05.02.2022, 12:30

Grev Dalgasındaki Zaferler, Sosyalizmin Kalıcı Başarısına Dönüşür Mü?

Manifestonun ilk cümlesindeki komünizm hayaleti, yeniden dolaşmaya hazırlanıyor. Solun uzun gecesi yavaş yavaş sona eriyor fakat bu geceyi bitirecek Güneş, Batı ülkelerinde bizim ülkemizden daha erken doğmaya başlamıştı.

Sonunda bu güneşin ışıkları bizi de aydınlatmaya başladı. Her gün, farklı fabrika veya işletmelerden birkaç grev haberi alır olduk. Kuryeler, çorap fabrikaları işçileri, çelik işçileri, belediye çalışanları… Son 1-2 haftada, 30’dan fazla grev başladı.

İşçilerin talepleri sosyalizme özgü talepler değil. Maaş zammı, işten kovulmaları geri çekme, mobbingin azalması ve benzeri talepler. Çoğu grevin talepleri arasında sendikalaşmayla ilgili bir şey bulunmuyor. Görünüşe göre sendikalaşma çoğu grevin kırmızı çizgisi değil. Ama grevcilerin yanlarındaki örgütler ve en büyük destekçileri sosyalist partiler ve Nakliyat-İş, Umut-Sen, Migros greviyle ismi duyulan DGD-SEN gibi sendikalar. Sosyal demokrat partilerin temsilcilerini ise bu grev dalgasında fiilen işçilerin konvoylarında, miting alanlarında ve iş yerlerinde göremiyoruz. Kendilerince "parlamenter sistemi geri getirmek" amacıyla kurdukları gevşek ittifakı sürdürebilmek ve TÜSİAD gibi sermaye kuruluşlarının bazı temsilcilerinin desteğini kaybetmemek adına, söylemek istediklerini dile getiremiyor olabilirler. Ya da daha yüksek bir ihtimalle, zaten bu durumda söylemek istedikleri bir şey yoktur. Bunun işçilerde bir farkındalık oluşturmaması, İsmet paşa döneminden beri işçi sınıfının zihnine ekilen komünizm karşıtı önyargıların en azından belli bir miktar aşılmaması için bir neden yok.

Ayrıca işçilerin talep ettikleri zamların oranları da, son yıllardakine kıyasla bir miktar daha fazla sınıf bilinciyle şekillenmiş gibi. İşçiler, üretimin merkezideki aktörün, kendilerine iş vererek "büyük lütufta bulunan patronlar " değil, kendisi olduğunu fark etmeye başlamış gibi görünüyor. Elbette bir an önce sendikalı olmazlarsa, peşi sıra gelen zaferlerinin geçici olacağı kesin.

Peki dalga halinde yayılan bu irili ufaklı işçi zaferleri, sol ve sosyalizm için nasıl kalıcı bir başarıya dönüşür? Grev dalgası bir yerde kesilecek. İşçiler bu grev dalgasından maksimum ve kalıcı bir kazançla çıkmak için, üretimin merkezinde patronlarının değil, kendilerinin olduğunu anlamalı, sendikalaşmalı, ve alanlara kendilerini desteklemeye gelen sosyalist partilerle yakınlık kurmalı. Kaba tabirle "sokak mücadelesiyle" kazandığı onca zaferden sonra, "sokak kitabımızda yok, AKP'ye yarar" diyen muhalefetin gerçek dostu olmadığını görmek, onlar için artık daha kolay olacaktır.

Sendikalar ve sosyalist partiler de bu dalgadan sağlanacak kazancı maksimum düzeye yükseltmek için mümkün olduğunca çok sayıda işçiye dokunmalı, alanı sarı sendikalara bırakmamalı, mücadelelerinin amacının onların refahı olduğunu anlatmalı. Şimdiye kadar bunların hepsi kısmen başarılmış gibi görünüyor.

Bazı grevler çoktan başarıya ulaştı ve sonlandırıldı. Sosyalist partiler, burada zafer kazanıldı deyip işçiyle bağlantısını kesmemeli. Bu partilere mensup gazeteciler, yöneticiler ve benzerleri, özellikle son dönemlerde grev yapmış işyerlerindeki temsilcilerle düzenli temas sağlamalı.

Ayrıca sosyalizmin bir konuda özeleştirisini yapması ve bu konudan yeterli dersi çıkarması, uzun vadede çok faydalı olabilir. Aylardır kurulmaya çalışılıp bir türlü kurulamayan sosyalist ittifak kurulmuş olsaydı, bu hareketin çok daha büyüme, çok daha etkili olma şansı var olacaktı. İttifak, tam da bu süreçte, işçilerin sınıf bilincini çok daha iyi kavramasına yardımcı olabilirdi. Bir an önce kurulması halinde bu şans hala, elbette birkaç hafta öncesinde kurulmuş olmasına göre daha az etkili olabilecek bir biçimde ortaya çıkabilir. Elbette böyle bir dalganın başlayacağına dair kısa süre öncesine kadar bir gösterge yoktu, fakat tarihten çıkarabileceğimiz tek bir kesin sonuç varsa, o da köklü değişimlerin beklenmedik zamanlarda başlayabileceğidir. Tetikte olmak için gün seçemeyiz.

