BURÇEP; "Maden ekolojik yıkıma neden olacak"
Nurol Holding bünyesindeki TÜMAD Şirketi’ne ait İvrindi Altın Madeni İşletmesi’ne çevreciler çok tepkili.
Burhaniye Çevre Platformu (BURÇEP) temsilcileri, maden tesisinin yörede ekolojik yıkıma neden olacağını öne sürdü. BURÇEP sözcülerinden avukat Filiz Sonsuz, yasal düzenlemeyle “çevreye karşı işlenen suçların tasarlayarak cinayete teşebbüs” niteliğinde cezaya tabi olmasını istedi.
Süleyman Eryılmaz, şirketin hem Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan, hem de Türk bankalarından kredi aldığını açıkladı. Kredi veren kuruluşlar arasında Ziraat Bankası’nın da bulunduğunu belirten Eryılmaz, “Varlık amacı tarımı, hayvancılığı, çiftçiyi desteklemek olan Ziraat Bankası, ziraat düşmanı maden şirketine kredi veriyor” dedi.
ÖZEL HABER : GÖKMEN ULU
“ZİRAAT BANKASI ZİRAAT DÜŞMANINA KREDİ VERDİ”
Burhaniye Çevre Platformu Yürütme Kurulu Üyesi Süleyman Eryılmaz, TÜMAD Şirketi’nin, İvrindi Altın Madeni İşletmesi için bankalardan kredi alarak faaliyete geçtiğini anlattı. 75.3 ton altın çıkaracağını beyan eden şirketin Türk bankalarına 200 milyon Lira kredi başvurusu yaptığını açıklayan Eryılmaz, “Bunlar arasında Ziraat Bankası da var. Düşünebiliyor musunuz; kuruluş ve varlık amacı tarımı desteklemek olan Ziraat Bankası, çiftçimiz yerine, ziraati bitirecek madencilere kredi veriyor. Ziraat Bankası, ziraat düşmanına nasıl kredi veriyor” dedi.
AVRUPA KALKINMA BANKASI’NDAN NASIL KREDİ ALDI
Eryılmaz, şirketin Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’na da 70 milyon Euro kredi başvurusunda bulunduğunu açıkladı. Eryılmaz, 5 Mayıs 2010 yılında Avrupa Parlamentosu’nun AB sınırları içinde siyanürle altın üretiminin yasaklanması kararına atıf yaptı. Eryılmaz, “Su havzalarıyla ilgili olarak alınan kararda, Avrupa Birliği üyeleri hem kendi ülkelerinde, hem de başka ülkelerde siyanür yöntemiyle faaliyet gösterecek maden işletmelerine para ve destek veremez diye yazıyor. Buna rağmen Avrupa Kalkınma Bankası TÜMAD Şirketi’ne kredi verdi. Bu nasıl oldu? Şirket, Avrupa Kalkınma Bankası’na başka, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başka rapor verdi. İki rapor arasında çelişkili bilgiler var. Örneğin; kullanacakları su miktarını, açacakları kuyu sayısını iki raporda farklı yazmışlar ” dedi.
RAPORU HAZIRLAYAN FİRMA KEFİL OLMADI
BURÇEP sözcülerinden Avukat Filiz Sonsuz, ÇED sürecinde TÜMAD Şirketi için Golder adlı firma tarafından hazırlanan rapora dikkat çekti. Sonsuz, “Bu tür raporlar, bağımsız bilim insanlarının sahadan aldığı verilere dayandırılarak objektif biçimde hazırlanmalıdır. Golder’in işvereni TÜMAD Şirketi. Golder’in baz aldığı veriler TÜMAD’ın verdiği bilgiler. Bu raporun objektif, sağlıklı ve güvenilir olduğundan söz edilemez” dedi. Bu duruma rağmen Golder’in ihtiyatlı davrandığını belirten Sonsuz, “Raporu hazırlayan firma en başta ‘Bu rapor, mevcut ÇED Raporu ve Golder'e yatırımcı tarafından verilen bilgilere dayanılarak hazırlanmıştır. Golder, bu durum inceleme süreci boyunca üçüncü taraflar tarafından sağlanan bilgilerin doğruluğunu teyit edemez” demektedir” bilgisini verdi.
