17.04.2021, 11:36

Bugün 17 Nisan

Sanki tiyatrodayız. Türü belli olmayan bir oyunun figüranları gibiyiz.

Başroldekilerin ise her biri siyasi…

Siyasi portreler…

Dram desen değil, trajedi değil, komedi desek, eh biraz… Yoksa fazla mı?

Bol bol cinayet olduğuna göre polisiye bir oyun demek olası…

Üçüncü sayfa haberleri cinayetten geçilmiyor zira…

Komiklikler öyle çok ki, komedi demek daha uygun sanki… Ama ağlatan sahneler de çok… İntiharlar, açlık -yoksulluk- iflaslar… boşanmalar… çözülme…

Ya skandallara ne dersiniz… Kim Kardashianınkiler halt etmiş bizimkilerin yanında.

***

Kolunda kim bilir kaç bin dolarlık saati,  şık elbisesi, eşi bulunmaz türünden kravatların sahibi bir siyasetçimiz, salt şov yapmak adına bir garibanın evinde iftar sofrasında. Sanırsınız ki hep yer sofrasında yemek yiyor…  

Ramazan ayı uğruna zorunlu bir iftar sofrası konukluğundan mıdır, hiç alışık olmadığı bir sofraya oturmasından mıdır bildiğimiz yok. Ne bir tebessüm ne de bir memnuniyet var yüzünde. Belki de rahatsız…

Ev sahibi dediğimiz kişiler, konuğuna en güzel yiyecekleri içecekleri ikram eder benim bildiğim… Ağırladığı kişi,  üstelik bir de vali, kaymakam, cumhurbaşkanı olursa evinde masası yoksa bile alır, ya da komşusundan emanet alır.

Ev, gariban bir işçinin evi gibi görünüyor ama ne hikmetse garibanın evinde koca koca siniler bulunuyor. Bir sini neyine yetmiyor ki dedirtecek kadar…

Ramazan ayındayız ya… Her zamanki gibi, şov yapma sezonu… İftar şovu! Eskiden çadırlarda verilen yemeklerde oluyordu bu iş, şimdi fakir/ yoksul evlerinde…

Yardımda bulunmayı, sadaka vermeyi, yiyecek içecek erzakı dağıtmayı marifet biliyor siyasiler… Yardıma muhtaç olmayan  bir toplum yaratmaya çalışsanıza!.

Patatese, soğana ve kömüre muhtaç etmesenize…

Emin Çölaşan, benden daha güzel anlatmış o sofrayı… (16 Nisan)

***

Yıllar önce sol cenahta siyaset yapanlarda görülen ve adına 'uvriyerizm' denilen bir solcu hastalığı vardı. Yıldırım Koç, buna 'İşçicilik' derdi.

İşçileri sürekli olarak yücelten, onların her attığı adımın doğru olduğunu kabullenen ve savunan bir tavra deniliyordu uvriyerizm.

İşçi hiç yanlış yapmaz mı sanki…

İtiraf edeyim, Muğla’da okuyorken ben de Maden- İş’li işçi arkadaşlara Yılmaz Güney’e olan hayranlığım derecesinde bakıyordum hep. Ortaokul ya da lise mezunu olan işçi kardeşlerim, şaka söylemiyorum, roman kahramanları gibiydi gözümde.

İşçileri gerektiğinde eleştirebilmeli de… Ne var ki bunda?

Gel de sen uvriyeriste anlat bunu… Gel de 1978’in Recai’sine anlat…

Yıldırım Koç bu duruma açıklık getiriyor: "Yarım imam insanı dinden, yarım doktor candan eder. Yarım solcu da solculuktan…"

Sağcı siyasetçilerde bu daha başka…

Samimiyetten öte bir niyet… Millete şirin görünme… Milleti kandırma…

Menderes’ten bu yana hep böyle…

Milletini çok seven bu siyasetçi tipinin milletim dediği insanları patatese, soğana ve kuru ekmeğe muhtaç etmesini umarım millet de bir gün benim gibi sorgulayacaktır.

