22.12.2021, 10:56

Her türlü baca temizliği itina ile yapılır!

Soğuk kış günleri kapıya dayandı. Soğuktan donmamak, ısınmak için bir şeyleri yakmak gerekli. Doğal gaz musluklarını çevirsek; ay sonunda ellerimizde fatura sıcakları, çevirmezsek; ayaklarda dondurucu kara orman soğukları(1). Nereden bakarsan bak, halimiz; çıkmaz sokak fukaralığı.

Tarih bilimi, insanların ısınmak için ateş yakmaya ne zaman başladığına özgü, tahmin yürütse de sene bazında keşin olamıyor. Anladığım kadarıyla, ısınma sorunu, mağara döneminden beri insanlığın başını ağrıtıyor. Ateşin geçmişine özgü net olamıyoruz ama İngiltere özelinde ısınmaya dair bildiğimiz kesin yıl ve dönemler var; ilk ocağın(Fire place) Londra’da ki Tower of Londan sarayında 1081 senesinde kullanıldığı(2) ve bacaların 12. yüzyıl da devreye girdiği gibi. Bacaların gelişim sürecinin, köy- kent, işçi-köylü, feodal-kapitalist bağlamlarında birazcık zorlamayla öyküsü yazılabilir diye düşündüm, koyuldum yola.

Günün sonunda, ben masalcı amca değil miyim? Gelin oturun yanıma, öykümüz başlıyor.

Önceleri evlerde sadece bir odada ocak(ateş yandığından) olduğundan, bacalar; geniş ve bir tane olarak yapılırmış. Evlerdeki odalar ve katlar çoğaldıkça, ocak sayıları artmış, bacalar dar, birden fazla ve farklı şekillerde yapılmaya başlanmış. Benim evimim bacası illaki farklı olsun diye takıntınız varsa 1964 yılına ait baca kataloğundan 500 farklı baca modelinden birini seçebilirsiniz.(3) Eski tarihlerde- şimdilerde olduğu gibi- evin sahibinin sınıfsal konumu; konutun şekline, büyüklüğüne, görünüşüne doğal olarak yansıdığı gibi, parasının sayısını bilmeyen feodallerin, evlerinin bacalarını da yansır, asiller saraylarının bacalarını da dekor ettirirlermiş. Dünyada dekorasyon yapılmış en eski bacanın Salisbury’de ki Old Sarum Castle’ın bacası olduğu söyleniyor.(4)

