Bergama: “Söylenecek sözümüz, değiştirecek gücümüz var”

Bergamalı kadınlar, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde krize, eşitsizliğe, şiddete, istismara, taciz ve tecavüze dikkat çekti.

GÜNDEM 08.03.2021, 20:50 10.03.2021, 10:24

BergamaKadınlar, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen etkinlikle kutladı.

“Söylenecek sözümüz, değiştirecek gücümüz var” pankartının açıldığı etkinlikte ilk olarak basın açıklaması okundu. Ardından çeşitli iş kollarından Bergamalı kadınlar söz alarak görüş ve taleplerini dile getirdi. Ayrıca; "Kadın, yaşam, özgürlük", "Kadın cinayetleri, tacizler ve tecavüzler politiktir", "Eşit ve özgür bir yaşam için hayatlarımıza sahip çıkıyoruz", "İstanbul Sözleşmesi yaşatır", "Direne direne kazanacağız" ve "Erkek adalet değil gerçek adalet" sloganları atıldı.

ÇEKİN ELİNİZİ BEDENİMİZDEN

Pir Sultan Abdal Yönetim Kurulu Üyesi Aynur Türkdoğan (Basın Açıklaması);Maalesef dünyada eşitsizlik, yoksulluk, şiddet ve savaşlar giderek artmaktadır. Bizler savaşı, yoksulluğu, eşitsizliği ve şiddeti arttıran sistemi sorgulamadan ve değiştirmeden kadın hakları ihlalinin ortadan kaldırılamayacağına inanıyoruz. Bu nedenle ülkemizde kadını eşit ve özgür birey olarak gören yasal dönüşümler ve uygulamaların bir an önce başlatılması, eşitlikçi, demokratik, laik, yönetim biçimlerinin hayata geçmesi, kadın bedeni üzerindeki tüm söz ve karar haklarının kadına ait olduğunun kabul edilmesi ve siyasi iktidarların kadının bedeninden elini çekmesi gerekmektedir” denildi.

KADIN EMEĞİ GÖRÜNÜR OLSUN

CHP Kadın Kolları Üyesi Fisun Mavilli (Ev Emekçisi): “Biz ev emekçisi kadınların ev içinde harcadıkları ücretsiz emeğin yok sayılması engellenmelidir. Kadın emeğinin görünür olması sağlanarak, ekonomik olarak değerlendirmeye alınması gerekmektedir. Aile bireylerinin bakımını ve ev işlerinin yapılmasını kadının görevi olarak kabul eden devlet politikasından vazgeçilmeli, ücretsiz bakım ve ev işleri kamu hizmeti olarak devlet tarafından sağlanmalı ve bunun içinde alt yapı oluşturularak sosyal koruma politikaları geliştirilmelidir. Bu nedenle tüm ev emekçisi kadınları mücadelemize destek olmaya çağırıyorum”

EMEK SÖMÜRÜSÜ VE İŞ YÜKÜNE MARUZ KALDIK

Eğitim-Sen Üyesi Gözde Kalender (Öğretmen): “Biz eğitim emekçisi kadınlar olarak işyerlerinde baskı, taciz ve mobbinglere maruz kalıyoruz.  Ayrıca ev içi sorumluluklarda kuşatılmışlık, kadın öğretmenlerde kişisel gelişime zaman bırakmamakta, mesleğimizi ve kendimizi geliştirecek hizmet içi eğitim programlarına, konferanslara, araştırma geliştirme proje çalışmalarına mesafeli durmak zorunda kalmaktayız. Uzaktan eğitim süreci, mesai durumunu ortadan kaldırıp akşam saat 21.00’de dahi çalışmayı gerektirdiği için kadınların üzerindeki iş yükünü fazlasıyla arttırdı. Evler kadınların ofislerine dönüştü. Uzaktan eğitimle birlikte artan iş yükünün yanı sıra çocuk bakımı, yaşlı bakımı ve evin diğer işleri gibi kadınlara ve kız çocuklarına bırakılan işler, maruz kalınan fiziksel ve psikolojik şiddeti arttırdı. Kadınlar, gece saatlerine kadar uzaktan eğitim veren, aynı zamanda da evin tüm işlerini yapmak zorunda bırakılan yoğun bir emek sömürüsüne ve iş yüküne maruz kaldılar. Bu nedenle kadınların daha fazla iletişim içinde olabileceği, dayanışmayı güçlendireceği ortamlar yaratılmalı, eşitlikçi, özgürlükçü bir toplumsal cinsiyet rejimini inşa edebilmek için mücadelemiz kararlılıkla sürdürülmeli”

