürk’ü Yaşatmak” konusundaki bir ayrım zorunluluğu belirginlik kazanacaktır. Bize kalırsa, bu ayrımı yapmadan bir düğümü çözmek ve konu karşısında yeterince saygılı davranmak olanağı yoktur.

Atatürk’ü yaşatmanın doğru yolu, ”eser’ ‘ine sahip çıkmak ve onu geliştirmekle bulunabilir. Böylece, ”Atatürk’ü anlamak ve tamamlamak” sorunu karşımıza çıkar:

Atatürk’ü Anlamak, Atatürkçü düşünceyi canlı tutmanın ilk basamağı, Atatürk’ü Tamamlamak ise Atatürkçü eylemi geliştirmenin ilk koşuludur.

Düşünce-eylem bütünlüğü içinde ele alınıp değerlendirilmedikçe, Atatürk’ün yüklendiği “misyonun” ulusal ve evrensel tarih sahnesindeki yeri açıklıkla belirlenemez.

”Atatürk’ü anlamanın” bir yanı onun bağımsızlık savaşçılığı ise, öteki yanı da gerçekleştirdiği devrimlerin bütünlüğüdür…

Atatürk’ü anlamak, Atatürkçü akımın temeline inmeyi zorunlu kılar. Bu temel nedir? Atatürk, ”İstiklâl-i tam, bizim bugün, deruhte ettiğimiz vazifenin ruhu aslisidir” derken Atatürkçülüğün üzerine bina edildiği temeli dile getirir ve ”istiklâli taamımızın temini ve idamesi” için ”siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, harsi ve ila…” alanlarda bağımsızlığımızı gerekli sayar. Ona göre, bunların herhangi birinde istiklâlden mahrumiyet, bütününden mahrumiyet demektir.

Atatürk’ü anlamanın bir yanı onun bağımsızlık savaşçılığı ise öteki yanı da gerçekleştirdiği devrimlerin bütünlüğüdür. En büyük eseriniz hangisidir sorusuna verdiği şu cevapta bu düşünce açık ve seçik olarak ifade edilmiştir: ”Benim yaptığım işler biri diğerine bağlı ve lüzumlu olan şeylerdir.”

Atatürk’ten yola çıkarak Atatürk’ü tamamlamanın düşünce planında başlıca iki çıkış noktası vardır: 1. Atatürk’ü bütün eylem ve düşünceleriyle yakından tanımak. 2. Evrensel bir niteliği de olan Atatürk’ün tarih sahnesine çıkışı ve Türk Devrimi üzerine yapılan yayınları ve yorumları izlemek. Atatürk biyografyası, Atatürk’ün bütün söylev ve demeçleri, çevirileri, mektupları, anıları vb. birinci çıkış noktasının içeriğidir. İkinci çıkış noktası, yayımlandığı ölçüde birinci çıkış noktasını da kapsayan çalışmalardır. Bu çalışmaların ”kronoloji” ve ”bibliyografya” öbeklerinde toplandığı görülür.

Atatürk’ü tamamlamanın ilk anlamı ”istiklâl-i tam” ve ”Türk Devrimi’nin Bütünlüğü” anlayışında açılan gedikleri kapatmaktır… Atatürkçülüğü eski düzeyine ulaştırmak yetmez; eksik kalan yanlarını tamamlamak da gerekir. Atatürk’ü tamamlamanın asıl anlamı Türk Devrimi’ne yeni katkılarda bulunmaktır… Türk Devrimi’nin ilkelerinden biri olan devrimcilik, katılaşmış bir toplum düzeni yerine yeni oluşlara açık bir anlayışı zorunlu kılar. Dinamizmini yitirerek kendi üzerine kapanmak Atatürkçülüğü donmuş kalıplar haline getirir ve yaşama gücünü zayıflatır.”

Batılı bir toplum olmak ve halkın mutluluğunu daha ileri bir düzeye çıkarmak, değişen dünya koşulları içinde, Atatürk’ün sürekli bir ülküsü idi. Bu ülküye bel bağlayan genç kuşaklar ve düşüncede genç kalanlar için Atatürk’ü tamamlamamın yolu daima açıktır.

