12.05.2023, 11:19

Girit’ten Cunda’ya mübadele anıları

Ayvalık’ın renkli simalarından, ikinci kuşak mübadil Hüseyin Öztürk’ün anne ve babası bundan tam 99 yıl önce Gülcemal vapuru ile Cunda sahiline ayak basmıştı. Öztürk’ten onların hikâyesini dinledik…

1923'te Türkiye ve Yunanistan arasında imzalanan Nüfus Mübadelesi Sözleşmesi gereği Yunanistan ve adalarda yerleşik Müslümanların Türkiye'ye, İstanbul'daki Ortodoks Rumlar ile Batı Trakya'daki Müslümanlar hariç, Türkiye'deki Ortodoks Rumların Yunanistan'a gönderilmesinin üzerinden tam 100 yıl geçti.

Mübadelede yaklaşık iki milyon insan doğup büyüdüğü topraklardan alınıp daha önce hiç tanımadıkları yeni coğrafyalara sürgün edildi. Bu trajik insan takasında kullanılan gemilerden biri de meşhur Gülcemal’dı. Adına şiirler yazıldı, türküler yakıldı. En çok da şu dizelerle yerleşti belleklere; "Ey Gülcemal Gülcemal /Dört tane direğin var /Aldın gittin yârimi/ Ne hain yüreğin var"

Germanic ismiyle 1874 yılında Belfast kentinde Harland and Wolff firması tarafından inşa edilen ve 1911 yılında Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi tarafından satın alınan bu uzun yol buharlı yolcu gemisi, Gülcemal adını dönemin Osmanlı Hükümdarı 5. Mehmet Reşat'ın annesinden almıştı. 1.Dünya Savaşı yıllarında bir süre asker taşımış, 1920’de Amerika seferi yapan ilk Türk yolcu gemisi unvanını almıştı. Ancak asıl görevini mübadele sözleşmesini izleyen dönemde Yunanistan’da yerleşik mübadilleri Ege kıyılarına taşıyarak yerine getirecekti.

99 yıl önce Gülcemal vapurundan inenler

Ayvalık’ta yaşamını sürdüren Girit mübadillerinden Hüseyin Öztürk’ün anne ve babası Gülcemal’ın bu seferlerinden biri sonucunda Girit’in Resmo kentinden Ayvalık’ın Cunda sahiline ayak basanlar arasındaydı.

Şimdilerde 90’lı yaşlarını süren Hüseyin Öztürk ya da onu tanıyanların "Hüseyin Amca"sı ikinci kuşak mübadillerden. Hayata dimdik ve sımsıkı tutunuşu; gözlerinden okunan yaşam enerjisiyle gençlere taş çıkartan Hüseyin Amca, mübadele hakkında birinci ağızdan konuşabileceğimiz nadir kaynaklardan biri.

Başlıyor anlatmaya;

"Alibey Adası’nda yani Cunda’da 28 Ağustos 1932’de dünyaya gelmişim. Babam Girit- Resmo’nun bir köyünden, annem ise Resmo şehrinden. O sırada evli değiller henüz. 1924’te Gülcemal gemisiyle gelmişler Cunda’ya. Giritlileri getiren ilk gemi Bodrum’a yanaşmış, ikinci gemi İzmir’e, üçüncü gemi ise Cunda’nın karşısında Tavuk adasına demirlemiş. Gelenler 15 gün karantinaya alınmış. Annem anlatırdı; 'Karantinadan sonra bize boş bulduğunuz evlere yerleşin, tarlanızı da ekin' dediler. Ama ellerinde ekecek bir şey yok. Babam ve büyük babam mecburen Dikili yakınlarındaki Makaron Çiftliği'nde çalışmaya başlamışlar"

Mübadele öncesinde Girit’te tansiyonun giderek tırmandığı yıllarda adalı Müslüman toplum zor günler yaşamış. Hüseyin Amca, Girit’te yaşanan katliam ve şiddet olaylarını aile büyüklerinden çok dinlemiş.

"Yunan ordusu İzmir’e çıkmadan önce Girit’te bazı Rum çeteciler, köylerdeki tüm evleri işaretlemiş. İzmir’in işgalinden sonra da Giritli Müslüman ahaliyi öldürmeye başlamışlar. Babamın ailesinin köyde 21 parça malı ve arazisi varmış. Hayvancılık yapar, bahçelerinde yetiştirdikleri sebzeleri kent merkezine götürür satarlarmış. Fakat İzmir işgali sonrasında Girit’te yaşam çok zorlaşmış onlar için. Yollar çeteler tarafından tutulmuş olduğundan pazara mal götüremez olmuşlar. İki yıl can korkusu ile yaşamışlar. Mübadele sonrasında buraya geldiklerinde de çok çile çekmişler. Zaten iki halk için de çileli bir olaydır mübadele".