Ortalık dilenci doldu. Akşam sabah dolandırılmalara karşı uyaran uyarana… Ülkeden kaçan kaçana…

Malatya’nın Yeşilyurt ilçesindeki belediye meclisi kararıyla yurtdışına gönderilenleri birkaç gündür yazıp duruyor gazeteler. AK Partili Belediye Başkanı Sabahattin Kaya’yı hele bir dinleyin…

Şaşarsınız…

Garibin sofrasına Tanrı misafiri gibi oturmak, önceden planlanmış. Besbelli!

Evinden onlarca koruma, onlarca araba, helikopter ve polis ordusuyla çıkıp işine giden siyasetçi, bir garibin sofrasında iftar açmakta… Halkçı Başkan edalarıyla…

Yıllardır protokol sofralarında yemek yiyen siyasetçi, garibin sofrasında eliyle yemek yiyor. Fotoğraf beni yanıltmıyorsa… Elle yemek mi yenir? İlkellik değil mi bu?

Halka bu şekilde mi örnek olunur?

Ramazan mübarek günde daha sahici/ daha samimi olmak gerekmez mi?

Yemekte muhabbet olmaz mı hiç?

Saray’da verilen yemeklerde hiç mi konuşmuyorlar?

Herkes susturulmuş gibi…

Geçelim…

***

Yolcularıyla birlikte düşen uçakta 250 kişi öldüğünde karalar bağlıyoruz.

Son günlerde ülkemizde ortalama her gün 300 kişi ölüyor. Trabzon Tabib Odası’na göre bu sayı daha da fazla… Lebalep kongrelerden sonra koronanın artacağını nasıl düşünemez bu siyasiler?

Kongrelere katılanlar kongrelerden sonra ölse de olur mu yoksa…

Cehaletin senfonisi gibi…

İşin Türkçesi şu ki, kongrelerden sonra Karadeniz’de büyük artış oldu korona vakalarında.

Bunu görmeyen/ bilmeyen de yok!

Hiç mi öngörü yoktur devleti yöneten diplomalı ve fakülte diploması olmayan siyasi kadrolarda?

Dünyada şu an bu konuda büyük bir derecemiz var. Zavallı durumundayız…

Resmi rakamlara göre her gün 300 civarında ölü ile…

Özetle…

Her gün uçak dolusu yurttaşımızı kaybediyoruz. Belki de üç uçak dolusu…

***

Adına ne dersiniz bilmem, Diyarbakır’da Vedat Demirtaş denen bir vatandaş, (AKP Diyarbakır Gençlik Kolları Eski Başkan Yardımcısı) Montrö bildirisine imza koyan emekli amiralleri tehdit ediyor. Sosyal medya paylaşımında kalaşnikof tüfeklerin yer aldığı bir fotoğrafı yayınlayıp altına "Emekli amiraller bekliyoruz" yazmış. Ve de eklemiş: "Hodri meydan, destanlar bizim işimiz!"

Destanlar, bu devirde benim bildiğim kalem ya da klavyeyle yazılıyor. Vedat Bey, anlaşılıyor ki destanı silahla yazanlardan…

Şurası kesin ki çok cesur biri… Cesareti nerden alıyor acaba?

Aracın içindeki diğer silahlar da 2 tabanca, 1 taarruz tüfeği, çok sayıda taarruz dürbünü…

Ormanda mı yaşıyoruz, dağ başında mı?

Daha başka…

Muhteşem Süleyman dizisinde entrikalarına tanık olduğumuz Hürrem Sultan vardı ya…

Hani, şu Meryem Uzerli’nin canlandırdığı karakter… Kanuni’nin eşi, Sultan İkinci Selim’in annesi olan Hürrem Sultan…

N’olmuş derseniz…

Süleymaniye Külliyesi’nde bulunan kabri başında bir anma töreni düzenleniyor. İl Turizm Ve Kültür Müdürü, İstanbul Üniversitesi Rektörü, İstanbul Müftüsü katılıyor bu anmaya. Sanki daha önce böylesi bir anma yapmışlar gibi…

"Tarihi şahsiyetleri vefat yıldönümlerinde anmaya özen gösteriyoruz" diyorlar.

Hürrem Sultan’ın tarihi şahsiyet olduğu konusunu sizlerin yorumuna bırakıyorum ve bir ilginç yaralama haberine geçiyorum.