Ulusal planda olduğu kadar evrensel planda da uyandırdığı saygı süregelen Gazi Mustafa Kemal Paşa, 1934’ten bu yana da Atatürk adı, Türkiye Cumhuriyeti ile iç içedir. “Türk Devrimi” adı verilen tarihsel olay, Atatürk’ün önderliğinde ulusça başarılan ve gerçekleştirilen bir “kurtuluşlar dizisidir.

Ulusal Kurtuluş Savaşımızın tarihe armağan ettiği Mustafa Kemal çizgisi aradan yıllar geçtikçe yeni boyutlar kazanıyor. Çığır açıcı yanı, başkaldırdıkça güzel ürünlerini veren ulus gülleri gibi, dünyamızın çeşitli kesimlerinde tarihe yeni sayfalar ekliyor.

Böylece, Mustafa Kemal çizgisinin ”çıkış noktası” koşullar ne denli ağır olursa olsun, en büyük güçlerin ve yengilerin temsilcisi düşmana, onun işbirlikçilerine karşı bağımsızlığı elde etmek için başkaldırmadır.

(1)https://turkoloji.cu.edu.tr/ATATURK/arastirmalar/ataturk%27u_anlamak.pdf

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 30 77
2. Fenerbahçe 30 72
3. Samsunspor 31 51
4. Eyüpspor 31 50
5. Beşiktaş 30 49
6. Başakşehir 30 48
7. Trabzonspor 30 42
8. Gaziantep FK 30 42
9. Kasımpaşa 31 42
10. Göztepe 30 40
11. Konyaspor 31 40
12. Antalyaspor 30 40
13. Kayserispor 30 37
14. Rizespor 30 37
15. Bodrum FK 31 34
16. Alanyaspor 30 34
17. Sivasspor 31 31
18. Hatayspor 30 19
19. A.Demirspor 30 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 35 69
2. Karagümrük 35 60
3. Gençlerbirliği 35 59
4. Erzurumspor 35 58
5. Bandırmaspor 35 57
6. İstanbulspor 35 55
7. Amed Sportif 35 54
8. Iğdır FK 35 52
9. Esenler Erokspor 35 52
10. Boluspor 35 52
11. Keçiörengücü 35 51
12. Ahlatçı Çorum FK 35 51
13. Ümraniye 35 50
14. Pendikspor 35 45
15. Sakaryaspor 35 45
16. Manisa FK 35 41
17. Şanlıurfaspor 35 40
18. Ankaragücü 35 39
19. Adanaspor 35 30
20. Yeni Malatyaspor 35 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 33 79
2. Arsenal 33 66
3. Nottingham Forest 33 60
4. Newcastle 33 59
5. M.City 33 58
6. Chelsea 33 57
7. Aston Villa 33 57
8. Bournemouth 33 49
9. Fulham 33 48
10. Brighton 33 48
11. Brentford 33 46
12. Crystal Palace 33 44
13. Everton 33 38
14. M. United 33 38
15. Wolves 33 38
16. Tottenham 33 37
17. West Ham United 33 36
18. Ipswich Town 33 21
19. Leicester City 33 18
20. Southampton 33 11
Takımlar O P
1. Barcelona 32 73
2. Real Madrid 32 69
3. Atletico Madrid 32 63
4. Athletic Bilbao 32 57
5. Villarreal 31 52
6. Real Betis 32 51
7. Mallorca 32 44
8. Celta Vigo 32 43
9. Real Sociedad 32 42
10. Rayo Vallecano 32 41
11. Osasuna 32 41
12. Getafe 32 39
13. Espanyol 31 38
14. Valencia 32 38
15. Sevilla 32 37
16. Girona 32 34
17. Las Palmas 32 32
18. Deportivo Alaves 32 31
19. Leganes 32 29
20. Real Valladolid 32 16

Gelişmelerden Haberdar Olun

@