Hüseyin Amca’nın anne ve babası Cunda’ya geldikten sonra, bir süre aynı mahallede komşu olmuş ve 1930 yılında evlenmişler.

"Annem terzilik yapardı, babam çiftçiydi. Biz beş kardeştik. Okulda bana yarım gavur derlerdi çünkü şivem bozuktu. Nasıl olmasın, anne ve babamdan önce Rumca öğrenmişim. Mübadil Giritliler, özellikle köylerde oturanlar, hep Rumca konuşurdu. Benim anne ve babamın da Türkçesi çok bozuktu. Ama babam da amcalarım da güzel Girit türküleri bilirlerdi. Ben onlardan öğrendiğim, duyduğum bu türküleri hala söylerim".

"Türkçeyi romanlardan öğrendim"

Mübadelenin ilk yıllarında özellikle Girit’ten gelenlerin çektiği en büyük sıkıntı dil konusunda kendisini gösterir. Ayvalıklı yazar Ahmet Yorulmaz’ın Ayvalık’ı Gezerken adlı kitabında değindiği gibi, Osmanlı rejiminin Girit Türklerini on yıllarca nasıl ihmal ettiğinin acı bir göstergesidir bu. Mübadiller arasında sırf Türkçeyi iyi konuşamadığı için okul çağındaki pek çok çocuk ve genç bu ihmalin bedelini eğitimden koparak öder.

Ama genç Hüseyin, Türkçeyi en iyi biçimde öğrenmeye kararlıdır. Dönemin ünlü yazarları olan Esat Mahmut Bozkurt’un ve Reşat Nuri Güntekin’in bütün romanlarını alıp tek tek okumaya başlar ve o romanlar sayesinde akıcı ve hatasız bir Türkçe’ye sahip olur.

Askerliğini Konya’da yaparken dil meselesi yine çıkar karşısına. Bir gün bölük komutanı askerlere aralarında yabancı dil bilen olup olmadığını sorar. İki kişi öne çıkar; Biri Hüseyin, diğeri ise Trabzonlu bir gençtir.

"İkimiz de komutana Rumca bildiğimizi söyledik. Ben diğer askere Rumca 'Nereden biliyorsun sen Rumcayı' diye sorunca bana şöyle dedi; 'Biz de köyler dahil herkes Rumca bilir'."

Askerliği bitirip Ayvalık’a döndükten sonra farklı işlerde çalışır Hüseyin Öztürk. Aralarında en dikkat çekici olanı 1966-1979 arasında yaptığı yerel muhabirliktir. Yeni Asır ve İstanbul Günaydın gazetelerine bölge haberleri yapar uzunca bir süre ancak gazetecilik ne yazık ki o yıllarda da kazancı düşük bir meslek olduğu için muhabirliği bırakıp kendi işini kurmaya yönelir. O gün bugündür Ayvalık'taki ofisinde muhasebe işleriyle uğraşır.

Girit’te çobanlar bile kemençe virtüozuydu

Hüseyin Amca, mütevazı ofisinde çalışmayı sürdürürken bir yandan da Ayvalık'taki çeşitli müzik ve koro çalışmalarına aktif olarak katılıyor; hatta bazı konserlerde solo şarkılar söyleyerek bol bol alkış alıyor. Sanata olan yeteneğinde aileden gelen genlerin payı yadsınamaz. Hüseyin Amca, çocukluğunda tarlalarda birlikte çalıştığı babasından öğrendiği Rumca türküleri çeşitli etkinliklerde genç kuşaklarla paylaşmaktan büyük zevk alıyor.

Hüseyin Öztürk ömrü boyunca Girit’i hiç görmemiş, ancak oğlu Metin Öztürk’ün kaleme aldığı Resmo 1922 adlı roman sayesinde okurlar Girit-Resmo mübadili olan bir ailenin hikayesiyle birlikte mübadele öncesi Girit’in renkli hayatından kesitleri gözünde canlandırabiliyor.

