07.03.2022, 09:40

Chomsky - Rızanın İmalatı, NATO ve Türkiye

Sağcılara göre Türkiye solu, şu anda başarısız bir sınavın içerisinde. "Putin’i yeterince eleştirmiyorsunuz, Putin’i kınamamak için taklalar atıyorsunuz" diyorlar. Sosyalist partilere ait ve gayet de Putin’i eleştiren, onu bir emperyalist ve şovenist ilan eden bildiriler yüzlerine vurulduğunda da "iki tarafa, NATO ve Ukrayna ile Putin’e eşit derecede eğilmiyorsunuz. Önceliğinizin Putin olması gerekmesine rağmen öncelikli hedefiniz NATO. Yani aslında gizli Putincisiniz" diyorlar.

Başından Maraş, Malatya, Çorum, Balgat, 16 Mart, Bahçelievler, Kanlı Pazar, Kanlı 1 Mayıs gibi olaylar geçmiş bir solcu gelenekten NATO’yu paşa paşa kabul etmelerini, eleştirilerinin dışında tutmalarını bekleyecek kadar körler. Son zamanlarda ekranlarda kontrgerillanın varlığını inkar eden profesörler, NATO’nun uyuşturucuyla da savaştığını söyleyen siyaset bilimciler görüyoruz. Bu körlüğe karşı verilebilecek fazla cevap yok. Bu körlüğün kaynağında yatan, onlara bu iddiaları bile ortaya atacak cesareti veren şey ise sorgulanamaz kabul ettikleri bazı yargılar.

Medyada bu yargılardan birisi ön plana çıkıyor; NATO’nun istendiği gibi girilen, istendiği gibi çıkılan, bu kararın demokrasiyle verildiği, ülkeleri terörden ve diğer tehlikelerden koruyan bir "savunma" paktı olduğu yalanı.

Nedir Rızanın İmalatı?

"Ülkeler NATO’ya giriş çıkış kararlarını kendileri verirler" diyorlar NATO’yu savunmaya çalışan çevreler. Bu sözün altında, kitlelerin verdikleri kararı sorgulanamaz kabul eden bir popülizmin yatıp yatmadığını tartışmayacağız. Öyle olsa bile düşündürücü aksi örnekler vardır. Portekiz, NATO’ya Salazar diktatörlüğü altında girmişti. NATO’nun kuruluşu sürecinde kurucu ülkelerden ABD’nin o yıllardaki senatörlerinden biri, adı bugün baskıcılığın eşanlamlısı olarak kullanılan McCarthy’dir. Türkiye, NATO’ya girebilmek için, tarihin en büyük sivil katliamlarından birinin yaşandığı bir savaşa, referandum falan olmaksızın bu katliamı gerçekleştirenlerin saflarında girmek zorunda kalmıştır. Bazı tahminlere göre Kore Savaşı’nda, 1950’den 1953’e kadar süren bombardımanlarda Kore halkının %20’si ölmüştür(1).

Yine de biz bu yazıda daha farklı bir konuya parmak basacağız ki o da şudur; bazen kendi hür irademizle aldığımızı zannettiğimiz kararlar, aslında kendi hür irademizle aldığımız kararlar değildir. Eğitimin, medyanın, geleneklerin etkisi altında aldığımız kararlardır. Doğrudan veya dolaylı olarak bu sonuca çıkan farklı teoriler vardır. İletişim ve medya alanlarının şöhretli okulu olan Annenberg Okulu’nun eski dekanı Gerbner’in "ekme kuramı"’na göre medyaya maruz kalma süremiz arttıkça medyanın gerçekleri, zihnimize bir tohum gibi ekilir. Bu uzun sürede olur, ve zannettiğimizden çok daha derin bir etkidir. Baudrillard’ın simülasyon teorisine göre Batı, toplumlarını kontrol altında tutmak için bir simülasyon üretmiştir ve insanlarını bu simülasyona hapsetmiştir. Körfez savaşını örnek olarak gösterir Baudrillard. Savaş, eşzamanlı olarak CNN tarafından yayınlanırken, ekran ve dolayısıyla bizim için yaratılan simülasyon, gerçekliğimizin yerini almıştı.

Chomsky ve Herman, aynı adı taşıyan kitaplarında "Rızanın İmalatı" ismini verdikleri, benzer bir olguya dikkat çekerler. Peki; Türkiye’nin NATO rızası, nasıl imal edilmişti?

Türkiye'yi NATO'ya Razı Etme Süreci

Yıllarca NATO’ya girişimizin tek nedeninin, Stalin’in Türkiye’den toprak talebi olduğu anlatıldı. Bundan beş yıl önce, tarihçi Behlül Özkan, bu iddiaya kuşkuyla yaklaştı. Makalesine göre Stalin’in toprak talebi, Türkiye’nin SSCB’yle dostluğunun devam edebilmesi talebine karşın, sovyetlerin öne sürdüğü bir koşuldu. 19 Mart 1945’te Sovyet dışişleri bakanı Molotov Ankara’ya, 1925 yılından beri yürürlükte olan Türk-Sovyet Dostluk Anlaşması’nın tek taraflı olarak feshedildiğini iletmişti. Anlaşmanın devam etmesi için maddelerin gözden geçirilmesi gerekiyordu. Türkiye ise dış ilişkilerinde SSCB gibi bir dostu kaybetmek istemiyordu. Anlaşmanın devamı için gerekli koşulların konuşulması adına büyükelçi Sarper ve Molotov bir araya geldiğinde Molotov, anlaşmanın devamı için Rusya’nın Kars’ı ve Ardahan’ı talep ettiğini iletti. Özkan’a göre bu talep, bir tehdit değildi. Nitekim bizim bir isteğimiz karşılığında öne sürülmüştü ve gayet Sovyet dostluğundan feragat ederek bu talepleri reddedip, yolumuza devam etme şansımız vardı. Böyle de yaptık.

