12.05.2024, 11:24

Deniz, bugüne bakıyor...

Söylenceye göre;

kuşların hükümdarı Simurg kuşu, Kaf Dağı’nın üzerindeki tepede Bilgelik Ağacı’nın dalları arasında oturur ve kuşlar dünyasına hükümdarlık edermiş.

Ve ne zaman kuşlar dünyasında bir kargaşa olsa ya da mutsuzluklar doğsa SİMURG uçar gelir, huzursuzlukları ortadan kaldırır, haklının hakkını, haksızın da cezasını verir ve yeniden bilgelik ağacına dönermiş. Sözün kısası kuşlar onun varlığıyla huzur içinde yaşayıp giderlermiş.

Bir dönem gelmiş ki kuşlar dünyasında yaşam zindana dönüvermiş. Sıkıntılar, haksızlıklar ard arda geliyor, yalanın, dolanın önü kesilemiyormuş. Haber salmışlar SİMURG’a ve bu adaletli krallarını beklemeye başlamışlar.

Bir gün, üç gün, beş gün… Ne gelen var, ne giden! İçlerinden bir kısmı SİMURG’un geleceğinden umudu kesmiş, diğer bir kısmı da “Eğer SİMURG var olsaydı, şimdiye kadar gelirdi; gelmediğine göre böyle bir kuş yok” diyerek beklemekten vazgeçmişler. Derken, uzak ülkelerdeki kuş sürülerinin o güne dek görmedikleri bir kuş tüyü bulduklarını öğrenmişler. Bunu duyunca, kuşlar krallarının yaşadığını, bu tüyün de ona ait olduğunu anlamışlar. Ve içlerindeki birkaç akıllı kuşun önerisiyle yine “Madem ki o gelmiyor, biz ona gidelim!” düşüncesinde birleşerek, yeryüzünün bütün kuşları Kaf Dağı’na doğru kanat çırpmaya başlamışlar.

Günler geçmiş aradan… Yol uzak mı uzak!

****

Uzun yola dayanamayanlar, çeşitli bahaneler uydurarak birer ikişer dökülmeye başlamışlar; önce bülbül dönmüş geriye, tüylerinin bozulduğunu sitemle fısıldamış; oysaki bu tüylerinden ötürü, kafeslere kapatılıyormuş hep.

Turna “Ben olmasam aşıklar nasıl ulaşır sevdiklerine?” demiş.

Baykuş viraneleri özlemiş. Ve hep birlikte geriye dönmüşler.

****

Kaf Dağı’na gitmek için yola çıkanlardan geriye kalan az sayıdaki kuş, canla başla kanat çırpmaya devam etmişler. Yolun son kısımlarında “Yedi Tükenmez Vadi”den geçiliyormuş. Son iki vadi olan “yok oluş” ve “ölümsüzlük” vadisine vardıklarında, bütün kuşlardan geriye sadece otuz kuş kalmış.

Bütün güçleriyle bu vadileri de aşmışlar ve Kaf Dağı’ndaki tepeye bilgelik ağacına ulaşmışlar.

Ve bilgelik ağacından öğrenmişler ki, SİMURG “Otuz Kuş” demekmiş!

Yani hepsi ve her birisi “SİMURG” imiş.

****

12 Mart günlerini düşünürken hepsi ve her birisi “SİMURG” olan devrimciler, yoldaşlar geldi usuma; örneğin öldürülmeden bir gün önce, 14 Ocak tarihli 1919 tarihli Die Rote Fahne’de şöyle yazıyordu Rosa Luxemburg;

Vardım

Varım

Var olacağım!

“Berlin’de düzen hüküm sürüyor! Sizi budala zaptiyeler! Kum üzerine kurulu sizin düzeniniz. Devrim daha yarın olmadan, sizleri dehşet içinde bırakıp, trompet sesleri arasında şunu bildirecektir. “Vardım, Varım, Var olacağım!”

****

Ben de 19 Kasım 1960 tarihli Türk Solunda şunları yazıyordum;

“Devrimci Gençlik, Amerikan emperyalizmine ve oportünizmine karşı duran gençliktir.

Onların görevi sayısının azlığına düşmanın çokluğuna bakmadan Amerikan emperyalizmine karşı sonuna kadar dövüşmektir.

O iyi biçimde karar veren ve uygulayandır. O boş gecelerini değil, boylu boyunca ömrünü bu kavgaya verendir.

Yaşasın Bağımsızlık Savaşı veren dünya halkları!

Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye!"

****

Gün, Türkiye’yi ortaçağ karanlıklarına sürüklemek isteyenlere karşı birleşme, laik demokratik Türkiye Cumhuriyetini koruma günüdür.

Gün, emperyalizme karşı durma, savaşma kazanma günüdür. Tanığı olduğumuz bir dönemin sanığı olmamız gerekiyor. Acılı bir yurdun çocukları olmamız gerekiyor. Yobazlara, emperyalistlere karşı milyonlarca solmayacak gülümüz, bu yüreğimiz vardır, bu canım Türkiye topraklarında yaşayanların. Tarihimize

ülkemize ve Mustafa Kemalimiz’e karşı vebalimiz var. Gökyüzü şahittir, bu ülkeyi kurda kuşa yedirmeyiz.

Türkiye gidiyor!

Evet, Türkiye elden gidiyor. Parsel parsel, fabrika fabrika, baraj baraj, santral santral, işletme işletme satılıyor Türkiye.