Köylerde, ortak mülkiyet olan otlakların, çitlerle çevrilerek özel mülk haline gelmesi(5) , şehirlere göçü hızlandırmış, şehirlerde ki yaşam ’her yerde barbarca bir kayıtsızlık, bir tarafta katı bir bencillik, diğer tarafta isimsiz bir sefaletin her yerde sosyal bir savaş’(6) görünümü verirken, şehir konutları, köy evlerinden farklı özelliklere sahip, birden fazla ailenin yaşadığı, daha yüksek, binanın farklı kat ve odalarında sayısal olarak fazla ocakların olduğu şekillere dönüşmüş. Baca sayılarının artması, boyutlarının dar olarak örülmesini gerektirmiş. Binaların mimari olarak farklılaşması, baca sayılarının artması ve en son olarak yakıt olarak odunun yerine, kömürün kullanılmaya başlanılması, bacaların sıklıkla temizlenmesini zorunlu hale getirmiş. Eski şekil, geniş bacaların temizlenmesi, mesleği baca temizleyicisi olan ustalar tarafından yapılırken, daralan bacalar yetişkinlerin bu işi yapmasını zorlaştırmış, olanaksız kılmış. Bu aşamada çocuk iş gücü devreye girmiş. Bu çocuk işçilere; baca çocukları(erkek ya da kız)(7) denmeye başlanmış. Çocuklar anne ve babalarının onayı alındıktan sonra, eğitime tabi tutulur, ‘iyi’ baca temizleyicileri olarak yetiştirilirmiş. İşe başlamanın ideal yaşı altıymış. Daha ileriki yaşlarda çocuklar fiziksel olarak gelişkin olduğundan, yetiştirme açısından uygun olmadığından- dar bacaya girme zorluğu- tercih edilmezmiş. Bazı kaynaklarda dört yaşındaki çocukların bile kullanıldığı görülüyor. Baca temizleyici çocuklar ücret almaz, ustalarının(işverenlerin) yanında karın tokluğuna yaşar, evin zemininde ya da kilerde uyur, yıkanmaları söz konusu olmazmış. İngilizcede ‘Black Sleep’ ‘siyah uyku’ anlamında bir deyim vardır. Kökeninin o dönemlere dayandığı tahmin ediliyor.  Bütün gün baca temizlemiş çocuğun günün sonunda odanın zemininde kapkara bir durumda uyumasını sembolize eden bir ifadedir. Bazı durumlarda temizleyici çocukların işlerini iyi ve hızlı yaptıklarını ispat etmeleri gerekirmiş. Bunun için çocuklar hafifçe yanan ocakların, duman ve sıcaklığında teste tabi tutulurlarmış. İşinizi hızlı ve iyi yapamazsanız, dumandan boğulmak, sıcaktan yanmak olasıymış. En hazin ölümler, bacaların içinde sıkışıp boğulma vakalarıymış. Çocuklar, baca temizlerken genellikle çıplak ya da sadece donla çalışırlarmış.  İngilizcede  ‘buff’ diye Türkçe karşılığı ‘parlatma, cilalama’ olan bir kelime vardır. Bunun yanında ‘ın the buff’ diye başka bir deyim vardır ki onun anlamı da  ‘anadan doğma’ dır. İlk öğrendiğimde bana çok çarpıcı gelmişti. Yoksa bu deyim bacaların içinde üryan çalışan çocuklardan dolayımı türetildi diye. Bilmiyorum. İnanın bilmiyorum. Günümüz- özellikle- gençlerin kullandığı sokak jargonunda birisi için ‘buff’ gibi derseniz bununda anlamı, kaslı, vücut yapmış anlamına geliyor. Bu da yoksa geçmişteki bacaların ‘düzlüğüne’ gönderme mi oluyor? Bunu da bilmiyorum. 

 İngilizlere fazla yüklendiğimin farkındayım, kimseye haksızlık yapmak istemem. Çocukların kullanılması, sadece İngiltere’ye özgü değil. Kıta Avrupa’sı ve Amerika’da da çocuklar farklı şekillerde baca temizliğinde kullanmış. Gönlünüzü ferah tutun, artık bu iş için İngiltere’de çocuklar kullanılmıyor. Çocukların kullanılması 1875 de yasaklanmış.

Görüyorum; yazdıklarımı okudukça gerildiniz. Birçoğunuzun, yüksek sesle ya da içinizden barbar İngilizler diye isyan ettiğini, bağırdığınızı duyuyorum. Durun, sakin olun. İnsanları ve ülkeleri bir çırpıda yargılayıp mahkûm etmeyin.  Cesaretiniz varsa, yüzleşmeye hazırsanız, kendimizle devam edelim.

Kapitalizm ilkel sermaye birikiminden başlayarak, günümüz de ulaştığı ‘küresel’ boyutu da dâhil her aşamasında, çocuk iş gücü kullanır. Belki bu barbarlık, ‘gelişmiş’ kapitalist ülkelerde bugün yok ama onlar adına uluslararası firmalar araçlıyla, dünyanın ‘geri’ kalmış birçok ülkesinde devam ediyor.

Gelin, bir çırpıda aklımıza gelen bazı soruları, kendimize soralım. Yanıtları bilmiyorsanız, ev ödeviniz olsun, araştırın.

Türkiye’de okul çağında olup, okula gidemeyen çocuk sayısı nedir?

Ota sanayiye arabanızı tamire getirdiğinizde çırak olarak çalışan çocuk(lar) görüyor musunuz?

Mahkûm anneleriyle, mahpushanede büyüyen çocuk sayısı kaçtır?

Sokaklarda dilenen, Suriyeli çocukları gördüğünüzde ilk tepkiniz ve genelde tavrınız ne oluyor?

Suriyeli çocukların düşük ücretlerde, çök kötü ortamlarda çalıştırılmalarına ne diyorsunuz.

Mevsimlik işçi olarak yaşadıkları bölgelerden başka bölgelere giden ailelerin çocuklarının yaşam koşullarını merek ettiniz mi?