“ÇEVRE KATLİAMI TASARLAYARAK CİNAYET SUÇU OLMALI”
Avukat Filiz Sonsuz ayrıca, doğa katliamına neden olan madenlere çok ciddi yaptırımlar getirilmesini istedi. Sonsuz, “Kesilen her bir ağacın hesabı sorulmalı. Çevreye karşı işlenen suçlar, tasarlayarak ve bilerek cinayete teşebbüs niteliğinde cezaya tabi olmalı. Madenciler doğayı mahvediyor, halk sağlığını tehdit ediyor, birçok insanın ağır hasta olmasına ve ölümüne yol açıyor” diye konuştu.
MADEN EKOLOJİK YIKIMA NEDEN OLUYOR
Emekli din kültürü öğretmeni ve BURÇEP Yürütme Kurulu Üyesi Eşref Dağ da ”Burası doğal güzellikleriyle hayran bırakan bir yöredir. Bölgede sertifikalı organik tarım yapılan tek yerdir. Siyanür ve ağır metaller tozlanmayla buharlaşmayla atmosfere ve oradan çevreye karışacak. Bölge birinci derece deprem kuşağında. Siyanür ve ağır metal atık havuzu depremde çatladığı zaman çevreye ölümcül zehir yayılacak. Maden işletmesi Düdüklü Pınarı’nın tam tepesinde yer alıyor. Hem tarımsal sulamada, hem içme suyu olarak kullanılan kaynaklar büyük tehlike altında. Maden ekolojik yıkıma neden oluyor” dedi.
Avrupa Birliği'nde siyanür madencilik teknolojilerinin kullanımının genel yasağına ilişkin 5 Mayıs 2010 tarihli Avrupa Parlamentosu Kararı
Avru pa Parlamentosu, Avrupa Birliği'nin İşleyişine İlişkin Antlaşmanın 191. Maddesini dikkate alarak,
-Rio de Janeiro’da Haziran 1992'de kabul edilen Çevre ve Kalkınma Rio Deklarasyonu ve Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesinde düzenlenen ihtiyatlılık ilkesini gözönüne alarak,
-23 Ekim 2000 Avrupa Parlamentosu ve Konseyi’nin su politikası alanında Topluluk eylemi için bir çerçeve (‘Su Çerçeve Yönergesi’) oluşturan 2000/60/EC Direktifinin çevresel hedeflerini dikkate alarak,
-15 Mart 2006 Avrupa Parlamentosu ve Konseyi’nin siyanürün madencilik alanında kullanımını dikkate alan ve aynı zamanda izin verilen maksimum siyanür düzeylerini açıklayan endüstriyel atık yönetimi konusunda 2006/21/EC Direktifini gözeterek,
-16 Aralık 2003 Avrupa Parlamentosu ve Konseyi'nin “[...] madencilikte belirli depolama ve işleme faaliyetleri [...]son derece ciddi sonuçlar üretme potansiyeline sahiptir” ibaresinin geçtiği tehlikeli maddeler içeren majör kaza tehlikelerinin kontrolü üzerine
96/82/EC (Seveso II) Konsey Direktifini değiştiren 2003/105/EC Direktifini dikkate alarak,
-21 Nisan 2004 Avrupa Parlamentosu ve Konseyi’nin çevresel yükümlülük üzerine 2004/35/EC Direktifine dayanarak belirli koşulların sağlandığının gösterilebildiği durumlarda üye devletlerin işletmecilerini çevresel hasarların masraflarından bağışık tutabileceklerini dikkate alarak,
- İspanyol, Belçika ve Macar Başkanlıklarının 18 aylık programı ve onun su politikası, biyoçeşitlilik üzerine önceliklerini dikkate alarak,
- 2000 yılında Maden Kanunu No 44/1988’te yapılan bir değişiklik yoluyla siyanür teknolojileri genel yasağı ile ilgili Çek Cumhuriyeti tarafından alınan önlemleri; Macaristan sınırları dâhilinde siyanürlü madencilik teknolojilerine yasak getiren Macar Maden Kanunu 48 /1993’te 2009 yılında yapılan değişikliği ve Almanya’da 2002 yılında geçirilen siyanür liçiyle yapılan madenciliği yasaklayan kararnameyi gözeterek,