YARATTIKLARI POLİTİK BASKILARINI GÖRMEKTEYİZ

İyi Parti Meclis Üyesi Olgu Altuğ (Avukat): “Biz kadın avukatlar olarak kadına karşı şiddetin önlenmesinin ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının güvencesi olan 6284 sayılı yasaya, İstanbul Sözleşmesi’ne ve nafaka hakkına karşı son yıllarda yürütülen haksız propagandayı endişeyle izliyoruz. Hak savunucusu olarak bizler; yasalarımızın uygulamadan kaynaklı sorunlarının çözümünü talep ederken, kadını özgür bir birey olarak kabul etmeyen zihniyetin planlı ve sistematik olarak siyasi zeminin uygun olduğunu düşünerek nafakanın kaldırılması ve İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6284 sayılı yasanın kaldırılması yönünde yarattıkları politik baskılarını görmekteyiz. Siyasilerden talebimiz siyasi baskıya direnerek, kadının insan haklarının ihlal edilmesine yol açacak kadın kazanımlarını geriye götürecek hiçbir yasal değişikliğe imza atmamalarıdır. Uzun mücadeleler sonucunda elde edilmiş kadın hakları kazanımlarından vazgeçmemiz veya bu yöndeki hiçbir girişime karşı sessiz kalmamız beklenmemelidir. Hak savunucu olarak bizler kadının İnsan Hakları mücadelemizi dünden daha büyük bir inançla ve dayanışmayla sürdürmeye kararlıyız”

AİLEMİZDEN, ÇOCUKLARIMIZDAN AYRI ÇALIŞTIK

SES Yürütme Kurulu Üyesi Serap Göktürk (Hemşire):  “Biz kadın sağlık çalışanları olarak zor günler geçiriyoruz. Pandeminin ilk gününden itibaren salgının büyük yükü sağlık çalışanlarının özellikle yoğun olarak kadınların çalıştığı işkolu olduğu için kadın sağlık emekçilerinin sırtına bırakıldı. Kadın sağlık çalışanları Covid günlerinde önce yaşamak ve yaşatmak istiyor. 400’e yakın sağlık emekçisi hayatını kaybetti, binlercesi bulaştan etkilenip hastalığa yakalandı. Öte yandan özelikle sağlık çalışanı kadınlar, bu dönemde ciddi sorunlarla karşı karşıya bırakıldı. İş yükünün azaltılması ve personel açığının kapatılması gerekirken bu yapılmadı, kronik rahatsızlığı olan sağlıkçılar idari izin kullanamadı, Gebe olan kadın sağlık çalışanları uzun süre çalışmaya devam etti, doğum yapıp analık izni biten kadınlar ücretsiz izin almaya zorlandı. Artan iş yüküne rağmen kadın çalışanları haklarını alamadılar. Stresli çalışma günlerinde sağlıkçıların çocukları ortada kaldı. Nöbete giderken çocuklarını evde bırakmak zorunda kalan sağlıkçılar çocuklarını yangında kaybettiler, çocuklarımızın velayeti mahkemelerce babalara verildi, uzun mesailer nedeniyle ailemizden, çocuklarımızdan ayrı geceleri çalıştık. Sağlık emekçisi kadınların 7-24 açık ve ücretsiz kreş talebi devam ediyor. Sağlık işkolu ağır ve tehlikeli işler kapsamına alınmalı, geç saatlerde nöbetten çıkmış olan sağlık emekçilerine ücretsiz servis verilmeli, gece nöbetleri çift mesai sayılmalı, 5 yıla 1 yıpranma payı verilmeli, Covid-19 sağlıkçılar için meslek hastalığı kabul edilmelidir.  Sağlık emekçisi kadınlar olarak bugüne kadar ne hak aldıysak örgütlenerek aldık, mücadeleyle aldık tek çaremiz örgütlenmek diyoruz. Tüm Dünya’da ve Türkiye’de salgınla mücadelede kaybettiğimiz tüm kadın sağlık çalışanlarını saygıyla anıyoruz”

EMEK MÜCADELESİNİN ÖNCÜLERİ OLMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ

DİSK Üyesi Nazlı Deniz Tan (İşçi): “Biz işçi kadınlar tarihin en karanlık zamanlarından bu yana mücadelenin her alanında vardık. Dokuma tezgâhlarında, fabrikalarda, tarlalarda, direniş meydanlarında... Kadınların daha esnek, güvencesiz ve sendikasız çalışmak zorunda bırakıldığı biliniyor. Kadınların yaşamın her alanında karşı karşıya kaldığı eşitsizlik ve ayrımcılık Covid-19 döneminde çalışma yaşamında daha da belirgin hale geldi. Her dört kadından sadece biri çalışıyor. Covid-19 etkisiyle iş kaybı ve geniş tanımlı kadın işsizliği %43. Covid-19 döneminde kadınların aylık ortalama iş kaybı 1 milyon 484 bin. Kadın işgücü İSE son bir yılda %8,2 azaldı. Kadının ömrü mücadele ve emek ile başlar. Sosyal baskılar, eğitimden sağlığa tüm insan haklarında yaşanan mahrumiyetler, topluma empoze edilmiş erkek egemen düzen kadının hayatı boyunca karanlık ve zehirli bir gölge gibi peşini bırakmaz. Buna rağmen yaşam mücadelesinin, iş, emek mücadelesinin öncüleri olmaktan asla vazgeçmedik vazgeçmeyeceğiz!”

KADIN MÜCADELESİNİ BÜYÜTMEK

Özge Özcan (Eczacı): “Biz eczacı kadınlar, kadın mücadelesinin bir parçası olmak zorundayız. Çünkü serbest, kamu ya da akademisyen eczacıların çoğu kadın. Bunun nedeni kadın eczacıların çoğunluğu ailelerinin ‘bir kadın mesleği’ olarak teşvik etmesiyle eczacılık fakültesini tercih etmiş olması. Ancak kadın eczacılar cumartesi dâhil haftanın 6 günü günlük 11 saat çalışıyor, hem ev düzeni hem de işini aynı anda yürütmekte zorluklar yaşıyor ve ailesine yeterince vakit ayıramıyor. Bu nedenle emekçi kadın mücadelesini büyütmek hepimizin görevi. Yaşasın 8 Mart!

Kaynak: AJANS BAKIRÇAY
Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 11 31
2. Fenerbahçe 11 26
3. Samsunspor 12 25
4. Eyüpspor 12 22
5. Beşiktaş 11 21
6. Göztepe 11 18
7. Sivasspor 12 17
8. Başakşehir 11 16
9. Kasımpasa 12 14
10. Konyaspor 12 14
11. Antalyaspor 12 14
12. Rizespor 11 13
13. Trabzonspor 11 12
14. Gaziantep FK 11 12
15. Kayserispor 11 12
16. Bodrumspor 12 11
17. Alanyaspor 11 10
18. Hatayspor 11 6
19. A.Demirspor 11 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 12 25
2. Bandırmaspor 12 24
3. Erzurumspor 12 22
4. Karagümrük 12 21
5. Igdir FK 12 21
6. Ankaragücü 12 19
7. Ahlatçı Çorum FK 12 19
8. Boluspor 12 18
9. Şanlıurfaspor 12 18
10. Manisa FK 12 17
11. Esenler Erokspor 12 17
12. Ümraniye 12 17
13. Pendikspor 12 17
14. Keçiörengücü 12 15
15. Gençlerbirliği 12 15
16. İstanbulspor 12 14
17. Amed Sportif 12 14
18. Sakaryaspor 12 13
19. Adanaspor 12 7
20. Yeni Malatyaspor 12 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 11 28
2. M.City 11 23
3. Chelsea 11 19
4. Arsenal 11 19
5. Nottingham Forest 11 19
6. Brighton 11 19
7. Fulham 11 18
8. Newcastle 11 18
9. Aston Villa 11 18
10. Tottenham 11 16
11. Brentford 11 16
12. Bournemouth 11 15
13. M. United 11 15
14. West Ham United 11 12
15. Leicester City 11 10
16. Everton 11 10
17. Ipswich Town 11 8
18. Crystal Palace 11 7
19. Wolves 11 6
20. Southampton 11 4
Takımlar O P
1. Barcelona 13 33
2. Real Madrid 12 27
3. Atletico Madrid 13 26
4. Villarreal 12 24
5. Osasuna 13 21
6. Athletic Bilbao 13 20
7. Real Betis 13 20
8. Real Sociedad 13 18
9. Mallorca 13 18
10. Girona 13 18
11. Celta Vigo 13 17
12. Rayo Vallecano 12 16
13. Sevilla 13 15
14. Leganes 13 14
15. Deportivo Alaves 13 13
16. Las Palmas 13 12
17. Getafe 13 10
18. Espanyol 12 10
19. Real Valladolid 13 9
20. Valencia 11 7

Gelişmelerden Haberdar Olun

@