Türkiye’de Amerikan emperyalizminin varlığı, bu devletin topraklarımızda, ekonomimizde ve siyasal hayatımızdaki büyük ağırlığı kuşatılmışlıktan da öteye istilaya dönüşmüş durumdadır. Yabancı sermaye ve onun koruyucusu yerli özel teşebbüs azmış durumdadır.

Kurtuluş Savaşı’nda, Amerika da dahil bütün emperyalist ülkeleri de yenen ordumuzun yapısı değiştirilmek ve Amerikan sermayesi ile askeri ittifakların emrine sokulmak istenmiştir. Bağımsızlık bilincine eren generalleri de tasfiye etmek için bu kez Ergenekon ve Balyoz davaları gündeme getirilmiş, bu arada iktidara muhalif aydınlar, gazeteciler, yazarlar bilimciler de bu şekilde susturulmaya, sindirilmeye yıldızlar tasfiye edilmeye başlanmıştır. O yıldız, 1919’daki yıldız. Yıldızlar gelip geçer derler… Ama o yıldız dünya tarihinde iz bırakmışsa ve emperyalizme ve onların işbirlikçilerine karşı neyin nasıl yapılacağını başka uluslara da göstermişse… O yıldız, 1919’daki yıldızdı.

Gençlik namludaki papatya

Devrimle kurulan bir cumhuriyeti korumak, kurmak kadar zor olmamalı…

****

12 Eylül’le bir gençliği yok etmeye çalıştılar.

Ama atılan tohumlar hâlâ yaşıyor.

Öğrenme açlığı en büyük özelliğimizdi.

Öğrendikçe isyanı da öğrendik.

Bugünün gençlerinin bugünün koşullarında çok farklı olduğunu düşünmek onlara fazlasıyla haksızlık etmek olur. Bazı hayaller yıkılmış gibi görünse de başta para olacak üzere tabulara teslim olmuş gösterseler de 68’de atılan tohumların bir yerlerde gizliden gizliye var olduklarını düşünmek gerekiyor.

Gençlik namludaki papatya gibidir.

Papatyalar açıldı, açılıyor… Gençlik gerçekçi olarak imkânsızı istiyor yine… Ve gençliğin önderi de bugün ve yarın, dünlerde olduğu gibi Mustafa Kemal olacak!

Mustafa Kemal’e sahip çıkanlar bizleriz. O'nun İstiklali tam prensibini ve onun İstiklal’i tam Türkiye idealini yalnız biz devam ettiriyoruz.

****

Halk söylencesinde, 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece suların, denizlerin toprağa kavuştuğu Hıdırellez gecesidir; İşte o gece YUSUF'la, HÜSEYİN 'le şöyle haykırmıştır DENİZ; “Türkiye’nin bağımsızlığından başka bir şey istemedim. Bundan dolayı da ölümden korkmuyoruz. Ve ben 24 yaşındayken kendimi Türkiye’nin bağımsızlığına armağan etmekten onur duyuyorum…”

DENİZ, Bugüne Bakıyor...

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 11 31
2. Fenerbahçe 11 26
3. Samsunspor 12 25
4. Eyüpspor 13 25
5. Beşiktaş 11 21
6. Göztepe 11 18
7. Sivasspor 12 17
8. Başakşehir 11 16
9. Kasımpasa 12 14
10. Konyaspor 12 14
11. Antalyaspor 12 14
12. Rizespor 12 13
13. Trabzonspor 11 12
14. Gaziantep FK 11 12
15. Kayserispor 11 12
16. Bodrumspor 12 11
17. Alanyaspor 11 10
18. Hatayspor 11 6
19. A.Demirspor 11 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 12 25
2. Bandırmaspor 12 24
3. Erzurumspor 12 22
4. Karagümrük 12 21
5. Igdir FK 12 21
6. Ankaragücü 12 19
7. Ahlatçı Çorum FK 12 19
8. Boluspor 12 18
9. Şanlıurfaspor 12 18
10. Ümraniye 13 18
11. Keçiörengücü 13 18
12. Pendikspor 13 18
13. Esenler Erokspor 12 17
14. Manisa FK 13 17
15. İstanbulspor 13 17
16. Gençlerbirliği 12 15
17. Amed Sportif 12 14
18. Sakaryaspor 12 13
19. Adanaspor 12 7
20. Yeni Malatyaspor 13 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 11 28
2. M.City 11 23
3. Chelsea 11 19
4. Arsenal 11 19
5. Nottingham Forest 11 19
6. Brighton 11 19
7. Fulham 11 18
8. Newcastle 11 18
9. Aston Villa 11 18
10. Tottenham 11 16
11. Brentford 11 16
12. Bournemouth 11 15
13. M. United 11 15
14. West Ham United 11 12
15. Leicester City 11 10
16. Everton 11 10
17. Ipswich Town 11 8
18. Crystal Palace 11 7
19. Wolves 11 6
20. Southampton 11 4
Takımlar O P
1. Barcelona 13 33
2. Real Madrid 12 27
3. Atletico Madrid 13 26
4. Villarreal 12 24
5. Osasuna 13 21
6. Athletic Bilbao 13 20
7. Real Betis 13 20
8. Real Sociedad 13 18
9. Mallorca 13 18
10. Girona 13 18
11. Celta Vigo 13 17
12. Rayo Vallecano 12 16
13. Sevilla 13 15
14. Leganes 13 14
15. Getafe 14 13
16. Deportivo Alaves 13 13
17. Las Palmas 13 12
18. Espanyol 12 10
19. Real Valladolid 14 9
20. Valencia 11 7

Gelişmelerden Haberdar Olun

@