-115 (5) Kuralını kendi Prosedür Kuralları olarak tanıyarak,
A. Birleşmiş Milletler’in 2010’u Uluslararası Biyoçeşitlilik Yılı ilan ederek dünyayı yeryüzünde yaşamın çeşitliliğini korumak için harekete geçmeye davet etmesine dayanarak,
B. Altın madencilik sanayinde kullanılan çok zehirli bir kimyasal olan siyanürün, Su Çerçeve Yönergesi Ek VIII altında ana kirletici olarak nitelenmesine ve böylece insan sağlığı, çevre ve dolayısıyla biyoçeşitlilik üzerinde felaket boyutunda geri dönülmez bir etkisinin olabileceğine dayanarak,
C. 25 Mayıs 2007 Prag’da (Çek Cumhuriyeti) toplanan 14. Buluşmada Visegrad Grubu Ülkelerinin (Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya ve Slovakya) Çevre Bakanlarının sürdürülebilir bir madencilik üzerine düzenledikleri Ortak Pozisyon Toplantısında, bölgedeki potansiyel sınır ötesi sonuçları ile önemli çevresel tehlikeler taşıyan mevkilerdeki madencilik faaliyetlerinde kullanılan ve kullanılması planlanan tehlikeli teknolojilerle ilgili dile getirdikleri kaygılara dayanarak,
D. Siyanürün Su Çerçeve Yönergesi kapsamında öncelikli tehlikeli madde ilan edilmesinin yanında, Tuna Nehri'nin Koruma ve Sürdürülebilir Kullanımı için İşbirliği Sofya Sözleşmesi çerçevesinde, Taraflarca ilgili tehlikeli madde olarak da nitelendirildiğine dayanarak,
E. En kötüsünün 10 yıl önce, bir altın madeni rezervuarından siyanürle kirlenmiş 100,000 metreküpten fazla suyun Tisza-Tuna Nehri sistemine salınmasıyla Orta Avrupa tarihinin o zamanki en büyük ekolojik felaketine yol açtığı, Dünya ölçeğinde son 25 yılda 30'dan fazla majör siyanür dökülme kazalarının meydana gelmiş olmasına ve İklim Değişikliği Üzerine Hükümetler Arası Panelin Dördüncü Değerlendirme Raporu’nda yansıtıldığı üzere, ağır ve sık yağış olayları yanında, özellikle aşırı hava koşullarının giderek artan sıklığı da hesaba katıldığında, bu türden kazaların bir daha yinelenmeyeceğinin gerçek bir güvencesinin olmadığına dayanarak,
F. Bazı AB üyesi ülkelerin, hâlâ, insanların yoğun yaşadığı bölgelerde, insan sağlığına ve çevreye daha fazla potansiyel tehdit oluşturabilecek siyanürlü teknolojileri kullanarak büyük ölçekli açık-döküm yeni altın madeni projelerini düşünüyor olmalarına dayanarak,
G. Su Çerçeve Direktifi altında Üye Devletlerin su kaynaklarının ‘iyi statü'sünü korumak ve tehlikeli maddeler ile kirlenmesini önlemek zorunda olmalarına; ancak, iyi statünün de siyanürlü maden teknolojileri kullanan komşu ülkelerde bulunan nehir havzalarındaki su kalitesine bağlı olduğuna dayanarak,
H.Siyanürlü kazaların sınır ötesi etkileri, özellikle büyük akarsu havzaları ve yeraltı kaynaklarının kirlenmesi konusunda, siyanür madenciliğinin yarattığı ciddi çevresel tehdidin bir AB yaklaşımını gerektirdiğine dayanarak,
I. ihtiyati kurallar ve uygun mali teminatın hala eksik ve mevcut mevzuatın siyanür madenciliği üzerine uygulanmasının aynı zamanda her bir Üye Devletin yürütme organlarının becerisine bağlı olduğuna ve böylece insan ihmalinin bir kazaya yol açmasının sadece bir zaman meselesi olduğuna dayanarak,