Kahramanmaraş’ın Elbistan Belediye Meclisi’nde MHP’li Fevzi Ergin AKP’li belediye başkanını eleştirdi. Yumruklu kavga oldu. Ardından Elbistan Ülkü Ocakları Eski Başkanı Muhammet Kaya "Elbistan kimsenin arpalığı değildir" paylaşımı yaptı. Elbistan Ülkü Ocakları Başkanı Esat Kılınç da Kaya’yı arayarak mesajı silmesini istedi. Ardından her iki kişi buluştu. Kılınç, Kaya’yı iki el ateş ederek yaraladı. Biri tutuklu, diğeri hastanede…

Cumhur İttifakı birbirine giriyor.

İdeolojik mi ticari mi?

Danyal Topatanlı, Turgut Özataylı, Ahmet Tarık Tekçeli avantür film çekiyoruz gibi…

Ankara’nın Çankaya’sında bir avukat, ofisinin balkonuna "128 milyar dolar nerede?" afişi asıyor. Polis, afişin kaldırılması için avukatı uyarıyor. Avukat, "Balkon benim, ister çamaşır asarım istersem pankart!" diyor. Polis, merkezin "Çıkın gelin" demesi üzerine ayrılıp gidiyor.

Çetin Altan, "Enseyi karatmayın" derdi hep. Evet, enseyi karartmayalım… İyi şeyler de olmuyor değil… Avukat Gonca Aytaş’lara sevgiler!

Bir başka cesur yürek örneği…

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal…

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın karşısında bulunan Meclis’teki ofisinin penceresine "128 milyar dolar nerede?" afişini asıyor.

Trajedi mi dersiniz komedi mi bilmem…

Merkez Bankası’nın yeni başkanı ile Fahrettin Altun 128 milyar doların yerinde olduğunu açıkladılar. Paranın yerinde durduğunu söylediler. Afiş asanları ise vatan haini ilan etmedikleri kaldı.

Sesim çok çıksa diyeceğim ki, "Yahu, Cumhurbaşkanı 128 milyar doların pandemide kullanıldığını söyledi bir ay kadar önce. Siz ise paranın yerinde durduğunu söylüyorsunuz."

Yeni MB Başkanı ile iletişimden sorumlu kişi, kafakarıştırıcılıktan sorumlu başkan yardımcısı mıdır da milletin kafasını karıştırmaya çalışıyorlar, bilelim…

Yoksa Cumhurbaşkanımızın altını mı oyuyor bu ikili?

Allah aşkına şu işin doğrusunu söyleyiverin gari, kabak tadı verdi bu 128…

N’olcek sanki doğruyu söyleyiverseniz…

***

17 Nisan 1940’ta kurulan 27 Ocak 1954’te kapatılan Köy Enstitüleri yaşasaydı Sofokles tarafından yazılan tek perdelik tragedya olan Antigone’u izleyecektik. İzledikçe de kul değil yurttaş olduğumuzu düşünecektik hep. Keyfiliğe itiraz edecektik toplum olarak…

Çetin Tekindor, Haldun Dormen, Yıldız Kenter, Genco Erkal oyunlarını izleyecek, öğrenecek-eğlenecektik. Kâh gülerek kâh düşünerek…

Shakespeare/ Gogol, Dostoyevski, Goethe, Balzac, Nabizade Nazım, Namık Kemal, Şirazlı Sadi, Cervantes vb ile insanlık ailesini tanıyacaktık.

Aryalarla, sonelerle, türkülerle, deyişlerle ince zevklerin sahibi olacaktık.

Yaratılış, Saka, Oğuz Kağan, Alp Er Tunga, Gılgamış, Şehname, Kalavela, Nibelungen, İgor, Şinto, Ramayana, Odysseia destanlarıyla dünya halklarını tanıyıp ulusal- evrensel değerleri soluyacaktık.

Köy Enstitülerini kapatarak aydınlanmanın önünü kestiler. Ağalarla, ağababalarla, Amerikancılarla…

17 bin köy okulunu kapatan, köyleri öğretmensiz bırakan siyasileri gözümün önüne getirdikçe hep Victor Hugo’nun o unutulmaz sözünü anımsıyorum:

"Her kasabada ışık saçan bir öğretmen ve bu ışığı söndürmeye çalışan bir papaz vardır."