Yine Özkan’ın yaptığı alıntılarda İsmet İnönü’nün, Stalin’in talepleri karşısında "O kadar vahim bir vaziyet olmadığını" söylediği, talepler karşısında "tehdit" değil, "teklif" kelimesini kullandığı görülüyor. Fevzi Çakmak da aynı şekilde "telaşa lüzum olmadığını", Celal Bayar ise Türkiye ve SSCB arasında "bir dava mevzuu kalmadığını" yineliyor(2).

NATO’ya Gerçek Giriş Sebebimiz

NATO’ya gerçek giriş sebebimiz ise emperyalist bloğun bir parçası olma çabamızdı. Bu çaba, ilk kez CHP’nin ABD’yle yakınlaşma sürecinde Nihat Erim tarafından söylenmiş, ardından Demokrat Parti’nin diline pelesenk olmuş "Türkiye, küçük Amerika’ya dönüşecek" söyleminde vücut bulur(3). Turgut Özal, ileride  bu imkandan faydalanarak Körfez Savaşı’nda NATO’nun yanında yer alıp "bir koyup üç almayı" deneyecekti, başaramadı.

Biz yine de Stalin'in taleplerini bir etken olarak düşünüyoruz ve şu sonuca varıyoruz; Türkiye halkına NATO'ya girmemizi sağlayan etkenlerden yalnızca birinden haberdarız. Diğer etkenlerin ve yüksek siyasetle sermaye sınıfının amaçlarının NATO'ya girişimizi nasıl etkilediği ise nadiren konuşulur. İşte Türkiye'de NATO rızası böyle imal edildi.

-------------

1. https://www.wilsoncenter.org/article/new-evidence-north-korean-war-losses#:~:text=WASHINGTON%2C%20D.C.%20%2D%20A%20North%20Korean,Korean%20War%20of%201950%2D53.

2. https://behlulozkan.com/wp-content/uploads/1945-SSCB-MAKALES%C4%B0.pdf

3. https://www.malumatfurus.org/turkiye-kucuk-amerika-olacak-sozu/

Yorumlar (1)
Ömer Devrim Karatop 3 yıl önce
Devamını oku
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 29 74
2. Fenerbahçe 29 71
3. Samsunspor 30 51
4. Beşiktaş 29 48
5. Eyüpspor 29 47
6. Başakşehir 29 45
7. Gaziantep FK 29 42
8. Antalyaspor 30 40
9. Trabzonspor 29 39
10. Göztepe 29 39
11. Kasımpaşa 30 39
12. Konyaspor 30 37
13. Kayserispor 29 36
14. Bodrum FK 30 34
15. Rizespor 29 34
16. Sivasspor 30 31
17. Alanyaspor 29 31
18. Hatayspor 29 19
19. A.Demirspor 28 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 33 66
2. Karagümrük 34 60
3. Gençlerbirliği 34 58
4. Bandırmaspor 34 56
5. Erzurumspor 33 55
6. İstanbulspor 34 52
7. Keçiörengücü 34 51
8. Ahlatçı Çorum FK 34 51
9. Amed Sportif 34 51
10. Boluspor 34 49
11. Iğdır FK 34 49
12. Esenler Erokspor 33 48
13. Ümraniye 33 47
14. Pendikspor 34 45
15. Sakaryaspor 34 45
16. Ankaragücü 34 39
17. Manisa FK 34 38
18. Şanlıurfaspor 34 37
19. Adanaspor 33 27
20. Yeni Malatyaspor 33 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 32 76
2. Arsenal 32 63
3. Nottingham Forest 32 57
4. Newcastle 31 56
5. M.City 32 55
6. Chelsea 32 54
7. Aston Villa 32 54
8. Fulham 31 48
9. Brighton 32 48
10. Bournemouth 31 45
11. Brentford 32 43
12. Crystal Palace 31 43
13. Everton 32 38
14. M. United 32 38
15. Tottenham 32 37
16. Wolves 32 35
17. West Ham United 32 35
18. Ipswich Town 32 21
19. Leicester City 32 18
20. Southampton 32 10
Takımlar O P
1. Barcelona 31 70
2. Real Madrid 31 66
3. Atletico Madrid 30 60
4. Athletic Bilbao 31 57
5. Villarreal 30 51
6. Real Betis 31 48
7. Celta Vigo 31 43
8. Mallorca 31 43
9. Real Sociedad 31 41
10. Rayo Vallecano 31 40
11. Getafe 31 39
12. Osasuna 31 38
13. Valencia 31 37
14. Sevilla 31 36
15. Espanyol 30 35
16. Girona 31 34
17. Deportivo Alaves 31 30
18. Las Palmas 31 29
19. Leganes 31 28
20. Real Valladolid 30 16

Gelişmelerden Haberdar Olun

@