19.05.2020, 10:58

Mayıs'ın 19'u

16 Mayıs 1919’da Samsun’a hareket eden Mustafa Kemal’in yanında bir avuç arkadaşı vardı.

İsmet İnönü’nün bu grup içinde yer almaması beni hep düşündürmüştür.

Geçtiğimiz Pazar günü Bostanlı’da emekli vali yardımcısı Fahir Işıksız ile ‘Çizgili Pijamalı Çocuk’ ve ‘Herkes Tek Başına Ölür’ romanlarından söz ederken bu konuyu sordum Fahir Beye.

Doğan Avcıoğlu’nun kitabında okumuş. Yaşlı bir annesi olduğunu ve yeni evlendiğini/ bu nedenle arkadaşlarının yanında bulunamayacağını söylemiş İnönü.

Samsun’a çıkışta ve köy enstitülerinin kapatılması konusunda ki tutumu nedeniyle İsmet İnönü’ye bakışım, Atatürk’ten farklı.

Fahir Bey, dikkatli bir okur olmasının yanı sıra çok da okuyan bir abimizdir. Kütüphane açılışlarımızın çoğunda bulunmuş, konuşmuş ve bize güç vermiştir.

Yekta Güngör Özden, Veli Lök, Öcal Uluç, Kemal Nehrozoğlu, Hakkı Ülkü gibi yakınlıklarını/ katkılarını gördüğüm can dostlarımdan biridir o. Oturunca dalar gideriz kitapların dünyasına/ aile içi muhabbetlere…

Mayıs ayına gelinir de 1 Mayıs’tan, 3 Mayıs’tan, 6, 11, 16, 17, 19, 27 Mayıs’tan söz etmemek olur mu hiç…

19 Mayıs’ın önemi daha bir başka…

Umudun yeşerdiği, ulusal bağımsızlığa giden yolun ilk adımını unutmak ne mümkün…

****

Çalıştığım hemen hemen her okulda ulusal bayram konuşmalarını bana verdiler.

Yeşilyurt’taki A.Ragıp Üzümcü İlkokulu’nda da (ilköğretim okulu) böyle olmuştu. Çeyrek yüzyıl önce…

19 Mayıs konuşmasını müdür bey bana vermiş, okul bahçesinde toplanan velilere/ öğrenciler ve öğretmen arkadaşlarıma hitaben ben de gürlemiştim o gün. Ulusal bağımsızlığın önemine, yurtseverliğe, anti- emperyalist mücadelenin yüceliğine ve bayrak sevgisine değinmiştim o gün.

Törenden sonra da bir öğrencimle birlikte annemin evine gidip yemek yemiştik.

Ertesi gün hafta sonuydu. Sabahın sekizinde telefon acı acı çalmıştı. Şaşırmıştım. Telefon müdürümden geliyordu. Sesi titrek, sert ve heyecan doluydu: "Çabuk okula gel Recai Bey!"

Ne o, bugün tatil dediysem de fayda etmedi. "Çabuk okula gel"

Odasına girdiğimde elindeki günlük gazeteyi uzattı öfkeyle. "Al da oku!"

Birinci sayfada benim 19 Mayıs konuşmam yer alıyordu. Benden de ‘Aşırı laik öğretmen’ diye söz ediliyordu. İç sayfaların birinde de haber devam ediyordu.

Velilere yobazlar diye bağırmışım, veliler üstüme yürümüş, ben de kaçmışım.

Baştan sona yalan kokan bir haberdi. Ne öyle konuşmuştum ne de veliler üstüme yürümüştü. Yalana bakın ki siz, öğretmen olmama karşın benden ‘müdür yardımcısı’ olarak söz ediliyordu. İstihbaratçıları, bunun hesabını yapamamıştı demek ki…

Müdürümle birlikte, bizi bekleyen ilçe milli eğitim müdürüne gidip ifade verdim. Bu arada biraz da azarlanmadık değil… Her iki müdürüm de benden daha tedirgindiler.

Sonraki günler mi…

Okula gelen tehdit/ küfür dolu mektupların bini beş paraydı. Bir kısmını müdür yardımcısı olan arkadaş saklamış/ bana göstermemiş bile… Buca’dan, Trabzon’dan, Konya’dan, Mersin’den… Geliyordu mektuplar. Bir haftanın içinde ne çok da gelmişti…

Konu, Cumhuriyet’te de uzun uzadıya haber olunca tebrik için arayan soran da çok oldu tabii.

Sonrasında mı… Evimin telefonu değişti. Ev de… Yeşilyurt’tan bir başka semte taşınmak zorunda kaldık. Çünkü kapım, gereksiz yere çok çalınır olmaya başlamıştı. Korktuk ve terkettik Yeşilyurt’u.

Bir avukat abimizi ziyarete gittim o günlerde. Ortağı olan avukat bayan demişti ki; "Ben o gün öğleden sonra dolmuşla okulun önünden geçerken, dolmuştaki radyodan öğrenmiştim olayı"

Hem radyo hem gazete ile olayı büyütmeye çalışıyorlardı demek ki…

Özetle, olay önceden planlanmış bir tezgâhtı. Kimin tezgâhladığını da maalesef öğrenememiştik.

Aynı günlerde gazetenin adresini künyesinden öğrenip bir mektup yazdım. Haberi yapan muhabirin yalan haber yaptığını, kendisini özür dilemeye davet ettiğimi belirttim.

Ses seda çıkmadı tabii ki…

Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarına, Anadolu insanına teşekkür, saygı ve ulusal bağımsızlık ruhunun canlı/ diri tutulması gerektiğine yapılan vurgu vardı konuşmamda.