Bugün 17 Nisan…

Köy Enstitülerini ne unuttuk ne de unutturacağız!

SON SÖZ

Salihli’de ortaokulda okurken müzik dersimize giren Köy Enstitülü- Yazar İlyas Kalay öğretmenime ve aynı yıllarda el-işi ve ticaret derslerimize giren İbrahim Çiçek öğretmenime sevgi ve saygılarımla…

Biri 96, diğeri 94’ünde olan değerli öğretmenlerimin ikisi de hâlâ yazmakta, anılarını anlatmakta, söyleşilerde konuşmakta…

Dağda bayırda inek güderken çantasında soğan ekmeğiyle Antigone’u bulunduran köy çocuklarıydı onlar. Ölümden korkmayacak kadar yaşlı, kavgayı sevecek kadar genç ruhlular…

Ne mutlu ki bana, onların öğrencisi oldum.

Yorumlar (1)
Hıdır Işık 4 yıl önce
Yüreğine kalemine sağlık, değerli öğretmenim, başka nasıl anlatılabilirki. Her köye ve mahalleye bir okul projesinden vaz geçenler şimdi oturup düşünmeli, okul yerine bir milyoner oluşturup köylüyü şehirlere taşıyanlar yoksulluğun artmasına sebep oldular. Sevgili öğretmenim. Saygılar.
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 23 63
2. Fenerbahçe 23 57
3. Samsunspor 23 46
4. Eyüpspor 23 40
5. Beşiktaş 22 38
6. Göztepe 22 35
7. Başakşehir 23 33
8. Kasımpaşa 23 31
9. Trabzonspor 22 29
10. Gaziantep FK 22 29
11. Alanyaspor 23 28
12. Rizespor 23 27
13. Antalyaspor 23 27
14. Konyaspor 23 24
15. Sivasspor 23 23
16. Kayserispor 22 21
17. Bodrum FK 23 20
18. Hatayspor 23 13
19. A.Demirspor 23 3
Takımlar O P
1. Kocaelispor 25 54
2. Karagümrük 25 46
3. Erzurumspor 25 43
4. Gençlerbirliği 25 43
5. Bandırmaspor 25 40
6. Ahlatçı Çorum FK 25 38
7. Keçiörengücü 25 37
8. İstanbulspor 25 36
9. Ümraniye 25 36
10. Pendikspor 25 36
11. Amed Sportif 25 35
12. Boluspor 25 34
13. Esenler Erokspor 25 34
14. Sakaryaspor 25 34
15. Manisa FK 25 33
16. Igdir FK 25 32
17. Ankaragücü 25 31
18. Şanlıurfaspor 25 29
19. Adanaspor 25 20
20. Yeni Malatyaspor 25 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 25 60
2. Arsenal 25 53
3. Nottingham Forest 25 47
4. M.City 25 44
5. Bournemouth 25 43
6. Chelsea 25 43
7. Newcastle 25 41
8. Fulham 25 39
9. Aston Villa 25 38
10. Brighton 25 37
11. Brentford 25 34
12. Tottenham 25 30
13. Crystal Palace 25 30
14. Everton 25 30
15. M. United 25 29
16. West Ham United 25 27
17. Wolves 25 19
18. Ipswich Town 25 17
19. Leicester City 25 17
20. Southampton 25 9
Takımlar O P
1. Barcelona 24 51
2. Real Madrid 24 51
3. Atletico Madrid 24 50
4. Athletic Bilbao 24 45
5. Villarreal 24 41
6. Rayo Vallecano 24 35
7. Mallorca 24 34
8. Real Betis 24 32
9. Osasuna 24 32
10. Girona 24 31
11. Real Sociedad 24 31
12. Sevilla 24 31
13. Getafe 24 30
14. Celta Vigo 24 29
15. Espanyol 24 24
16. Leganes 24 24
17. Las Palmas 24 23
18. Valencia 24 23
19. Deportivo Alaves 24 22
20. Real Valladolid 24 15

Gelişmelerden Haberdar Olun

@