İttifak kurulamasa bile EMEP, Sol Parti ve TKP, ilerleyen günlerde büyük şehirlerde ortak gösteriler yapılacağını duyurmuştu. Bunun bir an önce gerçekleşmeye başlaması halinde, şu süreçte belli bir farkındalığa ulaşmış işçilerin bu gösterilerden etkilenebileceği ihtimali de heyecan verici. Yeterli mi? Yeterli olması sürpriz olur fakat sürprizler, görülmemiş şeyler değiller; değil mi?

89 Baharını Hatırlamalı

Ocak 1980’de Türkiye’ye serbest piyasayı getirmek için alınan kararlar, Dünya’daki diğer serbest piyasa denemeleri gibi  son derece "serbest olmayan" bir yöntemle, bir darbeyle uygulamaya konabildi. (Özgürlüğün ekonomik programı diye sunulan serbest piyasa, şimdiye kadar en saf haliyle iki kez denendi. 1800’lerin ortasında serbest piyasa ekonomisi, gelişmiş kapitalist ülkelerde, adıyla çelişkili bir şekilde adeta devlet tarafından dayatıldı. 1973’te Şili’de kanlı bir darbeyle ikinci kez saf hali denendi.)

Bu kararlarla ülkemizde vücut bulan neoliberalizm, ekonominin bugünkü şeklini almasının temel nedeni oldu. Bu kararlar ve darbeyle beraber işçi haklarının tırpanlanmasına karşı başlayan, bugünkü grev dalgasına benzer bir hareketlenme olan 89 İşçi Baharı, ne yazık ki özelleştirmelerin getireceği yıkımı engelleyememişti, fakat Polanyi'ye göre değişimin hızı, en az değişimin kendisi kadar önemlidir. Hızlı gelen değişimlerin yıkıcılığının, yavaş gelen değişimlere kıyasla fazla olması daha muhtemeldir. Bize göre değişim ilerici olduğu takdirde hızı ne olursa olsun, uzun vadede yapıcılığı, yıkıcılığından önüne geçecektir. Öte yandan 1900'lerin sonunda Türkiye'de bir özelleştirme furyasının ilerici olup olmadığını tartışmaya sanırız pek gerek yok. Polanyi’nin bu fikrine inanırsak 89 baharının özelleştirme fırtınasını ertelemiş olmakla beraber, yıkıcılığını bir miktar azaltmış olması gibi bir ihtimal de var.

Bugünkü grev furyası benzer bir sonuç verir mi? Uzun lafın kısası eminiz ki sosyalist örgütler, ana muhalefetin gerçek yüzünü halka göstermek  için bugün ellerine geçen muazzam fırsattan yararlanabilirlerse, bu furya içinde etkili bir aktör olmayı başarırlarsa, grev dalgası sırasında kendilerine gösterilen ilgiyi grevler kesildiğinde de yönlendirmeye devam edebilirlerse, daha büyük sonuçlar verebilir.

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 86
2. Fenerbahçe 33 78
3. Beşiktaş 33 58
4. Samsunspor 33 57
5. Başakşehir 33 51
6. Eyüpspor 34 50
7. Göztepe 33 47
8. Trabzonspor 33 46
9. Kasımpaşa 33 46
10. Konyaspor 34 46
11. Antalyaspor 32 43
12. Gaziantep FK 33 42
13. Kayserispor 32 41
14. Rizespor 33 40
15. Alanyaspor 33 38
16. Sivasspor 34 35
17. Bodrum FK 33 35
18. Hatayspor 33 20
19. A.Demirspor 33 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 38 72
2. Gençlerbirliği 38 68
3. Karagümrük 38 66
4. İstanbulspor 38 64
5. Bandırmaspor 38 64
6. Erzurumspor 38 64
7. Boluspor 38 61
8. Iğdır FK 38 58
9. Amed Sportif 38 57
10. Ahlatçı Çorum FK 38 54
11. Ümraniye 38 53
12. Esenler Erokspor 38 52
13. Sakaryaspor 38 51
14. Keçiörengücü 38 51
15. Manisa FK 38 48
16. Pendikspor 38 48
17. Ankaragücü 38 48
18. Şanlıurfaspor 38 40
19. Adanaspor 38 30
20. Yeni Malatyaspor 38 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 36 83
2. Arsenal 36 68
3. Newcastle 36 66
4. M.City 36 65
5. Chelsea 36 63
6. Aston Villa 36 63
7. N. Forest 36 62
8. Brentford 36 55
9. Brighton 36 55
10. Bournemouth 36 53
11. Fulham 36 51
12. C.Palace 36 49
13. Everton 36 42
14. Wolves 36 41
15. West Ham United 36 40
16. M. United 36 39
17. Tottenham 36 38
18. Ipswich Town 36 22
19. Leicester City 36 22
20. Southampton 36 12
Takımlar O P
1. Barcelona 35 82
2. Real Madrid 35 75
3. Atletico Madrid 35 70
4. Athletic Bilbao 35 64
5. Villarreal 35 61
6. Real Betis 35 58
7. Celta Vigo 35 49
8. Rayo Vallecano 35 47
9. Mallorca 35 47
10. Osasuna 35 45
11. Valencia 35 45
12. Real Sociedad 35 43
13. Getafe 35 39
14. Espanyol 35 39
15. Girona 35 38
16. Sevilla 35 38
17. Alaves 35 35
18. Leganes 35 34
19. Las Palmas 35 32
20. Real Valladolid 35 16

Gelişmelerden Haberdar Olun

@