Kim, neden rahatsız olurdu ki bu konuşmadan?

Bir de kentimizi kızamık çıkarmış gibi bayraklarla donatalım demiştim.

19 Mayıs olur da coşku/ heyecan ve bayram olmaz mı hiç?

19 Mayıs gelir de her yer bayraklarla donatılmaz mı hiç?

19 Mayıs günü Atatürk ve silah arkadaşları anılmaz mı hiç?

19 Mayıslarda ulusal bağımsızlık mücadelesinin önemine değinilen konuşmalar yapılmaz mı hiç?

****

Son yıllarda ulusal bayramları kutlamaktan kaçınan siyasilerin bahaneleriyle oyalanıp durmaktayız. Abdullah Gül’ün pijamalarıyla yatağındaki hali gözümün önüne gelince gülesim geliyor.

Ne de komikti!

Ulusal bayramlarda grip olanlar, kulağı arızalananlar, illa ki bir bahanesi olanlar hep bildiğimiz simalar…

Atatürk ve İnönü için 'ayyaş' diyenler, Atatürk adını yok etmeye çalışanlar, T.C. adından rahatsızlık duyup tabeladan sildirenler… Tepkiler olunca da tırsıp geri adım atan uyanıklar…

Kurucu liderler için böylesi nankörlüklerin yapıldığı/ yaşandığı tek ülke, herhalde sadece Türkiye’dir.

Ayıptır!

Ülkesini düşman çizmesinden kurtarmak için harekete geçmiş,  bağımsızlığa kavuşturmuş, kulluktan yurttaşlığa geçişin kapısını aralamış, ülkenin dört bir köşesini demiryolu ağıyla döşemiş, fabrikalar açmış ve ülkesini çağdaşlığa kavuşturma adına zorluklara göğüs germiş insanlara benim bildiğim saygı gösterilir, elleri öpülür.

Bu ülkenin çocukları her ulusal bayramda şiirlerini okuyacaklardır. Evlerin balkonları, camları bayraklarla donatılacaktır.

Elinin altında tankı, topu, tüfeği olanlar bile engel olamayacaktır buna.

Bu yıl koronaya kurban gitti 19 Mayıs.

Balkonlar ne güne duruyor? Bu akşam balkonlardayız, 23 Nisan’daki gibi…

2021’in 19 Mayıs’ına şunun şurasında kaldı 365 gün.

Umutla, özlemle bekleyeceğiz o günü…

Ya 19 Mayıs, 23 Nisan geldiğinde uykuları kaçanlar… Onların böylesi umutları olacak mı hiç?

Biliyoruz ki umut tükenmez!

Korku salanların hesap edemediği de bu… Umutların tükenmezliği!

Her günün, ışıklı günlere olan gebeliği…

Yanındaki bir avuç insanla aydınlık Türkiye’yi kurmak için yollara düşenlere saygı ve özlemle…

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 31 80
2. Fenerbahçe 31 75
3. Samsunspor 32 54
4. Beşiktaş 31 52
5. Eyüpspor 32 50
6. Başakşehir 31 48
7. Trabzonspor 31 45
8. Göztepe 31 43
9. Konyaspor 32 43
10. Kasımpaşa 31 42
11. Gaziantep FK 31 42
12. Kayserispor 31 40
13. Antalyaspor 31 40
14. Rizespor 31 37
15. Sivasspor 32 34
16. Alanyaspor 31 34
17. Bodrum FK 32 34
18. Hatayspor 31 19
19. A.Demirspor 31 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 36 69
2. Karagümrük 36 63
3. Gençlerbirliği 36 62
4. Bandırmaspor 36 60
5. İstanbulspor 36 58
6. Erzurumspor 36 58
7. Iğdır FK 36 55
8. Boluspor 36 55
9. Amed Sportif 36 54
10. Ümraniye 36 53
11. Esenler Erokspor 36 52
12. Keçiörengücü 36 51
13. Ahlatçı Çorum FK 36 51
14. Sakaryaspor 36 48
15. Pendikspor 36 45
16. Manisa FK 36 44
17. Ankaragücü 36 42
18. Şanlıurfaspor 36 40
19. Adanaspor 36 30
20. Yeni Malatyaspor 36 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 34 82
2. Arsenal 34 67
3. Newcastle 34 62
4. M.City 34 61
5. Chelsea 34 60
6. Nottingham Forest 33 60
7. Aston Villa 34 57
8. Fulham 34 51
9. Brighton 34 51
10. Bournemouth 34 50
11. Brentford 33 46
12. Crystal Palace 34 45
13. Wolves 34 41
14. M. United 34 39
15. Everton 34 38
16. Tottenham 34 37
17. West Ham United 34 36
18. Ipswich Town 34 21
19. Leicester City 34 18
20. Southampton 34 11
Takımlar O P
1. Barcelona 33 76
2. Real Madrid 33 72
3. Atletico Madrid 33 66
4. Athletic Bilbao 33 60
5. Villarreal 33 55
6. Real Betis 33 54
7. Celta Vigo 33 46
8. Osasuna 33 44
9. Mallorca 33 44
10. Real Sociedad 33 42
11. Rayo Vallecano 33 41
12. Getafe 33 39
13. Espanyol 33 39
14. Valencia 33 39
15. Sevilla 33 37
16. Girona 33 35
17. Deportivo Alaves 33 34
18. Las Palmas 33 32
19. Leganes 33 30
20. Real Valladolid 33 16

Gelişmelerden Haberdar Olun

@