J. Madencilik Atık Direktifinin bazı Üye Devletlerde henüz tam olarak uygulanmadığına dayanarak,
K. Siyanürlü madencilik yalnızca sekiz-16 yıl boyunca ve oldukça az sayıda istihdam yaratır; oysa maliyeti genellikle kaybolan veya iflasa giden sorumlu işletme şirketleri tarafından değil ama devlet, yani vergi mükellefleri tarafından karşılanan ekolojik hasar büyük sınır ötesi riske yol açarken,
L. İşletmeci şirketlerin gelecekteki bir kaza veya arıza durumunda doğacak maliyetleri kapsayacak uzun vadeli sigortalarının olmadığına dayanarak,
M. İki gram altın üretmek için bir ton düşük tenörlü cevherin işlenmesinin zorunlu olduğu ve nihayetinde ardında altının %25-50’sinin kaldığı büyük atık dağları bırakmasına ek olarak büyük ölçekli siyanür madencilik projelerinin kullandığı birkaç milyon kilogram sodyum siyanürün bir arıza durumunda depolama ve nakliyesinin kendisinin de potansiyel felaket sonuçlar taşıdığına dayanarak,
N. Siyanürlü madenciliğe, siyanür tabanlı teknolojilerin yerini alabilecek seçeneklerin olduğuna dayanarak,
O. Avrupa'da sürmekte olan siyanür madencilik projelerine karşı, sadece bireysel vatandaşları, yerel topluluklar ve (NGO) sivil toplum örgütlerini değil, aynı zamanda devlet kuruluşlarını, hükümetleri ve siyasileri de kapsayan güçlü halk protestolarının organize ediliyor olmasına dayanarak,
1. Su Çerçeve Yönergesi kapsamında AB hedeflerine uyumun, yani su kaynakları için iyi kimyasal statünün elde edilmesi, su kaynaklarının ve biyolojik çeşitliliğin korunmasının, sadece siyanür madencilik teknolojisinin yasaklanarak sağlanabileceğini düşünür;
2. Su kaynaklarımızı ve ekosistemlerimizi madencilik faaliyetlerinden kaynaklanan siyanür kirliliğine karşı korumanın tek güvenli yolu olduğu için, 2011 sonuna kadar Avrupa Birliği’de siyanür madencilik teknolojilerinin kullanımının tamamen yasaklanmasını önermek ve aynı zamanda rutin bir etki değerlendirmesi yapması için Komisyona çağrıda bulunur;
3. AB ve BM içinde ilgili inisiyatiflere dikkat çeker ve daha güvenli – özellikle de siyanürsüz - madencilik alternatiflerinin geliştirilmesi ve uygulanmasını hararetle teşvik eder;
4. Genel yasak uygulanıncaya kadar, siyanür teknolojileri içeren herhangi bir madencilik projesini, ne AB içinde ne de üçüncü ülkelerde, doğrudan ya da dolaylı olarak, desteklememesi için Komisyona ve Üye Devletlere çağrıda bulunur;
5. Siyanürlü madenciliğin yasaklandığı alanlarda alternatif yeşil sanayi, yenilenebilir enerji ve turizme sağlanan uygun mali desteklerle, sanayi reorganizasyonunu teşvik etmek için Komisyona çağrıda bulunur;
5. Mevcut endüstriyel atık yönetimi mevzuatında, bir kaza veya arıza durumunda, özgün ekolojik ve kimyasal durumun geri kazandırılmasında doğabilecek hasarın tazmini ve telafi edici maliyetleri karşılayacak bir sigorta yaptırmasını her işletmeci şirketten talep eden bir değişiklik önermesi için Komisyona çağrıda bulunur;
6. Başkanını bu kararı Konsey, Komisyon ve parlamentolar ve Üye Devletlerin hükümetlerine iletmesi için görevlendirir.
Not: Orijinal metinde de 5. Maddeden sonra 6 ile devam etmesi gerekirken bir sonraki karar yine 5 ile devam etmiş, çeviride orijinale uyulmuştur.