Girit'in zengin sözlü müzik kültürünü günümüze aktaran belki de son temsilcilerden biri olan Hüseyin Amca ise anne ve babasının anılarındaki Girit’i kendi hayatına müzik ve dansla taşımayı yeğlemiş. "Girit kültüründe oyunlar çok önemlidir, annem ve babam dansları, oyunları çok severdi. Kadınlar ut ve mandolin çalardı. Eğitimli ve kültür düzeyi yüksekti Giritililerin" diye devam eden Öztürk, sözlerini "Girit’te ekseriyetle çobanlar çalardı kemençeyi. Eğitimsiz, zır cahildiler belki ama ama kemençeyi konuştururlardı. Midilli’den göçmüş bir komşumuz vardı, balkonuna piyanosunu çıkarır hanımıyla şarkılar söylerdi. Bu konuşmayı sizinle bir 20-30 yıl önce yapmış olsaydık, bu bahsettiğim insanlardan çoğu hayattaydı. Artık kimse kalmadı" diyerek noktalıyor.

Yorumlar (2)
Ahmet Anak 2 yıl önce
Hüseyin Öztürk ve tüm sülalesini Cunda'dan çok iyi tanıyorum. 2 sokak ilerimizde komşumuzdu bu insanlar. Dedelerimiz Girit/ Resmo'dan arkadaştı. Babası Ali Ağa, annesi Hayriye Abla ( Cunda'da kaç yaşında olursa olsun gerçek teyze, nine, hala, amca, dayı , dede değilse öyle hitap şekli yok Giritliler'de.yok. Biz hep abla -abi deriz. Aksi halde bozulurlar. Bu yüzden Cunda'da yaşlı kadın, erkek olsa da asla ihtiyar yoktur
Hüsnü Eden 2 yıl önce
Babamla arası bir yaş Hüseyin abimin.Beni gördüğünde baba dostu diye hitap eder.Kardeşi Işık Öztürk de ne tesadüftür ki Ankara'da öğretmenim oldu.Ömrün uzun olsun Hüseyin Abi.
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 11 31
2. Fenerbahçe 11 26
3. Samsunspor 12 25
4. Eyüpspor 12 22
5. Beşiktaş 11 21
6. Göztepe 11 18
7. Sivasspor 12 17
8. Başakşehir 11 16
9. Kasımpasa 12 14
10. Konyaspor 12 14
11. Antalyaspor 12 14
12. Rizespor 11 13
13. Trabzonspor 11 12
14. Gaziantep FK 11 12
15. Kayserispor 11 12
16. Bodrumspor 12 11
17. Alanyaspor 11 10
18. Hatayspor 11 6
19. A.Demirspor 11 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 12 25
2. Bandırmaspor 12 24
3. Erzurumspor 12 22
4. Karagümrük 12 21
5. Igdir FK 12 21
6. Ankaragücü 12 19
7. Ahlatçı Çorum FK 12 19
8. Boluspor 12 18
9. Şanlıurfaspor 12 18
10. Manisa FK 12 17
11. Esenler Erokspor 12 17
12. Ümraniye 12 17
13. Pendikspor 12 17
14. Keçiörengücü 12 15
15. Gençlerbirliği 12 15
16. İstanbulspor 12 14
17. Amed Sportif 12 14
18. Sakaryaspor 12 13
19. Adanaspor 12 7
20. Yeni Malatyaspor 12 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 11 28
2. M.City 11 23
3. Chelsea 11 19
4. Arsenal 11 19
5. Nottingham Forest 11 19
6. Brighton 11 19
7. Fulham 11 18
8. Newcastle 11 18
9. Aston Villa 11 18
10. Tottenham 11 16
11. Brentford 11 16
12. Bournemouth 11 15
13. M. United 11 15
14. West Ham United 11 12
15. Leicester City 11 10
16. Everton 11 10
17. Ipswich Town 11 8
18. Crystal Palace 11 7
19. Wolves 11 6
20. Southampton 11 4
Takımlar O P
1. Barcelona 13 33
2. Real Madrid 12 27
3. Atletico Madrid 13 26
4. Villarreal 12 24
5. Osasuna 13 21
6. Athletic Bilbao 13 20
7. Real Betis 13 20
8. Real Sociedad 13 18
9. Mallorca 13 18
10. Girona 13 18
11. Celta Vigo 13 17
12. Rayo Vallecano 12 16
13. Sevilla 13 15
14. Leganes 13 14
15. Deportivo Alaves 13 13
16. Las Palmas 13 12
17. Getafe 13 10
18. Espanyol 12 10
19. Real Valladolid 13 9
20. Valencia 11 7

Gelişmelerden Haberdar Olun

@