İşçi ölümlerinde çocuk yaşta olanlar var mı? Varsa, kaç kişi?

Sorulacak çok soru var ama şimdilik bu kadarı yeter.

Söylemiştim size, günün sonunda ben sadece masalcı amcayım. Benim işim anlatmak ve soru sormak. İsterseniz dinlersiniz, istemezseniz sizi zorlayacak değilim. Kızmayın; sizde iyi bilirsiniz ki; masalcı amcalara kızılmaz.

-------------------------

(1) B.Brecht

(2) Harry Mount How England Made  The Englısh  sayfa 92

(3) The National Clayware Federatıon Catologu

(4) Harry Mount age  sayfa 94

(5) K.Marx  bu gelişmeyi  ‘Enclosure  Movements’  adlandırarak ‘ilkel sermaye birikimi’’nin kaynağı  şeklinde tanımlar.

(6) F.Engles ‘İngiltere’de emekçi sınıfların durumu’

(7) Chimney sweep chıld (kız çocuklarıda olabiliyor)

Yorumlar (3)
Bekir Hoca 3 yıl önce
Değerli öğretmenim yine ilginç bilgiler ve ülkemizin en derin yaralarından birine; çocuk işçi acı gerçeğini dile getirmişsiniz. Malesef geçmişte de, günümüzde de bu kötü tabloyu görüyoruz ve yaşıyoruz. Dilerim en kısa sürede yasal düzenlemelerle bu ayıp giderilir. Saygılar, sevgiler...
Devrim KAZANCI çandarlı 3 yıl önce
Yine bir harika yazı . teşekkürler hocam
Figan Yıldız 3 yıl önce
Acı gerçekler.
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 83
2. Fenerbahçe 32 75
3. Samsunspor 33 57
4. Beşiktaş 32 55
5. Başakşehir 32 51
6. Eyüpspor 33 50
7. Göztepe 32 46
8. Trabzonspor 32 46
9. Antalyaspor 32 43
10. Konyaspor 33 43
11. Kasımpaşa 32 43
12. Gaziantep FK 32 42
13. Kayserispor 32 41
14. Rizespor 32 40
15. Alanyaspor 32 35
16. Sivasspor 33 34
17. Bodrum FK 32 34
18. Hatayspor 32 19
19. A.Demirspor 32 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 37 69
2. Gençlerbirliği 37 65
3. Karagümrük 37 63
4. İstanbulspor 37 61
5. Erzurumspor 37 61
6. Bandırmaspor 37 61
7. Iğdır FK 37 58
8. Boluspor 37 58
9. Amed Sportif 37 57
10. Ahlatçı Çorum FK 37 54
11. Ümraniye 37 53
12. Esenler Erokspor 37 52
13. Keçiörengücü 37 51
14. Pendikspor 37 48
15. Sakaryaspor 37 48
16. Ankaragücü 37 45
17. Manisa FK 37 45
18. Şanlıurfaspor 37 40
19. Adanaspor 37 30
20. Yeni Malatyaspor 37 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 35 82
2. Arsenal 35 67
3. M.City 35 64
4. Newcastle 35 63
5. Chelsea 35 63
6. N. Forest 35 61
7. Aston Villa 35 60
8. Bournemouth 35 53
9. Brentford 35 52
10. Brighton 35 52
11. Fulham 35 51
12. C.Palace 35 46
13. Wolves 35 41
14. Everton 35 39
15. M. United 35 39
16. Tottenham 35 38
17. West Ham United 35 37
18. Ipswich Town 35 22
19. Leicester City 35 21
20. Southampton 35 11
Takımlar O P
1. Barcelona 34 79
2. Real Madrid 34 75
3. Atletico Madrid 34 67
4. Athletic Bilbao 34 61
5. Villarreal 34 58
6. Real Betis 34 57
7. Celta Vigo 34 46
8. Rayo Vallecano 34 44
9. Osasuna 34 44
10. Mallorca 34 44
11. Real Sociedad 34 43
12. Valencia 34 42
13. Getafe 34 39
14. Espanyol 34 39
15. Girona 34 38
16. Sevilla 34 38
17. Alaves 34 35
18. Las Palmas 34 32
19. Leganes 34 31
20. Real Valladolid 34 16

Gelişmelerden Haberdar Olun

@