Bergama İl Olmalı mı?
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Galatasaray | 12 | 34 |
2. Fenerbahçe | 12 | 29 |
3. Samsunspor | 13 | 26 |
4. Eyüpspor | 13 | 22 |
5. Göztepe | 12 | 21 |
6. Beşiktaş | 12 | 21 |
7. Sivasspor | 13 | 18 |
8. Başakşehir | 12 | 16 |
9. Rizespor | 12 | 16 |
10. Trabzonspor | 12 | 15 |
11. Gaziantep FK | 12 | 15 |
12. Kasımpasa | 13 | 15 |
13. Konyaspor | 13 | 15 |
14. Antalyaspor | 12 | 14 |
15. Kayserispor | 12 | 12 |
16. Alanyaspor | 12 | 11 |
17. Bodrumspor | 13 | 11 |
18. Hatayspor | 12 | 7 |
19. A.Demirspor | 12 | 2 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Kocaelispor | 13 | 26 |
2. Bandırmaspor | 13 | 25 |
3. Karagümrük | 13 | 24 |
4. Erzurumspor | 13 | 22 |
5. Igdir FK | 13 | 22 |
6. Boluspor | 13 | 21 |
7. Ahlatçı Çorum FK | 13 | 20 |
8. Ankaragücü | 13 | 19 |
9. Esenler Erokspor | 13 | 18 |
10. Keçiörengücü | 13 | 18 |
11. Şanlıurfaspor | 13 | 18 |
12. Ümraniye | 13 | 18 |
13. Gençlerbirliği | 13 | 18 |
14. Pendikspor | 13 | 18 |
15. İstanbulspor | 13 | 17 |
16. Manisa FK | 13 | 17 |
17. Amed Sportif | 13 | 15 |
18. Sakaryaspor | 13 | 14 |
19. Adanaspor | 13 | 8 |
20. Yeni Malatyaspor | 13 | -3 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Liverpool | 12 | 31 |
2. M.City | 12 | 23 |
3. Chelsea | 12 | 22 |
4. Arsenal | 12 | 22 |
5. Brighton | 12 | 22 |
6. Tottenham | 12 | 19 |
7. Nottingham Forest | 12 | 19 |
8. Aston Villa | 12 | 19 |
9. Fulham | 12 | 18 |
10. Newcastle | 12 | 18 |
11. Brentford | 12 | 17 |
12. M. United | 12 | 16 |
13. Bournemouth | 12 | 15 |
14. West Ham United | 12 | 15 |
15. Everton | 12 | 11 |
16. Leicester City | 12 | 10 |
17. Wolves | 12 | 9 |
18. Ipswich Town | 12 | 9 |
19. Crystal Palace | 12 | 8 |
20. Southampton | 12 | 4 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Barcelona | 14 | 34 |
2. Real Madrid | 13 | 30 |
3. Atletico Madrid | 14 | 29 |
4. Villarreal | 13 | 25 |
5. Athletic Bilbao | 14 | 23 |
6. Osasuna | 14 | 22 |
7. Girona | 14 | 21 |
8. Mallorca | 14 | 21 |
9. Real Betis | 14 | 20 |
10. Real Sociedad | 14 | 18 |
11. Celta Vigo | 14 | 18 |
12. Sevilla | 14 | 18 |
13. Rayo Vallecano | 13 | 16 |
14. Leganes | 14 | 14 |
15. Getafe | 14 | 13 |
16. Deportivo Alaves | 14 | 13 |
17. Las Palmas | 14 | 12 |
18. Valencia | 12 | 10 |
19. Espanyol | 13 | 10 |
20. Real Valladolid | 14 | 9 |